Logo

1. Hukuk Dairesi2023/5142 E. 2025/2539 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davacı, davalıya verdiği vekaletname ile taşınmazını devrettiğini iddia ederek, vekalet görevinin kötüye kullanılması nedeniyle tapu iptali ve tescil isteminde bulunmuştur.

Gerekçe ve Sonuç: Vekalet görevinin kötüye kullanıldığına dair iddianın ispatlanamaması ve tapu iptali ve tescil davasının herhangi bir hak düşürücü süre veya zamanaşımına tabi olmaması gözetilerek, yerel mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2022/1877 E., 2023/1092 K.

İLK DERECE MAHKEMESİ : Zonguldak 1. Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2021/208 E., 2022/231 K.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından duruşma istekli temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartları ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, 13.05.2025 Salı günü duruşma yapılmasına ve duruşma gününün taraflara davetiye ile bildirilmesine karar verilmiştir.

Belli edilen günde, temyiz eden davacı vekili Avukat ... geldi, davetiye tebliğine rağmen davalı vekili gelmedi. Yokluğunda duruşmaya başlandı, süresinde verilen ve kayıt olunduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra gelen vekilin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi. Temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı ... vekili dava dilekçesinde; tarafların kardeş olduğunu ve davaya konu 369 ada 105 parsel sayılı taşınmazın taraflara anne ve babalarının ölümü üzerine miras kaldığını, davalı ...’ın taşınmaz üzerinde apartman yapacağından bahisle yapılacak değişiklikler için diğer paydaşlardan vekaletname istediğini, yalnızca yapılacak değişiklikler için rıza veren davacının yıllar sonra taşınmazın davalıya devredildiğini öğrendiğini, taşınmazın davalıya ne şekilde devredildiğini anlayamayan davacının davalının vekalet ilişkisini kötüye kullandığı kanaatinde olduğunu, davacının bu devir karşısında hiçbir karşılık elde etmediğini ileri sürerek davalı adına batıl işlemlerle gerçekleştirilen yolsuz tescilin iptali ile elbirliği mülkiyetinde olması gereken dava konusu taşınmazın davacı adına hakkı oranında tescilini ya da paya denk gelen meblağın ödenmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı ... cevap dilekçesinde; taşınmazın mirasbırakanlarından kendilerine intikal ettiğini, Almanya'da emekli olan kardeşleri ... ve Alanya'ya yerleşen davacı ...'nin kendisine evi tamir ettirmeyi ve evden pay almayı istemediklerini beyan ettiklerini ve verdikleri vekaletle ev üzerindeki bütün haklarını kendisine devrettiklerini, verilen yetkiye dayanarak tapu işlemlerini yasaya uygun olarak ikmal ettiğini, bilahare kendisini ziyaret eden ve evinde kalan kardeşlerinin yapılan bakım ve tapu işleminden memnuniyetlerini beyan ettiklerini, davacının ekonomik yönden sıkıntıda olması nedeniyle dava yoluna başvurduğunu, kardeşler olarak 1972 yılında hisselerinin tamamını noter senedi ile annelerine verdiklerini, annelerinin eski de olsa evi tek kızı olan kendisinin kullanması amacıyla bu yetkilerini hiçbir zaman kullanmadığını, aile arasındaki bu dayanışmanın annelerinin vefatından sonra da devam ettiğini ve yetkinin aynı amaçla verildiğini, vekaletnamenin kötüye kullanılmadığını belirterek davanın reddini savunmuş; cevap dilekçesinin ıslahı ile davalı vekili; davacının davalının kızı ... Yücesan’a dava konusu taşınmazın davalıya devri için vekaletname gönderdiğini, verilen vekaletnamede inşaata ilişkin tek bir madde bulunmadığını, dava dışı kardeş ...'ın verdiği vekaletnamenin de aynı içeriğe sahip olduğunu, gerek tüm yetkilerin anneye verildiği 1973 yılında gerekse annelerinin ölümünden sonra evde tek kız olan davalının oturmasının amaçlandığını, dava dışı kardeş ...'ın bu hususları doğrulayacağını, vekaletnamenin davacının rızasına uygun kullanıldığını, 2009 yılında icra takiplerine muhatap olan ve 2001 yılından beri emlak vergisi ödemeyen davacının davasının kötü niyetli olduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davacı tarafından verilen vekaletname içeriğinden taşınmaz üzerinde yapılacak bina için vekalet verildiğine ilişkin bir ibare olmadığı, vekaletin veriliş tarihinin 2001 yılı olup taşınmaz üzerinde yeni bina yapılması için yapılan sözleşmenin 2003 tarihli olduğu, dosya kapsamı ve dinlenen tanık beyanlarına göre davacının taşınmazdaki hissesinin intikal ve devir işlemleri için vekaletname verildiği, intikal ve devir işlemleri yapıldıktan sonra taşınmaz üzerinde davalı tarafından yeni bina yaptırıldığı, resmi nitelikteki vekaletnamenin evin tadilatı için verildiği yönündeki iddianın aynı nitelikte belge ile ispatlanmasının gerektiği, davacının vekalet görevinin kötüye kullanıldığını ispat edemediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulması üzerine Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; tarafların kardeşi olan tanık ... 'in dava konusu taşınmazdaki hisselerin davacı ve kendisi tarafından davalıya hibe edildiği ve davacı hakkında çok sayıda icra takibi bulunduğundan elindeki davanın açılmış olabileceği yönünde beyanda bulunduğu, davacı ve dava dışı ...'ın davaya konu taşınmazdaki hisselerini sırasıyla ... Yücesan ve ... ’a vermiş oldukları vekaletname ile temlik ettikleri, temlikin davacının iradesi ve bilgisi dahilinde yapıldığının anlaşıldığı, davanın zamanaşımı ve hak düşürücü süreye tabi olmadığı, vekaletname tarihinin 14.06.2001 dava tarihinin ise 25.08.2021 tarihleri olduğu dikkate alındığında davacının eldeki davayı açmasının TMK’nın 2/2. maddesinde düzenlenen hakkın kötüye kullanılması niteliğinde olduğu, davacı tarafından vekil ...'e karşı dava açılmadığı, davacının ...'e payının temliki hususunda değil yalnızca taşınmaz üzerinde kurulacak apartmana dair değişiklikler için vekalet verdiğini ve vekil ile davalı arasında işbirliği olduğunu ispatlayamadığı gerekçesiyle davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Sebepleri

