"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi
EK KARAR TARİHİ : 02.01.2023
SAYISI : 2015/551 E., 2016/83 K.
HÜKÜM : Davanın açılmamış sayılmasına
Taraflar arasında görülen tapu kaydında düzeltim davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece bir kısım taşınmazlar yönünden kararın onanmasına, bir kısım taşınmazlar yönünden ise kararın bozulmasına karar verilmiştir.
Mahkemece bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın açılmamış sayılmasına karar verilmiş, davalı vekilinin davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesine rağmen davalı lehine vekalet ücretine hükmedilmemesi nedeniyle, vekalet ücretine hükmedilerek hükmün HMK'nın 305/A maddesi gereğince tamamlanmasına ilişkin 02.12.2022 tarihli talebi 02.01.2023 tarihli ek karar ile reddedilmiştir.
Mahkeme kararı ve 02.01.2023 tarihli ek kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı; mirasbırakan annesi ...'ın kayden paydaşı olduğu 1706, 1892, 784, 1716, 538, 1774, 1661, 738, 181, 187, 147, 741, 535, 543, 550, 570, 1681, 1851, 226 249, 52, 83, 691, 1611, 1645, 169, 1828, 1780, 738, 731, 733, 1003, 1035, 1056, 1070, 1087, 1089, 1100, 992, 996, 1131, 1152, 1304, 705, 759, 778, 940, 979, 984, 1520, 1188, 1213, 1316 , 1325, 1359, 1370, 1377, 1785 parsel, Üğümce köyü 698, 710, 717, 727, 735, 746, 747, 777, 775, 852, 932 parsel sayılı taşınmazların tapu kayıtlarında soyadının "..." şeklinde yer aldığını gerçekte ...'nin eşinin lakabı olması sebebiyle bu şekilde tapu kayıtlarına aktarıldığını ileri sürerek tapu kayıtlarının nüfus kaydına uygun olarak düzeltilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı, davanın reddini savunmuştur.
III. MAHKEME KARARI
Kandıra Sulh Hukuk Mahkemesinin 19.11.2013 tarihli ve 2012/699 Esas, 2013/728 Karar sayılı kararıyla; iddianın ispatlandığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1.Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Dairenin 30.04.2015 tarihli ve 2015/4452 Esas, 2015/6516 Karar sayılı kararıyla; dava konusu 1706, 1892, 784, 1716, 538, 1774, 1661, 738, 181, 187, 147, 741, 535, 543, 550, 570, 1681, 1851, 226 249, 52, 83, 691, 1611, 1645, 169, 1828, 1780, 738, 731, 733 parsel sayılı taşınmaz yönünden hükmün ONANMASINA karar verilmiştir. Davaya konu 1003, 1035, 1056, 1070, 1087, 1089, 1100, 992, 996, 1131, 1152, 1304, 705, 759, 778, 940, 979, 984, 1520, 1188, 1213, 1316 , 1325, 1359, 1370, 1377, 1785 parsel, ... köyü 698, 710, 717, 727, 735, 746, 747, 777, 775, 852 parsel sayılı taşınmazlar yönünden ise; “ mahkemece yapılan araştırma ve incelemenin hüküm kurmaya elverişli olmadığı görülmektedir. Hâl böyle olunca; öncelikle dava konusu 1003, 1035, 1056, 1070, 1087, 1089, 1100, 992, 996, 1131, 1152, 1304, 705, 759, 778, 940, 979, 984, 1520, 1188, 1213, 1316 , 1325, 1359, 1370, 1377, 1785 parsel, ... köyü 698, 710, 717, 727, 735, 746, 747, 777, 775, 852 parsel sayılı taşınmazların dayanağı belgelerdeki bilgiler ile davacının mirasbırakanına ait bilgilerin karşılaştırılması, anılan taşınmazlara ilişkin olarak tanıklardan bilgi alınması, gerektiğinde keşif yapılarak anlan taşınmazların kimin veya kimlerin kullanımında olduğunun belirlenmesi, hak iddia eden başka kişiler bulunup bulunmadığı konusunda mahalli bilirkişilerin beyanlarının alınması ve mülkiyet nakline sebebiyet vermemek bakımından davacının murisi ile kayıt malikinin aynı kişiler olup olmadığının tereddüde yer bırakmayacak biçimde açıklığa kavuşturulması ve sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, eksik araştırma ile yetinilerek yazılı şekilde karar verilmiş olması doğru olmadığı gibi dava konusu 982 parsel sayılı taşınmazın davacının mirasbırakanı ile bir ilgisinin bulunmadığı gözetilerek bu taşınmaz yönünden davanın reddine karar verilmesi gerekirken kabul kapsamına alınması da doğru değildir...” gerekçesiyle hükmün bozulmasına karar verilmiştir.
