Logo

1. Hukuk Dairesi2023/495 E. 2023/5551 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Mirasbırakanın taşınmazlarını inançlı işlem ile devrettiği iddiasına dayalı tapu iptali ve tescil davasında, inançlı işlemin varlığının ispatı ve bedel tespiti hususunda ihtilaf bulunmaktadır.

Gerekçe ve Sonuç: Davalının yargılama sürecindeki ikrarı ile inançlı işlemin varlığının sabit olması ve davacılar tarafından belirlenen bedelin depo edilmesi gözetilerek, yerel mahkemenin tapu iptali ve tesciline ilişkin kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Erzurum Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2022/742 E., 2022/1720 K.

HÜKÜM/KARAR : Kabul / İstinaf Başvurusunun Kabulüne

İLK DERECE MAHKEMESİ : Varto Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2016/101 E., 2018/134 K.

Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen ve istinaf incelemesinden geçen tapu iptali ve tescil davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın kabulüne karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı, davacılar vekili tarafından katılma yoluyla süresinde ve davalı vekili tarafından süresinde duruşma istekli temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, duruşma günü olarak saptanan 17.10.2023 Salı günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden davalı ... vekili Avukat ... ile diğer temyiz eden davacılar... vd. vekili Avukat ... geldiler.Duruşmaya başlandı, gelen vekillerin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi, iş karara bırakıldı. Temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacılar, mirasbırakanları ...nun maliki olduğu 315, 515, 3 ada 210, 211, 212 ve 213 ile 154 ada 53, 54 ve 55 parsel sayılı taşınmazlarını sonradan iade edilmek üzere inançlı işlemle davalıya temlik ettiğini, mirasbırakanın ölümünden sonra davalı ...'a başvurularak taşınmazların inançlı işlem gereği kendilerine iadesinin istenildiğini, fakat davalının...'nun kendisine borçları olduğunu, 170.000 TL ödenmesi halinde taşınmazları iade edeceğini söylediğini ileri sürerek dava konusu taşınmazların tapu kayıtlarının iptali ile payları oranında adlarına tesciline karar verilmesini istemişlerdir.

II. CEVAP

Davalı, davacıların mirasbıkakanının son zamanlarda ciddi borçlarının bulunduğunu, kendisinden aldığı borç karşılığında taşınmazların devredildiğini, borcun ödenmesi halinde taşınmazları iade edeceğini belirterek davanın reddini savunmuştur.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

Varto Asliye Hukuk Mahkemesinin 21/03/2018 tarihli ve 2016/101 E., 2018/134 K. sayılı kararıyla; dava dosyasında bulunan ses kaydı çözüm tutanaklarının delil başlangıcı olarak kabul edilebileceği ve tanık ile iddianın ispatlanabileceği, kaldı ki davalının 16.11.2016 tarihli duruşmadaki kabul içerikli beyanlarının da ikrar niteliğinde olduğu, dinlenilen tanık beyanları, taşınmazların değer tespitine ilişkin bilirkişi raporları, ...'nun vefat tarihi (07.10.2015) ile dava konusu edilen taşınmazların satış tarihi (28.09.2015) arasındaki kısa süre göz önüne alındığında ... ile davalı ... arasında inançlı işlem nedeniyle taşınmazların devredildiği iddiasının ispatlandığı gerekçesi ile davanın kabulüne karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

1. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin kararına karşı süresi içinde davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

2. İstinaf Nedenleri

Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; davalının ekonomik durumunun kötü olması nedeniyle yargılama sırasında kendisini vekille temsil ettiremediğini, davalı lehine delillerin toplanmadığını, dava harcı ve vekalet ücretinin hatalı hesaplandığını, davalının savunmalarının ret gerekçesinin açıklanmadığını, Mahkemece delil sunma olanağı tanınmadığını ve delilleri toplanmadan karar verildiğini, çelişkili bilirkişi raporuna dayanarak hüküm kurulduğunu, ses kaydı usulüne uygun olarak elde edilen delil niteliğinde olmadığından hükme esas alınması veya delil başlangıcı olarak kabul edilerek tanık dinlenmesinin hukuka aykırı olduğunu, teminat karşılığında inançlı işlemin varlığının irdelenmediğini belirterek kararın kaldırılması ile davanın reddine karar verilmesini istemiştir.

3. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin 15.10.2020 tarihli ve 2018/1514 E., 2020/1060 K. sayılı kararıyla; inanç sözleşmesinin yazılı delil ile ispatlanması gerektiği, delil başlangıcı bulunması halinde inanç sözleşmesinin tanık dahil her türlü delille ispatlanabileceği, ancak delil başlangıcı olarak kabul edilen ses kaydının HMK'nın 189/2 nci maddesi kapsamında hukuka uygun yollarla elde edilmediğinden delil başlangıcı veya delil olarak kabulü ve hükme esas alınmasının mümkün olamayacağı, dinlenen davacı tanıklarının inanç sözleşmesini ispata yeterli beyanda bulunmadığı, davalının, tapu devrinin 140.000,00 TL ve 10.000 Euro alacağının teminatı olarak yapıldığını bu paranın ödenmesi halinde tapu devirlerini yapmaya hazır olduğunu, gerek soruşturma dosyası gerekse Mahkemede beyan ettiği, ayrıca davacı tanığı ...’ın beyanlarının da bu yönde olduğu, davacıların inanç sözleşmesinin varlığını usulüne uygun şekilde ispatlayamadıkları gerekçesi ile davalı vekilinin istinaf talebinin kabulüne, İlk Derece Mahkemesince verilen kararın kaldırılmasına ve davanın reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

1. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar tarafından temyiz isteminde bulunulmuştur.

