"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2020/1232 E., 2023/495 K.
HÜKÜM/KARAR : Ret/ İstinaf başvurusunun esastan reddi
İLK DERECE MAHKEMESİ : Şanlıurfa 3. Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2018/702 E., 2019/814 K.
Taraflar arasındaki kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescili davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.
Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; ... mahallesinde bulunan 971 parsel numaralı taşınmaz içerisindeki yaklaşık 3.664,50 m2 yerin önceleri müvekkilinin babası tarafından, 20 yıldır ise müvekkili tarafından ilk başlarda arpa, buğday, mercimek ekilerek, son 2 yıldır ise fıstıklık olarak kullanıldığını, davacının babası ve dedesinin kullanımı ile birlikte taşınmazın 70-80 yıldır kullanıldığını, taşınmazın senetsizden 1992 yılında ... adına tescil edildiğini, 2017 yılında da kentsel dönüşüm kapsamında imar planı içerisine alınarak Şanlıurfa Büyükşehir Belediyesi adına devrinin yapıldığını, taşınmazın eski tarihli hava fotoğraflarına bakıldığında 971 nolu parsel ile ayrık durumunun görüleceği iddiasıyla 971 parsel numaralı taşınmaz içerisindeki yaklaşık 3664,50 m2 yerin davalı ... Belediyesi adına olan tapu kaydının iptali ile davacı adına tescilini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı ... vekili cevap dilekçesinde; söz konusu davada Belediye Başkanlığı'na yöneltilen davanın usulden reddi gerektiğini, her ne kadar dava konusu taşınmazın köy belediyelerinin sınırları içerisinde bulunsa da Hazine adına tescilli bir taşınmaz olduğunu, bu taşınmaza ilişkin tapu iptali ve tescil davasında taraf olarak gösterilmelerinin hukuki bir dayanağının olmadığını, bu nedenle Belediye Başkanlığı'na yöneltilen davanın öncelikle husumet yönünden reddedilmesi gerektiğini, ayrıca davacının davasını zilyetliğe dayandırdığını ve aynı zamanda imar ihyadan bahsettiğini, zilyetlik ile imar ve ihya olgularının ispatlanması gerektiğini, açılan tescil davasının şartlarının mevcut olmadığını, davacı tarafın davasının haksız ve mesnetsiz olduğunu ileri sürerek davanın reddini talep etmiştir.
Davalı ... vekili cevap dilekçesinde davanın reddini talep etmiştir.
Yargılama sırasında davalılar ... ve ... yönünden dava tefrik edilerek yeni esasa kaydedilmiş, bu davalılar yönünden husumet yokluğu nedeniyle davanın reddine karar verilmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesi'nin 16.10.2019 tarihli ve 2018/702 Esas, 2019/814 Karar sayılı kararıyla; davaya konu olan ... Mahallesi sınırları içerisinde bulunan 971 nolu parselin içerisinde kalan taşınmazın kadastrosunun 24.07.1975 tarihinde yapıldığı, 18.09.1975 tarihinde kadastro tutanaklarının kesinleşerek davaya konu taşınmazın ... Köyü Tüzel Kişiliği adına ve mera vasfıyla tapuya tescil edildiğinin kadastro tutanaklarının incelenmesinde görüldüğü, 18.09.1975 tarihi ile davanın açıldığı 17.08.2018 tarihi arasında 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 12/3 üncü maddesinde öngörülen 10 yıllık hak düşürücü sürenin geçtiği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davacı vekili istinafa başvuru dilekçesinde, kararın hüküm ve yasaya aykırı olduğunu, davanın konusunun kadastro tutanaklarına yapılan itiraz olmayıp kadastro tutanaklarından önceki süreçte dava konusu taşınmazda imar - ihya olgusunun tam manasıyla gerçekleştiğinden ötürü kazanılmış hak olan mülkiyet hakkının verilmesi olduğunu, bilirkişi raporunda ilgili yerin hava fotoğraflarının incelenmesi ile taşınmazın 1959 yılında dahi imar ihyasının tamamlandığı sonucuna ulaşıldığını, hava fotoğraflarının incelenmesiyle beraber 1959 yılında toprağın işlendiğinin de görüldüğünü, somut olayda taşınmazın imar ihyasının tamamlandığını ve kadastro tarihinden önce zilyetlikle mülkiyet kazanımına ilişkin tüm şartların yerine getirildiğini, Mahkemenin söz konusu taşınmazın mera vasfında olduğunu doğrudan kabul etmesi ve ek araştırma yapmamasının Yargıtay kararlarına aykırılık teşkil ettiğini belirterek Mahkeme kararının kaldırılması ve yeniden yargılama yapılarak davanın kabulüne karar verilmesi talebiyle istinaf yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi’nin 22.05.2023 tarih ve 2023/1232 Esas, 2023/495 Karar sayılı kararıyla; davanın kadastro öncesi nedenlere dayalı olarak açıldığı, 17.08.2018 tarihinde açılan davanın 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 12/3 üncü maddesinde belirtilen 10 yıllık hak düşürücü süre geçtikten sonra açıldığının kabulünün gerekeceği, sonuç olarak Yerel Mahkemenin davanın reddine ilişkin kararının usul ve yasaya uygun olduğu ve istinaf gerekçelerinin yerinde olmadığı anlaşıldığından davacı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (HMK) 353/1.b.1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili temyiz dilekçesinde, istinafa başvuru dilekçesinde ileri sürdüğü hususları tekrar ederek temyiz talebinin kabulü ile Bölge Adliye Mahkemesi'nin yukarıda anılan kararının bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava, kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 12/3 üncü maddesi.
3. Değerlendirme
1. Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanunu'nun 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Kadastro sonucu; ... Köyü çalışma alanında bulunan dava konusu 971 parsel sayılı taşınmazın geldisini teşkil eden eski 794 parsel sayılı taşınmazın tesis kadastrosu kesinleşme tarihinin 19.09.1975 olduğu, davanın ise 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 12/3 üncü maddesinde düzenlenen 10 yıllık hak düşürücü süre geçtikten sonra 17.08.2018 tarihinde açıldığı anlaşılmıştır.
3. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Davacı vekilinin temyiz itirazının reddi ile Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderlerinin temyiz eden davacıya yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
05.02.2024 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.
...