Logo

1. Hukuk Dairesi2023/5242 E. 2024/6156 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescil davasının, kadastro tespit tutanağının kesinleşme tarihinden itibaren 10 yıllık hak düşürücü süre içerisinde açılıp açılmadığı uyuşmazlığı.

Gerekçe ve Sonuç: 30 günlük askı ilan süresinin son gününü takip eden günün kadastro tespit tutanağının kesinleşme tarihi olarak kabul edilmesi ve davacı tarafından davanın bu tarihten itibaren 10 yıllık hak düşürücü süre içerisinde açılmış olduğunun anlaşılması gözetilerek, Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Trabzon Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2023/791 E., 2023/860 K.

HÜKÜM/KARAR : Usulden Ret/Kabul-Karar Kaldırılarak Dava Usulden Ret

İLK DERECE MAHKEMESİ : Arhavi Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2019/108 E., 2020/100 K.

Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen ve istinaf incelemesinden geçen kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescili davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiş, bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın usulden reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı dava dilekçesinde; 179 ada 4 parsel sayılı taşınmazın paydaşı olduğunu, bu taşınmazda kendisinin ve kardeşlerinin yıllardan beri fındık ve meyve ağaçlarının bulunduğunu, davalıların bitişik taşınmazda bir takım tesis binası yaptırdıklarını, bu tesislerin kamu düzenine aykırı olduğu gibi otopark olarak kullanıldığını, fındıklığı ve meyve ağaçlarını kesmek suretiyle taşınmaza el attıklarını ileri sürerek davalıların el atmasının önlenmesine karar verilmesini istemiş, 16.12.2019 tarihli ıslah dilekçesi ile, dava konusu 179 ada 3 parsel sayılı taşınmaz kadastro tespitinin hatalı yapıldığını, dava konusu taşınmazın dedesinden kendisine kaldığını ileri sürerek 179 ada 3 parselin tapu kaydının iptali ile adına tescilini istemiştir.

II. CEVAP

Davalılar, davaya cevap vermemişlerdir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesince; 179 ada 3 parsel sayılı taşınmazın malikinin davalı ... olduğu, diğer davalılar ... ve ...'ın pasif husumet ehliyeti bulunmadığı ve iddianın kanıtlanamadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Nedenleri

Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; davacı tanıklarının taraflar ile uzaktan da olsa akraba durumunda olduklarını, mahalli bilirkişilerin ise bir akrabalığının bulunmadığını, aradaki uyuşmazlığın çok küçük bir alan ile ilgili olduğunu, mahalli bilirkişilerin bu kadar yakın bir sınır uyuşmazlığını tam olarak bilebilmelerine imkan bulunmadığını, uyuşmazlığın konusunu tam ve net olarak bilebilecek olan kişilerin davacı tanıkları olduğunu, tanıklarının açık ve net olarak söz konusu sınırı fındık ağacı olarak beyan ettiklerini belirterek kararın kaldırılmasını ve davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesince; dava konusu taşınmazın dava tarihi itibariyle davalılardan ... adına tapuya kayıtlı olduğu, davalılar ... ve ... yönünden açılan davanın pasif husumet yokluğu nedeniyle usulden reddine karar verilmesinin doğru olduğu, dava konusu 179 ada 3 parsel sayılı taşınmazın kadastro tespit tutanağının kesinleştiği tarih itibariyle 10 yıllık hak düşürücü sürenin geçtiği gerekçesi ile davacının istinaf isteminin HMK'nın 353/1-b.(2) maddesi gereğince kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararı kaldırılarak davanın davalılar ... ve ... yönünden pasif husumet yokluğu nedeniyle, davalı ... yönünden hak düşürücü sürenin dolması nedeniyle usulden reddine karar verilmiştir.

V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Bozma İlamı

1.Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2.Davacı vekili temyiz dilekçesinde özetle; ıslah yapılmış olsa dahi davanın 22.08.2019 tarihinde açıldığını, Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 2015/449 Esas, 2017/128 Karar sayılı 25.01.2017 tarihli kararında da bu hususun belirtildiğini, davanın süresinde açıldığını belirterek ve istinaf dilekçesindeki itirazlarını tekrar ederek kararın bozulmasını talep etmiştir.

3.Yargıtay 1. Hukuk Dairesinin 14.12.2022 tarih ve 2021/7031 Esas, 2022/8246 Karar sayılı kararıyla; somut olayda, dava konusu taşınmazların tespit tutanağı 23.07.2009 tarihinde askıya çıkarıldığına göre Kadastro Kanunu’nun 11. maddesinde belirlenen 30 günlük askı ilan süresi 30. gün olan 22.08.2009 tarihinde mesai saati sonunda bitecektir. Ne var ki, 22.08.2009 tarihi cumartesi gününe denk geldiğinden askı ilan süresinin 24.08.2009 tarihinde mesai saati sonunda biteceği ve kadastro tutanağının da 25.08.2009 tarihinde kesinleştirilmesi gerektiği, Kadastro Müdürü itirazda bulunulmadığını gözetip 22.08.2009 tarihini atarak tutanağı onaylamış ise de bu hususun tutanağın kesinleşme tarihini değiştirmeyeceği ve sonuca etkili olmayacağı, bu durumda onay tarihinin değil, Kanun'un belirlediği şekilde kesinleşme tarihinin kabul edilmesi gerektiği, ne var ki, Bölge Adliye Mahkemesince tevzi tarihi olan 22.08.2019 tarihi değil, dava dilekçesinin havale tarihi olan 23.08.2019 tarihi dikkate alınarak karar verildiği, davacı taraf davasını 22.08.2019 tarihinde süresinde açtığına göre 3402 sayılı Kanun'un 12/3. maddesinde öngörülen hak düşürücü sürenin dolmamış olduğu ve işin esasına girilerek hasıl olacak sonucuna göre bir karar verilmesi gereğine değinilerek karar bozulmuştur.

