Logo

1. Hukuk Dairesi2023/4644 E. 2024/1329 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Mirasbırakanın sağlığında oğluna yaptığı taşınmaz satışının muris muvazaası olup olmadığına ilişkin tapu iptali ve tescil davası.

Gerekçe ve Sonuç: Mirasbırakanın malvarlığındaki taşınmazların çoğunu tek bir oğluna devretmesi, devrin hemen ardından yeni bir evlilik yapması, satış bedeli ödendiğinin ispatlanamaması ve tanık beyanları bir bütün olarak değerlendirildiğinde devrin mirasçılardan mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olduğu gözetilerek yerel mahkemenin ret kararı bozulmuştur.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2020/240 E., 2023/213 K.

HÜKÜM : Ret

Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil, olmazsa tenkis davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece kararın bozulmasına karar verilmiştir.

Mahkemece bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın reddine karar verilmiştir.

Karar davacılar vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacılar; mirasbırakan ...’in mal kaçırmak amacıyla 6 parça taşınmazını oğlu davalıya satış suretiyle temlik ettiğini, işlemin gerçek satış olmadığını, mirasbırakanın sağlığında açtığı davada irade beyanının hibe olduğunun belirlendiğini ileri sürerek muvazaa nedeniyle tapu kayıtlarının iptali ile miras payları oranında adlarına tesciline, olmadığı taktirde tenkisine karar verilmesini istemişlerdir.

II. CEVAP

Davalı; iddiaların doğru olmadığını, mirasbırakanın sağlığında muvazaa iddiasıyla aynı taşınmazlar için açtığı davanın derdest olup, sonucunun beklenmesi gerektiğini, tenkis yönünden davanın süresinden sonra açıldığını, mirasçı ...’nin açtığı davanın derdest olduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur.

III. MAHKEMENİN KARARI

Karadeniz Ereğli 2. Asliye Hukuk Mahkemesi 30.07.2009 tarih 2002/436 E., 2009/373 K. sayılı kararı ile; taraflar arasında kesin hüküm bulunduğu, iddianın kanıtlanamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Bozma Kararı

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar vekili tarafından temyiz isteminde bulunulmuştur.

Dairenin 29.04.2010 tarihli 2010/2916 E., 2010/5052 K. sayılı kararıyla; mirasbırakan tarafından davalı aleyhine açılan ve 1999/136 esasta görülen davanın mirasçı ... tarafından açılan dava bakımından kesin hüküm ya da güçlü delil oluşturduğunu söyleyebilme olanağı olmadığı, mirasbırakan tarafından açılan davada hata-hile hukuksal nedenine dayanıldığı, mirasçı ... tarafından açılan davada ise, muris muvazaası hukuksal nedenine dayanıldığı, kararların davacıları bağlamayacağı, davacıların muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı iddialarının incelenmesi gerektiği gerekçesiyle bozulmuş, davalının karar düzeltme isteği değerden reddedilmiştir.

B. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar

Karadeniz Ereğli 2. Asliye Hukuk Mahkemesi 28.11.2017 tarihli 2011/85 E., 2017/389 K. sayılı kararı ile, sûbut bulan davanın kabulüne karar verilmiştir.

C. İkinci Bozma Kararı

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz isteminde bulunulmuştur.

Dairenin 01.07.2020 tarihli 2018/2150E., 2020/3323K. sayılı kararıyla; sözlü yargılamanın usulüne uygun yapılmadığı gerekçesiyle karar bozulmuştur.

D. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar

Karadeniz Ereğli 2. Asliye Hukuk Mahkemesi 08.06.2023tarihli 2020/240 E., 2023/213 K. sayılı kararı ile; muvazaa iddiasının ispatlanmadığından tapu iptali ve tescil isteğinin reddine, edimin karşılıksız olmadığı gerekçesiyle tenkis isteğinin de reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar vekili tarafından temyiz isteminde bulunulmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacılar vekili temyiz dilekçesinde, usulen bozma kararına uyma kararı verdikten sonra yeniden yargılama yapması ve delil toplamasının usul ve yasaya açıkça aykırı olduğunu, bozma kapsamı dışına çıkılarak yeniden yargılama niteliğinde işlemeler yapıldığını ve rapor alındığını, taşınmazların bedelinin ödendiğini davalı tarafın ispat etmesi gerektiğini, mirasbırakan tarafından açılan davanın açık olduğunu, zorlama yorumla karar verildiğini belirterek kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Dava, muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil, olmazsa tenkis istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

01.04.1974 tarih 1/2 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı; Türk Medeni Kanunu'nun (TMK) 706 ncı, Türk Borçlar Kanunu'nun 237 nci ve Tapu Kanunu'nun 26 ncı maddeleri.

3. Değerlendirme

Dosya içeriği ve toplanan delillerden, mirasbırakan 1935 doğumlu ...’in 30.08.2001 tarihinde öldüğü, mirasçı olarak ilk eşinden olan çocukları davacılar ...,... ve davalı ... ile dava dışı ikinci eşi ...’nin kaldığı, mirasbırakanın çekişme konusu 16 parsel(yeni 1879 ada 1 parsel) sayılı taşınmazda bulunan 2, 4, 6, 10 ve 12 nolu bağımsız bölümler ile 992(yeni 1194 ada 3 parsel) parsel sayılı taşınmazı 28.03.1996 tarihli akitle davalı ...’e satış suretiyle temlik ettiği, anılan taşınmazlar bakımından mirasbırakanın sağlığında davalı aleyhine Karadeniz Ereğli 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 1997/69 esasında açtığı hata ve hile hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil davasının reddedildiği ve 15.04.2008 tarihinde kesinleştiği, mirasçı ...’nin aynı taşınmazlar bakımından davalı aleyhine muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı olarak açtığı tapu iptali ve tescil davasının da Karadeniz Ereğli 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 21.10.2008 tarih, 2002/424 Esas, 2008/440 Karar sayılı ilamı ile mirasbırakan tarafından 1999/136 esasta açılan davanın kesin hüküm-kesin delil oluşturduğu gerekçesiyle reddedildiği ve temyiz edilmeksizin kesinleştiği anlaşılmaktadır.

Somut olayda; mirasbırakan adına dava konusu 16 parsel sayılı taşınmazdaki 1, 3, 5, 7, 8, 9 ve 11 nolu bağımsız bölümlerin dışında taşınmazı kalmadığı, dinlenen tanıkların mirasbırakanın taşınmaz satmaya ihtiyacı olmadığını, kira gelirleri olduğunu, davalının o dönemde alım gücü olmadığını, dava konusu taşınmazda bulunan bir dairede oturduğunu belirttikleri, özellikle tanık olarak dinlenen davalının eşi ...’ın mirasbırakanın durumunun iyi olduğunu, ihtiyacı olduğundan satmadığını, yeniden evlenmek için malvarlığını çocuklarına devretmek istediğini beyan ettiği, mirasbırakanın taşınmazları 28.03.1996 tarihinde davalı oğluna temlik ettiği, 07.06.1996 tarihinde ikinci eşi ile evlendiği, bedel ödendiği iddiasının ispat edilemediği gözetildiğinde, devrin mirasçıdan mal kaçırmak amaçlı ve muvazaalı olduğu anlaşılmaktadır.

Öte yandan; kamu düzenini ilgilendirmeyen ve taraflarca yerine getirilmesi ilkesine tabi olan bir hususun mahalli bilirkişi beyanı ile kanıtlanması mümkün olmadığından, tarafların tanık listelerinde yer almayan kişilerin mahalli bilirkişi olarak alınan beyanlarının hükme esas alınması da doğru değildir.

Hal böyle olunca, davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir.

VI. KARAR

Açıklanan nedenlerle;

Davacılar vekilinin yerinde görülen temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün 6100 sayılı Kanun'un geçici 3 inci maddesi yollaması ile 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun 428 inci maddesi gereğince BOZULMASINA,

Peşin alınan temyiz karar harcının istek hâlinde temyiz eden davacılara iadesine,

Kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere,

20.02.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.