"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2023/108 E., 2023/181 K.
Mahkemece bozma ilamına uyularak verilen karar davacı vekili tarafından duruşma istekli olarak temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, 29.04.2025 Salı günü duruşma yapılmasına ve duruşma gününün taraflara davetiye ile bildirilmesine karar verilmiştir.
Belli edilen günde temyiz eden davacı vekili Avukat ... ile temyiz edilen davalı Hazine vekili Avukat ... geldiler. Davetiye tebliğine rağmen diğer davalılar gelmediler. Gelen vekillerin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi. Temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hakimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı dava dilekçesinde özetle; Düzce ili, Akçakoca ilçesi, ... köyünde yapılan kadastro çalışmaları sonucu davacıya ait taşınmazın bir kısmının hatalı olarak çekişmeli 157 ada 6 parsele eklenerek davalı ... adına tespit ve tescil edildiğini, taşınmazın bir kısmının da yol olarak tescil harici bırakıldığını ileri sürerek 157 ada 6 parsel sayılı taşınmazın iddiaya konu bölümünün tapu kaydının iptali ile davacı adına tescilini, yol olarak bırakılan bölümün davacı adına tapuya kaydını talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı ... cevabında; davacının kendi taşınmazına bitişik fındık bahçesi olduğunu, kadastro sırasında hata yapılarak bir kısmın kendi adına tescil edildiğini, davayı kabul ettiğini, davanın açılmasına sebebiyet vermediğinden yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasını istediğini bildirmiştir.
Davalı Hazine, aşamalarda davanın reddini savunmuştur.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
1.Mahkemece; davalının kabul beyanı nedeniyle davanın kısmen kabulüne, çekişmeli 157 ada 6 parsel sayılı taşınmazda 04.03.2016 tarihli fen bilirkişi raporuna ekli krokide (A) harfi ile gösterilen 1.406,29 metrekarelik kısmın tapu kaydının iptali ile bu kısmın davacı adına tapuya kayıt ve tesciline, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiş, hüküm taraflarca temyiz edilmeden 22.03.2017 tarihinde kesinleşmiştir.
2.Davanın tarafı olmayan ancak çekişmeli 157 ada 6 parselin maliki olan ... 03.02.2021 tarihli talep dilekçesi ile; kayıt maliki olduğu halde davanın tarafı olmadığını, bu nedenle kararda yanlışlık yapıldığını belirterek temyiz ve yeniden yargılama yapılmasını talep etmiştir.
Akçakoca Asliye Hukuk Mahkemesi 04.02.2021 tarihli ek kararı ile ...’in yargılamanın yenilenmesi talebinin ayrı bir esasa kaydına, dosyada taraf olmadığından temyiz talebinin reddine karar verilmiştir.
IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkemenin yukarıda belirtilen asıl ve ek kararına karşı süresi içinde çekişmeli 157 ada 6 parsel sayılı taşınmazın kayıt maliki olan ... tarafından temyiz isteminde bulunulmuştur.
B. Bozma Kararı
Dairenin 26.12.2022 tarih, 2021/5441 Esas, 2022/8507 Karar sayılı kararıyla:
1- Somut olayda, her ne kadar hükmü temyiz eden ... davada taraf değil ise de dava konusu 157 ada 6 parsel sayılı taşınmazda dava açıldığı tarihte paydaş olduğu, kural olarak hükmü temyiz yetkisi davanın taraflarına ait ise de temyizde hukuki yararı bulunmak koşulu ile davanın tarafı olmayanların da kararı temyiz etmelerinin mümkün olduğu, verilen karar sonucunda kayıt malikinin hukuku etkilendiği halde temyiz talebinin reddine ilişkin ek karar yerinde olmadığından, ...’in ek karara yönelik temyiz talebinin kabulü ile Akçakoca Asliye Hukuk Mahkemesinin 04.02.2021 tarihli ek kararının ortadan kaldırılmasına,
2- Çekişmeli taşınmazda paydaş olan ... davada taraf olarak yer almadığından taraf teşkilinin sağlanmadığı, Mahkemece öncelikle çekişmeli taşınmazın tapu maliki olan ...’in davaya dahil edilmesi için davacı tarafa süre ve imkan tanınması ve bu şekilde taraf teşkilinin sağlanması halinde davanın esasına girilmek suretiyle toplanan ve toplanacak tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre karar verilmesi gereğine değinilerek hükmün bozulmasına karar verilmiştir.
C. Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen karar
Mahkemece bozma kararına uyularak yapılan yargılama sonucu; davacı vekilinin kanunda belirtilen kesin süre içerisinde dava konusu taşınmazın maliklerinin tamamını davaya dahil etmediği ve gider avansını yatırmadığı gerekçesiyle davanın HMK'nın 114/1-d-g maddesi uyarınca husumet yokluğu ve gider avansı yatırılmaması nedeniyle usulden reddine karar verilmiştir.
V.TEMYİZ
A. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili temyiz dilekçesinde; Yargıtay kararından sonra tensip zaptı ve ara karar ile taraf teşkilinin sağlanması ve gider avansının tamamlanması hususunda davacıya olayın oluşuna aykırı şekilde süre tanınmasının usul ve yasaya aykırı olduğunu, talep edilen gider avansının somut hayatın gereklerinden uzak ve abartılı şekilde tayin edildiğini, buna rağmen olası giderler için kullanılmak üzere gider avansının Mahkeme veznesine yatırıldığını, davanın usulden reddinin davacı açısından telafisi imkansız zararlara sebebiyet vereceğini, kararın hatalı olduğunu belirterek bozulmasını talep etmiştir.
B. Değerlendirme ve Gerekçe
Dava, kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescil ile tespit sırasında tespit harici bırakılan taşınmazın tapuya tescili isteğine ilişkindir.
1.Mahkemece yazılı şekilde davacı vekilinin kanunda belirtilen kesin süre içerisinde dava konusu taşınmazın maliklerinin tamamını davaya dahil etmediği ve gider avansını yatırmadığı gerekçesiyle
davanın HMK'nın 114/1-d-g maddesi uyarınca husumet yokluğu ve gider avansı yatırılmaması nedeniyle usulden reddine karar verilmiş ise de varılan sonuç dosya kapsamına uygun düşmemektedir.
2.Bilindiği üzere davaların kısa zamanda sonuçlandırılması, adaletin bir an önce tecellisi için taraflarca veya mahkemelerce yapılması gereken bir kısım adli işlemler sürelere bağlanmıştır. Bu sürelerin bazılarını kanun bizzat belirlerken, bir kısım sürelerin tespiti ise işin özelliğine ve tarafların durumuna göre hâkime bırakılmıştır. Kanuni süreler açıkça belirtilen ayrıcalıklar dışında kesindir.
HMK'nın 90. maddesine göre; “Süreler, kanunda belirtilir veya hâkim tarafından tespit edilir. Kanunda belirtilen istisnai durumlar dışında, hâkim kanundaki süreleri artıramaz veya eksiltemez. Hâkim, kendisinin tespit ettiği süreleri haklı sebeple artırabilir veya eksiltebilir; gerekli gördüğü takdirde, bu konudaki kararından önce tarafları da dinler". Aynı Kanun’un 94. maddesi ise; “Kanunun belirlediği süreler kesindir. Hâkim, tayin ettiği sürenin kesin olduğuna karar verebilir. Aksi hâlde, belirlenen süreyi geçirmiş olan taraf yeniden süre isteyebilir. Bu şekilde verilecek ikinci süre kesindir ve yeniden süre verilemez. Kesin süre içinde yapılması gereken işlemi süresinde yapmayan tarafın o işlemi yapma hakkı ortadan kalkar.” hükümlerini içermektedir.