2. Bozma Kararı

Dairenin 12.01.2022 tarihli ve 2020/3846 Esas, 2022/173 Karar sayılı ilâmı ile; “Somut olayda, davacıların delil olarak dayandığı ses kayıtlarının usulünce elde edilmiş delil niteliğinde olmadığı gözetilerek bu delile itibar edilemeyeceği açıktır. Ne var ki davalının, katıldığı duruşmalardaki beyanlarında davacıların murisinin kendisine 170.000,00 TL borcu bulunduğunu, bu borcun karşılığında dava konusu taşınmazların devredildiğini, borcun ödenmesi halinde taşınmazlarını iade edeceğini belirttiği, böylece davacıların mirasbırakanı tarafından çekişme konusu taşınmazların inançlı işlem ile kendisine devrini kabul ettiği sabittir. Hâl böyle olunca, TBK'nın 97 nci maddesi gereğince işlem yapılması, 170.000.00 TL'nin depo edilmesi için davacılara süre verilerek sonucuna göre karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ve delillerin takdirinde hata ile yazılı şekilde hüküm kurulması doğru değildir.” gerekçesiyle Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın bozulmasına karar verilmiştir.

3. Bölge Adliye Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar

Bölge Adliye Mahkemesinin 04.11.2022 tarihli ve 2022/742 Esas, 2022/1720 Karar sayılı ilamı ile; çekişmeli taşınmazların 170.000,00 TL borç karşılığında davacıların mirasbırakanı tarafından davalıya inançlı işlem sonucu devredildiği, davalının beyanlarının da bu yönde olduğu, davacılar tarafından, verilen kesin süre içerisinde bedelin depo edildiği gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.

4. Bozma Sonrası Bölge Adliye Mahkemesi Kararına Karşı Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde katılma yoluyla davacılar vekili ile davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

5. Temyiz Nedenleri

1. Davacılar vekili katılma yoluyla temyiz dilekçesinde özetle; Bölge Adliye Mahkemesi kararının hukuka uygun olduğunu, dava konusu taşınmazların davacıların mirasbırakanı ... tarafından inançlı işlem gereği davalıya devredildiğinin davalının yürütülen soruşturma nedeniyle Cumhuriyet Savcısı huzurunda verdiği beyanları ve yargılama sırasında mahkeme huzurundaki ikrarları ile sabit olduğunu, ancak Mahkemece depo edilen 170.000,00 TL' nin davacılara iadesine karar verilmesi gerekirken davalıya verilmesinin hukuka aykırı olduğunu, bu durumun davalı yönünden sebepsiz zenginleşmeye yol açtığını belirterek anılan yönden kararın bozulmasını istemiştir.

2. Davalı vekili temyiz dilekçesinde özetle; Bölge Adliye Mahkemesi kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, davalının hiç bir surette borca mahsuben taşınmazları rehin ettiğine ilişkin bir beyanı bulunmadığını, davalının taşınmazları satın aldığı tarihte Varto ilçesinde terör olaylarında büyük artış olduğunu, bu nedenle taşınmazların değerlerinde düşüş meydana geldiğini, davalının taşınmazları almak için 30 tane öküzünü de değerinin altında satarak tedarik ettiği 140.000 TL ve 10.000 Euro karşılığında taşınmazları satın aldığını, inanç sözleşmesinin ispat edilemediğini, taraflar arasında yapılan resmi satış işleminin geçerli olduğunu, bedelin depo edilmesine karar verilmesinin taleple bağlılık ilkesine aykırı olduğunu, ayrıca 8 yıl öncesinin taşınmaz bedeli üzerinden depo kararı verilmesinin de hakkaniyete aykırı bulunduğunu belirterek kararın bozulmasını istemiştir.

6. Gerekçe

6.1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Taraflar arasındaki uyuşmazlık; inançlı işlem hukuki nedenine dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.

6.2. İlgili Hukuk

05.02.1947 tarihli, 20/6 sayılı İçtihadı Birleştirme kararı; 6098 sayılı ... Borçlar Kanunu'nun 26 ncı, 27 nci ve 97 inci maddeleri.

6.3. Değerlendirme

1. Temyiz olunan nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Temyizen incelenen Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı anlaşılmakla;tarafların temyiz dilekçelerinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Taraf vekillerinin yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,

Aşağıda yazılı 189,15 TL bakiye onama harcının temyiz eden davacılardan, 43.552,13 TL onama harcının temyiz eden davalıdan alınmasına,

21.09.2023 tarihinde yürürlüğe giren Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince gelen temyiz eden taraf vekilleri için 17.100,00’er TL duruşma vekâlet ücretinin karşılıklı alınıp verilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

17.10.2023 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.