"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Erzurum Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2020/803 E., 2023/1587 K.
İLK DERECE MAHKEMESİ : İspir Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2015/81 E., 2018/570 K.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı Hazine vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı Hazine vekili; Erzurum ili, İspir ilçesi, Karşıyaka Mahallesinde bulunan dava konusu 296 ada 14 parsel sayılı taşınmazın 1990 yılında yapılan kadastro çalışması sırasında senetsizden zilyetliğe dayalı olarak davalı ... adına tescil edildiğini, ancak Diyanet İşleri Başkanlığının genel bütçe kapsamındaki kamu idaresi sıfatıyla yasaya göre mülk edinme hak ve yetkisine sahip olmadığını, bu kurumların kullanımındaki taşınmazların Hazine adına tescil edileceğinin yasa hükmünde olduğunu ileri sürerek taşınmazın tapu kaydına Erzurum Kültür ve Tabiat Varlıklarını Korumu Kurulu Müdürlüğünce konulan "Korunması Gereken Kültür ve Tabiat Varlığı" şerhinin tesisine ve kaydının iptali ile Hazine adına tesciline karar verilmesini istemiştir.
II. CEVAP
Davalı ... vekili; genel idare içerisinde yer alan başkanlığın taşınmaz edinmesine imkan bulunmamakla birlikte, yapılış itibariyle din hizmetlerinde kullanılagelen yapının söz konusu olduğunu, vatandaşların bağışlaması suretiyle başkanlığın taşınmaz edinebildiğini belirterek davanın reddini savunmuş, aksi takdirde din hizmetlerinde kullanılacağı yönünden şerh düşülmesine karar verilmesini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davacı Hazine ile davalı ... Başkanlığının genel bütçeye tabi oldukları ve dava konusu taşınmazın aynına ilişkin uyuşmazlığın 3533 sayılı Kanun'un 4. maddesi uyarınca "bakan" unvanlı bir hakem vasıtasıyla tahkim usulüne göre görülmesi gerektiği gerekçesiyle görevsizlik nedeniyle davanın reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı Hazine vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulması üzerine, Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; 03.07.2003 tarihli 4916 sayılı Kanun'un 24. maddesi ile 3533 sayılı Kanun'un 4. maddesi hükmü değiştirilerek taşınmazın aynı ile ilgili ihtilafların bu maddenin kapsamı dışına çıkarıldığı ve bu tür çekişmelerin yerel mahkemelerde çözüme kavuşturulacağının hükme bağlandığı, dava konusu taşınmazın kadastro tespitinin 1992 tarihinde kesinleştiği, davacı idarece 10 yıllık hak düşürücü süre içinde dava açıldığına dair dosyada bilgi ve belge bulunmadığı, dava konusu parsel içerisinde kamuya tahsis edilmiş bir yer bulunmadığından 10 yıllık hak düşürücü sürenin uygulanması gerektiği gerekçesiyle davacının istinaf başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına, 6100 sayılı HMK’nın 353/1-b-3 maddesi uyarınca yeniden hüküm kurulmak suretiyle davanın reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Sebepleri
Davacı Hazine vekili temyiz dilekçesinde özetle; kararın usul ve yasa hükümleri ile yerleşik Yargıtay içtihatlarına aykırı olduğunu, eksik inceleme ve hatalı değerlendirme yapıldığını, somut olayda hak düşürücü sürenin uygulanmasının kamu düzenini bozduğunu, kamu düzenine ilişkin sebeplerin hak düşürücü sürenin uygulanmasından üstün olduğunu, mülkiyet hakkı kazanması mümkün olmayan idareye karşı açılan davanın kabulü gerektiğini bildirerek ve önceki beyanlarını tekrarla kararın bozulmasını talep etmiştir.
B. Değerlendirme ve Gerekçe
Dava, kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.
Dosya içeriği ve toplanan delillerden; Erzurum ili, İspir ilçesi, Karşıyaka Mahallesinde bulunan dava konusu 296 ada 14 parsel sayılı, 493,20 metrekare yüz ölüçümlü, Kuran Kursu vasıflı taşınmazın 296 ada 2 parsel sayılı taşınmazın ifrazı sonucu oluştuğu, kadastro çalışmaları sonucu 296 ada 2 parsel sayılı taşınmazın kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle davalı ... adına tespit edildiği, kadastro tespitinin ise 11.08.1992 tarihinde kesinleştiği, taşınmaz üzerinde 16.02.2001 tarihli Korunması gerekli Kültür Tabiat Varlığı şerhi bulunduğu anlaşılmaktadır.
