"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2023/171 E., 2023/449 K.
HÜKÜM/KARAR : Ret/Esastan ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : Alaca Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2021/76 E., 2022/219 K.
Taraflar arasındaki tapu iptali- tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.
Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili ; Çorum ili, Alaca ilçesi, ... köyünde 1979 yılında yapılan kadastro çalışmaları sırasında sehven paftasına, ölçü krokisine aykırı bir şekilde tersimat yapıldığından Çorum ili, Alaca ilçesi, ... köyü 123 ada 1 parsel sayılı taşınmazın davalıların mirasbırakanı ... adına kayıt edilmesi gerekirken davacı ... adına tescil edildiğini, yine davalıların mirasbırakanı ... adına kayıtlı Çorum ili, Alaca ilçesi, İmat köyü, 123 ada 2 parsel sayılı taşınmazın ise davacı ... adına tescil edilmesi gerekirken davalılar adına kayıt edildiğini, davacının bu durumu öğrendikten hemen sonra Çorum Kadastro İl Müdürlüğü'ne 18.11.2020 tarihli dilekçe ile başvuruda bulunduğunu, Çorum Kadastro İl Müdürlüğü 15.02.2021 tarihli cevap dilekçesi ile ” tapuda pafta ve parsel numara ve maliklerinde sehven yanlışlık yapıldığını” kabul ettiğini, bu durumun yargı yolu ile düzeltilmesi konusunda davacıya yazılı cevap verdiklerini, yine davacının 18.12.2020 tarihinde kadastro teknisyeni, köy muhtarı bilirkişiler ve tanıklar huzurunda tutanak tutturarak bu yanlışlığı tutanak altına aldırıp imzalattırdığını, davacının 84 yaşında olup kendisi adına tescil edilmeyen Çorum ili, Alaca ilçesi, İmat köyü 123 ada, 2 parselde bulunan taşınmazın yüz yıla yakın süredir davacının ailesi tarafından kullandığını ve davacının taşınmaz üzerinde evi bulunduğunu, davacının kadastro sırasında yapılan yanlış tespiti yeni öğrendiğini belirterek davanın kabulü ile dava konusu taşınmazların tapu kayıtlarının iptal edilerek 123 ada 2 parsel sayılı taşınmazın davacı adına, 123 ada 1 parsel sayılı taşınmazın ise davalılar adına tesciline karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı ... temsilcisi; açılan davanın kadastro davası olup zamanaşımının 10 yıl olduğunu ve bu süre geçtiğinden davanın red edilmesi gerektiğini belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı ... ve ... vekili; bölgede kadastral ölçümlerin, davacı tarafın dava dilekçesinde de belirtildiği üzere 1979 yılında yapıldığını, aradan 42 yıl geçtiğini, 42 yıldır davacı tarafça hiçbir girişimde bulunulmayıp idareye başvurulmadığı ve herhangi bir dava da açılmadığını, bu durumda eldeki davanın açılmasının kötü niyet göstergesi olduğunu, tutanaklarda belirtilen haklara, sınırlandırma ve tespitlere ait tutanakların kesinleştiği tarihten itibaren on yıl geçtikten sonra kadastrodan önceki hukuki sebeplere dayanarak itiraz olunamayacağını ve dava açılamayacağını, 10 yıllık sürenin hak düşürücü sürenin olduğunu, Hâkim tarafından re’sen dikkate alınması gerektiğini, hak düşürücü süre olduğu için kesilmesi ve durmasının da söz konusu olmayacağını belirterek davanın reddini savunmuştur.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin 19.07.2022 tarihli ve 2021/76 Esas, 2022/129 Karar sayılı kararıyla; ...'ne ve dava açılmadan önce ölen mirasbırakan ...'a husumet yöneltilmesi doğru olmadığı gibi, davanın 2011 yılında yapılan sayısallaştırma çalışmalarına yönelik olmayıp kadastro öncesi nedene dayalı tapu kayıtlarının iptali ve tescil isteğine ilişkin olmakla dava konusu taşınmazlara ilişkin kadastro tutanaklarının 29.01.1980 tarihinde kesinleştiği, davanın ise 24.03.2021 tarihinde açılmış olduğunun anlaşılması karşısında davacının taşınmazlarda hatalı tespit yapıldığına ilişkin iddialarının 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 12 nci maddesinde belirtilen hususlar içerisinde kaldığı, davanın 10 yıllık hak düşürücü süre geçtikten sonra açıldığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
B. İstinaf Nedenleri
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; dava dilekçesinde ve yargılama aşamasında ileri sürdüğü hususları tekrar ederek İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin 06.04.2023 tarihli ve 2023/171 Esas, 2023/449 Karar sayılı kararıyla; ... ve mirasbırakan ...'ın tapu maliki olmamaları nedeniyle davada taraf sıfatlarının bulunmamasına, davacının çekişmeli taşınmazlarda mülkiyet iddiasıyla Kadastro Kanununun 12 nci maddesinde belirtilen 10 yıllık hak düşürücü süreden sonra kadastro öncesi nedene dayalı olarak dava açmış olmasına göre İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmadığı gerekçesiyle davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz isteminde bulunulmuştur.
B. Temyiz Nedenleri
Davacı vekili temyiz dilekçesinde;istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü hususları tekrar ederek kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava, kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptal ve tescili istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
3402 sayılı Kadastro Kanunu′nun 12/3 üncü maddesi
3. Değerlendirme
1.Dava konusu Çorum ili, Alaca ilçesi, İmat köyü çalışma alanında bulunan 123 ada 2 parsel (eski 3193 parsel) ve 123 ada 1 parsel (eski 3192 parsel ) sayılı taşınmazlara ilişkin kadastro tespitlerinin kesinleşme tarihinin 29.01.1980 olduğu, davanın ise Kadastro Kanunu'nun 12 nci maddesi 3 üncü fıkrasında düzenlenen 10 yıllık hak düşürücü süre geçtikten sonra 24.03.2021 tarihinde açıldığı anlaşılmıştır.
2.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
3.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR :
Açıklanan sebeple;
Davacı vekilinin yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle usul ve yasaya uygun olan Bölge Adliye Mahkemesi kararının HMK’nın 370 inci maddesi uyarınca ONANMASINA;
Aşağıda yazılı bakiye 89,95 TL temyiz harcının temyiz eden davacıdan alınmasına,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
20.12.2023 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.