"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2022/145 E., 2023/166 K.
HÜKÜM : Asıl ve Birleştirilen Dava Kabul
Taraflar arasında birleştirilerek görülen tapu iptali ve tescil davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece kararın bozulmasına karar verilmiştir.
Mahkemece bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda asıl ve birleştirilen davanın kabulüne karar verilmiştir.
Karar asıl ve birleştirilen davada davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Asıl davada davacılar; mirasbırakan anneleri ...’un maliki olduğu 3 ada 21 parsel sayılı taşınmazı mirasçılardan mal kaçırma amacıyla ve muvazaalı olarak davalıya temlik ettiğini ileri sürerek satış işleminin iptali ile taşınmazın miras payları oranında adlarına tescile karar verilmesini istemişler, birleştirilen davada ise 266 ada 1 parsel sayılı taşınmaz yönünden aynı talepte bulunmuşlardır.
II. CEVAP
Asıl ve birleştirilen davada davalı; davacıların mirasbırakanla ilgilenmediğini, hem komşu hem de mirasbırakanın dayısının kızı olduğunu, taşınmazları bedelini ödeyerek satın aldığını, mirasbırakanın ihtiyaçları için başka taşınmazlar da sattığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Malatya 4.Asliye Hukuk Mahkemesinin 03.12.2014 tarihli ve 2012/382 E., 2014/1467 K. sayılı kararıyla işlemlerin muvazaalı olduğu gerekçesiyle asıl ve birleştirilen davanın kabulüne karar verilmiştir.
IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1. Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde asıl ve birleştirilen davada davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Dairenin 21.02.2018 tarihli ve 2015/6147 Esas, 2018/1076 Karar sayılı kararıyla; "... asıl ve birleştirilen davada mirasbırakan Emine tarafından davalı ...’e yapılan temliklerin mirasçılardan mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olduğu saptanarak tapu kaydının iptali ile miras payları oranında davacılar adına tescile karar verilmiş olmasında bir isabetsizlik bulunmamaktadır. Davalı vekilinin bu yöne ilişkin temyiz itirazları yerinde bulunmadığından reddine. Ne var ki, birleştirilen davada çekişme konusu taşınmazın, 231 ada 7 parsel sayılı 2.895 m2 miktarlı bahçe nitelikli taşınmaz iken imar sonucu 266 ada 1 parsele dönüştüğü, ancak imar uygulamasının bozularak geriye dönüşüm yapıldığı ve mirasbırakan adına 442/2895 payın ve davalı adına 2364/2895 payın 15.03.2010 tarihli imar işlemi ile kayıtlı olduğu anlaşılmakla infazda tereddüt yaratacak şekilde, doğru sicil oluşturma ilkesine aykırı olarak kapanan sicil kaydı üzerinden hüküm kurulması doğru değildir. Hâl böyle olunca, HMK'nın 297/2. maddesi uyarınca infaza elverişli biçimde, davalıya mirasbırakandan intikal eden pay oranında davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi isabetsizdir.” gerekçeleriyle karar bozulmuş, davalı vekilinin karar düzeltme isteği ise reddedilmiştir.
B. Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Malatya 4. Asliye Hukuk Mahkemesinin 16.04.2019 tarihli ve 2019/104 Esas, 2019/354 Karar sayılı kararıyla asıl ve birleştirilen davanın kabulüne karar verilmiştir.
C.İkinci Bozma Kararı
1. Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde asıl ve birleştirilen davada davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2.Dairenin 06.10.2021 tarihli ve 2021/1656 Esas, 2021/5182 Karar sayılı kararıyla; “Dairece, müteaddit kez yapılan geri çevirmeler sonucu dosyaya getirtilen kayıtlardan; mirasbırakan tarafından 18.08.2008 tarihinde davalıya temlik edilen çekişme konusu kök 266 ada 1 parsel sayılı taşınmazın (1851,57 m2, arsa) imar işlemine tabi tutulup kaydı kapatılmakla, hangi imar parsellerine dönüştüğü saptanamadığı gibi, 15.03.2010 tarihli 757 yevmiye nolu imar işlemiyle 442/2895 payı mirasbırakan Emine, 2364/2895 payı davalı ..., 89/2895 payı ise dava dışı Vahap adına kayıtlı olan kabul kapsamındaki 231 ada 7 parsel sayılı taşınmazın (2.895 m2, bahçe) imar öncesi hangi parsellerden geldiğinin de sağlıklı bir şekilde denetlenemediği, buna rağmen Mahkemece, infaza elverişli olmayacak biçimde, "4-Birleşen Yeşilyurt Asliye Hukuk Mahkemesinin 2009/275 Esas sayılı dosyada dava konusu Malatya ili, .... ilçesi .... Mah. ..... sk. 266 ada 1 parsel (eski 231 ada 7) sayılı taşınmazların mirasbırakandan intikal eden 442/2895 payın davalı adına olan tapu kaydının iptali ile davacılara murisin veraset ilamındaki hissesi oranında TESCİLİNE," şeklinde hüküm kurulduğu görülmektedir. Hâl böyle olunca, yapılan tüm imar işlemlerine ilişkin olarak eksik kayıtlar getirtilerek dava konusu 266 ada 1 parsel sayılı taşınmazın imar görmesi sonucu oluşan yeni parsellerin tam ve doğru şekilde tespit edilmesi, ondan sonra taşınmazın yeni oluşan parsellerde davalı adına tescil edilen karşılığının saptanması, eksiksiz bir şekilde araştırma ve incelemenin tamamlanması, güncel tapu kaydı üzerinden iptal tescile karar verilmesi gerekirken noksan soruşturma ile yetinilerek yazılı şekilde karar verilmesi doğru değildir.” gerekçeleriyle hüküm bozulmuş, davalı vekilinin karar düzeltme isteği ise reddedilmiştir.
