Logo

1. Hukuk Dairesi2023/4789 E. 2024/533 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Kadastro öncesi hukuki nedene dayalı tapu iptali ve tescil davasının reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararında hükmedilen vekalet ücretinin miktarının doğru olup olmadığı.

Gerekçe ve Sonuç: Davanın reddine karar verilmesi nedeniyle vekalet ücretinin Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi'nin 13/2. maddesi uyarınca dava değerine göre belirlenmesi gerektiği gözetilerek, fazla vekalet ücreti tayini yönünden Bölge Adliye Mahkemesi kararının düzeltilerek onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Adana Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2022/1565 E., 2023/361 K.

HÜKÜM/KARAR : Usulden ret/Kaldırma-ret

İLK DERECE MAHKEMESİ : Kadirli 2. Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2019/425 E., 2021/381 K.

Taraflar arasındaki kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın hak düşürücü sürenin geçtiği gerekçesiyle usulden reddine karar verilmiştir.

Kararın vekâlet ücreti yönüyle davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kabulü ile ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin ... ada 2 parsel sayılı tarla nitelikli taşınmazı 02.11.1973 tarihinde adi yazılı sözleşme ile ... adlı kişiden satın aldığını, 1973 yılından bu yana dava konusu taşınmaza yerleştiğini ve burayı ekip biçtiğini, hala taşınmazın üzerinde kendisine ve çocukları ...,...'e ait evlerinin olduğunu, taşınmazı çocukları ile birlikte kullandığını, ancak davalılardan ...,...,...'ın kendisine yönelik ortaklığın giderilmesi davası açmaları üzerine ...'ten satın aldığı taşınmazda davalılar ...,...,...,... ile birlikte hissedar olarak göründüğünü öğrendiğini, davalılar ile bu durumu çözmeyi defalarca denediğini fakat bir netice alamadıklarını ileri sürerek müvekkilinin adi yazılı sözleşme ile satın aldığı ve yaklaşık elli yıldır ekip biçerek kullandığı dava konusu taşınmazın davalılar adına görünen tapu kayıtlarının iptali ile müvekkili adına tesciline karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı ... süresi içinde sunduğu cevap dilekçesinde özetle; davanın 10 yıllık hak düşürücü süre geçtikten sonra açıldığını, bu nedenle davanın hak düşürücü süre nedeniyle reddine karar verilmesi gerektiğini, dava konusu olan taşınmazı babası ...'un ... isimli şahıstan satın aldığını ve babasının 1968 yılında öldüğünü, davacının dava konusu taşınmazı 1973 tarihinde ... isimli şahıstan satın almış gibi senet tanzim ettirdiğini, kötü niyetli olduğunu ileri sürerek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

Bir kısım davalılar ..., ... ve ... vekili süresi içinde sunduğu cevap dilekçesinde özetle; kötüniyetle açılan bu davanın ortaklığın giderilmesi davasına engel olmak amacını taşıdığını, davanın dava konusu taşınmazın kadastro tespitinin kesinleşmesinden itibaren 10 yıllık hak düşürücü süre geçtikten sonra açıldığını, 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 12/3'üncü maddesi uyarınca davanın öncelikle usulden reddi gerektiğini, ayrıca Kadastro Mahkemesinde dava konusu edilen ve davacının da taraf olduğu davada, dava konusu taşınmazın mirasbırakandan kaldığından bahisle mirasçılar adına tescil edildiğini, kadastro davasında taraf olan davacının, o davada bu dava dilekçesinde ileri sürdüğü hususlara ilişkin beyan ve itirazlarının olmadığını, dava konusu taşınmazın aynına ilişkin tescil maksatlı açılan davada taraf bulunan davacı yönünden Kadastro Mahkemesinin kararının kesin hüküm niteliğinde olup davacının davasının bu haliyle de dinlenemeyeceğini, davacının davası hak düşümüne uğradığı gibi aynı zamanda kesin hüküm nedeniyle usulden reddi gerektiğini ileri sürerek davanın reddini talep etmiştir.

Davalı ... vekili süresinde sunduğu cevap dilekçesinde özetle; davanın 10 yıllık hak düşürücü süre geçtikten sonra açıldığını ileri sürerek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin 21.06.2021 tarihli ve 2019/425 Esas, 2021/381 Karar sayılı kararıyla; dava konusu taşınmazın Kadirli 1. Kadastro Mahkemesi'nin 06.04.1999 tarih ve 1997/7 Esas, 1999/14 Karar sayılı kararı ile davacı, davalılar ve davalıların mirasbırakanı adına tesciline karar verildiği, bu kararın Yargıtay (Kapatılan) 17. Hukuk Dairesi'nin 08.05.2000 tarih ve 2000/2375 Esas, 2000/2242 Karar sayılı kararıyla onanarak 01.11.2000 tarihinde kesinleştiği, dava konusu taşınmazın kadastro tespitinin davadan önce kesinleşmiş olup taşınmazın tapu siciline tescil edildiği, kesinleşme tarihinden itibaren 10 yıllık hak düşürücü sürenin 1.11.2010 tarihinde dolduğu, bu nedenle dava tarihi itibari ile hak düşürücü sürenin geçtiği gerekçesiyle davanın reddine, davalılar ... ve ... kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine (AAÜT) göre hesaplanan 1.000 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak müştereken ve müteselsilen kendisini vekil ile temsil ettiren davalılara verilmesine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalılar ..., ..., ..., ... vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davalılar ..., ..., ... vekili istinaf dilekçesinde özetle;

