"İçtihat Metni"
...
MAHKEMESİ : Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2023/81 E., 2023/421 K.
DAVA TARİHİ : ...
HÜKÜM/KARAR : Usulden ret/ Esastan ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : Pütürge Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2022/76 E., 2022/92 K.
Taraflar arasındaki kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın hak düşürücü süre geçtikten sonra açıldığı gerekçesiyle usulden reddine karar verilmiştir.
Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından adil yardım talepli temyiz edilmekle; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu′nun (6100 sayılı Kanun) 334/1 nci maddesindeki koşulların davacı lehine gerçekleştiği dosya içeriğinden anlaşıldığından, davacının adli yardım talebinin kabulü ile kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dilekçesinde;mirasbırakanı ...'ın ölümünden sonra mirasçıların kendi aralarında miras taksimi yaptıklarını, bu kapsamda ... mahallesi ... ada 255 parsel sayılı taşınmazın davacıya 109 ada 253 parsel sayılı taşınmazın ise davalıya düştüğünü, tarafların uzun yıllardır taşınmazları bu şekilde kullandığını, miras taksiminin yapıldığı dönemde davacının dava konusu taşınmazların bulunduğu mahallede oturduğunu, tarafların 109 ada 255 parsel sayılı taşınmaz üzerinde ortaklaşa ev yaparak bir süre evin ayrı ayrı bölümlerinde kendi aileleri ile beraber yaşadıklarını, daha sonra davacının İstanbul'a yerleşerek orada yaşamaya başladığını, davalının ise dava konusu taşınmazlardan 109 ada 255 parsel üzerinde bulunan evde 2020 yılında ...'de meydana gelen depremde ev yıkılana kadar oturduğunu, depremde evin yıkılması nedeniyle Devlet tarafından davalıya TOKİ'den ev verildiğini, davacının 2022 yılında bu durumdan haberdar olduğunu ve söz konusu evin davalıya tahsis edilme nedenini araştırdığında miras takisiminde kendisine düşen ve fiili olarak kullandığı 109 ada 255 parsel sayılı taşınmazın davalı adına, aslında davalıya miras olarak düşen ve davalının fiili olarak kullandığı 109 ada 253 parselde bulunan taşınmazın ise davacı adına tescil edildiğini öğrendiğini, şu an dahi 109 ada 255 parsel sayılı taşınmazın davacı tarafından kullanıldığını, 109 ada 253 parsel sayılı taşınmazın ise davalının kullanımında olduğunu, söz konusu tescillerin hata sonucunda yapıldığını ileri sürerek davalı adına kayıtlı bulunan 109 ada 255 parsel sayılı taşınmazın tapusunun iptali ile davacı adına tapuya kayıt ve tesciline, davacı adına kayıtlı bulunan 109 ada 253 parsel sayılı taşınmazın tapusunun iptali ile davalı adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı, cevap dilekçesi sunmamış, katıldığı duruşmada davanın reddini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; davacının duruşmada taşınmazın babasından kaldığını, taşınmazın anneleri tarafından paylaştırıldığını ifade ettiği, tarafların mirasbırakan babalarının ölüm tarihinin 02.03.1978, annelerinin ölüm tarihinin ise 06.09.1999 olduğu, dava konusu taşınmazın kadastro tespitinin ise 21.04.2006 tarihinde yapıldığı, kadastro tespit tutanağının 24.08.2006 tarihinde kesinleştiği, davacının iddiaları, tarafların ebeveynlerinin ölüm tarihleri ve davacı vekilinin dilekçesi de göz önüne alındığında davanın kadastrodan önceki nedenlere dayandığı, davanın kadastro tespit tutanağının kesinleşmesinin üzerinden 10 yıl geçtikten sonra kadastrodan önceki nedenlere dayanılarak dava açılamayacağı, mevcut davanın hak düşürücü sürenin üzerinden 6 yıl geçtikten sonra açıldığı gerekçesiyle usulden reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davacı vekili istinaf dilekçesinde; İlk Derece Mahkemesinin davanın hukuki nitlendirmesinde hataya düştüğünü, taraflarınca kadastro öncesi zilyetliğe dayalı tapu iptali ve tescili davası açılmadığını, açmış oldukları davanın hata hukuki sebebine dayalı tapu iptal tescil isteğine ilişkin olduğunu, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 