"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2023/206 E., 2023/416 K.
Mahkemece, bozma kararına uyularak yapılan yargılama sonunda, davanın kabulüne ilişkin olarak verilen karar davalı vekili tarafından duruşma istemli olarak temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, 06.05.025 Salı günü duruşma yapılmasına ve duruşma gününün taraflara davetiye ile bildirilmesine karar verilmiştir.
Belli edilen günde, temyiz eden davalı vekili Avukat .... ile temyiz edilen davacı vekilleri Avukat ..., Avukat ....geldiler. Gelen vekillerin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi. Temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı; mirasbırakanı ...’in vasiyetname ile maliki bulunduğu 1017 ada 102 parsel sayılı taşınmazdaki B blok 16 ve 27 nolu bağımsız bölümleri, bankalardaki çeşitli hesaplarında bulunan paraları kız kardeşi olan davalıya vasiyet ettiğini, daha sonra 16 nolu bağımsız bölümü 29.12.1992 tarihinde mirasçıdan mal kaçırmak amacı ile davalıya devrettiğini ileri sürerek taşınmazın tapu kaydının iptali ile adına tesciline, aksi halde saklı pay olan 1/2 oranında iptali ile adına tesciline karar verilmesini istemiştir.
II. CEVAP
Davalı; mirasbırakan ...'in abisi olduğunu, davalının mirasbırakana yıllarca baktığını, bakıcı tuttuğunu, parasını kendisinin ödediğini, mirasbırakanın maddi sıkıntı içerisinde olduğunu, taşınmazı satmak istediğini, 60.000.000,00 TL bedelle satın aldığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesince; mirasbırakanın dava konusu taşınmazı ekonomik ihtiyaçlarını karşılamak için temlik ettiği, terditli tenkis talebi yönünden ise dava tarihi itibarıyla 1 yıllık hak düşürücü sürenin geçtiği gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesinin 07.06.2022 tarihli ve 2021/1900 Esas, 2022/1017 Karar sayılı kararıyla; malvarlığının hastalık ve alkol nedeni ile mirasbırakan tarafından harcandığı, tanık beyanlarına göre davacının Türkiye'ye gelip gittiği, mirasbırakan ile arasının kötü olmadığı, iddianın kesin olarak kanıtlanmadığı gerekçesi ile davacının istinaf isteminin HMK'nın 353/1.b.1. maddesi uyarınca esastan reddine karar verilmiştir.
V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1. Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Dairenin 15.11.2022 tarihli ve 2022/5106 Esas - 2022/7519 Karar sayılı kararı ile ; " .... Somut olayda, mirasbırakanın davacıyı 1985 yılında tanıma yolu ile nüfusuna kaydettirdiği, özellikle davalı tanığı olarak dinlenen ...’nun beyanından mirasbırakan ile davacının yakın ilişkileri olmadığının, mirasbırakanın davacıyı sahiplenmediğinin anlaşıldığı, babası ...’in 03/03/1992 tarihinde ölmesi üzerine taşınmazdaki intifa hakkının terkin edildiği ve mirasbırakanın 17/06/1992 ...tüm malvarlığını davalıya vasiyet ettikten sonra, davaya konu taşınmazı 29/12/1992 tarihinde davalıya temlik etmekle vasiyetinden rücu ettiği, dava konusu taşınmazı satmasını gerektirecek ölçüde bir ekonomik sıkıntısının olmadığı; temlikin, kendisi ile yakın ilişkisi bulunmayan davacı kızından mal kaçırmak amaçlı olduğu anlaşılmaktadır. Hal böyle olunca, davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru değildir." gerekçesi ile Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın kaldırılmasına ve İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.
B. İlk Derece Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; bozma kararında yer alan gerekçelerle davanın kabulüne karar verilmiştir.
VI. TEMYİZ
A. Temyiz Sebepleri
Davalı vekili temyiz dilekçesi ile; Yargıtay bozma sebebinin salt tanıkları ...'nun beyanlarına dayalı olup hukuki dayanaktan yoksun olduğunu, kaldı ki tanıkları ...'nun müvekkili lehine beyanda bulunduğunu, tanık anlatımlarının tamamı incelendiğinde murisin ekonomik sıkıntı içerisinde olduğu ve davacının muris ile hiçbir şekilde yakın bir bağ kurmadığı ve onunla ilgilenmediğinin anlaşıldığını, davalı müvekkilinin, abisi olan muris ile yakınen ilgilendiğini, dolayısıyla yapılan işlemin muvazaalı olmadığının kabulü ve Yargıtayın istikrarlı kararlarının dikkate alınması gerektiğini, ayrıca murisin müvekkili davalı lehine vasiyetname düzenlemiş olduğunu, bu vasiyetnameye ilişkin İstanbul 15. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2018/309 Esas sayılı dosyasında açılan davanın halen derdest olup vasiyetnamenin henüz iptal edilmediğini ve ayakta olduğunu, iş bu vasiyetnameye dayalı olarak dava konusu taşınmazda müvekkilinin vasiyetname alacaklısı olarak hakkının devam ettiğini belirterek kararın bozulmasını talep etmiştir.
B. Değerlendirme ve Gerekçe
Dava, muris muvazaası hukuki nedenine dayalı tapu iptali ve tescil, olmadığı takdirde tenkis istemine ilişkindir.
Dosya içeriğinden ve toplanan delillerden; 1945 doğumlu mirasbırakanın 15.05.2017 tarihinde öldüğü, geride mirasçı olarak davacı kızı ...'in kaldığı, davalı ...’nın murisin kardeşi olduğu, mirasbırakanın maliki olduğu 1017 ada 102 parsel sayılı taşınmazdaki 16 nolu bağımsız bölümü 29.12.1992 tarihinde davalıya satış suretiyle temlik ettiği, temlikten önce mirasbırakanın Kadıköy...Noterliğinin 17.06.1992 tarihli, 33914 yevmiye nolu vasiyetnamesi ile tüm malvarlığını davalıya vasiyet ettiği anlaşılmaktadır.
Temyiz olunan nihai kararların bozulması 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 371. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen İlk Derece Mahkemesi kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı anlaşılmakla; temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VII. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Davalı vekilinin yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna ve bozma kararının gerekçelerine uygun olan İlk Derece Mahkemesi kararının ONANMASINA,
Aşağıda yazılı 25.616,25 TL bakiye onama harcının temyiz eden davalıdan alınmasına,
03.10.2024 tarihinde yürürlüğe giren Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca gelen temyiz edilen davacı vekili için 28.000,00 TL duruşma vekalet ücretinin davalıdan alınmasına,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
06.05.2025 tarihinde kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.