"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2022/269 E., 2023/226 K.
HÜKÜM : Kabul
Taraflar arasında görülen kadastro öncesi hukuki nedene dayalı tapu iptali ve tescil mümkün değilse tazminat davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesince Mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.
Mahkemece bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; Dairece Mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.
Mahkemece bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın kabulüne karar verilmiştir.
Mahkeme kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı dava dilekçesinde; davalıyla kardeş olduklarını, aralarında yapmış oldukları 13.01.1988 tarihli satış sözleşmesiyle Malatya ili Hekimhan ilçesi Kurşunlu köyü çalışma alanında bulunan 156 ada 94 parsel sayılı taşınmazı satın aldığını, aradan geçen sürede taşınmazın tapuda adına tescilinin yapılmadığını ileri sürerek dava konusu 156 ada 94 parsel sayılı taşınmazın adına tescilini, bunun mümkün olmaması halinde fazlaya ilişkin hakkı saklı kalmak üzere 15.000,00 TL alacak talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde; Kadastro Kanunu'nun 12/3. maddesinde düzenlenen hak düşürücü sürenin geçtiğini, davacının alacak talebinin de Türk Borçlar Kanunu'nun 125. maddesi uyarınca zamanaşımına uğradığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
III. MAHKEME KARARI
Mahkemenin 31.01.2013 tarihli ve 2010/121 Esas, 2013/63 Karar sayılı kararıyla; Kadastro Kanunu'nun 12/3 maddesinde düzenlenen hak düşürücü sürenin geçtiği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1.Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2.Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesi'nin 28.09.2017 tarihli ve 2015/17214 Esas, 2017/5877 Karar sayılı kararıyla, hak düşürücü sürenin geçtiği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmesinde isabetsizlik bulunmamakla birlikte davacının tazminat istemine ilişkin değerlendirme yapılmamasının doğru olmadığı belirtilerek Mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.
B. Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Mahkemenin 04.04.2019 tarihli ve 2018/1 Esas, 2019/142 Karar sayılı kararıyla; davacının alacak talebinin 10 yıllık zamanaşımı süresi geçtiği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
C. İkinci Bozma Kararı
1.Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde, davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2.Dairenin 20.12.2021 tarihli ve 2021/3777 Esas, 2021/8045 Karar sayılı kararıyla, hak düşürücü sürenin geçtiği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmesinde isabetsizlik bulunmadığından davacının bu yöne ilişkin temyiz talebinin reddine, ikinci istek konumundaki tazminat talep etme hakkının, ilk istek iptal-tescilin reddedilmesiyle doğduğu, bu kapsamda tazminat yönünden zamanaşımı süresinin de hakkın doğumu olan anılan ret kararı ile başlayacağı, tazminat istemine ilişkin davanın süresinde açıldığı kabul edilerek, işin esasına girilip tarafların dayanmış olduğu tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre karar verilmesi gerektiği belirtilerek Mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiş, davalı vekilinin karar düzeltme talebi Dairenin 23.06.2022 tarihli kararıyla reddedilmiştir.
D. Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen İkinci Karar
Mahkemenin, yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; ikinci istek konumundaki tazminat talep etme hakkının, ilk istek iptal-tescilin reddedilmesiyle doğduğu, böylece tazminat istemine ilişkin davanın süresinde açıldığı, davacının dava konusu taşınmazı satın aldığı dosyaya sunulan deliller ile sabit olduğu, davalının davacıya karşı olan taşınmazın devrine ilişkin edimini yerine getirmediği ve davacının ödemiş olduğu bedelin karşılıksız kaldığı için davacının mal varlığında meydana gelen bir eksilme ile davalının mal varlığında sebepsiz meydana gelen bir zenginleşmenin olacağı, davacının satın almış olduğu taşınmazın dava tarihi itibari ile rayiç değerinin 15.428,00 TL olduğunun bilirkişi raporuyla tespit edildiği gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı vekili temyiz dilekçesinde özetle; davacanın tazminat talebinin zamanaşımı nedeniyle reddi gerektiğini, davacı tarafın dayandığı 1988 tarihli senetteki bedelin davalıya ödendiğinin ispat edilemediğini, bu senetle davacının 3 taşınmazı satın aldığını, ikisinin kendisine devredildiğini ancak dava konusu taşınmazın kendisine devredilmediğini iddia ettiğinden davacının talep edebileceği parasal miktarın da 1/3 oranında olması gerektiğini, tazminat talebinin (ikinci talebin) tapu iptali ve tescil talebinin (ilk talebin) reddiyle başlayacağının kabulünün terditli dava mantığına uygun olmadığını belirterek Mahkeme kararının bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava, kadastro öncesi hukuki nedene dayalı tapu iptali ve tescil, mümkün değilse tazminat istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 12/3. ve 14. maddeleri.
3. Değerlendirme
1. Temyiz olunan nihai kararların bozulması, 6100 sayılı HMK'nın geçici 3/2. maddesinin yollamasıyla, 1086 sayılı HUMK'un uygulanacağı davalar yönünden HUMK'un 428. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı halinde mümkündür.
2. Kadastro sonucu, Malatya ili .... ilçesi Kurşunlu köyü çalışma alanında bulunan 156 ada 94 parsel sayılı 10.150 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz irsen intikal, taksim ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle davalı ... adına tespit ve 26.10.1990 tarihinde kesinleşerek tapuya tescil edilmiştir. Davacı, dava konusu taşınmazı satın aldığını ileri sürerek tapu iptali ve tescil istemiyle dava açmıştır.
3.Temyizen incelenen Mahkeme kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı anlaşılmakla; temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Davalı vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna ve bozma kararının gerekçelerine uygun olan kararın ONANMASINA,
Aşağıda yazılı 788.88 TL bakiye onama harcının temyiz eden davalıdan alınmasına,
Dosyanın Mahkemesine gönderilmesine,
1086 sayılı HUMK'un 440/III-1. maddesi uyarınca karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere,
03.12.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.