Logo

1. Hukuk Dairesi2023/4744 E. 2023/7627 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davacılar, mirasbırakanlarına ait tapulu taşınmaza davalı tarafından müdahale edildiğini iddia ederek, müdahalenin meni ve kal davası açmıştır.

Gerekçe ve Sonuç: Dava konusu taşınmazın dağıtımına ilişkin uyuşmazlıklarda 2510 sayılı İskan Kanunu'nun 23. maddesinde öngörülen bir yıllık hak düşürücü süre gözetilerek, davanın reddine dair yerel mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2020/731 E., 2021/372 K.

HÜKÜM : Ret

Taraflar arasındaki müdahalenin men-i ve kal ile mera sınırlandırılmasının iptali ve tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda Mahkemece davanın reddine karar verilmiştir.

Kararın, davacılar vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesinin 28.05.2018 tarihli 2015/8276 Esas, 2018/3553 Karar sayılı kararı ile bozulmasına karar verilmiştir.

Bozma kararına uyularak yapılan yargılama sonunda Mahkemece davanın reddine dair verilen karar davacılar vekili ve davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hakimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra, dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacılar vekili dava dilekçesinde, Van ili Merkez ilçesi Arıtoprak köyünde 1966 yapılan Toprak Tevzi Komisyon çalışmaları sonucu davacıların mirasbırakanı ..’nın malik olduğu 1950 tarihli iskan tapu kaydının uygulanarak 3 parsele ayrıldığını, 16 nolu parselin davalı ...’ye, 17 nolu parselin ...'ya, 18 nolu parselin ...'ya bırakıldığını, 16 nolu parselin ...’ye bırakılmasında kanuna aykırı usulsüzlük yapıldığını, tapu kayıt miktarından daha fazla yer verildiğini, buna dayanarak davalının davacıların yerine müdahale ettiğini, ağaç diktiğini, otunu biçtiğini ileri sürerek Toprak Tevzi Komisyonunun 16 nolu parselinin tapusunun iptali ile davacılar adına tapuya tescili ve davalıların taşınmaza yaptıkları müdahalenin men-i ile taşınmaz üzerinde bulunan ağaçların kal’ine karar verilmesini istemiştir.

Yargılama sırasında davacılar vekili tapu iptali ve tescil talebinden vazgeçerek davalılara yönelik müdahalenin men-i ve kal istemi ile davaya devam ettiklerini bildirmiştir.

II. CEVAP

1.Davalı ... cevap dilekçesinde; dava konusu taşınmazın mirasbırakanından kendisine intikal yolu ile kaldığını, davacının iddiasında haklı olmadığını, taşınmazın kendisine ait olup davacının hiçbir hakkının bulunmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

2.Feri müdahale talebinde bulunan ..., dava konusu taşınmazı 50 yıldan beridir aralıksız ve fazılasız olarak kullandığını, buna dair tapu kaydının babası ... adına bulunduğunu, ancak kardeşi ... adına dava açıldığını, davanın kendisini etkilediğini bu nedenle davaya müdahalesinin kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.

III. MAHKEME KARARI

Van Asliye Hukuk Mahkemesinin 31.12.2003 tarih 2001/282 Esas ve 2003/754 Karar sayılı kararı ile; 2510 sayılı Kanun'a göre toprak dağıtımından kaynaklanan uyuşmazlıklarda 1 yıllık hak düşürücü sürenin uygulanacağı ve davanın bu süreden sonra açıldığı, davacı tarafın iddiasının da yerinde bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

IV. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar vekili temyiz talebinde bulunmuştur.

B. Bozma Kararı

Yargıtay 1. Hukuk Dairesinin 20.09.2004 tarih 2004/9896 Esas ve 2004/10192 Karar sayılı ilamı ile "somut olayda el birliği halinde mülkiyet söz konusu olup dava dışı ortakların bulunması sebebiyle davanın davaya katılmayan ortakların muvafakatlarının alınması ya da miras şirketine TMK'nın 640 ıncı maddesi uyarınca atanacak temsilci aracılığı ile davanın sürdürülmesi gerektiği belirtilerek" karar bozulmuştur.

C. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar

Van 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 06.01.2015 tarih 2005/74 Esas ve 2015/6 Karar sayılı kararı ile; 3667 sayılı Kanun'un 3 üncü maddesiyle 2510 sayılı İskan Kanunu'nun 23 üncü maddesine eklenen fıkra hükmünde yer alan 1 yıllık hak düşürücü sürenin uygulanacağı ve davanın bu süreden sonra açıldığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

D. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar vekili temyiz talebinde bulunmuştur.

