"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2020/488 E., 2023/416 K.
HÜKÜM : Kabul
Taraflar arasında görülen tapusuz taşınmazın tescili davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesince Mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.
Mahkemece bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın kabulüne karar verilmiştir.
Mahkeme kararı davalı Hazine vekili ve dahili davalı ... vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı dava dilekçesinde özetle; Artvin ili, ... ilçesi, ... köyü, ... mevkinde bulunan 491 ada 10 parsel sayılı taşınmazın dedesinden kendisine intikal ettiğini, dava konusu taşınmazın kadastro çalışmaları sonucu 900,00 metrekarelik kısmının tescil harici bırakıldığını, söz konusu taşınmazın bir bütün olarak dedesine ait olduğunu ve evvelinde dedesi tarafından 50 yılı aşkın süre ile nizasız ve fasılasız kullanıldığını, dedesinin ölümünden sonra ise kendisine intikal ettiğini ve kendisinin de yıllarca kullandığını, taşınmazın Hazineye ait olmadığını, yapılan tespitin hiçbir haklı nedene dayanmadığını ileri sürerek davanın kabulü ile dava konusu taşınmazın adına tapuya tesciline karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı Hazine vekili cevap dilekçesinde özetle; dava konusu taşınmazın yol olarak tescil harici bırakılan Devletin hüküm ve tasarrufu altındaki yerlerden olup davacının taşınmaz üzerindeki zilyetlik iddiasının yersiz olduğunu, yapılacak keşifte dava konusu taşınmazın müvekkiline ait olduğunun anlaşılacağını, davanın yersiz olduğunu belirterek reddine karar verilmesini talep etmiştir.
III. MAHKEME KARARI
İlk Derece Mahkemesinin 01.07.2016 tarih ve 2013/520 Esas ve 2016/481 Karar sayılı kararıyla; 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun (3402 sayılı Kanun) 14 ve 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (TMK) 713/1 maddesinde öngörülen zilyetlikle kazanma koşullarının davacı lehine oluştığu gerekçesiyle davanın kabulü ile harita ve kadastro mühendisi teknik bilirkişi ... tarafından düzenlenen 10.06.2016 tarihli rapora ekli krokide mavi renge boyalı olarak (A) harfi ile gösterilen 514,40 metrekarelik taşınmazın bahçe vasfıyla davacı adına kayıt ve tesciline karar verilmiştir.
IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1. Mahkeme kararına karşı süresi içinde davalı Maliye Hazinesi vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesinin 23.09.2020 tarihli ve 2016/14805 Esas, 2020/3306 Karar sayılı kararıyla; davanın, kazanmayı sağlayan zilyetlik, imar ve ihya hukuki sebeplerine dayalı olarak TMK'nın 713/1 ve 3402 sayılı Kanun'un 14 ve 17 inci maddeleri gereğince açılan tapusuz taşınmazın tescili isteğine ilişkin olduğu, 4721 sayılı TMK'nın 713/3 üncü maddesi uyarınca, bu nitelikteki davalarda Hazine'nin yanında ilgili kamu tüzel kişiliklerine de husumet yöneltilmesinin zorunlu olduğu, yasal hasım konumundaki tüzel kişiler davaya dahil edilmeden yargılamaya devamla hüküm kurulmasının mümkün olmadığı, somut olayda dava Hazine aleyhine açılmış olup yargılama sırasında yasal hasım konumundaki Ortaköy Köyü Tüzel Kişiliğinin davaya dahil edildiği, ancak çekişmeli taşınmaz bölümünün sınırında Artvin-Şavşat-Ortaköy Karayolu bulunması nedeniyle yasal hasım konumunda olan Karayolları Genel Müdürlüğünün de davada taraf olması gerektiğinin Mahkemece gözden kaçırıldığı, bu nedenle taraf teşkilinin tamamlandığından söz edilemeyeceği, taraf teşkilinin sağlanması dava şartlarından olup bu koşul yerine getirilmeden davanın esasına girilemeyeceği, Mahkemece bu yön göz ardı edilerek yazılı şekilde karar verilmesinin isabetsiz olduğu gibi işin esası yönünden yapılan