B. Bozmaya Uyularak Verilen Bölge Adliye Mahkemesi Kararı

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen tarih ve sayılı kararıyla; kadastro sonucunda, Artvin ili .... ilçesi .... köyü 179 ada 3 parsel sayılı 5.134,01 metrekare yüz ölçümündeki taşınmazın çay ve fındık bahçesi vasfıyla belgesizden zilyetlik nedeniyle davalı ... adına tespit edildiği, askı ilanının 23.07.2009-21.08.2009 tarihleri arasında yapıldığı, askı ilan süresi içerisinde dava açılmaması üzerine kadastro tespitinin kesinleştiği, eldeki davanın ise 22.08.2019 tarihinde açıldığı, askı ilan cetveline göre Yolgeçen köyü kadastro çalışma alanı sınırları içinde bulunan taşınmazların kadastro sonucunu gösterir askı cetvellerinin 22.07.2009 tarihinde askıya çıkartılıp 23.07.2009-21.08.2009 tarihleri arasında ilan edildiğinin belirtildiği, bu durumda askı ilan süresinin 1. günü 23.07.2009 olup 30. gün olan ve mesai günününe denk gelen 21.08.2009 tarihinde tespitin kesinleştiği, dava tarihi olan 22.08.2019 tarihi itibariyle Kadastro Kanunu'nun 12/3. maddesine göre 10 yıllık hak düşürücü sürenin dolduğu, tapu maliki olan davalı ... yönünden davanın hak düşürücü sürenin dolmuş olması nedeniyle usulden reddine karar verilmesi gerekirken esastan reddine karar verilmesi isabetsiz ise de bu hatanın düzeltilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına ve yeni delil toplanarak karar verildiği gerekçesiyle HMK'nın 353/1-b.(3) maddesi gereğince kaldırılan hükmün yerine geçmek üzere yeniden hüküm tesis edilmesine, davalılar ... ve ... yönünden açılan davanın pasif husumet yokluğu sebebiyle HMK'nın 114/1-d ve 115/2. maddeleri gereğince usulden reddine, davalı ... aleyhine açılan davanın Kadastro Kanunu'nun 12/3. maddesi gereğince 10 yıllık hak düşürücü sürenin geçmiş olması sebebiyle HMK'nın 114/2 ve 115/2. maddeleri gereğince usulden reddine karar verilmiştir.

VI. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Nedenleri

Davacı vekili temyiz dilekçesinde özetle; kesinleşme tarihinin 22.08.2009 tarihinde olması gerekirken Mahkemece kesinleşme tarihinin 21.08.2009 tarihi olarak saptanmasının hatalı olduğunu, davanın süresinde açıldığını belirterek ve istinaf dilekçesindeki itirazlarını tekrar ederek kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Dava, kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 11 ve 12. maddeleri,

(HGK) Yargıtay Hukuk Genel Kurulu'nun 09.10.1991 tarihli ve 1991/8-377 Esas, 1991/482 Karar sayılı, ve 29.02.1984 tarih 1981/8-717 E. 1984/157 K sayılı kararları,

Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulu'nun 24.10.1983 tarihli ve 1983/8 Esas, 1983/3 Karar sayılı kararları.

3. Değerlendirme

1. Kadastro çalışmaları sonucu, Artvin ili.... ilçesi ..... köyü 179 ada 3 parsel sayılı 5.134,01 metrekare yüz ölçümündeki taşınmazın çay ve fındık bahçesi vasfıyla belgesizden zilyetlik nedeniyle davalı ... adına tespit edildiği, askı ilanının 23.07.2009-21.08.2009 tarihleri arasında yapıldıktan sonra 22.08.2009 tarihinde kesinleştiği anlaşılmıştır.

