Logo

1. Hukuk Dairesi2023/5381 E. 2024/6012 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davalılar vekilinin, ilk derece mahkemesi kararının kendisine yetkisiz vekile tebliğ edildiğini ileri sürerek yaptığı istinaf başvurusunun süresinde olup olmadığına ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Yetki belgesi ile tevkil edilmiş vekile yapılan tebliğin geçerli ve usulüne uygun olduğu, bu nedenle davalı vekilinin istinaf başvurusunun süresinde yapılmadığı gözetilerek, Bölge Adliye Mahkemesinin davalı vekilinin istinaf başvurusunu reddeden kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2023/1506 E., 2023/1277 K.

HÜKÜM/KARAR : Kabul / Ret - Süreden Ret

İLK DERECE MAHKEMESİ : Karasu 1. Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2022/316 E., 2023/53 K.

Taraflar arasındaki tapu iptal ve tescil, olmazsa bedel davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiş, davalılar vekilinin kararın yeniden tebliğ yapılmasına ilişkin istemi 27.04.2023 tarihli ek karar ile, davacı vekilinin ihtiyati tedbir şerhinin terkinine ilişkin istemi 12.05.2023 tarihli ek karar ile reddedilmiştir.

Karar ve 27.04.2023 tarihli ek kararın davalılar vekili, 12.05.2023 tarihli ek kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesi tarafından yapılan inceleme sonucunda, davacının istinaf başvurusunun usulden reddine, davalılar vekilinin istinaf başvurusunun süreden reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalılar vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verilip Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı; muris ...'dan kalan taşınmazları kendi aralarında rızaen taksim ettiklerini ve yapılan anlaşma gereğince temliklerin yapılması için yurtdışında yaşadığından kardeşi davalı ...’ya Karasu Noterliğinin 05.09.2012 tarih 7101 yevmiye nolu vekaletname ile yetki verdiğini, diğer mirasçıların da aynı vekaletname ile vekalet verdiğini, anlaşmaya göre dava dışı 1108, 1112, 1113 ve 1114 parsel sayılı taşınmazların kendisine verileceğini, ancak vekilin devir işlemini yapmadığını, dava konusu 1512,1513, 221, 223 ,1159, 1161, 1318, 1530, 1478 ve 270 parsel sayılı taşınmazlardaki paylarını ise vekalet görevini kötüye kullanarak adlarına devrettiğini, bedel ödenmediğini ileri sürerek tapu iptali ve tescil, olmazsa bedele karar verilmesini istemiştir.

II. CEVAP

Davalılar; muristen kalan taşınmazların taksim edildiğini, anlaşmaya göre tarlaların erkeklere, fındıklıkların ise kadınlara verileceğini, fındıklığın daha değerli ve verimli olması sebebiyle davacının tarla yerine fındıklığı istediğini, davalı ...’ya teklifte bulunarak anlaşmaya vardığını, bu taksime göre işlem yapıldığını, kimsenin itiraz etmediğini, vekaletin kötüye kullanılmadığını belirterek davanın reddini savunmuşlardır.

III. İLK DERECE MAHKEME KARARI

Karasu 1. Asliye Hukuk Mahkemesi 23.06.2021 tarihli 2018/452 Esas, 2021/285 Karar sayılı kararı ile; davacının tapu iptali ve tescil, olmazsa dava konusu taşınmazların hisse bedellerinin verilmesi talebinin reddine ilişkin kararının davacı ve davalılar vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesince, taksim hususunun tarafların kabulünde olduğu, ancak tüm mirasçıların katılımı ile yapılmış yazılı bir taksim sözleşmesi bulunmadığı, bedel ödenmediği, dava değeri üzerinden eksik harcın ikmal edilerek vekalet görevinin kötüye kullanıldığından davanın kabulü gerektiği belirtilerek dosya Mahkemesine gönderilmiş; Mahkemece 16.02.2023 tarih 2022/316 Esas, 2023/53 Karar sayılı karar ile davanın kabulüne karar verilmiş, karar istinaf edilmediğinden 11.04.2023 tarihinde kesinleşme şerhi işlenmiş, davalılar vekilinin şerhin kaldırılması ve kararın yeniden tebliğine ilişkin talebi 27.04.2023 tarihinde ek karar ile reddedilmiş, davacı vekilinin tedbirin kaldırılmasına ilişkin talebi ise 12.05.2023 tarihli ek karar ile reddedilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

Mahkemenin yukarıda belirtilen karar ve 27.04.2023 tarihli ek kararına karşı davalılar vekili, 12.05.2023 tarihli ek karara karşı davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.

B. İstinaf Nedenleri

Davalılar vekili istinaf başvuru dilekçesinde; davayı takip etmeyen vekile usulsüz tebliğ yapılarak kararın kesinleştirildiğini ve davanın esasına ilişkin itirazlarını belirterek kararın ve ek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.

Davacı vekili istinaf dilekçesinde; kararın kesinleşmesi ile tedbirin kaldırılması gerektiğini belirterek ek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesinin 20.09.2023 tarih 2023/1506 Esas, 2023/1277 Karar sayılı kararı ile; davalının istinaf isteği süresinde olmadığından 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (HMK) 352/(1).c maddesi gereğinde reddine, davacının istinaf başvurusunun ise karar kesinleşip Mahkemece dosyadan el çekildiğinden verilen ara kararın yok hükmünde olduğu belirtilip 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (HMK) 352/(1).ç maddesi gereğince reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalılar vekili temyiz talebinde bulunmuştur.