E. Bozma Kararı

Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesinin 28.05.2018 tarih 2015/8276 Esas ve 2018/3553 Karar sayılı kararı ile; "Dosya içerisindeki bilgi ve belgelerden çekişmeli taşınmazın bulunduğu ... köyünde 2006 yılında kadastro çalışmalarını yapıldığı ancak Mahkemece keşif yapılarak dava konusu yere ilişkin kadastro tutanağı tanzim edilip edilmediği 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 27 inci maddesine göre Mahkemenin görevli olup olmadığı belirlenmeden karar verilmesinin isabetsiz olduğu belirtilerek" karar bozulmuştur.

Bozmaya uyularak yapılan yargılama sonucunda Van 1.Asliye Hukuk Mahkemesinin 10.03.2020 tarih 2018/642 Esas ve 2020/135 Karar sayılı kararı ile; Mahkemenin görevsizliğine, görevli mahkemenin Van Kadastro Mahkemesi olduğuna dair karar verilmiş, görevsizlik kararı 17.07.2020 tarihinde kesinleştirilip dosya Kadastro Mahkemesine gönderilmiştir.

Van Kadastro Mahkemesinin 12.08.2020 tarih 2020/13 Esas ve 2020/12 Karar sayılı kararı ile görevli mahkemenin Van 1. Asliye Hukuk Mahkemesi olduğuna dair karar verilmiş ve bu kararın da temyiz edilmeksizin kesinleşmesi üzerine dosya merci tayini için Yargıtaya gönderilmiştir.

Yargıtay 5. Hukuk Dairesinin 7.12.2020 tarihli, 2020/10360 Esas - 2020/10902 Karar sayılı ilamı ile '' .. 03.05.2001 tarihinde davanın açıldığı, dava konusu taşınmazın bulunduğu yörede 2006 yılında 4342 sayılı Mera Kanunu'na göre çalışmalar yapıldığı, ayrıca 3402 sayılı Kanun'a göre tesis kadastro çalışmalarının 2007 yılında kesinleştiği, dava konusu taşınmazın evveliyatının 131 ada 480 mera parseli olduğu ve hükmen ifraz edilerek 131 ada 481 parsel olduğu, 481 nolu parselin de ifraz edilerek 488 ve 489 nolu parsellerin oluştuğu, somut olayda talebin müdahalenin meni istemine ilişkin olduğu, dava konusu taşınmaz hakkında kadastro tespit tutanağı düzenlenmediği gerekçesi ile 6100 sayılı HMK’nın 21 ve 22 inci maddeleri gereğince Van 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin yargı yeri olarak belirlenmesine” karar verilmiştir.

F. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar

Mahkemenin yukarıda belirtilen tarih ve sayılı kararıyla; dava konusu yerde 4753 sayılı Kanun'a göre kurulan toprak komisyonu 1966 yılında çalışma yaparak dava konusu yeri davalıya verdiğini, 2510 sayılı İskan Kanunu'na göre toprak dağıtımından kaynaklanan uyuşmazlıklarda 1 yıllık hak düşürücü süre uygulandığı, 3667 sayılı Kanun'un 3 üncü maddesi ile 2510 sayılı İskan Kanunu'nun 23 üncü maddesine eklenen fıkra hükmü uyarınca bir yıllık hak düşürücü sürenin uygulanacağına 20.02.1978 gününde Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kuruluna katılan üyelerin üçte ikiyi aşan çoğunluğunun oylarıyla karar verildiği, sözü edilen-3667 sayıl Kanun'un 3 üncü maddesi ile 2510 sayılı İskan Kanunu'nun 23 üncü maddesine 1 inci fıkra eklendiği, eklenen bu fıkra hükmü ile "dağıtılan taşımaz üzerinde ayni hak iddia eden kişilerin temlik tarihinden itibaren bir yıl içinde bu haklarını kullanmadıkları taktirde sadece vaz-ıyed günündeki bedeli Hazineden isteyebilecekleri"nin kabul edildiği, 14.08.1940 gün ve 2/14177 sayılı kararname ile yürürlüğe konulan Arazi Tevzi Talimatnamesi'nin ve bu talimatnamede değişiklik yapan 2/15585 sayılı Kararnameye bağlı Toprak Tevzi Talimatnamesi'nin iskan mevzuatından sayılması halinde kuşkusuz 3667 sayılı Kanun'un 3 üncü maddesiyle 2510 sayılı İskan Kanunu'nun 23 üncü maddesine eklenen fıkra hükmünde yer alan bir yıllık hak düşürücü sürenin bu talimatnamelere göre toprak dağıtımından çıkan uyuşmazlıklarda da uygulandığı, açılan dava Kanun'da düzenlenen hak düşürücü sürenin sona ermesinden sonra açılmış olduğu gerekçesiyle hak düşürücü süre yönünden davanın reddine karar verilmiştir.

G. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar vekili ve vekalet ücreti yönünden davalı Hazine vekili temyiz talebinde bulunmuştur.

H.Temyiz Nedenleri

Davacılar vekili temyiz dilekçesinde özetle, toprak komisyonunca dava konusu yerin davalıya verildiğini zannederek tapu kaydının iptali, müdahalenin men-i ve kal davası açtıklarını, ancak dava konusu taşınmazın davalıya verilmediğini, bu sebeple tapu iptali ve tescil taleplerinden vaz geçtiklerini, davacıların mirasbırakanına iskanen verilen tapulu yere tecavüzden dolayı davayı açtıklarını, davanın vasfını belirleme görevinin mahkemeye ait olduğunu, toprak tevziinde davacıların mirasbırakanı adına belirtmesi yapılan 17 nolu parsele müdahalenin menini talep ettiklerini, tapunun halen davacılarda olması nedeniyle hak düşürücü süreden verilen kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, ayrıca dava devam ederken dava konusu ettikleri yerin Ortanca Mahallesi 131 ada 488 nolu mer’a parseli içinde bırakıldığının anlaşılması üzerine bu mera parselinin iptali için de dahili dava dilekçesi ile talepte bulunup gerekli harcı yatırdıkları halde bu hususta Mahkemece olumlu ya da olumsuz hiçbir karar verilmediğini, mera parselinin iptali ile ilgili başka bir şahıs tarafından dava açıldığını, en azından bu davanın sonucunun beklenmesi gerektiğini, müdahil ...'nun elinde hiçbir belge olmadan davaya müdahil olduğunu, Mahkemenin talebi ret etmesi gerekirken verdiği karar ile bu şahsı bu yere haksız olarak malik yaptığını belirterek kararın bozulmasını talep etmiştir.

Davalı Hazine vekili temyiz dilekçesinde özetle; Mahkemece ret kararı verildiği halde Hazine lehine vekalet ücretine karar verilmediğini belirterek bu sebeple kararın bozulmasını talep etmiştir.

I. Gerekçe

1.Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Dava, tapu kaydına dayalı müdahalenin men’i ve kal isteğine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 190 ıncı maddesi, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 6 ve 713/1 inci maddeleri, 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 14, 46/1-2 ve 20 inci maddeleri, 2510 sayılı Kanun'un 23 üncü maddesi, 4753 ve 5618 sayılı Toprak Tevzi Çalışmalarının Usul Ve Esaslarına İlişkin Kanun hükümleri.

3. Değerlendirme

Temyiz olunan nihai kararların bozulması 6100 sayılı HMK’un geçici 3/2 inci maddesinin yollamasıyla 1086 sayılı HUMK’un uygulanacağı davalar yönünden HUMK’un 428 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı halinde mümkündür.

Temyizen incelenen kararın bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, davacı tarafından usulünce açılmış bir mera sınırlandırmasının iptali ile tescil davası olmadığı, davacı tarafın dahili dava dilekçesi sonucu Hazinenin karar başlığında gösterilmiş olmasının Hazineyi taraf haline getirmeyeceği, bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı anlaşılmakla; davacılar vekili ve davalı Hazine vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Davacılar vekilinin ve davalı Hazine vekilinin yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA,

Aşağıda yazılı 210,55 TL bakiye onama harcının temyiz eden davacılardan alınmasına,

492 sayılı Harçlar Kanunu'nun değişik 13. maddesinin j bendi gereğince davalı Hazineden harç alınmasına yer olmadığına,

1086 sayılı HUMK'un 440/III-1 inci maddesi uyarınca karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere,

19.12.2023 tarihinde oy birliği ile karar verildi.