araştırma ve incelemenin de yetersiz olduğu, bir taşınmazın geçmişteki ve şimdiki niteliğini, üzerinde sürdürülen zilyetliğin süresini ve şeklini en iyi belirleme yönteminin hava fotoğrafları olduğu halde hava fotoğraflarından yararlanılmadığı, taşınmaz bölümünün imar-ihyaya konu olup olmadığı ve zilyetlikle kazanılan yerlerden olup olmadığı hususlarında araştırma yapılmadığı gibi bu hususun değerlendirilmediği, yetersiz ve hüküm kurmaya elverişli bulunmayan tek kişilik ziraat bilirkişi raporu ile yerel bilirkişilerin soyut beyanlarına dayanılarak hüküm kurulduğu, bu şekilde eksik araştırma ve inceleme ile karar verilemeyeceği, hal böyle olunca; Mahkemece öncelikle davacıya, davasını Karayolları Genel Müdürlüğüne de yöneltmesi için süre ve imkan tanınması, taraf teşkilinin sağlanması halinde dahili davalıdan savunma ve delillerinin sorulması, bildirildiği takdirde delillerin toplanması; tarihleri açıkça yazılmak suretiyle dava tarihinden 15-20-25 yıl öncesine ait en az üç adet stereoskopik hava fotoğrafı Harita Genel Müdürlüğünden ve dava konusu taşınmaz bölümünü gösteren yüksek çözünürlüklü uydu fotoğrafları ilgili yerlerden getirtilerek dosya arasına konulduktan sonra, taşınmaz başında yaşlı, tarafsız, yöreyi iyi bilen, davada yararı bulunmayan şahıslar arasından seçilecek yerel bilirkişiler ve taraf tanıkları ile 3 kişilik ziraat mühendisi bilirkişi kurulu, fen bilirkişisi ve jeodezi ve fotogrametri uzmanı bilirkişisinin katılımıyla yeniden keşif yapılması ve yapılacak keşifte dinlenilecek yerel bilirkişi ve tanıklardan dava konusu taşınmaz bölümünün öncesinin kime ait olduğu, kimden intikal ettiği ve ne şekilde kullanıldığının, imar-ihyaya konu edilip edilmediği, edilmiş ise imar-ihyanın hangi tarihte başlayıp hangi tarihte bitirildiğinin etraflıca sorulup maddi olaylara dayalı olarak açıklattırılması yerel bilirkişi ve tanık ifadeleri arasında doğacak çelişkiler gerektiğinde yüzleştirme yapılmak suretiyle yöntemince giderilmeye çalışılması; ziraat mühendisi bilirkişi kurulundan taşınmaz bölümünün toprak yapısını ve niteliğini, zirai durumunu, üzerinde sürdürülen zilyetliğin şeklini ve süresini, taşınmaz bölümü üzerindeki bitki örtüsünü, taşınmaz bölümünün imar-ihyaya konu olmaya başladığı ve imar-ihyanın tamamlandığı tarihi bildirir ve komşu parsellerle karşılaştırmalı değerlendirmeyi ve taşınmaz bölümünün değişik yönlerden çekilmiş fotoğraflarını da içerir, bilimsel esaslara ve somut verilere dayalı ayrıntılı ve gerekçeli rapor alınması jeodezi ve fotogrametri mühendisinden belirtilen tarihlerde çekilmiş stereoskopik çift hava fotoğrafları ve uydu fotoğrafları üzerinde stereoskop aletiyle inceleme yaptırılarak çekişme konusu taşınmaz bölümünün hava ve uydu fotoğraflarında gösterilmesinin istenilmesi taşınmaz bölümünün önceki ve şimdiki niteliğinin, arazinin ekonomik amacına uygun olarak tarım arazisi niteliğiyle kullanılıp kullanılmadığının, imar-ihyaya muhtaç yerlerden olup olmadığının, imar-ihyaya muhtaç yerlerden ise imar-ihyasına ne zaman başlanıldığının ve hangi tarihte tamamlandığının belirlenmesine çalışılarak dava konusu taşınmaz bölümünün kadastro paftasının ölçekleri ile kamulaştırma haritası ölçeği eşitlenerek çakıştırılmak suretiyle kapsam tayininin yapılması fen bilirkişisine keşfi ve uygulamayı denetlemeye elverişli, ayrıntılı rapor ve harita düzenlettirilmesi bundan sonra toplanan ve toplanacak deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir hüküm kurulması gerekirken, Mahkemece bu hususlar gözetilmeksizin eksik inceleme ile yazılı olduğu şekilde hüküm kurulmasının isabetsiz olduğu gerekçesiyle hükmün bozulmasına karar verilmiştir.
B. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar
İlk Derece Mahkemesinin 30.05.2023 tarih ve 2020/488 Esas, 2023/416 Karar sayılı kararıyla; davacı tarafından hak iddia edilen fen bilirkişisi ile jeodezi ve fotogrametri mühendisi tarafından tanzim olunan 14.11.2022 tarihli raporda (A) harfi ile gösterilen taşınmaz başında keşif yapıldığı, ziraat bilirkişi kurulu tarafından tanzim olunan 14.12.2022 tarihli raporda dava konusu edilen (A) harfi ile gösterilen kısmın zilyetlikle kazanılabilecek bahçe vasfında olduğunun belirtildiği, ziraat bilirkişi kurulu ve fen bilirkişileri tarafından hava fotoğraflarında yapılan inceleme neticesinde dava konusu taşınmazın komşu parseller ile aynı nitelikte olduğu, ziraat arazisi olarak kullanıldığı, yol aksının dışında kaldığının anlaşıldığı, hal böyle olunca (A) harfi ile gösterilen kısmın ekonomik amaca uygun zilyetlikle kazanılabilecek bahçe vasfındaki taşınmazlardan olduğuna yönelik Mahkemelerince bir tereddüt bulunmadığı, keşifte dinlenilen mahalli bilirkişilerin beyanlarında dava konusu yeri evveliyatında davacının dedesi olan ...'in ekip dikmek ve dikili meyve ağaçlarının meyvelerini toplamak suretiyle kullandığını, vefat ettikten sonra mirasçıların bir araya gelerek taşımazları taksim ettikleri, bu davada dava edilen yerin ise davacının babası ...'e isabet ettiğini, Ali'nin de babası Süleyman gibi taşınmazı uzun yıllar kullandığını, mirasçılar arasında hiçbir tartışmanın bugüne kadar yaşanmadığını, ...'in ise sağlığında mirasçılar arasında taşınmazlarını bölüştürdüğünü, dava konusu edilen yeri de davacıya verdiğini, davacının da arpa, buğday, mısır ekmek ve meyve ağaçlarının meyvelerini toplamak suretiyle taşınmazı kullandığını, hatta taşınmazda bulunan üzüm asmasını da davacının yetiştirdiğini bizzat gördüklerini, dava konusu taşınmazın hiçbir zaman yol olarak kullanılmadığını, imar ihyaya konu olmadığını beyan ettikleri, mahalli bilirkişilerin beyanlarının somut olgulara dayalı olduğu, taşınmazın evveliyatını iyi derecede bildikleri, tarafların nüfus kayıtları incelendiğinde söylemiş oldukları bütün mirasçıların isimlerinin birebir kayıtlar ile örtüştüğü, komşu parsellerin tapu maliklerine bakıldığında diğer mirasçıların da malik olduğu taşınmazlar olduğu, mirasçılar arasında hiçbir zaman sınır veyahut mülkiyet uyuşmazlığının yaşanmadığı hususları hep birlikte değerlendirildiğinde davacının dedesi ...'in vefatından sonra mirasçılarının usulüne uygun yaptıklarını taksim sonucunda dava konusu taşınmazın davacının babası ...'e isabet ettiği, ...'in ise diğer mirasçılara da taşınmaz vermek suretiyle dava konusu taşınmazı oğlu davacıya bağışladığı, komşu parselin davacı adına kayıtlı olduğu anlaşılmakla davacının eklemeli olarak yirmi yılı aşkın süredir ekonomik amaca uygun olarak dava konusu taşınmaza zilyet olduğu, haliyle kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği hukuksal nedenine dayalı kazanma koşullarının oluştuğunun açık olduğu, yine ilgili bozma ilamı gereğince kamulaştırma haritası ile kadastro paftasının çakıştırılması amacıyla dosyanın fen bilirkişisine tevdii edildiği, 23.03.2023 tarihli fen bilirkişisi ile jeodezi ve fotogrametri mühendisi tarafından düzenlenen bilirkişi raporunda (A) harfi ile gösterilen davacının hak iddia etmiş olduğu alanın kamulaştırma sınırı içerisinde kaldığının anlaşıldığı, her ne kadar davaya konu alan kamulaştırma sınırı içerisinde kalıyor ise de keşif tarihi itibariyle dava konusu yerin yol olarak kullanılmadığı, hem hava fotoğraflarından hem de mahalli bilirkişi beyanlarından anlaşılacağı üzere yol olarak hiçbir zaman kullanılmadığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı davalı Hazine vekili ve dahili davalı ... vekili süresi içinde temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Nedenleri
