"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2021/1825 E., 2023/1509 K.
HÜKÜM/KARAR : Ret/Esastan Ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : Kayseri 2. Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2020/200 E., 2021/427 K.
Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.
Kararın davacı tereke temsilcisi ... vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı tereke temsilcisi ... vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı; ortak mirasbırakanları ...'ün kayden maliki bulunduğu 1037 ada 3 parsel sayılı taşınmazı mirastan mal kaçırmak amaçlı ve muvazaalı olarak davalılara payları oranında tapuda satış göstermek suretiyle temlik ettiğini, gerçekte bağış yapıldığını ileri sürerek tapu kaydının iptali ile mirasçılar adına miras payları oranında tesciline karar verilmesini istemiş, davacının yargılama sırasında ölümü ile murisin terekesine temsilci atanmıştır.
II. CEVAP
Davalılar; temlik işleminden 34 yıl sonra açılan davanın dinlenemeyeceğini, zamanaşımı ve hak düşürücü sürenin dolduğunu, murisin ölümünden 17 yıl sonra açılan davada Türk Medeni Kanunu'nun 2. maddesi uyarınca hakkın kötüye kullanıldığını, yapılan temliki işlemden davacının haberdar olduğunu, paylaştırma amacı olduğunu belirterek davanın reddini savunmuşlardır.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin 12.01.2017 tarihli ve 2016/28 Esas, 2017/18 Karar sayılı kararıyla; davacının annesi olan ...'ün dava konusu taşınmazı davalılar ..., ... ve ...'ya sattığı, ...'nun taşınmazı satın alacak gücünün bulunmadığı, yapılan işlemin ivazsız bağış niteliğinde muvazaalı olduğu ve yapılan intikal işleminin bağış yönünden uyulması gereken şekle uygun yapılmadığı belirlenerek davanın kabulüne, davalılar adına tapu kaydının iptali ile veraset ilamındaki payları oranında ... mirasçıları adına tesciline karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalılar vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. Kaldırma Kararı
Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesinin 25.05.2017 tarihli ve 2017/405 Esas, 2017/483 Karar sayılı kararı ile; mirasbırakanın ölüm tarihine göre elbirliği ( iştirak) halinde mülkiyet söz konusu olduğu, davada tüm mirasçılar adına tescil istenildiği halde mirasçılardan ... 'ün davada yer almadığı, davaya katılmayan ... 'ün olurunun alınması, davaya katılımının sağlanması ya da miras şirketine Türk Medeni Kanunu'nun 640. maddesi uyarınca atanacak temsilci aracılığıyla davanın sürdürülmesi gerektiği belirlenerek Mahkeme kararının esası incelenmeksizin davalılar vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile Yerel Mahkemece verilen kararın kaldırılmasına ve dosyanın Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
C. İlk Derece Mahkemesince Kaldırma Kararı Sonrasında Verilen Karar
İlk Derece Mahkemesinin 14.05.2019 tarihli ve 2017/466 Esas, 2019/366 Karar sayılı kararıyla; temlik işleminin gerçek bir satış işlemi olmadığı, yapılan işlemin ivazsız bağış niteliğinde muvazaalı olduğu, yapılan intikal işleminin bağış yönünden uyulması gereken şekle de uygun yapılmadığı belirlenerek davanın kabulüne, davalılar adına tapu kaydının iptali ile veraset ilamındaki payları oranında ... mirasçıları adına tesciline karar verilmiş ve davalı ...'ün diğer davalılarla birlikte mirasçı sıfatını taşımadığı ve pasif husumet ehliyeti olmadığı belirlenerek davalı ... yönünden davanın pasif husumet yokluğundan reddine karar verilmiş, karara karşı davalılar vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
D. Kaldırma Kararı
Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesinin 05.03.2020 tarihli ve 2019/1668 Esas, 2020/276 Karar sayılı kararı ile; Mahkemece davalıların murisinin mirasçıları arasında mal taksimi yaptığı ve mirasın paylaştırılması sonucunda devir yapıldığı savunmaları üzerinde durulmadığı bu konuya ilişkin davanın esasına yönelik delillerin toplanmadığı belirlenerek eksik araştırma nedeniyle davalılar vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile Yerel Mahkemece verilen kararın kaldırılmasına ve dosyanın Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
E. İlk Derece Mahkemesince Kaldırma Kararı Sonrasında Verilen Karar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; kaldırma kararı doğrutusunda murisin malvarlığı araştırıldığı, tüm tanık beyanları ve özellikle davacının kardeşi ...'nin, ... ve...'nin beyanına göre murisin taşınmazların devri konusunda söz sahibi olmadığı, taşınmazın devrinin bizzat davacı tarafından sağlandığı, muris tarafından mal kaçırma iradesi bulunmadığı belirlenerek davanın reddine karar verilmiştir.