B. Bozma Sonrası Mahkeme Kararı
Kandıra Sulh Hukuk Mahkemesinin 04.02.2016 tarihli ve 2015/551 E., 2016/83 K. sayılı kararıyla; davanın işlemden kaldırıldığı 27.10.2015 tarihinden itibaren üç aylık yasal süre içinde yenilenmediği gerekçesiyle HMK’nın 150/5 inci maddesi gereğince davanın açılmamış sayılmasına karar verilmiş, davalı vekilince davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesine rağmen davalı lehine vekalet ücretine hükmedilmemesine ilişkin HMK'nın 305/A maddesi uyarınca hükmün tamamlanmasına yönelik 02.12.2022 tarihli dilekçesi 02.01.2023 tarihli ek karar ile reddedilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına ve ek kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1.Davalı vekili temyiz dilekçesinde özetle; davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesine rağmen kendisini vekil ile temsil eden davalı Maliye Hazinesi lehine vekalet ücretine hükmedilmemesinin hatalı olduğunu, HMK‘nın 305/A maddesi gereğince bu hususun tamamlanabileceğini, Mahkemece vekalet ücretiyle ilgili hüküm kısmında belirtilmeyen eksik hususun tamamlanmasına ilişkin taleplerinin reddine karar verilmesinin de doğru olmadığını belirterek ek kararın ve asıl kararın bozulmasını istemiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava, tapu kaydında düzeltim isteğine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 305/A , 323 üncü ve 331/3 üncü maddeleri.
2. Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi'nin (AAÜT) 3 üncü maddesinin 2 nci fıkrası ve 7 nci maddesi,
3. Değerlendirme
1.Mahkemece görülen tapu kaydında düzeltim davası sonucunda, davanın işlemden kaldırıldığı 27.10.2015 tarihinden itibaren üç aylık yasal süre içinde yenilenmediği gerekçesiyle HMK’nın 150/5 inci maddesi gereğince davanın açılmamış sayılmasına karar verilmiş, anılan karara karşı davalı vekilinin 02.12.2022 tarihli vekalet ücreti yönünden hükmün HMK’nın 305/A maddesi gereğince tamamlanma talebi mahkemece 2.01.2023 tarihli ek karar ile reddedilmiştir. Mahkeme kararı ve 02.01.2023 tarihli ek kararı davalı kurum vekili vekili tarafından vekalet ücreti yönünden temyiz edilmiştir.
HMK'nın 323 üncü maddesinin ilk fıkrasının (ğ) bendinde "Vekille takip edilen davalarda kanun gereğince takdir olunacak vekâlet ücreti" nin de yargılama giderleri arasında olduğu düzenlenmiş, aynı Kanun'un 331/3 üncü maddesinde "Davanın açılmamış sayılmasına karar verilen hâllerde yargılama giderleri davacıya yükletilir." düzenlemesi yer almıştır.
AAÜT'nin "Görevsizlik, yetkisizlik, dava ön şartlarının yokluğu veya husumet nedeniyle davanın reddinde, davanın nakli ve açılmamış sayılmasında ücret" başlıklı 7 nci maddesinde; "(1) Ön inceleme tutanağı imzalanıncaya kadar davanın nakli, davanın açılmamış sayılması, görevsizlik veya yetkisizlik kararı verilmesi durumunda bu Tarifede yazılı ücretin yarısına, ön inceleme tutanağı imzalandıktan sonra karar verilmesi durumunda tamamına hükmolunur. Şu kadar ki, davanın görüldüğü mahkemeye göre hükmolunacak avukatlık ücreti, bu Tarifenin ikinci kısmının ikinci bölümünde yazılı miktarları geçemez." hükmüne yer verilmiştir.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 305/A maddesine göre taraflardan her biri, nihaî kararın tebliğinden itibaren bir ay içinde, yargılamada ileri sürülmesine veya kendiliğinden hükme geçirilmesi gerekli olmasına rağmen hakkında tamamen veya kısmen karar verilmeyen hususlarda ek karar verilmesini isteyebilir.
Somut olayda, davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesi halinde davacının yargılama giderlerinden sorumlu olacağı, vekalet ücretinin de yargılama gideri olduğu, davanın açıldığı tarihteki koşullara göre davalı kurumun davada taraf sıfatı bulunduğu, bu nedenle AAÜT'nin ikinci kısmının ikinci bölümünde yazılı miktarları geçmeyecek oranda davalı lehine vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiği göz ardı edilip bu hususta karar verilmemesi doğru değildir.
Kabule göre de; Mahkemece HMK’nın 305/A maddesi uyarınca davalı vekilinin vekalet ücretine yönelik istemi kabul edilerek ek karar ile davalı yararına vekalet ücretine hükmedilebilecek iken, bu istemin reddedilmesi de isabetsiz olmuştur.
Ne var ki, anılan husus yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, 6100 sayılı HMK'nın geçici 3/2 nci maddesinin yollamasıyla 1086 sayılı HUMK'un 438 inci maddesinin yedinci fıkrası uyarınca Mahkeme kararının düzeltilerek onanması gerekir.
VI. KARAR
Açıklanan nedenlerle;
1.Davalı vekilinin 02.01.2023 tarihli ek karara yönelik temyiz itirazının kabulü ile EK KARARIN ORTADAN KALDIRILMASINA.
2. Davalı vekilinin temyiz itirazının kabulü ile Mahkeme kararının hüküm fıkrasına 4 üncü bent olarak "Davalı ... kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT'nin 7 nci maddesi uyarınca hesaplanan 1.800,00 TL maktu vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine" cümlesinin eklenmesine,
Hükmün bu şekilde DÜZELTİLEREK ONANMASINA,
Temyiz eden davalı harçtan muaf olduğundan bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
Dosyanın Mahkemesine gönderilmesine,
1086 sayılı HUMK'un 440/III-3 üncü maddesi uyarınca karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 19.03.2024 tarihinde oybirliği ile karar verildi.