"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2023/54 E., 2023/386 K.
HÜKÜM : Direnme-Ret
Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil, olmadığı takdirde tenkis istekli asıl ve birleştirilen davada Mahkemece asıl ve birleştirilen davanın reddine ilişkin verilen kararın temyiz edilmesi üzerine karar Dairece bozulmuş, Mahkemece bozma kararına direnilerek asıl ve birleştirilen davanın reddine karar verilmiştir.
Karar, asıl ve birleştirilen davada davacılar ve dahili davacılar vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildi. Dosya incelenerek gereği görüşülüp düşünüldü:
I. DAVA
Asıl davada davacılar, mirasbırakanları ...'ın eşi ...'tan intikal eden 836 ve 4262 parsel sayılı taşınmazların mirasçılardan mal kaçırmak amacıyla ve muvazaalı olarak davalıya temlik edildiğini ileri sürerek dava konusu taşınmazların tapu kayıtlarının iptali ile payları oranında adlarına tesciline, olmadığı takdirde tenkise karar verilmesini istemişler; aşamada davacı ...’nın ölümü üzerine mirasçıları davaya dahil olmuşlardır.
Birleştirilen davada davacılar, mirasbırakanları ...’ın 836 parsel sayılı taşınmazını mirasçılardan mal kaçırma amacıyla muvazaalı olarak satış suretiyle davalıya temlik ettiğini, mirasbırakanın alt soyu bulunmayıp kardeşi ...’ın 19.09.2006 tarihinde ölümü üzerine mirasçı olduklarını ileri sürerek dava konusu taşınmazın tapu kaydının iptali ile miras payları oranında adlarına tesciline olmadığı taktirde tenkisine karar verilmesini istemişler; aşamada davacılar ... ve ...’in ölümü üzerine mirasçıları davaya dahil olmuşlardır.
II. CEVAP
Asıl ve birleştirilen davada davalı; husumet itirazında bulunmuş, zamanaşımı süresi ve hak düşürücü sürenin geçtiğini, satışın muvazaalı olmadığını, davacıların saklı pay sahibi olmadıklarını, tenkis talebinde bulunamayacaklarını, her iki temlikin de gerçek satış olup bedelinin ödendiğini, davalının mirasbırakan ... ve eşi ...’ın tüm ihtiyaçları ile ilgilendiğini belirterek asıl ve birleştirilen davaların reddini savunmuştur.
III. MAHKEME KARARI
1. Asıl davada Aydın 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 17.12.2014 tarih, 2011/269 Esas, 2014/1239 Karar sayılı kararıyla; mirasbırakan ...’ın dava konusu taşınmazlarda malik olmadığı, bu nedenle muris muvazaası iddiasıyla açılan tapu iptal tescil davasının dinlenemeyeceği, yeğenlerin saklı pay sahibi mirasçılardan olmadıkları, bu nedenle tenkis talebinde bulunamayacakları gerekçesiyle asıl davanın reddine karar verilmiştir.
2. Birleştirilen davada Aydın 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 08.01.2015 tarihli ve 2011/268 Esas, 2015/22 Karar sayılı kararıyla; mirasbırakanın iradesinin mirasçılardan mal kaçırmaya yönelik olmadığı, saklı pay sahibi olmayan davacıların tenkis isteğinde de bulunamayacakları gerekçesiyle birleştirilen davanın reddine karar verilmiştir.
IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Temyiz Edenler
Aydın 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 17.12.2014 tarih, 2011/269 Esas, 2014/1239 Karar sayılı kararına karşı süresi içinde asıl davada davacılar vekili; Aydın 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 08.01.2015 tarih, 2011/268 Esas, 2015/22 Karar sayılı kararına karşı süresi içinde birleştirilen davada davacılar vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Bozma Kararları
1. Aydın 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 17.12.2014 tarih, 2011/269 Esas, 2014/1239 Karar sayılı davanın reddine ilişkin olarak verilen karar, Dairenin 04.12.2017 tarih, 2015/5860 Esas, 2017/7036 Karar sayılı kararı ile; davacıların, mirasbırakan ...'ın eşi ...'nin 836 parsel sayılı taşınmazın tamamını ve 837 parsel sayılı taşınmazın 1/2 payını davalıya temlikinin mirastan mal kaçırmak amacıyla muvazaalı olduğu iddiasının öncelikle değerlendirilmesi, olmazsa terditli istek olan tenkis iddiasının incelenmesi, 837 ve 839 parsel sayılı taşınmazların tevhidi sonucu oluşan 4262 sayılı parseldeki işlemin de gizli bağış niteliğinde olduğu iddiası yönünden mirasbırakan ...'ün ölüm tarihi dikkate alınarak yeğenleri davacıların tenkis davası açabilecekleri hususu dikkate alınarak inceleme ve değerlendirme yapılması gerektiği belirtilerek bozulmuş, bozma kararına karşı davacılar tarafından karar düzeltme kanun yoluna başvurulması üzerine, Dairenin 19.09.2018 tarihli, 2018/2406 Esas, 2018/12484 Karar sayılı kararı ile; mirasbırakan ...’ün ölüm tarihi ile dava tarihi birlikte ele alındığında ...’ün kardeş çocukları olan davacıların tenkis talep hakkının bulunmadığı, anılan bu hususun karar düzeltme isteği üzerine yapılan inceleme sonucu anlaşıldığı gerekçesi ile davacıların mirasbırakanı ...'ın eşi ...'nin 836 parsel sayılı taşınmazın tamamı ve 837 parsel sayılı taşınmazın 1/2 payını davalıya temlikinin mirastan mal kaçırma amacıyla muvazaalı olduğu iddiasının öncelikle değerlendirilmesi olmazsa terditli istek olan tenkis iddiasının incelenmesi ve sonucuna göre bir karar verilmesi gerektiği gerekçesi ile bozma kararı verilmiştir.
2. Aydın 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 08.01.2015 tarih, 2011/268 Esas, 2015/22 Karar sayılı davanın reddine ilişkin verilen karar, Dairenin 20.02.2018 tarihli, 2015/5831 Esas, 2018/1049 Karar sayılı kararı ile; çekişme konusu taşınmazın davalıya temlikinin mirasçılardan mal kaçırmak amacıyla gerçekleştirildiği ve muvazaalı olduğu, davanın kabulüne karar verilmesi gerektiği gerekçesiyle bozulmuş, bozma ilamına karşı davalı tarafından karar düzeltme kanun yoluna başvurulması üzerine Dairenin 19.09.2018 tarih ve 2018/2402 Esas, 2018/12485 Karar sayılı kararı ile; Aydın 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2011/269 Esas sayılı dosyası içeriğinin de benzer mahiyette olduğu, HMK'nın 166 ncı maddesi gereğince davalar arasında bağlantı bulunduğu, Aydın 2. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2011/269 Esas sayılı davası ile eldeki davanın birleştirilerek görülmesi ve hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerektiği gerekçesiyle Dairenin bozma kararının ortadan kaldırılmasına, Mahkemece verilen kararın belirtilen nedenden ötürü bozulmasına karar verilmiştir.
3. Mahkemece yukarıda anılan bozma ilamlarına uyularak her iki dava birleştirilmiş, yapılan yargılama sonucunda 23.06.2021 tarih, 2019/28 Esas, 2021/375 Karar sayılı karar ile; muvazaa iddiasının kanıtlanamadığı, saklı pay sahibi olmayan davacıların tenkis isteğinde bulunamayacakları gerekçesiyle asıl ve birleştirilen davanın reddine karar verilmiştir.