Davalı Maliye Hazinesi vekili temyiz dilekçesinde; ek bilirkişi raporunda taşınmazın kadastro çalışmaları sırasında tescil harici bırakılan yerlerden olduğu ve karayolları kamulaştırma sınırı içerisinde kaldığının belirtildiği, davacının zilyetlik şartlarını sağlamadığı 3402 sayılı Kanun'un 14 üncü maddesinde belirtilen belgeleri ibraz etmediği ve dava konusu taşınmazın anılan Kanun'un 18 inci maddesi uyarınca tarım alanına dönüştürülebilecek ve ekonomiye kazandırılacak yerlerden olması nedeniyle Hazine adına tescil edilmesi gerekirken davacı adına tescil edilmesinde hukuka aykırılık olduğunu ileri sürerek kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Dahili davalı ... vekili temyiz dilekçesinde; Yerel Mahkeme kararının yasal düzenlemelere, hakkaniyete ve Yargıtay içtihatlarına uygun olarak takdir edilmediğini, cevap ve itirazlarının dikkate alınarak verilen kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava, tescil istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1. TMK'nın 713/1 inci, 3402 sayılı Kanun'un 14 ve 17 nci maddeleri.
3. Değerlendirme
1. Artvin ili, ... ilçesi, ... köyü, ... mevki çalışma alanında bulunan ve harita- fen bilirkişisi ile jeodezi ve fotogrametri mühendisi bilirkişisi tarafından düzenlenen 14.11.2022 tarihli raporda (A) harfi ile gösterilen dava konusu taşınmaz yol olarak tescil harici bırakılmıştır.
2. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı Hazine vekili ve dahili davalı ... vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
3. Ancak Mahkemece hükme esas alınan harita-fen bilirkişisi ile jeodezi ve fotogrametri mühendisi bilirkişi tarafından düzenlenen 23.03.2023 tarihli ek bilirkişi raporunda Karayolları Genel Müdürlüğünün kamulaştırma haritası ile kadastro paftasının çakıştırılması sonucunda (A) harfi ile gösterilen dava konusu taşınmazın kamulaştırma sınırı içerisinde kaldığının tespit edildiği anlaşılmıştır. Hal böyle olunca davanın kabulüne karar verilmesi doğru olmakla birlikte çoğun içinde az da vardır kuralı gereğince Mahkemece mülkiyetin tespitine karar verilmesi gerekirken, tescil hükmü kurulması isabetsiz olup kararın açıklanan nedenlerle bozulmasına karar vermek gerekmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Davalı Hazine vekili ve dahili davalı ... Müdürlüğünün temyiz itirazlarının değinilen yönden kabulü ile hükmün, 6100 sayılı Kanun'un geçici 3 üncü maddesi yollaması ile 1086 sayılı HUMK'un 428 inci maddesi gereğince BOZULMASINA,
Temyiz eden davalı Hazine ve dahili davalı ... Müdürlüğünün harçtan muaf olması nedeniyle bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
Dosyanın Mahkemesine gönderilmesine,
1086 sayılı HUMK'un 440/III-1 inci maddesi uyarınca karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 11.03.2024 tarihinde oy birliği ile karar verildi.