Logo

1. Hukuk Dairesi2023/4838 E. 2024/6717 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davacı, taşınmazını dava dışı üçüncü kişiyle olan ticari ilişki nedeniyle davalıya devrettiğini, ancak dolandırıldığını iddia ederek tapu iptali ve tescil istemektedir.

Gerekçe ve Sonuç: Davacının hile ve inançlı işlem iddialarını ispatlayamaması, davalıyla arasında bir inanç sözleşmesinin veya delil başlangıcının bulunmaması gözetilerek yerel mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2021/1602 E., 2023/1754 K.

HÜKÜM/KARAR : Ret / Esastan Ret

İLK DERECE MAHKEMESİ : Foça Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2020/17 E., 2021/76 K.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili; dava dışı eşi ... ile arkadaşı olan dava dışı ...'ün.....'da bulunan bir kum ocağına ortak olunması konusunda anlaştıklarını, dava dışı ...'ün bu doğrultuda ... Kum Şirketini kurduğunu, Şirket kurulurken eşine düşen sermaye bedelinin ödenmesi amacıyla kredi çekmeye karar verdiklerini, ancak kredi notları düşük olduğundan kredi temini için sonrasında geri verilmek üzere maliki olduğu dava konusu 10 nolu bağımsız bölümü dava dışı...'in kayınbiraderi olan davalı ...'e devrettiğini, davalı tarafından kullanılacak kredi taksitlerinin davacı tarafından ödenmesi konusunda anlaştıklarını, ancak eşinin şirkette ortak olduğunu zannederken şirket belgelerini incelemesi sonucunda şirkette hisse sahibi olmadığını öğrendiklerini, dava dışı...'den şirketteki paylarını istemeleri üzerine...'in, eşine Foça Noterliğinin 23.08.2019 tarihli şirketle ilgili yetkiler içeren vekaletname verdiğini, kredi ödemesi ve şirket işlemleriyle ilgili olarak dava dışı...'in hesabına 1.500 TL, 7.000 TL ve 70.000 TL para gönderdiğini, tüm şirket çalışanları ve çevredeki insanların eşinin şirket ortağı olduğunu zannettiğini, ancak bir emlakçının dava konusu taşınmazın satış için ilana konulduğunu kendilerine bildirmesi üzerine aslında davalı tarafından hiç kredi çekilmediğini, şirkete ortak olmadıklarını, davalı ve dava dışı ... tarafından dolandırıldıklarını anladığını ileri sürerek tapu kaydının iptali ile adına tescilini, olmazsa bedelinin tahsilini istemiştir.

II. CEVAP

Davalı; iddiaların doğru olmadığını, satışın gerçek olduğunu, davacının eşi ile dava dışı ... arasında bahsi geçen ortaklığın dava konusu taşınmazın devriyle hiçbir ilgisinin bulunmadığını, davacının ekonomik sıkıntı içinde olduğunu, taşınmazı satılığa çıkarması üzerine bedelini ödeyerek satın aldığını, davacının aynı sitede dört adet evinin daha bulunduğunu, borçları sebebiyle ilk önce diğer bir evini satılığa çıkardığını, ancak bu ev üzerinde ipotek bulunduğu için almaktan vazgeçtiğini, davacının daha sonra dava konusu taşınmazı teklif etmesi üzerine bu taşınmazı satın aldığını, hilenin söz konusu olmadığını, davacının inançlı işleme dayandığını ancak hiçbir yazılı delil sunmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davanın hile ve inançlı işlem iddiasına dayalı olduğu, dava konusu taşınmazın hileli davranışlarla davacının elinden çıktığı iddiasının ispatlanamadığı, inançlı işlem iddiası yönünden ise davacı tarafından dosyaya yazılı delil sunulmadığı gibi yazılı delil başlangıcı niteliğinde bir belgenin de bulunmadığı, dava dışı ... ile dava dışı ... arasındaki hukuki ilişkiye dair belgenin dava konusu taşınmazla ilgili olmadığı, dinlenen taraf tanıklarının davacının hile iddiası nedeniyle dinlendiği, davacının iddiasını yazılı delille ispatlayamadığı, yemin deliline de dayanmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

İlk Derece Mahkemesinin kararına karşı süresi içinde davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulması üzerine, Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, taşınmazın hile ile devredildiğinin ispatlanamadığı, inanç sözleşmesine dayalı dava yönünden ise dosyaya sunulan herhangi bir inanç sözleşmesinin bulunmadığı gibi delil başlangıcının da olmadığı, İlk Derece Mahkemesince verilen kararın usul ve yasaya uygun olduğu gerekçesiyle davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Sebepleri

Davacı vekili temyiz dilekçesinde özetle; davacının dava dışı eşi ... ile dava dışı ... arasında yapılan anlaşma gereğince ... Kum Şirketine eşinin de hem yetkili hem de hissedar olması gerekirken ...’ün tek ortak olarak kendisi adına şirketi tescil ettirdiğini, anlaşma doğrultusunda davacının maliki olduğu dava dışı Atatürk Mahallesindeki dairenin de şirketin ofisi olarak gösterildiğini ve arada kira sözleşmesi düzenlendiğini, bu kira sözleşmesinin yazılı delil başlangıcı niteliğinde olduğunu, daha sonra şirkette ortak olmadıklarını öğrenince dava dışı ...’ün şirkete ortak olmak için üzerine düşen sermaye payını ödemesi gerektiğini söylemesi üzerine, kredi notlarının düşük olması ve maddi sıkışıklıkları nedeniyle kredi çekilmesi amacıyla dava konusu taşınmazın ...’ün kayınbiraderi olan davalıya devredilmesine karar verildiğini, kredi taksitlerinin davacının ödemesi konusunda da anlaştıklarını ve tapu devrinin yapıldığını, taşınmazın devredilmesiyle kredi temininin amaçlandığını, tanık beyanlarıyla davacının eşi ile dava dışı... arasında bağ bulunduğunun, davacının eşi Hanefi’nin şirket ortağı gibi işlemler ve görüşmeler yaptığının sabit olduğunu, aradan geçen zamanda davacının eşinin...’den devamlı olarak şirket bilgilerini istese de kendisini oyalayıp göstermediğini, güven vermek amacıyla şirketle ilgili geniş yetkiler içeren vekaletname verdiğini, kredi borcunun ödenmesi için 1.500 TL, 7.000 TL ve ayrıca 70.000 TL dava dışı...'e para gönderdiklerini, buna dair banka dekontlarının da yazılı delil başlangıcı niteliğinde olduğunu, arkadaşları olan bir emlakçının dava konusu taşınmazın satılığa çıkarıldığını söylemesi üzerine yaptıkları araştırmada aslında hiç kredi kullanılmadığını da öğrendiklerini, savcılığa yaptıkları şikayetin takipsizlikle sonuçlandığını, ancak dava dışı ...’ün hileli hareketleri ile taşınmazın devrinin sağladığını, davalının, satış bedelini ödediğini ispatlayamadığını belirterek kararın bozulmasını istemiştir.

B. Değerlendirme ve Gerekçe

Dava, hile ve inançlı işlem hukuki nedenlerine dayalı tapu iptali ve tescil, olmazsa bedel istemine ilişkindir.

Dosya içeriğinden ve toplanan delillerden, davacının maliki olduğu 1702 ada 1 parseldeki 10 nolu bağımsız bölümü 10.06.2019 tarihinde satış suretiyle davalıya devrettiği anlaşılmıştır.

Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Davacı vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370. maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı 157,75 TL bakiye onama harcının temyiz eden davacıdan alınmasına,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

09.12.2024 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.