V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Temyiz Edenler
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde asıl ve birleştirilen davada davacılar vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Bozma Kararı
Dairenin 05.04.2022 tarih, 2022/1911 Esas, 2022/2803 Karar sayılı kararı ile; mirasbırakanın çekişme konusu kargir kahvehane vasıflı 836 parsel sayılı taşınmazı tapulama yolu ile 25.04.1972 tarihinde edindiği, kahvehane işletmeciliğine 01.01.1992 tarihinde başlayıp faaliyetini 31.03.1997 tarihinde terk ettiği, 05.08.1998 tarihinde işyeri kira gelirinden dolayı gayrimenkul sermaye iradı mükellefi olduğu ve bu mükellefiyetin ölüm tarihine kadar devam ettiği, emekli ve çocuksuz olan mirasbırakanın eşiyle 1/2’şer oranda paydaş olduğu zeytinlik vasıflı başkaca bir taşınmazının olduğu, tanık beyanlarına göre mirasbırakanın kahvehaneyi ölene kadar kullandığı, borcu olmadığı ve taşınmazını satmayı gerektirir bir ihtiyaç içinde de bulunmadığı, temlikin ölüm tarihinden kısa bir süre önce gerçekleştiği, mirasbırakanın eşi ...’ün de davalının kardeşine yapmış olduğu başka bir temlikin muvazaalı olduğu gerekçesiyle iptaline karar verildiği ve söz konusu kararın kesinleştiği hususları gözetilerek asıl ve birleştirilen davanın kabulüne karar verilmesi gerektiği gerekçesi ile karar bozulmuştur.
C. Direnme Kararı
Mahkemenin tarih ve sayısı yukarıda belirtilen kararı ile; 4262 parsel sayılı taşınmazdaki davalı ...'a ait payın mirasbırakan ... tarafından değil ... 'ın eşi ... tarafından temlik edildiği, ...'ın 16.01.2003 tarihinde ölümüyle birlikte davacıların ...'ın mirasçısı oldukları, bu tarihten önce davacıların ...'ın mirasçısı olmadıkları gözetildiğinde mirasbırakan ...'ın davacılardan mal kaçırmaya çalıştığının söylenemeyeceği, dinlenen davacı tanıklarının beyanlarına göre de iddianın kanıtlanamadığı, mirasbırakan ...’ın eşi ile birlikte yaşadığı, çocuklarının olmadığı, ...'ın dava konusu taşınmazdaki kahvehaneyi işlettiği, kahvehanenin fazla gelir getirmediği ve bu nedenle kahvehaneyi sattığı, tanık Kenan'ın satış pazarlığının yanında yapıldığını belirttiği, iddianın usulünce kanıtlanamadığı, mirasbırakan ...'ın dava dışı başka bir taşınmazına ilişkin davalının kardeşi ...'a karşı açılan davanın eldeki dava yönünden kesin delil teşkil etmeyeceği, kaldı ki davalının ... ya da ...'ın mirasçısı olmadığı, mirasbırakanın davalı lehine mal kaçırmasını gerektirecek bir durum bulunmadığı, davacıların saklı pay sahibi olmadıkları anlaşıldığından tenkis taleplerinin de dinlenemeyeceği gerekçesi ile bozma kararına direnilerek asıl ve birleştirilen davanın reddine karar verilmiştir.
