Logo

1. Hukuk Dairesi2023/5019 E. 2025/2538 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davacı tarafından inançlı işlem iddiasına dayalı olarak taşınmazların tapu kayıtlarının iptali ve kendi adına tescili istemine ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Davacı tarafından inançlı işlem sözleşmesinin varlığına dair yazılı delil veya yazılı delil başlangıcı niteliğinde bir belge sunulamadığı, davacı ile davalı arasında geçen mesaj içeriklerinde inanç ilişkisinin varlığına yönelik bir beyan bulunmadığı ve inanç sözleşmesinin ikrar ve yemin gibi kesin delillerle de ispatlanamadığı gözetilerek, yerel mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Konya Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2023/700 E., 2023/1013 K.

İLK DERECE MAHKEMESİ : Karaman 2. Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2021/209 E., 2023/46 K.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından duruşma istekli temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, 13.05.2025 Salı günü duruşma yapılmasına ve duruşma gününün taraflara davetiye ile bildirilmesine karar verilmiştir.

Belli edilen günde, temyiz eden davacı vekili Avukat ... geldi, davetiye tebliğine rağmen davalılar vekili gelmedi. Yokluğunda duruşmaya başlandı, süresinde verilen ve kayıt olunduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra gelen vekilin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi. Temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı ... vekili dava dilekçesinde; davacı ve davalılar mirasbırakanı ...'nun 2003 yılından...'ın ölümüne kadar iş ortaklığı yaptıklarını, 2006 yılında davacının büyük miktarda define bulduğu konusunda bir söylenti çıkması üzerine davacı ve eşinin Asliye Ceza Mahkemesinde yargılandığını, davanın aleyhlerinde sonuçlanması üzerine ...’nun davacıya Devletin bu mesele nedeniyle tüm malvarlığını elinden alacağını defaatle söylediğini, bu korkuyla panikleyen davacının toplulaştırma işlemi sonucunda 788 ada 11 parsel ve 789 ada 30 parsel numaralarını alan eski 4521, 4522 ve 4523 parsel sayılı taşınmazlarını iade edilmek üzere emaneten sembolik bedeller göstererek ...’ya devrettiğini, Karaman 2. Asliye Ceza Mahkemesinin 2007/316 Esas sayılı dosyasının 10.01.2011 tarihinde karara çıktığını, karardaki denetim süresi nedeniyle kararın kesinleşmesinden 5 yıl geçtikten sonra davacının defaatle taşınmazların iadesini istemesine rağmen...'ın davacıyı oyaladığını, ...'ın 2019 yılında ölümünden sonra taşınmazları iade edeceğini bildiren davalıların öncelikle... tarafından ödenen elektrik borcunu bahane ettiklerini, davacı tarafın bunu kabul etmemesi üzerine davacının babaları...’a borcu nedeniyle 650.000,00 TL’nin dolar karşılığının veya 4.000.000,00 TL’nin ödenmesini talep ettiklerini, davacı tarafın bu iddiaları da kabul etmemesi üzerine taşınmazlara girmemesi hususunda davacı tarafı tehdit ettiklerini ileri sürerek davaya konu taşınmazların tapu kayıtlarının iptali ile davacı adına tescilini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalılar vekili cevap dilekçesinde; inançlı işlem iddiasının yazılı delille kanıtlanması gerektiğini, davacının yazılı delil veya delil başlangıcı niteliğinde bir belge sunmadığını, diğer delillere dayanılmasına muvafakat etmediklerini, taraflar arasında ortaklık bulunmayıp ticari ilişkinin bulunduğunu, davacının taşınmazları devrettiği dönemde birçok yere yüksek miktarlarda borçlu olduğunu ve taşınmazları satarak borçlarını ödemek istediğini, satış bedelinin davacının talebi doğrultusunda 450.000,00 TL olarak davacıya elden ödendiğini, sonrasında da davacının alacakları ve çocukları ile taşınmaz üzerinde haczi bulunan alacaklılara ödeme yapıldığını, taşınmazın emaneten verildiği ve geri istendiği yönündeki iddiaların doğru olmadığını, davacı tarafın taşınmazı yeniden satın almak üzere mirasbırakana başvurduğunu, dava tarihine kadar herhangi bir yasal girişimde bulunulmamasının davacının kötü niyetli olduğunu gösterdiğini, taşınmazın mirasbırakanın kiraladığı kişilerce kullanılıp Devlet destekleme paralarının mirasbırakan tarafından alındığını belirterek davanın reddini savunmuştur.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davacının inançlı işlem nedeniyle taşınmazı devrettiğine dair yazılı belge ibraz edemediği, davacı tarafından ibraz edilen mesaj içeriklerinin inançlı işlemi doğrulayacak mahiyette olmadığından yazılı delil başlangıcı olarak nitelendirilemeyeceği, davalı tarafın cevap dilekçesinde davacının borçlarından dolayı taşınmazları sattığını beyan ettiği, bu beyanın ispat yükünü tersine çevirecek mahiyette ikrar içermediği, ispata elverişli olmayan mesaj içerikleri dışında başka bir delil ibraz edilmemesi nedeniyle davacı tarafa yemin delilinin hatırlatıldığı, davacının yemin deliline başvurmayacağını beyan ettiği, davanın kanıtlanamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulması üzerine Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davacı tarafından inanç sözleşmesinin varlığına dair yazılı delil veya yazılı delil başlangıcı sayılabilecek bir delil sunulamadığı, davacının oğlu ile davalı ... arasında geçtiği iddia edilen SMS içeriklerinde inanç ilişkisinin varlığına yönelik beyan olmadığı, inanç sözleşmesinin ikrar ve yemin gibi kesin delillerle de ispat edilmediği gerekçesiyle davacı tarafın istinaf talebinin esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Sebepleri