F. Kaldırma Kararı Sonrası İlk Derece Mahkemesi Kararına Karşı İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde tereke temsilcisi vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
G. İstinaf Nedenleri
Davacı tereke temsilcisi ... vekili istinaf başvuru dilekçesinde; İlk Derece Mahkemesi kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu, kararın gerekçesinde kararın neye istinaden verildiğine dair bir açıklama bulunmadığını, verilen kararda yalnızca tanık beyanlarına değinildiğini ancak tanıkların dosyanın önceki aşamalarında verdikleri beyanları göz önüne alınmaksızın eksik inceleme ve araştırma ile karar verildiğini ileri sürerek istinaf başvurusunda bulunmuştur.
H.Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; ortak mirasbırakan ...'ün davaya konu temlik işleminde mirasçılardan mal kaçırma amacının ve muvazaa olgusunun kanıtlanamadığı, murisin tüm çocukları ile ilişkisinin iyi olduğu, mirasçıdan mal kaçırmasını gerektirir somut bir delilin dosyaya yansımadığı, bilakis anne olan mirasbırakanın mal varlığı üzerinde bir tasarrufta bulunma iradesinin olmadığı, temlik işleminin davacının isteği ve bilgisi dahilinde ve bizzat iştiraki ile sağlandığının tanık sıfatı ile dinlenen mirasçı beyanları ile sabit olduğu, davacının davasını ispat edemediği belirlenerek tereke temsilcisinin istinaf talebinin esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı tereke temsilcisi ... vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı tereke temsilcisi ... vekili temyiz başvuru dilekçesinde; istinaf dilekçesini tekrar ederek kararın bozulmasını istemiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava; muris muvazaası hukuki nedenine dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
01.04.1974 tarihli, 1/2 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı,
Türk Medeni Kanunu'nun 706. maddesi,
Türk Borçlar Kanunu'nun 237. maddesi,
Tapu Kanunu'nun 26. maddesi,
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 190. maddesi.
3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Tarafların ortak mirasbırakanı ...'ün 29.05.1999 tarihinde öldüğü, geriye mirasçı olarak çocukları, .... ve kendisinden önce 30.05.1991 tarihinde ölen oğlu ...'den olma torunları ....,...,.. ve ....'i bıraktığı; murisin kayden maliki bulunduğu davaya konu 554 ada 32 parsel sayılı taşınmazı 16.02.1982 tarihli satış akdi ile eşit paylarla davalılara temlik ettiği, anılan taşınmazın 3402 sayılı Kanun'un 22. maddesi uyarınca 10376 ada 3 parsel sayılı taşınmaza dönüştüğü anlaşılmaktadır.
3. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı tereke temsilcisi ... vekilinin temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Davacı tereke temsilcisi ... vekilinin yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddi ile, temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370. maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı 157,75 TL bakiye onama harcının temyiz eden davacı tereke temsilcisi ...'ten alınmasına,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
15.10.2024 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.