VI. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkemenin yukarıda belirtilen direnme kararına karşı süresi içinde asıl ve birleştirilen davada davacılar ve dahili davacılar vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Asıl ve birleştirilen davalarda davacılar ve dahili davacılar vekili temyiz dilekçesinde özetle; mirasbırakan ile davalı arasında nakit akışı bulunmadığını, satış bedelinin ödendiğine dair mirasbırakan adına açılmış bir banka hesabının olmadığını, davalının mirasbırakana ait taşınmazı almak için sattığını iddia ettiği taşınmazın satış tarihindeki değerinin tespit edilmesi gerektiğini, her iki mirasbırakanın da paraya ihtiyaçlarının olmadığını, mirasbırakan ...'ın da mirasbırakan ... gibi mirasçılarından mal kaçırmak amacı ile davalının kardeşi ...'a taşınmaz temlik ettiğini ve bu davanın kabul edilerek kesinleştiğini, davacı tanıklarının davacıların akrabası olmadığını, beyanlarına itibar edilmesi gerektiğini, muris muvazaasında lehine temlik yapılan kişinin mirasçı olması gerektiğine dair bir kural bulunmadığını, mirasbırakanın ölene kadar dava konusu taşınmazdaki kahvehaneyi işlettiğini, mirasbırakan ... 1999 yılında öldüğünden davacıların saklı pay sahibi mirasçılardan olduklarını belirterek, kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Asıl ve birleştirilen davalar, muris muvazaası hukuki nedenine dayalı tapu iptali ve tescil, olmadığı takdirde tenkis istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
01.04.1974 tarihli, 1/2 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı,
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 373/5 inci maddesi,
4121 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (TMK) 506 ıncı ve 565 inci maddeleri,
4722 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun Yürürlüğü ve Uygulama Şekli Hakkında Kanun 17 inci maddesi,
743 sayılı Türk Kanunu Medenisi’nin 453 üncü ve 513 üncü maddeleri,
3. Değerlendirme
1. Dosya içeriği ve toplanan delillerden; mirasbırakan ...’ın 08.07.1999 tarihinde, eşi olan (asıl davada davacıların mirasbırakanı) ...’ın 16.01.2003 tarihinde öldüğü, geride mirasbırakan ...’ın 19.09.2006 tarihinde ölen kardeşi ...’ın mirasçıları olan birleştirilen davada davacılar ..., ... ve ... ile ...’ın 1978 yılında ölen kardeşinin çocukları olan asıl davada davacılar ... ve ...’ın mirasçı olarak kaldığı, birleştirilen davada davacılar ... ve ... ile asıl davada davacı ...’nın aşamada ölmeleri üzerine mirasçılarının davaya dahil oldukları; mirasbırakan ...’ın maliki olduğu 836 parsel ile 1/2 paydaşı olduğu 837 parseli 22.04.1999 tarihinde asıl ve birleştirilen davada davalı ...’a satış suretiyle temlik ettiği, ...’ın 837 parsel sayılı taşınmazdaki 1/2 payı ile 839 parsel sayılı taşınmazının tamamının ve davalı ...’nın 837 parseldeki 1/2 payının 03.05.2001 tarihinde tevhit işlemi sonucu 4261 parsele gittiği, aynı tarihli ifraz işlemi sonucu 4261 parsel sayılı taşınmazın 4264, 4263 ve 4262 parsellere ayrıldığı, 4264 parselin ..., 4263 parselin yarı yarıya ... ile davalı, asıl davaya konu 4262 parselin de davalı adına tescil edildiği, davalı ve ...’ın 4263 parseldeki paylarını davalının kardeşi ...’a devrettikleri, ...’ın mirasçıları ... ve ...’nın 4263 parsel için muris muvazaası hukuki nedenine dayalı olarak açtıkları davaların kabul edilerek kesinleştiği anlaşılmaktadır.
2. Temyiz olunan nihai kararların bozulması 6100 sayılı Kanun'un geçici 3/2 nci maddesinin yollamasıyla 1086 sayılı HUMK'un uygulanacağı davalar yönünden HUMK'un 428 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
3. Hemen belirtmek gerekir ki, muris muvazaası nedenine dayalı olarak açılan davaların hukuki dayanağını teşkil eden 01.04.1974 tarih ve 1/2 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararının, mirasbırakanın gerçek iradesinin mirasçılarından mal kaçırmak olması halinde uygulanabileceği, mirasbırakan ...’ın maliki olduğu 836 parsel ile 1/2 paydaşı olduğu 837 parseli 22.04.1999 tarihinde asıl ve birleştirilen davada davalı ...’a satış suretiyle temlik ettiği, mirasbırakanın temlik tarihinde eşi ... ve kardeşi ... ile arasında anılan kişilerden mal kaçırmasını gerektirir bir husumeti bulunmadığı, dinlenen tanıkların da mirasbırakının yapmış olduğu devirle ilgili olarak gerçek amaç ve iradesinin mirasçılarından mal kaçırmak olduğuna yönelik beyanda bulunmadıkları gözetildiğinde muris muuvazaası hukuki nedenine dayalı asıl ve birleştirilen davanın reddedilmesinde bir isabetsizlik bulunmamaktadır.
