"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Diyarbakır Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/343 E., 2023/592 K.
HÜKÜM/KARAR : Ret/Esastan Ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : Eruh Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2017/293 E., 2021/574 K.
Taraflar arasındaki kadastro öncesi hukuki nedene dayalı tapu iptali ve tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.
Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; davacıya babasından, babasına da dedesinden intikal eden, yıllardır kendi zilyetliğinde olan Siirt ili .... ilçesi ..... köyü 110 ada 21 parsel sayılı taşınmazın kadastro çalışmaları sonucunda hataen davalı Hazine adına tespit ve tescil edildiğini ileri sürerek dava konusu taşınmazın 2.582,04 m2'lik kısmının tapu kaydının iptali ile davacı adına tescilini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı taraf cevap dilekçesi sunmamıştır.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; ziraat bilirkişilerin raporlarından, dava konusu taşınmazın toprak yapısı ve üzerindeki bitki örtüsü dikkate alındığında; toprağın tarımsal olarak işlenmediği, yer yer kayaklıklar ve taşlar bulunduğu, arazinin eğimli olması ve toprak derinliğinin az olması nedeniyle tarımsal faaliyetin zor olduğunun gözlemlendiği ve jeodezi bilirkişilerinin raporlarından taşınmazın boş olduğu, tarımsal faaliyetin yapılmadığının tespit edildiğinin anlaşıldığı, böylece dava konusu taşınmazın Kadastro Kanunu'nun 17. maddesinde düzenlenen şekilde para ve emek sarf etmek suretiyle ihya edilmediği, Yargıtayın yerleşik uygulaması gereği sahipsiz bir yerin ihya edilmeden hayvan otlatılması, etrafının duvar, çitle çevrilmesi, bina ve benzeri tesislerin yapılmasının Kadastro Kanunu'nun 17. maddesi anlamında ihya olmadığı ve kazanma sağlamayacağı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; dava konusu taşınmazda davacının ev ve ahırı bulunduğunu, mahalli bilirkişi beyanlarıyla da taşınmazın davacı tarafından yıllardır kullanıldığının anlaşıldığını, ziraat bilirkişinin tüm parsel üzerinden değerlendirme yaptığını oysa dava edilen kısmın 110 ada 21 parsel sayılı taşınmazdaki 2.500 m2'lik yer olduğunu ileri sürerek İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davacının (A)=187,31 m2 ev, (B)=1.264,13 m2 bahçe ve (D)=80,54 m2 ahır alanı için hak iddia ettiği, ikinci keşif sonrasında alınan jeodezi ve fotogrametri uzmanı bilirkişi raporunda taşınmazdaki (A), (B) ve (D) parçalarının 1973'ten 2018-2019 yıllarına kadar taşınmazın geride kalan ve (C) harfi ile gösterilen parçası gibi olduğunun, 2018-2019 yıllarından sonra (A)'da yapı, (B)'de bahçe ve (D)'de ahır olduğunun beyan edildiği, Yargıtayın yerleşik kararları uyarınca sadece yapı yapma şeklinde gerçekleşen bir kullanımın imar-ihya ve ekonomik amaca uygun bir zilyetlik olarak değerlendirilemeyeceği, yine yerleşik Yargıtay kararlarına göre taşınmazın evveliyatı itibariyle imar-ihyaya muhtaç yerlerden olması halinde, bu gibi yerlerde ev (ya da depo, ahır, garaj vs) yapmanın imar-ihya olarak değerlendirilemeyeceği göz önünde bulundurulduğunda, ev (ya da depo, ahır garaj vs) yapma tarihinden evvel imar-ihya suretiyle iktisap koşullarının gerçekleşmesinin gerektiği, dava konusu yapılan taşınmazın tespit tarihi olan 2009 yılından önceki tarihlerde (1973, 1984 ve dahi 2001 yılında) kullanım ve tasarrufa konu olmadığı, taşınmazda ekonomik amaca uygun tarımsal kullanım ve imar-ihyanın söz konusu olmadığı, ancak son 4 yıldır ev, ahır ve bahçe olarak kullanıma konu yapılmaya başlandığı, bilirkişi raporlarının hüküm kurmaya yeterli ve elverişli oluşu da nazara alındığında tespit tarihi itibariyle kazanım koşullarının oluşmadığı, bu haliyle dava konusu taşınmaza ilişkin tapunun iptalini gerektirecek neden bulunmadığı, neticede İlk Derece Mahkemesi gerekçesinin ve Mahkemece varılan sonucun isabetli olduğu gerekçesiyle davacı vekilinin istinaf talebinin esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesindeki beyanlarını tekrar ederek Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava, kadastro öncesi hukuki nedene dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 14 ve 17. maddeleri.
3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Kadastro sonucu, Siirt ili .... ilçesi .... köyü çalışma alanında bulunan 110 ada 21 parsel sayılı 22.236,59 metrekare yüz ölçümündeki ham toprak nitelikli taşınmaz, Devletin hüküm ve tasarrufu altındaki yerlerden olduğu belirtilerek davalı Hazine adına tespit ve tescil edilmiştir. Davacı, çekişmeli taşınmazın bir kısmının kendisine ait olduğunu ileri sürerek tapu kaydının iptali ve adına tescili istemiyle dava açmıştır.
3.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeple;
Davacı vekilinin temyiz itirazlarının reddiyle Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370. maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı 247,70 TL bakiye onama harcının temyiz eden davacıdan alınmasına,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
03.12.2024 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.