B. Temyiz Nedenleri

Davalılar vekili temyiz dilekçesinde, istinaf dilekçesindeki beyanları tekrarla kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Dava, vekalet görevinin kötüye kullanılması hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil, olmazsa bedel istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

7201 sayılı Tebligat Kanunu'nun 11/2. maddesinde "vekil vasıtasıyla takip edilen işlerde tebligatın vekile yapılacağı, vekilin birden çok olması durumunda bunlardan birine tebligat yapılmasının yeterli olduğu, tebligatın birden fazla vekile yapılması durumunda, bunlardan ilkine yapılan tebliğin asıl tebliğ tarihi sayıldığı" öngörülmüştür.

1136 sayılı Avukatlık Kanunu'nun 56/5. maddesinde de "Avukatlar veya avukatlık ortaklığının başkasını tevkil etme yetkisini haiz oldukları bütün vekaletnamelerini kapsayacak şeklinde bir başka avukata veya avukatlık ortaklığına vekaletname yerine geçen yetki belgesi verebilecekleri, bu yetki belgesinin vekaletname hükmünde olduğu" düzenlenmiştir.

6100 sayılı Kanun'un 81. maddesi “Vekilin azli veya istifasının mahkeme ve karşı taraf bakımından hüküm ifade edebilmesi için bu konudaki beyanın dilekçeyle bildirilmesi veya tutanağa geçirilmesi ve gerektiğinde ilgilisine yapılacak tebligat giderinin de peşin olarak ödenmesi zorunludur” hükmünü haizdir. Buna göre, bir taraf vekilini azletmiş ve bunu vekiline bildirmiş veya bir tarafın vekili istifa etmiş ve bunu müvekkiline bildirmiş (ve hatta 6100 sayılı Kanun'un 82. maddesinin birinci fıkrası gereğince iki haftalık süre geçmiş) olsa dahi azil veya istifa 6100 sayılı Kanun'un 81. maddesinde belirtilen şekilde mahkemeye ulaşıp karşı tarafa bildirilmedikçe mahkeme ve karşı taraf için hüküm ifade etmez. Vekilin azli veya istifası mahkemeye ulaşıncaya ve karşı tarafa bildirilinceye kadar mahkeme ve karşı taraf, azledilmiş veya istifa etmiş olan vekile karşı usul işlemlerini yapmaya devam eder; bu kapsamda vekil duruşmaya kabul edilir, tebligatlar da bu vekile yapılır. Dolayısıyla vekilin azli veya istifası HMK’nın 81. maddesinde belirtilen şekilde mahkemeye ve karşı tarafa bildirilmemiş ve hüküm de bu vekile tebliğ edilmiş ise bu tebligat geçerli olup hükme karşı kanun yoluna başvurma süresi, hükmün bu vekile tebliği tarihinden itibaren işlemeye başlar. (Yargıtay Hukuk Genel Kurulu 09.12.2021 tarih, 2018/11-557 Esas, 2021/1643 Karar sayılı kararı)

3. Değerlendirme

Dosya içeriğinden; davalılar tarafından vekil tayin edilen Av. ...’in, aldığı vekaletnamedeki tevkil yetkisine dayanarak düzenlediği 11.06.2019 havale tarihli yetki belgesi ile Av. ...’ı Avukatlık Kanunu’nun 56. maddesi gereği (vekaletname yerine geçmek üzere) vekil tayin ettiği, İlk Derece Mahkemesi kararının 26.03.2023 tarihinde yetki belgesi uyarınca vekalet görevi devam etmekte olan davalılar vekili Av. .....’a tebliğ edildiği, 2 haftalık istinaf süresinin 10.04.2023 günü sona erdiği, Mahkemece kararın 11.04.2023 tarihinde kesinleştiğine ilişkin şerh verildiği, Av. .....’ın 26.04.2023 tarihinde çekilme dilekçesi sunduğu, aynı gün davalılar vekili Av. ...’in tebliğin yetkili olmayan vekile yapıldığını ileri sürerek kesinleşme şerhinin kaldırılmasını ve kararın yeniden tebliğini talep ettiği, talebin 27.04.2023 tarihli ek karar ile reddedildiği, ek kararın ve kararın 05.05.2023 havale tarihli dilekçe ile istinaf edildiği gözetildiğinde, tevkil suretiyle yetkili kılınan vekile yapılan tebliğin usulüne uygun ve geçerli olduğu, davalılar vekilinin istinaf isteğinin süresinde olmadığı anlaşılmaktadır. (Yargıtay Hukuk Genel Kurulu 22.11.2008 tarih 2018/13-877 Esas, 2018/1755 Karar, sayılı ve 09.03.2021 tarih 2021/17-45 Esas, 2021/238 Karar sayılı kararları)

Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Davalılar vekilinin temyiz itirazının reddi ile Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370. maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı 13.430,44 TL fazla alınan temyiz karar harcının istek halinde temyiz eden davalılara iadesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

06.11.2024 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.