4. Asıl ve birleştirilen davalarda terditli olarak talep edilen tenkis isteğine gelince;
4722 sayılı Kanun’nun 17 inci maddesi uyarınca mirasçılık ve mirasın geçişi mirasbırakanın ölüm tarihinde yürürlükte olan hükümlere göre belirlenir.
Asıl davada davacıların mirasbırakanı ... 16.01.2003 tarihinde ölmüş olup, geride 1978 yılında ölen kardeşinin çocukları olan asıl davada davacılar ... ve ...’ın mirasçı olarak kaldığı, mirasbırakan ...’ın ölüm tarihi itibariyle yürürlükte olan TMK’nın 506 ıncı maddesine göre yeğenlerin saklı pay sahibi mirasçılardan olmadığı dikkate alındığında asıl davaya konu 4262 parsel sayılı taşınmaz yönünden tenkis talebinin reddine karar verilmesinde de bir isabetsizlik bulunmamaktadır.
Mirasbırakan ... ise 08.07.1999 tarihinde ölmüş olup mirasbırakanın ölüm tarihi itibariyle 743 sayılı Türk Kanunu Medenisi hükümlerinin uygulanması gerekmektedir.
743 sayılı Kanun’nun 453 üncü maddesine göre yeğenler saklı pay sahibi mirasçılar arasında sayılmamıştır. Ancak, eş ve kardeş anılan hükme göre saklı pay mirasçısı olup mirasbırakanın kardeşi ...’ın ve eşi ...’ın mirasbırakandan sonra öldükleri dikkate alındığında davacıların, saklı pay sahibi olan kendi mirasbırakanlarının tenkis davası açma süreleri bitmeden ölmeleri halinde halefiyet yolu ile tenkis talep edebilecekleri kuşkusuzdur. (Yargıtay 2. Hukuk Dairesinin 19.01.2009 tarih, 2007/15406 Esas, 2009/261 Karar sayılı kararı)
Diğer taraftan, 743 sayılı Kanun’un 513 üncü maddesinde öngörülen 1 ve 5 yıllık süreler zamanaşımı süresi olup bu sürelerin asıl ve birleştirilen davanın dava tarihi (26.04.2011) itibariyle ... ve ... yönünden geçtiği ve asıl ve birleştirilen davada davalının 13.06.2011 ve 22.06.2011 havale tarihli cevap dilekçeleri ile zamanaşımı defiinde bulunduğu, 1086 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun yürürlükte olduğu dönemde süre geçtikten sonra yapılan zamanaşımı defiine davacı taraf süre yönünden hemen ve açıkça karşı çıkmamışsa zamanaşımı defiinin geçerli sayıldığı açıktır.
Öte yandan, tenkis isteği süresinde kabul edilse dahi 743 sayılı Kanun’nun “ölüme bağlı olmayan teberrular” başlıklı 507 inci maddesinde mahfuz hisse kaidelerini bertaraf etmek kasdiyle yapıldığı aşikar olan temliklerin tenkise tabi olacağı düzenlenmiş olup mirasbırakan ... tarafından satış suretiyle gerçekleştirilen 22.04.1999 tarihli temlikin saklı pay kurallarını bertaraf etmek kastıyla yapıldığının kanıtlanamadığı gözetildiğinde terditli tenkis isteğinin reddine karar verilmesi de bu gerekçe ve sonucu itibariyle doğrudur.
5. Dairemizce yeniden yapılan inceleme sonucunda; davanın reddine ilişkin direnme kararının yerinde olduğu anlaşılmakta olup asıl ve birleştirilen davada davacı ve dahili davacılar vekilinin temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VII. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Asıl ve birleştirilen davada davacı ve dahili davacılar vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,
Temyiz harcı peşin alındığından başka harç alınmasına yer olmadığına,
Dosyanın Mahkemesine gönderilmesine,
Kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere,
13.12.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.