39 uncu maddesine göre söz konusu davayı açma süresinin tapuda yapılan hatanın öğrenilmesinden itibaren 1 yıl olduğunu, miras paylaşımında kendisine düşen ve fiili olarak kullandığı 109 ada 255 parsel sayılı taşınmazın davalı adına, aslında davalıya miras olarak düşen ve davalının fiili olarak kullandığı 253 parselde bulunan taşınmazın ise müvekkil adına tescil edildiğini öğrendiğini, müvekkilinin bu durumu öğrendikten sonra davalıya yanlışlığın düzeltilmesi için tapudan işlem yapılması amacıyla talepte bulunmuşsa da davalının müvekkilinin bu haklı talebini yerine getirmediğini, yaklaşık 44 yıl malik sıfatıyla kullanılan taşınmazların tapu kayıtlarının karşılıklı olarak hatalı tescil edildiğini ve bu süre içinde herhangi bir niza çıkmadığını, davalının da kullanımında olan taşınmazı malik sıfatıyla kullandığını, davalının müvekkilin zilyetliğinde bulunan ancak tapusu kendi adına olan taşınmazın müvekkile ait olduğunu kabul ettiğini, karşılıklı olarak tapu kayıtlarında değişiklik yapılmasına yanaşmayan davalının iyi niyetli olduğunun kabulünün mümkün bulunmadığını, hata hükümlerine göre değerlendirme yapılması gerektiğini, ancak Mahkemece davanın nitelendirmesinde hataya düşülerek davanın reddine karar verilmesinin açıkça hukuka aykırı olduğunu ileri sürerek Yerel Mahkemenin kararının istinaf incelemesi neticesinde kaldırılarak davalı adına kayıtlı bulunan 109 ada 255 parsel sayılı taşınmazın tapusunun iptali ile müvekkil adına tapuya kayıt ve tesciline, müvekkil adına kayıtlı bulunan 109 ada 253 parsel sayılı taşınmazın tapusunun iptali ile davalı adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; tarafların kök mirasbırakanı ...'ın 02.03.1978 tarihinde öldüğü, 2006 yılında yapılan kadastro tespiti sırasında davaya konu 109 ada 255 parsel sayılı taşınmazın irsen intikal, taksim ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle davalı adına, dava dışı 109 ada 253 parsel sayılı taşınmazın da irsen intikal, taksim ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle davacı adına tespitlerinin yapıldığı ve tapuya tescil edildiği, davacının müşterek mirasbırakandan intikal, taksim ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği iddiasıyla kadastro öncesi sebeplere dayanarak dava açtığı, davanın açıklanan bu niteliğine göre 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 12/3 üncü maddesinde öngörülen hak düşürücü süreye tabii olduğu, dava konusu taşınmazın kadastro tespitinin 24.8.2006 tarihinde kesinleştiği, eldeki davanın ise 10.8.2022 tarihinde açıldığı, davanın açılış tarihi ile kadastro tespitinin kesinleştiği tarihler arasında 10 yıldan fazla süre geçtiği gerekçesiyle davacı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı Kanun'un 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (1) inci alt bendi uyarınca esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili, istinaf dilekçesinde sunduğu hususları temyiz dilekçesinde tekrar ederek temyiz başvurusunun kabulü ile kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava, kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 12/3 üncü maddesi.
3. Değerlendirme
1. Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanunu'nun 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Kadastro sonucu; ... mahallesi çalışma alanında bulunan 109 ada 255 parsel sayılı taşınmazın tesis kadastrosu kesinleşme tarihinin 24.08.2006 olduğu, davanın ise 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 12/3 üncü maddesinde düzenlenen 10 yıllık hak düşürücü süre geçtikten sonra 10.08.2022 tarihinde açıldığı anlaşılmıştır.
3. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Davacı vekilinin temyiz itirazının reddi ile Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderlerinin temyiz eden davacıya yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
22.01.2024 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.
...