Logo

1. Hukuk Dairesi2023/5436 E. 2024/2117 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Kadastro öncesi dönemden kaynaklanan bir sebebe dayanarak tapu iptali ve tescil talepli davada, davalı idare adına tespit edilen taşınmazın bir kısmının davacıya ait olup olmadığı hususunda yaşanan uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Davalı idare adına tespit edilen taşınmazın kadastro öncesi dönemde davacı tarafından kullanıldığına dair tanık beyanları ve ziraatçı bilirkişi raporuyla tespit edilen hususlar ile davacıya ait parsel ile uyuşmazlık konusu alanın bütünlük arz etmesi gözetilerek, yerel mahkemenin davayı kabulüne ilişkin direnme kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2022/602 E., 2022/722 K.

HÜKÜM : Kabul

Taraflar arasındaki kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescil talepli davanın, bozma kararına uyularak yapılan yargılaması sonunda kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davalı ... vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili; Vakfıkebir ilçesi Karatepe köyü 128 ada 27 parselde kayıtlı taşınmazın kadastro çalışmaları sırasında davacıya ait 128 ada 23 parselde kayıtlı taşınmazın bir kısmını da içine alacak şekilde davalı İdare adına tespitinin yapıldığını, davacının okuma yazma bilmemesi ve tek başına yaşaması sebebiyle tespit tutanağına itiraz edemediğini, taşınmazın yaklaşık 30 yıldır davacının zilyetliğinde olup ekilip biçildiğini belirterek nizalı 128 ada 27 parselde davacıya ait olan kısmın iptali ile davacı adına tapuya kayıt ve tescilini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı ... temsilcisi aşamalarda; taşınmazın Hazinenin mülkiyetinde olan yerlerden olduğunu ve öncesi itibariyle tapulu yerlerden olduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

Vakfıkebir Asliye Hukuk Mahkemesinin 19.06.2014 tarihli ve 2012/106 Esas-2014/278 Karar sayılı kararıyla; 29.06.2007 tarihinde kesinleşen kadastro tespitinde davacıya ait 128 ada 23 parsel sayılı taşınmazın davacı, 128 ada 27 parsel sayılı taşınmazın ise davalı İdare adına tespit ve tescil gördüğü, davalı İdare adına tespite esas 23.11.1989 tarihli eski tapu kaydında yüz ölçümü 392,00 metrekare olarak belirtilmişse de dinlenen mahalli bilirkişinin anılan tapu kaydının zemine uyduğunu belirtmesi ve yine davalı tarafça dosyaya sunulan 02.11.1989 tarihli tutanak başlıklı belgede davacının da imzasının olduğu gerekçesiyle davanın reddine dair karar verilmiştir.

IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Birinci Bozma Kararı

1.Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz isteminde bulunulmuştur.

2.Yargıtay (Kapatılan) 16.Hukuk Dairesinin 06.07.2017 tarihli 2015/9585 E., 2017/5244 K. sayılı kararıyla; “ ...Tespite esas tapu kaydının oluşumuna dair kroki, yüzölçümünün 392.00 metrekare oluşu ve kuzey sınırının davacının adına okuması karşısında, fen bilirkişisi raporunda (A) harfi ile gösterilen bölümün kaydın kapsamında kaldığı yönündeki değerlendirmenin hatalı olduğu; öte yandan, kaydın oluşumuna dair 02.11.1989 tarihli yer gösterme tutanağında davacı ...’ın da imzasının olduğu, bu imza ile taşınmazın Hazineye ait olduğunu kabul ettiği yönündeki gerekçenin de, söz konusu tutanağa dayalı olarak çizilen basit krokinin ve miktarının, fen bilirkişisi raporunda (A) harfi ile gösterilen dava konusu bölümü kapsamadığının anlaşılmış olması nedeniyle doğru olmadığı, bu nedenlerle Hazine tapusunun 03.12.2013 tarihli raporda (A) harfi ile gösterilen çekişmeli ve temyize konu bölümü kapsadığı düşünülemeyeceği, bu nedenle araştırılması gereken hususun davaya konu taşınmaz bölümünde davacı yararına zilyetlikle edinme koşullarının oluşup oluşmadığının olduğu vurgulanarak yaşlı, tarafsız, yöreyi iyi bilen, davada yararı bulunmayan şahıslar arasından seçilecek yerel bilirkişiler, daha önce yapılan keşifte beyanına başvurulan mahalli bilirkişiler, taraf tanıkları, fen bilirkişisi, ziraatçı bilirkişi aracılığı ile yeniden yapılarak yerel bilirkişi ve tanıklardan çekişmeli taşınmaz bölümünün öncesi, niteliği, kullanım durumu, zilyetliğin başlangıcı, sürdürülüş biçimi, süresi, imar-ihyaya muhtaç yerlerden ise imar-ihyanın ne zaman tamamlandığı, imar-ihyanın tamamlandığı tarihten tespit tarihine kadar davacı yararına 20 yıllık kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği süresinin dolup dolmadığı hususlarında olaylara dayalı ayrıntılı bilgi alınması, beyanlar arasındaki mevcut ve doğabilecek çelişkilerin usulen giderilmeye çalışılması; ziraatçı bilirkişiden çekişmeli taşınmaz bölümünün önceki ve şimdiki niteliğini, ne kadar süredir ne şekilde kullandığını bildirir, komşu taşınmazlarla karşılaştırmalı değerlendirmeyi içerir, çekişmeli taşınmazın değişik yönlerden çekilecek fotoğrafları ile desteklenmiş ayrıntılı rapor alınması; fen bilirkişisinden ise keşfi takibe elverişli krokili rapor alınması; mahalli bilirkişi ve tanık beyanlarının bilimsel esaslara göre hazırlanmış bilirkişi raporlarıyla denetlenmesi; bundan sonra iddia ve savunma çerçevesinde toplanan tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre karar verilmesi gerektiği” gerekçesiyle karar bozulmuştur.

B. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar

Vakfıkebir Asliye Hukuk Mahkemesinin 17.10.2018 tarihli ve 2018/8 Esas- 2018/1019 Karar sayılı kararıyla; mahalli bilirkişilerden ... ve ... dava konusu alanı köy halkının birlikte kullandığını, mahalli bilirkişi ... ve ...'in dava konusu yerin kime ait olduğunu bilmediğini beyan ettiği, davacı tanıklarının dava konusu çekişmeli alanın davacıya ait olduğunu, ...'dan 30-40 yıl evvel satın aldığını beyan ettikleri görülmekle her ne kadar dava konusu taşınmazın davacıya ait olduğu belirtilmişse de dosyada bunu kanıtlar nitelikte delil bulunmadığı, yapılan keşif neticesinde bu durumun ispat edilemediği, davacı tanıkları davacının çekişmeli yeri ...'dan aldığını beyan etmişlerse de dosyada herhangi bir bilgi ve belge bulunmadığı gerekçesiyle ispatlanamayan davanın reddine dair karar verilmiştir.

C. İkinci Bozma Kararı

1.Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz isteminde bulunulmuştur.

2.Dairenin 10.02.2022 tarih, 2021/3868 Esas, 2022/978 Karar sayılı kararıyla, '' Çekişme konusu 128 ada 27 parsel sayılı taşınmazın tespite esas alınan tapu kaydının 23.11.1989 tarihinde idari yoldan oluştuğu ve basit krokisi mevcut olduğu, taşınmazın 670.71 metrekare, tespite esas tapu kaydının ise 392.00 metrekare olduğu, dayanak tapu kaydının ve tapunun oluşumuna dair basit krokinin kuzey sınırının davacı ...’ın adını okumakta olduğu, bozma sonrası yapılan keşif neticesinde dosyaya sunulan 26.06.2018 tarihli ziraatçi bilirkişi raporunda davacıya ait 128 ada 23 nolu parsel ile dava konusu (A) harfi ile gösterilen alanın çayır vasfında olduğu, parselin etrafına bakıldığında dava konusu (A) alanı ile 128 ada 23 parsel sayılı taşınmazın bütünlük arz ettiğinin belirtildiği, ayrıca dinlenen tanık beyanlarının destekler mahiyette taşınmazın evveliyatından beri çayırlık olduğu ve davacı tarafından kullanıldığı yönünde olduğu, hal böyle olunca; davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde davanın reddine karar verilmiş olmasının isabetsiz olduğu'' gerekçesiyle hükmün bozulmasına karar verilmiştir.

D. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar

Mahkemece bozma kararına uyularak yapılan yargılama sonunda, dava konusu 128 ada 27 parsel sayılı taşınmazın tespite esas alınan tapu kaydının, 23.11.1989 tarihinde idari yoldan oluşmuş olup basit krokisinin dosya içerisinde mevcut olduğu, söz konusu taşınmazın 670.71 metrekare, tespite esas tapu kaydının ise 392.00 metrekare yüzölçümünde olduğu, dayanak tapu kaydının ve tapunun oluşumuna dair basit krokinin kuzey sınırının davacı ...’ın adını okumakta olduğu, dava konusu (A) alanı ile davacıya ait 128 ada 23 parsel sayılı taşınmazın bütünlük arz ettiğinin belirtildiği ve dinlenen tanıkların destekler mahiyette taşınmazın evveliyatından beri çayırlık olduğu yönündeki beyanları karşısında çekişmeli taşınmaz bölümünün davacı tarafından kullanıldığı gerekçesiyle davanın kabulüne, Trabzon ili, ... ilçesi, ... köyü 128 ada 27 parsel sayılı taşınmazın 26.08.2018 tarihli bilirkişi raporunda (A) harfi ile gösterilen kısmının tapu kaydının iptali ile davacılar adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı ... vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı ... vekili temyiz dilekçesinde; yörede yapılıp 29.06.2007 tarihinde kesinleşen kadastro tespitinde davacıya ait 128 ada 23 parsel sayılı taşınmazın davacı, 128 ada 27 parsel sayılı taşınmazın ise davalı İdare adına tespit ve tescil gördüğü, davalı ... adına tespite esas 23.11.1989 tarihli eski tapu kaydında yüz ölçümü 392,00 metrekare olarak belirtilmişse de tapu kaydının zeminde taşınmazın tamamını mevcut haliyle kapsadığı, yine dosyaya sunulan ve tapu kaydının oluşumuna esas alınan 02.11.1989 tarihli tutanak başlıklı belgede davacının da imzasının olduğu, bu sebeple taşınmazın mülkiyeti hususunda ihtilaf bulunmadığını belirterek kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Dava, kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 14 üncü ve 20 nci maddeleri,

4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 713/1 inci maddesi.

3. Değerlendirme

1. Temyiz olunan nihai kararların bozulması, 6100 sayılı Kanun’un geçici 3/2 nci maddesinin yollamasıyla 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu (HUMK)'nun uygulanacağı davalar yönünden HUMK'un 428 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı halinde mümkündür.

2.Temyizen incelenen Mahkeme kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı anlaşılmakla; temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Davalı ... vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,

492 sayılı Harçlar Kanunu'nun değişik 13 üncü maddesinin j bendi gereğince davalı Hazineden harç alınmasına yer olmadığına,

Dosyanın Mahkemesine gönderilmesine,

1086 sayılı HUMK'un 440/III-1 inci maddesi uyarınca karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere,14.03.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.