Logo

1. Hukuk Dairesi2023/4664 E. 2024/5403 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Tapu kaydında pay düzeltimi davasında, davalı olarak tapu müdürlüğünün gösterilmesi nedeniyle husumet yokluğu iddiası.

Gerekçe ve Sonuç: Tapu kaydındaki pay düzeltimi, taşınmazdaki tüm paydaşları etkilediğinden ve paydaşların davaya dahil edilmemesi husumet yokluğuna sebebiyet verdiğinden, yerel mahkemenin davayı husumet yokluğundan reddetmesi usul ve yasaya uygun bulunarak onanmıştır.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2021/1819 E., 2023/1274 K.

HÜKÜM/KARAR : Ret/Esastan Ret

İLK DERECE MAHKEMESİ : İstanbul Anadolu 15. Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2020/405 E., 2021/202 K.

Taraflar arasındaki tapu kaydında pay düzeltimi davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın pasif husumet yokluğundan reddine karar verilmiştir.

Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince, istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı; dava konusu 12588 ada 107 parsel sayılı 475,74 m2 miktarındaki arsanın 3/20'sini 08.10.2010 tarihinde dava dışı Bedriye Çalışır'dan tapu kayıtlarına güvenerek satın aldığını, ancak Kartal Tapu Müdürlüğünün ekte yer alan ve kendisine 18.06.2020 tarihinde tebliğ edilen yazısında 12588 ada, 107 parsel sayılı 475,74 metrekare miktarındaki arsanın 3/20 (71,36 metrekare) mevcut hissenin gerçekte 6/50 (57,09 metrekare) olduğu ve davacının 30 gün içerisinde gerçek hisseye muvafakat etmemesi halinde hatalı kaydın re'sen düzeltileceği ve davacının 60 gün içerisinde Asliye Hukuk Mahkemesine dava açabileceği hususunun kendisine bildirildiğini, bu yazıya karşılık Kartal Tapu Sicil Müdürlüğüne 1426194 evrak kayıt numarası ile yaptığı başvuru ile söz konusu re'sen düzeltme işlemine muvafakat etmediğini ve tapu hisse kaydının eskisi gibi (3/20 şeklinde 71,36 metrekare) bırakılması şeklinde gereğinin yapılmasını talep ettiğini, ayrıca bu hususa ilişkin yine Kartal Tapu Sicil Müdürlüğüne Web - Tapu üzerinden 35354 sıra numarası ile başvuru yapıldığını, yine ... tarafından telefon ile aranarak ikinci bir tebligat yapılmayacağı, re'sen düzelme yapılacağı ve ilk tebligattan itibaren 60 gün içerisinde dava açması gerektiğinin bildirildiğini, akabinde Kartal Tapu Sicil Müdürlüğünün bildirimde bulunduğu üzere 60 gün içerisinde eldeki davanın ikame edildiğini ileri sürerek 10.07.2019 tarih ve 30827 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren Tapu Kanunu ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun'un 2. maddesi (2644 sayılı Tapu Kanunu'nun; Tapu Kaydındaki Hisse hatalarının Düzeltilmesi başlıklı Ek Madde 3) ve Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğünün 23.07.2019 Tarih ve 2019/7 (1801) sayılı Genelgesinin 2. maddesi gereği, maliki bulunduğu 12588 ada, 107 parsel sayılı 475,74 metrekare miktarındaki arsanın adına tescilli 3/20 (71,36 metrekare) hissesinin davalı ... tarafından re'sen düzeltilerek/düzeltileceği belirtilerek 6/50 (57,09 metrekare) hisseye tekabül ettirilmesine/ettirileceğine ilişkin olarak söz konusu hisse hatasının re'sen düzeltilmesine muvafakati olmadığından; 2644 sayılı Tapu Kanunu'nun Tapu Kaydındaki Hisse hatalarının Düzeltilmesi başlıklı Ek 3. maddesi gereği ikame olunan davanın kabulüne, maliki bulunduğ 12588 ada, 107 parsel sayılı arsanın adına tescilli 3/20 (71,36 metrekare) hissesinin tespit olunarak adına tesciline, tapu kayıtlarındaki aksi belirtmelerin terkinine, re'sen düzeltme işleminin kaldırılmasına/iptaline karar verilmesini istemiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili; öncelikle davanın husumet nedeni ile reddi gerektiğini, zira husumetin diğer lehine hisse düzeltimi yapılan kişilere yöneltilmesi gerektiğini, ayrıca davanın kanunda belirlenen süresinde açılmadığını, davacı taraf, dilekçesinde satın aldığı hissenin 3/20 (71,36 metrekare) olduğu halde, tapu müdürlüğünce resen düzeltilerek 6/50 (57,09 metrekare ) ye düşürüldüğünü iddia etmiş ise de davacı tarafından satın alınan hisse payı ile iddia edilen tashih işlemine dayanan hisse payı arasındaki farkın anlaşılmamasının hayatın olağan akışına aykırı olduğunu, 10.07.2019 tarihli 30827 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan 7181 sayılı Tapu Kanunu ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun'un 2. maddesi ile Tapu Kanunu'na eklenen Ek 3. maddesinin tapu kayıtlarındaki hisse hatalarının düzeltilebilmesi amacıyla düzenlenerek yürürlüğe girdiğini, kabul anlamına gelmemek kaydıyla davacının iddia ettiği hisse hatasından kaynaklanan tashih işleminin usul ve yasaya uygun olduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İstanbul Anadolu 15. Asliye Hukuk Mahkemesinin 30.03.2021 tarihli ve 2020/405 Esas, 2021/202 Karar sayılı kararıyla; davanın pay düzeltim isteği ile açılan tapuda düzeltim davası olduğu, tapu kayıtlarının incelenmesinde tapuda davacı dışında paydaşların bulunduğu, bu paydaşlara yönelik açılmış bir davanın bulunmadığı, dava açıldıktan sonra paydaşların dahili davalı sıfatı ile davaya dahil edilemeyeceğinin anlaşıldığı, öte yandan pay düzeltilmesi isteği ile açılan davada tapu müdürlüğünün yasal hasım olmadığı ve kendisine husumet yöneltilemeyeceği anlaşılmış olup davanın pasif husumet yokluğu nedeniyle reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; dava dilekçesindeki beyanları tekrarla davanın ikame olunma sebebinin Kartal Tapu Müdürlüğünden gelen tebligat olduğunu, yapılan tebliğde dava açılması gerektiği belirtilip husumetin nereye yöneltileceğinin belirtilmediğini, ayrıca davaya dahil edilmesi gereken ilgililerin varlığı halinde kendilerine süre verilmediğini, herhangi bir keşif yapılmayıp davanın konusunun doğru tespit edilmediğini, davanın esasına girilmeksizin husumet nedeniyle reddinin yerinde olmadığını belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin 18.05.2023 tarihli ve 2021/1819 Esas, 2023/1274 Karar sayılı kararıyla; davacı tarafın, hissedarı olduğu davaya konu 12588 ada 107 parsel sayılı 475,74 metrekare miktarındaki arsanın adına tescilli 3/20 (71,36 metrekare) hissenin tespit olunarak adına tescilini, tapu kayıtlarındaki aksi belirtmelerin terkinini, re'sen düzeltme işleminin kaldırılmasını/iptalini talep ettiği, davalı vekilinin husumet itirazında bulunduğu, Yerel Mahkemece davanın pasif husumet yokluğu sebebiyle usulden reddine karar verildiği, tüm dosya kapsamından pay düzeltilmesi isteği ile açılan davada tapu müdürlüğünün yasal hasım olmadığı ve kendisine husumet yöneltilemeyeceği açık olduğuna göre Yerel Mahkemece davalı ... İdaresi aleyhine açılan davanın pasif husumet yokluğu nedeni ile reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmadığı gerekçesiyle davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü iddialarını yineleyip verilen kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Dava, mülkiyet hakkından kaynaklanan tapu kaydında pay düzeltimi istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