2. Somut olayda, Bölge Adliye Mahkemesinin 01.04.2021 tarihli kararıyla İlk Derece Mahkemesinin 18.11.2020 tarih 2019/108 Esas 2020/100 Karar sayılı kararı kaldırılarak,davanın pasif husumetten ve hak düşürücü süre nedeniyle usulden reddine karar verilmiş, Dairemizin 14.12.2022 tarihli kararıyla tespitin 22.08.2009 tarihinde kesinleştiği ve davanın 22.08.2019 tarihinde açıldığı ve böylece hak düşürücü süre dolmadığından davanın esasına geçilmesine değinilerek bozma kararı verilmiş, Bölge Adliye Mahkemesince bozma kararına uyulduktan sonra, yeniden İlk Derece Mahkemesinin 18.11.2020 tarihli kararı kaldırılarak, aynı şekilde davanın pasif husumet yokluğundan usulden reddine ve hak düşürücü sürenin geçmiş olması nedeniyle usulden reddine karar verilmiştir. Bölge Adliye Mahkemesi tarafından 6100 sayılı HMK'nın 373/3. maddesi gereğince bozma ilamına uyulduğuna göre İlk Derece Mahkemesinin anılan kararının Bölge Adliye Mahkemesi'nin 01.04.2021 tarihli kararıyla kaldırıldığı gözetilmeksizin yazılı olduğu üzere, davacının istinaf isteğinin kabulü ile ilk derece mahkemesi kararın kaldırılması ve yeniden hüküm tesisine şeklinde istinaf incelemesi yapılır gibi hüküm oluşturulması usul hukukuna açıkça aykırılık oluşturmaktadır.

3. Öte yandan, Dairemizin hak düşürücü sürenin geçmediği ve davanın esasına girilmesi yönündeki bozma kararına uyulduktan sonra, Bölge Adliye Mahkemesince, daha önce dosyada bulunmayan askı ilan tutanakları getirtilmiş ve eski hüküm yeniden kurularak, hak düşürücü süre nedeniyle reddine karar verilmiş, HGK'nın 19.04.2017 tarih 2017/12-710 E. 2017/774 K. ile yine HGK'nın 26.11.2014 tarih 2013/16-1174 E. 2014/963 K. Sayılı kararlarında da belirtildiği gibi uyulan bozma kararından sonra verilen her türlü kararın yeni bir hüküm niteliğinde olduğu, bu kapsamda eski hükmün aynen kurulmuş olması uyma kararını ortadan kaldırmayacağından, temyiz incelemesine geçilmiştir.

4. Bölge Adliye Mahkemesinin Dairemizin 10 yıllık hak düşürücü sürenin geçmediği ve davanın esasına girilmesine ilişkin bozma kararına uyularak verilen kararında, askı ilanının 1. günü 23.07.2009 olup 30. gün olan ve mesai gününe denk gelen 21.08.2009 tarihinde tespitin kesinleştiği, dava tarihi olan 22.08.2019 tarihi itibariyle Kadastro Kanunu'nun 12/3. maddesine göre 10 yıllık hak düşürücü sürenin dolduğu belirtilmiş ise de Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun 24.10.1983 tarih 1983/8-3 sayılı kararında da vurgulandığı gibi, 30 günlük askı ilan süresi içinde itiraz edilmemesi halinde Tapulama Müdürü, sürenin bitimini takip eden günün tarihini koyarak tutanağı kesinleştirir. Nitekim HGK'nın 09.10.1991 tarihli ve 1991/8-377 Esas, 1991/482 Karar sayılı içtihadında askı ilan süresinin 30. gününün mesai saatinin sonunda biteceği, Tapulama Müdürünün 27. madde uyarınca tutanağa itirazda bulunulmadığını gözetip takip eden gününün tarihini atarak tutanağı kesinleştirmekle yükümlü olduğu, 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 12/3. maddesinde yer alan 10 yıllık hak düşürücü sürenin, tutanağın kesinleşme tarihinden itibaren başlayacağı belirtilmiştir.

5. Yukarıdaki içtihat ve yasal düzenlemelerde de yer verildiği üzere, 3402 sayılı Kanun'un 11. maddesinde ilan süresi 30 gün olarak düzenlenmiştir. Dava konusu taşınmazın kadastro tespit tutanakları 22.07.2009 tarihinde askı ilanına çıkarıldığına göre 30 günlük askı ilan süresi 23.07.2009 tarihinde başlayacak ve 30. günün bitimi olan 21.08.2009 günü mesai saati sonunda bitecektir. Kadastro Müdürü ise tutanağa itirazda bulunulmadığı takdirde, 30 günün bitimini takip eden gün tutanağı kesinleştirmekle yükümlüdür. Yani 10 yıllık hak düşürücü süre kadastro tespitinin kesinleştiği tarihten başlayacaktır. Somut olayda, 30 günlük askı ilan süresinin son günü olan 21.08.2009 tarihini takip eden 22.08.2009 tarihinde kadastro tutanağının kesinleştiği, davanın ise 22.08.2019 tarihinde açıldığı gözetildiğinde Kadastro Kanunu'nun 12/3. maddesinde yer verilen 10 yıllık hak düşürücü sürenin geçmediği anlaşılmaktadır.

6. Hal böyle olunca işin esasına girilerek hasıl olacak sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile yazılı olduğu şekilde karar verilmesi isabetsizdir.

VII. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Davacının yerinde görülen temyiz itirazının kabulüyle, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 371/1-a maddesi uyarınca Trabzon Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi kararının BOZULMASINA,

Peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacıya iadesine,

Dosyanın Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

12.11.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.