"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Diyarbakır Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesi
...
...
Taraflar arasındaki kadastro öncesi sebebe dayalı tapu iptali ve tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın; davalılar ..., ... ve ... yönünden husumet yokluğu nedeniyle reddine, diğer davalılar yönünden hak düşürücü süre nedeniyle reddine karar verilmiştir.
Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; ... köyünde kain 429 parsel (Yenileme sonrası 102 ada 6 parsel) sayılı taşınmazın davalıların mirasbırakanı ... adına tespit ve tescil edildiğini, tespit ve tescilin kısmen yanlış olduğunu, davacının ise Kiğı Sulh Hukuk Mahkemesinde tapu iptali ve tescil davası açarak 428 nolu parseli tapuda kendi adına tescil ettirdiğini, dava konusu 429 parsel sayılı taşınmazın 428 nolu parsel hizasından yola kadar olan bölümünün yaklaşık 100 yıldır davasız, aralıksız ve malik sıfatıyla davacı ve babası tarafından kullanıldığını, babasından da davacıya kaldığını ileri sürerek tapu kaydının iptali ve davacı adına tescilini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalılar cevap dilekçesi sunmamış olup davalılar ...,...,... ve ... vekilleri davacı vekilinin de hazır olduğu duruşmadaki beyanında, dava konusu taşınmaza ilişkin kadastro tutanağının 30.05.1986 tarihinde kesinleştiğini, kesinleşme tarihinden itibaren 10 yıllık hak düşürücü süre geçtikten sonra 25.09.2019 tarihinde açılan davanın reddini, ayrıca davalı ...'in hayatta olduğunu, bu sebeple ...'in eşi ... ve çocukları ... ile ... aleyhine açılan davanın da husumetten reddine karar verilmesini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin 28.04.2021 tarihli ve 2019/203 Esas, 2021/124 Karar sayılı kararı ile; davalıların kök mirasbırakanı ...'ın oğlu ...'in sağ olduğu gerekçesiyle ...'in eşi ... ve çocukları ... ve ... yönünden davanın husumet yokluğu nedeniyle, diğer davalılar yönünden hak düşürücü süre nedeniyle reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; dava konusu 429 nolu taşınmazın davacının babası ve amcası adına tapuda kayıtlı olduğunu, babasından müvekkiline miras kaldığını, eski tapu kaydının mevcut olduğunu, zilyetliğin aralıksız, davasız ve malik sıfatıyla bugüne kadar sürdüğünü, davalılar ile amca çocukları olduklarını, kullanım alanlarına davalıların itiraz etmediğini, davalı taraf kendi tarlasını ölçüp etrafını çevirmeye başladığında müvekkilinin tapulu 429 nolu parselinin bir kısmının davalıların mirasbırakanı adına 428 nolu parsel içinde tescil edildiğinin ortaya çıktığını, zilyetlikleri devam ettiği için hak düşürücü sürenin uygulanamayacağını ileri sürerek İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararını istinaf etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin 19.04.2023 tarihli ve 2022/975 Esas, 2023/407 Karar sayılı kararı ile; davalıların mirasbırakanının ölü mirasçısı ...mirasçılarına husumet yöneltilmeyerek taraf teşkili sağlanmamış ise de davalıların mirasbırakanı adına senetsizden kargir ev ve bahçe ve arsası vasfıyla tespit edilen dava konusu 429 parsel sayılı taşınmazın kadastro tutanağının 30.05.1986 tarihinde kesinleşip tapuya tescil edildikten itibaren dava tarihi olan 25.09.2019'a kadar 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 12 nci maddesinin üçüncü fıkrasındaki on yıllık hak düşürücü sürenin geçtiği gerekçesiyle başvurunun reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili temyiz dilekçesinde özetle; dava konusu taşınmazda davacının hâlen zilyetliği söz konusu olduğu için hak düşürücü süreye tabi olmadığını ileri sürerek Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararının bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava, kadastro öncesi sebebe dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.
2. 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun (3402 sayılı Kanun) 12 nci maddesinin üçüncü fıkrası.
3. Değerlendirme
1. Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Dava konusu ... köyünde kain, 429 parsel (Yenileme sonrası 102 ada 6 parsel) sayılı taşınmazın 15.10.1985 tarihinde davalılar mirasbırakanı ... adına tespit edildiği, tespitin kesinleştiği 30.05.1986 tarihi ile davanın açıldığı 25.09.2019 tarihi arasında 3402 sayılı Kanun′un 12 nci maddesinin üçüncü fıkrasında belirlenen on yıllık hak düşürücü sürenin geçtiği açıktır. Hak düşürücü süre dava şartı olup yargılamanın her aşamasında re’sen gözetilmelidir.
3. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Davacı vekilinin temyiz itirazının reddi ile temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı 157,75 TL temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
05.02.2024 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.
...