İlk Derece Mahkemesi kararının hükmedilen vekalet ücreti bakımında usul ve yasalara aykırı olduğunu, dört davalı adına vekalet sunulmasına rağmen, Ulusal Yargı Ağı Bilişim Sistemi (UYAP) kaydında yalnızca ... vekili olarak kayıtlarının yapılmış olduğunu, davada zorunlu dava arkadaşlığı söz konusu olmadığını ve davanın hak düşürücü süre geçtiği gerekçesiyle reddedildiğini, bu nedenle her bir davalı lehine ayrı ayrı ve maktu vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiğini, takdir edilen 1.000 TL vekalet ücretinin hatalı olduğunu ileri sürerek kararın vekalet ücreti yönüyle davalılar lehine düzeltilmesine, ret yönüyle ise onanmasına karar verilmesini talep etmiştir.

Davacı vekili süresinde sunduğu istinafa cevap dilekçesinde özetle; davalı tarafın her bir ferdi arasında mecburi dava arkadaşlığı olduğunu, bu nedenle her bir davalı adına ayrı ayrı vekalet ücretine hükmedilmesinin usul, yasa ve hakkaniyete aykırı olacağını, takdir edilen 1.000 TL vekalet ücretinin doğru hesaplandığını ileri sürerek davalı vekilinin istinaf başvurusunun reddine karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin 17.05.2023 tarihli ve 2022/1565 Esas, 2023/361 Karar sayılı kararıyla; dava konusu taşınmazın kadastro tespitinin 01.11.2000 tarihinde kesinleştiği eldeki davanın 10 yıllık hak düşürücü süre geçtikten sonra açıldığı tespit edilmekle İlk Derece Mahkemesince hak düşürücü süre sebebiyle davanın reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmadığı, ancak davalılardan ..., ... ve ...'un vekaletnameli vekillerinin bulunmasına rağmen karar başlığında vekillerinin yazılmaması, yine İlk Derece Mahkemesi kararının hüküm fıkrasının 3. bendinde isimlerinin yazılmamasının doğru olmadığı, davanın görüldüğü mahkemenin Asliye Hukuk Mahkemesi olması ve davanın hak düşürücü süre sebebiyle usulden reddine karar verilmesi karşısında ret sebebi aynı olan ve kendisini vekille temsil ettiren davalılar yararına maktu ve tek vekalet ücreti takdir edilmesi gerekirken maktu vekalet ücretinden daha az miktarda vekalet ücreti takdir edilmesinin usul ve yasaya uygun olmadığı gerekçesiyle 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 353/2 nci maddesi uyarınca davalılar ... ve arkadaşları vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile Kadirli 2. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 21.06.2021 tarih ve 2019/425 Esas, 2021/381 Karar sayılı kararının kaldırılmasına, davanın hak düşürücü süre sebebiyle reddine, davalılar ..., ..., ..., ... ve ... kendilerini vekil ile temsil ettirdiginden AAÜT'ye göre hesaplanan 9.200 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak kendisini vekil ile temsil ettiren davalılara verilmesine karar vermiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı vekili temyiz dilekçesinde, Bölge Adliye Mahkemesi kararında AAÜT 'ye göre hesaplanarak davalılar lehine hükmedilen 9.200 TL maktu vekalet ücretinin usul ve yasaya aykırı olduğunu ileri sürerek Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Dava, kadastro öncesi hukuki nedene dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkin olup vekalet ücreti temyiz konusu yapılmıştır.

2. İlgili Hukuk

3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 12/3 üncü maddesi, Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 13/2 nci maddesi.

3. Değerlendirme

Somut olayda, reddedilen dava değeri 1.000,00 TL olup karar tarihi itibarıyla yürürlükte olan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 13/2 nci maddesi gereğince davalılar lehine 1.000,00 TL vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken fazla vekalet ücreti tayini doğru değil ise de bu hususun düzeltilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden davacı vekilinin temyiz itirazının kabulü ile kararın düzeltilerek onanması gerekmiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Davacı vekilinin vekalet ücretine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararına yönelik temyiz itirazının kabulü ile, Bölge Adliye Mahkemesi kararının hüküm fıkrasının A-4. bendinde yer alan “9.200,00 TL” ibaresinin hüküm yerinden çıkartılarak yerine “1.000,00 TL” ibaresinin yazılmasına, hükmün bu şekliyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA,

Peşin alınan temyiz karar harcının istek hâlinde temyiz edene iadesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

22.01.2024 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.