Davacı vekili temyiz dilekçesinde; istinaf yargılamasındaki duruşma talebinin karşılık görmediğini, kanunlar ve içtihatlar yok sayılarak hatalı karar verildiğini, davacının hibe amacının bulunmadığını, sunulan inşaat sözleşmesinin taşınmaz üzerinde yapılacak yıkım ve bakım işlemleri için vekaletname verildiğini desteklediğini, davalı tarafından verilen cevap dilekçesinde davacıya hiçbir karşılık verilmeksizin taşınmazın nakledildiğinin itiraf edildiğini, İstinaf Mahkemesince davanın geç açıldığı gerekçesine yer verilmiş ise de Almanya'da yaşayan davacının payını kaybettiğini Türkiye'ye gelince öğrenerek hemen akabinde dava açtığını, tapu iptali ve tescil davasının herhangi bir süreye tabi olmadığını, zamanaşımı süresi nedeniyle vekile yöneltilebilecek bir dava kalmadığını, davalının kötü niyetli olduğunun kanıtlandığını, aksinin kabulü halinde dahi Mahkemenin kötü niyeti re'sen tespit etmesi gerektiğini, davalının cevap dilekçesinde bulunan “Verilen yetkiye dayanarak tapu işlemlerini yasaya uygun olarak ikmal edip hisseleri üzerime geçirdim” şeklindeki ifadesinin davalının kötü niyetini kanıtladığını, davacının işbirliği ile zararlandırıldığını, vekaletnamede hibe yetkisinin bulunmadığını belirterek kararın bozulmasını talep etmiştir.

B. Değerlendirme ve Gerekçe

Dava, vekalet görevinin kötüye kullanılması hukuki nedenine dayalı tapu iptali ve tescil, olmazsa bedel istemine ilişkindir.

Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun/HMK) 371. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

Dosyanın incelenmesinden; kardeş olan tarafların babaları olan ...'ın ölümü üzerine davaya konu 369 ada 105 parsel sayılı taşınmazın öncelikle 16.10.1973 tarihinde tarafların annesi ..., davacı ..., davalı ... ve dava dışı kardeşleri ...'a intikal ettiği, intikal işleminin üç kardeşin 28.09.1972 tarihinde anneleri ...'ye verdikleri vekaletname ile gerçekleştirildiği, anneleri ...'nin 30.11.1996 tarihinde öldüğü, davacı ...'nin 14.06.2001 tarihli vekaletname ile davalının kızı ...'i, dava dışı ...'ın ise 04.06.2001 tarihli vekaletname ile davalının diğer kızı ...'i kendilerine intikal edecek gayrimenkullerin intikal ve satış işlemleri hususunda yetkilendirdiği, taşınmazın 25.06.2001 tarihli ve 997 yevmiye numaralı işlemle vekil ... ve ... aracılığıyla üç kardeşe intikal ettirildiği, aynı tarihli 998 yevmiye numaralı işlemle davacı ...'ye ait hissenin davalı kardeşi...'a vekil ... aracılığıyla satış suretiyle devredildiği anlaşılmıştır.

Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere; özellikle vekalet görevinin kötüye kullanıması hukuki nedenine dayalı tapu iptali ve tescil davasının herhangi bir hak düşürücü süre veya zamanaşımına tabi olmaksızın kayıt malikine ve beraberinde vekile karşı açılabileceği, vekile yöneltilmiş bir davanın bulunmaması hususu tek başına davacının kötü niyetli olduğunun kabulü için yeterli değil ise de somut olayda vekalet görevinin kötüye kullanıldığı iddiasının ispatlanamadığı gözetilerek karar verilmiş olmasına göre usul ve kanuna uygun olup davacı vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Davacı vekilinin yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddi ile temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370/1 hükmü uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı 345,55 TL bakiye onama harcının temyiz eden davacıdan alınmasına,

Davalı vekili duruşmaya katılmadığından lehine duruşma vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

13.05.2025 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.