Bu şekilde kesin sürenin kaçırılması, o delile veya hakka dayanamamak gibi ağır sonuçları birlikte getirmekte, bazen davanın kaybedilmesine dahi neden olmaktadır. Bu itibarla geciken adaletin de bir adaletsizlik olduğu düşüncesinden hareketle, davaların yok yere uzamasını veya uzatılmak istenmesini engellemek üzere düzenlenen kesin süre kuralı kanunun amacına uygun olarak kullanılmalı, davanın reddi için bir araç sayılmamalıdır. Öncelikle, kesin süreye ilişkin ara kararı her türlü yanlış anlaşılmayı önleyecek biçimde açık ve eksiksiz yazılmalı, yapılacak işler teker teker belirtilmelidir. Öte yandan, kesin süre tarafların yanında hâkimi de bağlayacağından uyulmaması halinde gereği hâkim tarafından hemen yerine getirilmelidir (Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 08.04.2021 tarihli ve 2017/(21)10-1185 E., 2021/451 K. sayılı kararı).
3. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (HMK) 120. maddesine göre davacının dava açarken yargılama harçlarını ve gider avansını mahkeme veznesine yatırmak zorunda olduğu, avansın yeterli olmadığının dava sırasında anlaşılması halinde ise mahkemece, bu eksikliğin tamamlanması için davacıya iki haftalık kesin süre verileceği, HMK'nın 114/1-g maddesinde davacının yatırması gereken gider avansının dava şartları arasında sayıldığı, HMK'nın 115/2. maddesinde dava şartı noksanlığının giderilmesi mümkün ise bunun tamamlanması için mahkemece kesin süre verileceği ve bu süre içinde dava şartı noksanlığı giderilmemişse davanın dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddine karar verileceği düzenlemeleri yer almıştır.
4. Bu genel açıklamalardan sonra somut olaya dönüldüğünde; davacı vekiline 28.02.2023 tarihinde tebliğ edilen mazbata incelendiğinde mazbata üzerinde yer alan şerhin duruşmaya davet niteliğinde olduğu, mazbataya tensip zaptının eklendiği, ne var ki mazbata üzerinde taraf teşkilinin sağlanması ve çekişmeli 157 ada 6 parselin kayıt maliklerinin davaya dahil edilmesi hususunda meşruhatın yer almadığı anlaşılmaktadır. Öte yandan taraf teşkilinin sağlanması hususunda davacı tarafa verilen ilk süre kesin nitelikte tayin edildiği gibi, yine bu sürenin taraf teşkilinin tamamlanması hususunda makul ve yeterli bir süre olduğunu söylemek de mümkün değildir. Hal böyle olunca yapılan ihtaratın usulüne uygun olduğu kabul edilemez.
5. Diğer taraftan, davacı vekiline 13.03.2023 tarihinde tebliğ edilen mazbata incelendiğinde ise mazbata üzerinde gider avansının tamamlanması hususunda meşruhatın yer almadığı, kaldı ki 07.03.2023 tarihli tahsilat makbuzuna göre davacı vekilinin Mahkeme veznesine 650,00 TL gider avansını yatırdığı anlaşılmaktadır.
Hal böyle olunca; davacı vekiline yapılan ihtaratın usulüne uygun olduğu kabul edilemeyeceği gibi mevcut gider avansı sarf edilmek suretiyle dosyanın tüm taraflarına tebligat icrasının mümkün olduğu aşikardır. Sayılan nedenlerle kesin sürelere riayet edilmediği gerekçesiyle davanın usulden reddine hükmedilmiş olması doğru görülmediğinden davacı vekilinin bu yöne değinen temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün bozulmasına karar verilmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulüyle 6100 sayılı Kanun'un geçici 3. maddesi yollaması ile 1086 sayılı HUMK'un 428. maddesi gereğince hükmün BOZULMASINA,
Peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacıya iadesine,
03.10.2024 tarihinde yürürlüğe giren Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca gelen temyiz eden davacı vekili için 28.000,00 TL duruşma vekalet ücretinin davalılardan alınmasına,
Dosyanın Akçakoca 1. Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine,
Kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere,
29.04.2025 tarihinde oy birliği ile karar verildi.