Logo

1. Hukuk Dairesi2023/4901 E. 2023/7464 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Kadastro çalışmaları sonucu Hazine adına tescil edilen taşınmazların, davacı adına tesciline dair tapu iptal ve tescil davasında, kadastro öncesi dönemdeki mülkiyet hakkının belirlenmesi.

Gerekçe ve Sonuç: Davacının dava konusu taşınmazları yirmi yılı aşkın süredir malik sıfatıyla kullandığı ve Çumra Asliye Hukuk Mahkemesinin 1988/151 Esas ve 1994/20 sayılı kararıyla davacı adına tapuya kayıt ve tesciline karar verildiğinin Yargıtay tarafından onandığının anlaşılması üzerine, yerel mahkemenin davacı lehine verdiği tapu iptal ve tescil kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2019/297 E., 2020/110 K.

HÜKÜM : Kısmen kabul

Taraflar arasındaki tapu iptal ve tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, kararın Yargıtay 8. Hukuk Dairesinin 23.11.2018 tarihli ve 2018/12977 Esas, 2018/19131 Karar sayılı kararı ile bozulmasına karar verilmiştir.

Mahkemece bozma kararına uyularak yapılan yargılama sonunda davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

Karar davalı Hazine temsilcisi tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili; Çumra Asliye Hukuk Mahkemesinin 1988/151 Esas, 1994/20 Karar sayılı kararı ile davacı adına hükmen tescil edilen 87.000 m² taşınmazın kadastro çalışmaları sırasında 148 ada 29 parsel numarasıyla 57.682,28 m2, 148 ada 30 parsel numarasıyla 19.530,70 m² olarak tespit ve tescil edildiğini, yine aynı Mahkeme kararı ile davacı adına tescil edilen 13.000 m² taşınmazın ise 149 ada 79 parsel numarasıyla 10.791,37 m² olarak davacı adına tespit ve tescil edildiğini, taşınmazların fazlalıklarının ise Hazine adına tespit ve tescil edildiğini, kadastro tespitinin hatalı olduğunu ileri sürerek Hazine adına tespit edilen kısımların tapu kaydının iptali ile davacı adına tesciline karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı Hazine vekili; davanın reddini savunmuştur.

III. MAHKEME KARARI

Çumra Asliye Hukuk Mahkemesinin 03.07.2014 tarihli ve 2012/101 Esas, 2014/294 Karar sayılı kararıyla; dava konusu 148 ada 27 parsel sayılı taşınmazın davalı adına olan tapu kaydının iptali ile taşınmazın davacı adına tesciline, 149 ada 47 parsel sayılı taşınmazın tapu kaydının iptali ile fen bilirkişisinin 28.02.2014 tarihli raporunda D harfi ile gösterilen 790 metrekarelik kısmının ifrazı ile son parsel numarası verilmek üzere davacı adına tapuya tesciline, geri kalan kısmın davalı Hazine adına tapuya tesciline karar verilmiştir.

IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Bozma Kararı

1. Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı Hazine vekili ve katılma yoluyla davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Yargıtay 8. Hukuk Dairesinin 22.01.2019 tarihli ve 2018/12977 Esas, 2018/19131 Karar sayılı kararıyla; davalı Hazine'nin sair temyiz itirazlarının reddi gerektiği, ne varki hükme esas alınan 28.02.2014 tarihli bilirkişi raporunun ölçek ve koordinat bilgileri içermemesi nedeniyle denetime ve hüküm vermeye elverişli olduğunu söyleme imkanı bulunmadığı , bu nedenle iptal ve tesciline karar verilmesi gereken bölümlerin, ölçekli ve koordinatlı fen bilirkişisi raporunda net olarak belirlenmesi ve ondan sonra infaza imkan verecek rapor esas alınmak suretiyle bir karar verilmesi gerekirken denetime ve infaza elverişli bulunmayan bilirkişi raporu ile yetinilerek karar verilmesinin doğru görülmediği; davacının temyiz itirazlarına gelince ise her ne kadar, Mahkeme tarafından yargılama giderleri davacı üzerinde bırakılarak davacı lehine vekalet ücretine hükmedilmemiş ise de dava, kadastro tespitine itiraz niteliğinde olduğundan, hükmün kabul kısmı gözönünde bulundurulmak suretiyle davacı lehine vekalet ücreti takdiri ile yargılama giderlerinin düzenlenmesi gerekirken, bu hususlar gözardı edilerek hüküm tesis edilmesinin doğru olmadığı gerekçesiyle hükmün bozulmasına karar verilmiştir.