D.Mahkemesince İkinci Bozma İlamına Uyularak Verilen Karar
Malatya 4. Asliye Hukuk Mahkemesinin 06.06.2023 tarihli ve 2022/145 Esas, 2023/166 Karar sayılı kararıyla, temliklerin mirasçılardan mal kaçırmak amacıyla muvazaalı olarak yapıldığı gerekçesiyle asıl ve birleştirilen davanın kabulüne karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde asıl ve birleştirilen davada davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Asıl ve birleştirilen davada davalı vekili temyiz dilekçesinde; kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, davalının dava konusu taşınmazları bedeli karşılığı satın aldığını, davalı tarafça satış bedeli olan 4.300 Euro'nun 31.10.2008 tarihinde mirasbırakanın hesabına gönderildiğini, 21 parselin satış bedeli olarak ise 1.539,00 Euro'nun davalı tarafça murise elden verildiğini, fazla harç ve vekalet ücretine hükmedildiğini, murisin taşınmazların satışından elde ettiği gelir ile sosyal güvenlik sigortası borçlarını ödeyerek emekli olduğunu, kalan satış bedellerini ise evinin tamirat ve dekorasyonuna harcadığını, bir kısmını ise hac parası olarak yatırdığını, tanıkların da taşınmazların satıldığını beyan ettiklerini, davanın reddine karar verilmesi gerektiğini belirterek kararın bozulmasını istemiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Asıl ve birleştirilen dava, muris muvazaası hukuki nedenine dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
01.04.1974 tarihli 1/2 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı; Türk Medeni Kanunu'nun (TMK) 706. Türk Borçlar Kanunu'nun (TBK) 237. ve Tapu Kanunu'nun 26. maddeleri
3. Değerlendirme
1.Dosya içeriği ve toplanan delillerden, mirasbırakan ...’un 26.01.2009 tarihinde ölümü ile geriye çocukları davacılar ..... ve ...’in kaldığı, mirasbırakanın eski eşi ... ile 13.09.1995 tarihinde boşandığı, davacıların velayetinin babalarına verildiği, mirasbırakanın 3 ada 21 parsel 3.193 m2 miktarlı bahçe nitelikli taşınmazını 02.01.2009 tarihinde 1.000 TL bedelle, 266 ada 1 parsel sayılı 1.851,57 m2 miktarlı arsa nitelikli taşınmazını 18.08.2008 tarihinde 15.000 TL bedelle davalı ...’e temlik ettiği, 266 ada 1 parsel sayılı taşınmazda yapılan imar uygulaması sonucu, 407 ada 1 parsel sayılı taşınmazda 151196/185157 payın ve 231 ada 43 parsel sayılı taşınmazda 35953/129758 payın davalı adına tescil edildiği anlaşılmaktadır.
2.Temyiz olunan nihai kararların bozulması 6100 sayılı HMK’nın geçici 3/2. maddesinin yollamasıyla 1086 sayılı HUMK’un uygulanacağı davalar yönünden HUMK’un 428. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı halinde mümkündür.
3.Temyizen incelenen kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı anlaşılmakla; yazılı şekilde karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmadığından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiş olup asıl ve birleştirilen davada davalı vekilinin aşağıdaki paragrafın kapsamı dışındaki temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
4. Ancak, dava konusu 266 ada 1 parsel sayılı taşınmazın imar uygulaması sonucu, 407 ada 1 parsel ve 231 ada 43 parsele revizyon gördüğü halde hüküm fıkrasında maddi hata ile 231 ada 243 sayılı parsel olarak yazıldığı anlaşıldığından, bu taşınmaz yönünden infazda tereddüt yaratacak nitelikte tescil hükmü kurulmuş olması doğru değildir.
5. Ne var ki, bu hususun düzeltilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden hükmün düzeltilerek onanması gerekmektedir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1. Asıl ve birleştirilen davada davalı vekilinin işin esasına ilişkin temyiz itirazlarının reddine,
2. Asıl ve birleştirilen davada davalı vekilinin diğer temyiz itirazlarının değinilen yönden kabulü ile hükmün 2. bendinde yer alan “231 ada 243 parsel" ibaresinin hükümden çıkartılarak yerine “231 ada 43 parsel" ibaresinin yazılmasına, 6100 sayılı HMK'nın geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK'un 438/7. maddesi gereğince hükmün bu şekliyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA,
Peşin alınan harcın istek halinde yatıran tarafa iadesine,
Dosyanın Mahkemesine gönderilmesine,
Kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere,
07.10.2024 tarihinde oy birliği ile karar verildi.