Logo

1. Hukuk Dairesi2023/4564 E. 2024/6151 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Kadastro tespiti sonucu davalı adına tescil edilen parselin bir kısmının davacıya ait taşınmazlardan tecavüz yoluyla oluştuğu iddiasıyla açılan tapu iptali ve tescil davasında, davacının mülkiyet iddiasının ispatlanıp ispatlanmadığına ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Davacı tarafın, uyuşmazlık konusu taşınmaz üzerindeki zilyetliğini ve mülkiyet hakkını ispatlayamaması, davalı adına yapılan kadastro tespitinin de aksinin ispatlanamaması gözetilerek, Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2022/867 E., 2023/613 K.

HÜKÜM/KARAR : Ret / Esastan Ret

İLK DERECE MAHKEMESİ : Çankırı 1. Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2020/579 E., 2022/36 K.

Taraflar arasındaki kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.

Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı ... vekili dava dilekçesinde özetle; 167 ada 1 ve 170 ada 2 sayılı parsel sayılı taşınmazların davacıların murisi ... adına, dava konusu 168 ada 1 sayılı parselin ise davalı adına kayıtlı olduğunu, kadastro sırasında davacının murisinden gelen iki parsel arasında kalan bölümün hatalı olarak davalının parseline eklendiğini, Çankırı Asliye Hukuk Mahkemesinin 1965/183 Esas sayılı dosyasında aynı alanın ...'un malı olduğunun saptandığını öne sürerek davalı adına kayıtlı 168 ada 1 parsel içinde kalan alanın tapusunun iptaliyle payları oranında davacı ve müşterekleri adına tesciline karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; dava konusu taşınmazın davalının ailesinden itibaren 100 yıldır nizasız fasılasız kullanıldığını, davacının amcası ... tarafından aynı gerekçeler ile Çankırı 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2015/772 Esas, 2016/494 Karar sayılı dosyasında dava açıldığını, anılan davanın kesin hüküm olduğunu açıklayarak davanın reddini savunmuştur.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; Mahkemece kesin hüküm nedeniyle reddine verilen karar üzerine Bölge Adliye Mahkemesince kesin hükmün söz konusu olmadığı, dayanak tapu kaydının tesisinden itibaren getirtilerek taraf delilleri toplanıp keşif yapılmasına ilişkin kaldırma kararından sonra yapılan yargılama sonucunda, mahalli bilirkişi ve tanık beyanlarına göre taşınmazın öncesinde yol olduğu, davacıların kullanımının bulunmadığı, dava konusu edilen taşınmazın hükmen tescile esas dosyasında ...'e ait olduğunun tespit edildiği, ...'ten de davalının satın aldığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Nedenleri

Davacı ... vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; davalı tarafın dayandığı tescil tapusu ile oluşan tapu kaydının 380,00 m² olduğunu, sonrasında 65,86 m² genişletilerek kadastro sırasında 445,86 m² olarak tespit edildiğini, 65,86 m² tecavüzlü olduğunu, yapılan keşif, alınan beyanlar, davalı vekilinin cevap dilekçesinde yazılı ikrarı kapsayan beyanı dikkate alındığında davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken reddine ilişkin Mahkeme kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; dava konusu 168 ada 1 parsel sayılı taşınmaza kadastro tespiti sırasında eski tapu kaydı uygulandığı, davacı taraf her ne kadar tespite esas alınan tapu kaydının miktarı ile geçerli olup miktar fazlası olan kısmın kendilerine ait olduğunu, bu kısmın dava dışı 167 ada 1 ve 170 ada 2 sayılı parsellere eklenmesi gerektiğini ileri sürmüş ise de, beyanlara göre dava konusu edilen taşınmaz bölümünün davacı tarafça kullanılmadığı, davacı ve murisinin dava konusu taşınmaz bölümü üzerinde bir zilyetliğinin bulunmadığı, davacı taraf lehine kazandırıcı zamanaşımı koşullarının oluşmadığı anlaşıldığına göre davacının davasını ispat edemediği, kadastro tespit tutanağının aksinin sabit olmadığı ve kadastro tespitinin doğru yapıldığı sonucuna varıldığından Mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle davacı tarafın istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1.b/1. maddesi uyarınca esas yönünden reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz başvurusunda bulunmuştur.

B. Temyiz Nedenleri

Davacı vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesini tekrar ederek kararının bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C.Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Dava, kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 14 ve 20. maddeleri.

3. Değerlendirme

1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması HMK'nın 371. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Kadastro sonucunda, Çankırı ili, .... ilçesi, Kesecik köyü çalışma alanında bulunan 168 ada 1 parsel sayılı 445,86 m² yüz ölçümündeki taşınmaz 05.01.1972 tarih ve 1 sıra nolu tapu kaydı ile kargir 2 katlı ev ve bahçe niteliğiyle 7/10 payı ... adına, 3/10 payı ise elbirliği mülkiyeti hükümleri uyarınca ... ve paydaşları adına tespit edilmiş, 12.03.2008-10.04.2008 tarihleri arasında askı ilanına alınarak askı ilan süresi içerisinde dava açılmadığından kesinleştirilerek tespit malikleri adına tapuya tescil edilmiştir.

3. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Davacı vekilinin temyiz itirazının reddi ile Bölge Adliye Mahkemesi kararının HMK'nın 370. maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı 157,75 TL bakiye onama harcının temyiz eden davacıdan alınmasına,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

12.11.2024 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.