Bilindiği üzere; 2863 sayılı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kanunu'nun 11. maddesine göre Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Bölge Kurullarınca birinci grup olarak tescil ve ilan edilen kültür varlıklarının bulunduğu taşınmazlar ile 1. ve 2. derece arkeolojik sit alanlarındaki taşınmazlar zilyetlik yoluyla iktisap edilemez. Yine aynı Kanun'un 6. maddesinde korunması gerekli kültür ve tabiat varlıklarının neler olduğu belirtilerek örnekleme yoluyla gösterilmiştir; "Kaya mezarlıkları, yazılı, resimli ve kabartmalı kayalar, resimli mağaralar, höyükler, tümülüsler, ören yerleri, akropol ve nekropoller; kale, hisar, burç, sur, tarihi kışla, tabya ve isihkamlar ile bunlarda bulunan sabit silahlar; harabeler, kervansaraylar, han, hamam ve medreseler; kümbet, türbe ve kitabeler, köprüler, su kemerleri, su yolları, sarnıç ve kuyular; tarihi yol kalıntıları, mesafe taşları, eski sınırları belirten delikli taşlar, dikili taşlar; sunaklar, tersaneler, rıhtımlar; tarihi saraylar, köşkler, evler, yalılar ve konaklar; camiler, mescitler, musallalar, namazgahlar; çeşme ve sebiller; imarethane, darphane, şifahane, muvakkithane, simkeşhane, tekke ve zaviyeler; mezarlıklar, hazireler, arastalar, bedestenler, kapalı çarşılar, sandukalar, siteller, sinagoklar, bazilikalar, kiliseler, manastırlar; külliyeler, eski anıt ve duvar kalıntıları; freskler, kabartmalar, mozaikler, peri bacaları ve benzeri taşınmazlar; taşınmaz kültür varlığı örneklerindendir.
Tarihi mağaralar, kaya sığınakları; özellik gösteren ağaç ve ağaç toplulukları ile benzerleri; taşınmaz tabiat varlığı örneklerindendir."
Somut olaya gelince; Bölge Adliye Mahkemesince, dava konusu parsel içerisinde kamuya tahsis edilmiş bir yer bulunmadığından 10 yıllık hak düşürücü sürenin uygulanması gerektiği gerekçesiyle yazılı şekilde karar verilmiş ise de yapılan araştırma ve inceleme hüküm kurmak için yeterli bulunmamaktadır. Şöyle ki; İlk Derece Mahkemesince, fen ve mimar bilirkişiler ile dava konusu taşınmazda keşif yapılmak suretiyle mimar bilirkişi tarafından hazırlanan raporda dava konusu taşınmazın (Kadıoğlu Medresesi) 1725 yılında inşa edildiği, döneminin açık avlulu medrese plan şemasına ait kültür varlıklarımızdan biri olduğu, Kültür ve Tabiat Varlıkları Yüksek Kurulu Başkanlığı tarafından 08.03.1984 tarihli ve 159 sayılı kararı ile tescillendiğine dair tespite yer verildiği, yine dava konusu taşınmazda Korunması gerekli Kültür Tabiat Varlığı şerhi bulunduğu halde bu hususun değerlendirilmediği, dava konusu taşınmaza ilişkin 2863 sayılı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kanunu kapsamında bir araştırma yapılmadığı, medresenin korunması gerekli kültür tabiat varlığı kapsamında olup olmadığının belirlenmediği anlaşılmaktadır.
Hal böyle olunca; dava konusu taşınmazla ilgili kültür ve tabiat varlığı olduğuna ilişkin alınan karar ve varsa bu hususa dair tüm bilgi ve belgelerin ilgili kurumlardan istenmesi, fen bilirkişisi ve arkeolog bilirkişi ile dava konusu taşınmaz başında yeniden keşif yapılması, arkeolog bilirkişiden çekişme konusu taşınmazda bulunan medresenin 2863 sayılı Kanun kapsamında korunması gerekli kültür ve tabiat varlığı olup olmadığını, dava konusu taşınmazın 2863 sayılı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kanunu kapsamında, Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Bölge Kurullarınca birinci grup olarak tescil ve ilan edilen kültür varlıklarının bulunduğu taşınmazlardan olup olmadığını belirten rapor alınması; fen bilirkişisinden keşfi takibe ve denetlemeye elverişli krokili rapor alınması; taşınmazla ilgili kültür ve tabiat varlığı olduğuna ilişkin alınan karar ve diğer bilgi-belgeler de gözetilerek taşınmazın niteliği belirlenmek suretiyle hak düşürücü süre bakımından bir değerlendirme yapılması ve sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, eksik araştırma ve inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi isabetsiz olup bozmayı gerektirmektedir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Davacı Hazine vekilinin temyiz itirazının kabulü ile Bölge Adliye Mahkemesi kararının BOZULMASINA,
Temyiz eden davacı Hazine harçtan muaf bulunduğundan bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
Dosyanın kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
03.02.2025 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.