4721 sayılı Türk Medeni Kanunu′nun 683 ve 688. maddeleri.

3. Değerlendirme

1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması HMK'nın 371. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Dosya içeriğinden; dava konusu 12588 ada 107 parsel sayılı 475,74 m2 miktarlı tarla vasıflı taşınmazda davacının 3/20 payının bulunduğu ( 3402 sayılı Kadastro Kanunu Ek.1.maddesi gereği yüzölçüm ve cins değişikliği işlemleri -17.09.2019- 22751), çekişme konusu taşınmazda dava dışı şahısların da paydaş olarak yer aldıkları anlaşılmaktadır.

3. Öncelikle belirtilmelidir ki; bir davada taraf sıfatı, dava konusu sübjektif hak (dava hakkı) ile taraflar arasındaki ilişkidir. Bir subjektif hakkı dava etme yetkisi kural olarak o hakkın sahibine ait olduğundan davacı sıfatı (aktif husumet), yani davacı olma yetkisi de o hakkın sahibine ait olacaktır. Bir subjektif hak kendisinden davalı olarak istenebilecek kişi ise o hakka uymakla borçlu olan kişiye (davalı sıfatı, pasif husumet) ait olacaktır.

Bu noktada, mahkemenin taraflar arasında dava konusu hakkın esası hakkında bir karar verebilmesi için, bu kişilerin o davada gerçekten davacı ve davalı sıfatlarına sahip olmaları gerekir.

Bir davada taraf olarak gösterilen kişiler, taraf ve dava ehliyetine ve davayı takip yetkisine sahip olsalar bile, taraflardan birinin o davada gerçekten davacı ve davalı sıfatı yoksa, davanın esası hakkında bir karar verilemez, dava, sıfat yokluğundan(husumetten) reddedilir.

Öte yandan; sıfat, dava şartı olmayıp itirazdır. Zira bir kimsenin hak sahibi veya borçlu olup olmadığı ancak davanın esasına girildikten sonra tespit edilebilir. Başka bir anlatımla, dava şartları işin esasının incelenmesine engel teşkil eder mahiyetteyken, bir davada taraflardan birinin davacı ya da davalı sıfatının (aktif ya da pasif husumet ehliyetinin) olmadığı belirlenirse, artık taraflar arasındaki uyuşmazlığın çözümüne girilmeden davanın sıfat yokluğundan reddi gerekir. Bu karar, davanın dinlenemeyeceğine ilişkin bir karar olmayıp yine davanın esasına ilişkin bir karardır. Sıfat, ileri sürülme zamanı kanun ile kabul edilen bir ilk itiraz olmadığı gibi davalı tarafından ileri sürülmesi gerekli bir def’î de teşkil etmediğinden davanın her aşamasında ileri sürülmesi mümkün veya mahkemece vakıf olunduğu takdirde re’sen nazara alınması gerekli hukukî bir durumdur.

Değinilen kanuni düzenlemeler ve ilkeler birlikte değerlendirildiğinde, tapuda kayıtlı bir taşınmazdaki pay oranlarının düzeltilmesinden taşınmazın tüm paydaşlarının etkileneceği kuşkusuzdur. Bu nedenle yazılı şekilde davanın pasif husumet yokluğu nedeniyle reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmamaktadır.

4. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı vekilinin temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Davacı vekilinin temyiz itirazının reddi ile temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının HMK'nın 370. maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı 247,70 TL bakiye onama harcının temyiz eden davacıdan alınmasına,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

03.10.2024 tarihinde kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.