"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi
...
...
...
Taraflar arasındaki birleştirilerek görülen tapu iptali tescil ve tazminat davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince asıl ve birleştirilen davanın reddine karar verilmiştir.
Kararın asıl ve birleştirilen davada bir kısım davacılar ... vd. vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı asıl ve birleştirilen davada bir kısım davacılar ... vd. vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacılar vekili asıl ve birleştirilen dava dilekçesinde; davacılar ve davalıların kök mirasbırakanı ... adına kayıtlı 150, 94 ve 109 parsel sayılı taşınmazların 1953 yılında yapılan kadastro çalışmaları sırasında mirasbırakanın erkek çocukları olan davalıların mirasbırakanları ...,... ve ... adlarına tespit ve tescil edildiğini ileri sürerek tapu kayıtlarının iptali ve davacılar adına tescilini, taşınmazların iyiniyetli üçüncü kişilere devredilmiş olması halinde tazminata karar verilmesini istemiştir.
II. CEVAP
1.Davalılar ...,...,... vekili cevap dilekçesinde; Ankara 2. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2012/216 Esas, 2014/211 Karar sayılı kararının kesin hüküm niteliğinde olduğunu belirterek davanın usulden, aksi halde hak düşürücü süreden reddini savunmuştur.
2.Davalılar ...,...,... vekili cevap dilekçesinde; hak düşürücü süre, zaman aşımı ve kesin hüküm nedeniyle davanın usulden, aksi halde haksız ve yasal dayanaktan yoksun davanın esastan reddini savunmuştur.
3.Davalılar ...,...,... vekili cevap dilekçesinde; davaya konu taşınmazlarla ilgili kadastro işlemlerinin 1953 yılında tamamlandığını, 2012 yılına kadar hak sahipliği hususunda ihtilafın ortaya çıkmadığını, ayrıca aynı konuda kesin hüküm bulunduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; Ankara 2. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2012/216 E. 2014/211 K. sayılı dosyasında davacıların, davalıların mirasbırakanları adına yapılan tespit ve tescilin yolsuz olduğunu iddia ettikleri, Mahkemece davanın kadastro öncesi hukuki nedene dayalı olması nedeniyle 10 yıllık hak düşürücü süre içinde açılmaması nedeniyle reddine karar verildiği ve kararın Yargıtay incelemesinden geçerek kesinleştiği, her ne kadar eldeki davada talebin farklı olduğu iddia edilmiş ise de, hukuki nitelemenin hakime ait olduğu ve davacıların talebinin kadastro öncesi sebeplere dayalı olduğu, aynı sebeple açılan Ankara 2. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2012/216 E. 2014/211 K. sayılı dosyasında verilen ve kesinleşen hüküm nedeniyle dava şartının noksan olduğu gerekçesi ile asıl ve birleştirilen davanın reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde asıl ve birleştirilen davada bir kısım davacılar ... vd. vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Asıl ve birleştirilen davada bir kısım davacılar ... vd. vekili istinaf dilekçesinde özetle, kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, Ankara 2.Asliye Hukuk Mahkemesinin 2012/216 Esas sayılı kararının Kadastro Kanunu'nun 12/3 üncü maddesi gereğince 10 yıllık hak düşürücü süresinin geçtiğinden bahisle reddedildiğini, eldeki davanın ise kadastro işleminin yok sayılmasından kaynaklandığını, yok hükmünde olan bir işlem için hak düşürücü süre, zamanaşımı süresi ve kesin hükmümden söz edilemeyeceğini belirterek İlk Derece Mahkemesi kararı kaldırılarak davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; dava konusu taşınmazların kadastro tespitlerinin kesinleştiği 03.11.1953 tarihi ile davanın açıldığı 24.11.2021 tarih arasında 10 yıllık hak düşürücü sürenin geçtiği, davacılar ... ve arkadaşları tarafından davalılar aleyhine açılan Ankara 2.Asliye Hukuk Mahkemesinin 2012/216 E. 2014/211 K. sayılı dava dosyası ile eldeki davada tarafların, dava sebep ve konusunun aynı olduğu ve eldeki dava bakımından kesin hüküm teşkil ettiği, İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmesinde isabetsizlik bulunmadığı gerekçesiyle istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde asıl ve birleştirilen davada bir kısım davacılar ... vd. vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Asıl ve birleştirilen davada bir kısım davacılar ... vd. vekili temyiz dilekçesinde, istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü nedenleri tekrarla kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava, kadastro öncesi hukuki nedene dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 114-i bendi.
3. Değerlendirme
1. Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Asıl ve birleştirilen davada bir kısım davacılar ... vd. vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı 247,70 TL bakiye onama harcının temyiz eden davacılardan alınmasına,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
08.02.2024 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.
...