B. Mahkemece Bozma Kararına Uyularak Verilen Karar

Çumra Asliye Hukuk Mahkemesinin 20.02.2020 tarihli ve 2019/297 Esas, 2020/110 Karar sayılı kararıyla; davacının dava konusu taşınmazları yirmi yılı aşkın süredir aralıksız ve davasız olarak malik sıfatıyla kullandığı hususunun sabit görüldüğü ayrıca Çumra Asliye Hukuk Mahkemesinin 1988/151 Esas ve 1994/20 Karar sayılı kararı ile dava konusu taşınmazlara ilişkin daha önce yargılama yapılmış olup yargılama sonunda dava konusu taşınmazların davacı adına tapuya kayıt ve tesciline karar verildiği verilen kararın Yargıtay 8. Hukuk Dairesinin 1995/4947 Esas ve 1995/7739 Karar sayılı onama ilamına istinaden kesinleştiği gerekçesiyle dava konusu 148 ada 27 parsel sayılı taşınmazın davalı adına olan tapu kaydının iptali ile taşınmazın davacı adına tesciline, 149 ada 47 parsel sayılı taşınmazın tapu kaydının iptali ile fen bilirkişisinin 15.10.2019 tarihli ek raporunda D harfi ile gösterilen 790 metrekarelik kısmının ifrazı ile son parsel numarası verilmek üzere davacı adına tapuya tesciline, geri kalan kısmın davalı Hazine adına tapuya tesciline karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A.Temyiz Yoluna Başvuranlar

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı Hazine temsilcisi temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı Hazine temsilcisi temyiz dilekçesinde özetle ;dava hak düşürücü süre içerisinde açılmamış olduğundan işin esasına girilmeden davanın reddi gerektiğini aksinin kabulü halinde ise bilirkişi raporlarının denetime ve hükme yeterli olmadığını, herhangi bir zilyetlik ve tasarruf söz konusu bulunmadığını, davanın ispatlanamadığını, yeterli tanık ve mahalli bilirkişi, tutanak bilirkişi beyanı olmadan eksik inceleme ile karar verildiğini, davalı Hazine aleyhine vekalet ücreti takdirinin usul ve yasaya aykırı olduğu gibi kendisini vekille temsil ettiren davalı Hazine lehine reddedilen kısımlar yönünden vekalet ücreti takdir edilmemesinin de hatalı olduğunu ileri sürerek kararının bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Dava, kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 13 üncü maddesi.

3. Değerlendirme

1.Konya ili, Çumra ilçesi, ... köyü kadastro çalışma alanında bulunan 148 ada 27 parsel sayılı 11.515,35 m² yüzölçümlü taşınmaz ile 149 ada 47 parsel sayılı 5.295,64 m² yüzölçümlü taşınmaz tarla vasfıyla Hazine adına tespit ve tescil edilmiştir.

2.Temyiz olunan nihai kararların bozulması 6100 sayılı HMK’nın geçici 3/2 nci maddesinin yollamasıyla 1086 sayılı HUMK’un uygulanacağı davalar yönünden HUMK’un 428 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı halinde mümkündür.

3.Temyizen incelenen Mahkeme kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı anlaşılmakla; davalı Hazine temsilcisinin temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR :

Açıklanan sebeplerle;

Davalı Hazine temsilcisinin yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna ve bozma kararının gerekçelerine uygun olan kararın ONANMASINA,

492 sayılı Harçlar Kanunu'nun değişik 13 üncü maddesinin j bendi gereğince davalı Hazineden harç alınmasına yer olmadığına,

Dosyanın Mahkemesine gönderilmesine,

1086 sayılı HMUK’un 440/III-1 inci maddesi uyarınca karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere,

13.12.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.