Davacı vekili temyiz dilekçesinde; dava dilekçesindeki hususları tekrarlamış, davacının adil yargılanma ve hukuki dinlenilme haklarının ihlal edildiğini, maddi olayları açıklamanın taraflara nitelendirilmesinin hakime ait olduğunu, davacının davalılar murisi tarafından kandırılıp hileye uğratılarak tarlalarının elinden alındığını, bu hususun Mahkemece değerlendirilmediğini, aşırı şekilci uygulamalarla özün şekle feda edildiğini, davalılar murisi...'ın define meselesi nedeniyle korkutma ve telkinleriyle davacının taşınmazlarının kendi üzerine devredilmesini sağladığını, davacının zor durumu nedeniyle hile ile dolandırıldığını, 05.02.1947 tarihli ve 20/6 sayılı İBK gerekçe tutularak karar verilmiş ise de bu kararın dosya özelinde dayanak oluşturmayacağını, satış bedellerinin düşük olduğunu, satışın gerçek olmadığının açık olduğunu, davalıların bedel ödediklerini kanıtlayamadıklarını, taşınmazların dava tarihine kadar kullanımına davalılarca itiraz edilmediğini, deliller toplanmaksızın karar verildiğini, davalı ...’nın mesaj kayıtlarındaki ikrarının dikkate alınmadığını, davalının isticvabı hakkındaki talebin kabul görmediğini belirterek kararın bozulmasını talep etmiştir.

B. Değerlendirme ve Gerekçe

Dava, inançlı işlem hukuki nedenine dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.

Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun/HMK) 371. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

Dosyanın incelenmesinden; davacıya ait 4521, 4522 ve 4523 parsel sayılı taşınmazların 03.10.2011 tarihli satış işlemiyle sırasıyla 3.300,00 TL, 800,00 TL ve 7.300,00 TL bedelle davalılar mirasbırakanı ...'ya devredildiği, 16.10.2019 tarihinde davalılar adına intikalen tescil edildiği ve bilahare toplulaştırma işlemi neticesinde 788 ada 11 parsel ve 789 ada 30 parsel numaralı taşınmazlara dönüştüğü anlaşılmıştır.

Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Davacı vekilinin yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddi ile temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370/1 hükmü uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı 345,55 TL bakiye onama harcının temyiz eden davacıdan alınmasına,

Davalılar vekili duruşmaya katılmadığından lehine duruşma vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

13.05.2025 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.