"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Trabzon Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/770 E., 2022/1256 K.
HÜKÜM/KARAR : Kısmen Kabul / Kabul
İLK DERECE MAHKEMESİ : Artvin Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2019/266 E., 2022/151 K.
Taraflar arasındaki kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptal ve tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı tarafından temyiz edilmekle;kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı; Artvin ili, Ardanuç ilçesi, ... köyü 173 ada 12, 177 ada 2, 179 ada 16, 179 ada 18, 262 ada 12, 262 ada 13, 262 ada 14 ve 262 ada 19 parsel sayılı taşınmazların mirasbırakanı dedesi ...'a ait olduğunu, kadastro çalışmaları esnasında taşınmazların mirasbırakanın erkek çocukları adına yazıldığını, yapılan kadastro tespitinin hatalı olduğunu ileri sürerek dava konusu taşınmazların tapu kayıtlarının dedesine ait mirasçılık belgesinde yazılı miras payı oranında iptali ile adına tapuya tesciline karar verilmesini istemiştir.
II. CEVAP
Davalı ... süresinden sonra verdiği cevabında; 179 ada 18 parsel, 179 ada 16 parsel ve 177 ada 2 parsel sayılı taşınmazların babası ve amcaları tarafından 1962 yılında satın alındığını, satın alan üç kardeşin aralarında taksim yaptıklarını belirterek davanın reddini savunmuştur.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; 179 ada 18 parsel, 179 ada 16 parsel ve 177 ada 2 parsel sayılı taşınmazların davalıların mirasbırakanları ..., ... ve ... tarafından Nuri Ünal'dan satın alındığı, daha sonra kendi aralarında taksim yaparak paylarına düşen yerde ev yaptıkları bu parseller yönünden davacının bir hakkının bulunmadığı ve kadastroda doğru tespit yapıldığı, diğer parsellerin ise ...'a ait olduğu, ...'ın bu taşınmazları ot biçmek amacıyla kullandığını, daha sonra çocukları ..., ... ve ... tarafından kullanıldığı herhangi bir taksim, satış veya bağıştan bahsedilmediği kök miras bırakan ...'ın bu taşınmazlar yönünden bir taksimi ya da tasarrufu söz konusu olmadığı belirlenerek davanın kısmen kabulü ile 173 ada 12 parsel, 262 ada 13 parsel, 262 ada 12 ve 14 parsel sayılı sayılı taşınmazların tapu kaydının iptali ile kök miras bırakan ...'a ait veraset ilamındaki miras payı (120/720) oranında davacı adına tescildeki vasfı ve yüz ölçümünde tapuya kayıt ve tesciline, 179 ada 18 ve 16 parsel sayılı taşınmazlar ile aynı yer 177 ada 2 parsel sayılı taşınmazlar yönünden davanın reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Nedenleri
Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde; davalı tarafça süresi içerisinde dosyaya cevap dilekçesi sunulmadığı halde sonradan sundukları cevapların ve delillerin değerlendirmeye esas alındığını, dava konusu 179 ada 16, 179 ada 18 ve 177 ada 2 parsel sayılı taşınmazların da esasen kök miras bırakan ...'dan intikal ettiğini, mahalli bilirkişilerin sözkonusu taşınmazların davalılar tarafından satın alındığı yönündeki beyanlarının gerçeğe ve yöresel şartlara aykırı olduğunu, öncelikle satın alma tarihi olarak belirtilen dönemlerde mahalli bilirkişilerin 5 ve 7 yaşlarında olduklarını, işlemin yapıldığı sırada bu yaşta olan kişilerin belirtilen hususları idrak etmeleri ve ayrıntılarıyla bilmelerinin mümkün olmadığını, miras bırakan ...'ın 50 yaşında ve sağlıklı olduğu dönemde ailecek satın alınan bu taşınmazların henüz 17-20 yaşlarında olan evlatları tarafından iktisap edilmesinin yöresel şartlara ve hayatın olağan akışına aykırı olduğunu, gelinen aşama itibariyle yemin deliline başvurma zorunluluğunun doğduğunu, bu nedenle de davalı tarafa yemin teklif ettiğini ancak Mahkemece davalılardan yalnızca ...'a yemin yöneltildiğini, diğer davalılara ise yeminin yöneltilmediğini, Mahkemenin bundan zuhul etmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu, ayrıca yeminin yöneltildiği ...'a da yemin eda ettirilirken yemin metnine uyulmadığını, ...'ın dava konusu taşınmazlarda hakkının olup olmadığı sorusunun sorulmadığını, harç ve yargılama giderlerinin hesabında esas alınacak dava değerinin hatalı ve fazla hesaplandığını, eldeki dava miras bırakandan kalan 1/6 miras payına yönelik olmasına rağmen dava konusu taşınmazların tamamının ve bütün payların değeri esas alınarak fazla vekalet ücretine hükmedildiğini, fazla harç ve yargılama giderlerine hükmedilmesinin de usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına karar verilmesini istemiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; Mahkeme kararı sadece davacı tarafça istinaf edildiğinden, kabul kararı verilen parsellerle ilgili hükmün istinaf incelemesinin dışında bırakıldığı, çekişmeli taşınmazların kök mirasbırakan ...'dan kaldığını ispat yükünün davacı tarafta olduğu, davalı tarafın yasal süresi içerisinde dosyaya cevap dilekçesi sunmadığı, sonraki aşamalarda 1962 tarihli satış senedini sunarak ret kararı verilen üç taşınmazın da dava dışı üçüncü kişilerden satın alındığının savunulduğu, yapılan keşifte satış senedinin uygulanmasına çalışılmamış ise de, keşifte dinlenen mahalli bilirkişi ve tespit bilirkişileri ret kararı verilen her üç taşınmazın da kök mirasbırakandan kalmadığını ve davalı tarafça üçüncü kişilerden satın alındığını beyan ettikleri, ispat yükünün çekişmeli taşınmazların üçüncü kişilerden satın alındığını ileri süren davalı tarafta değil, çekişmeli taşınmazların kök mirasbırakandan kaldığını ileri süren davacı tarafta olduğu, çekişmeli taşınmazların kök mirasbırakandan kalmadığı ve davalı tarafça üçüncü kişilerden satın alındığının anlaşıldığı, davacı tarafın İlk Derece Mahkemesindeki yargılama sırasında ne de istinaf dilekçesinde dinletmek istediği tanıkları bulunduğunu ya da tanıklarını bildirme imkanı sağlanmadığını ileri sürmediği, istinaf incelemesi istinaf sebepleriyle sınırlı olarak yapılabileceğinden, kamu düzenine ilişkin olmayan bu hususun kaldırma sebebi yapılmadığı, yine taraflarca dayanılmadığı halde mahalli bilirkişi ve tespit bilirkişileri dinlenilmek suretiyle bir kısım taşınmaz hakkında kabul kararı verilmesinin isabetsiz olduğu, davalı tarafça Mahkemenin kabul kararına karşı istinaf başvurusunda bulunulmadığı, bu husus aleyhe bozma yasağı nedeniyle kaldırma sebebi yapılmadığı, davacı tarafın davanın esasına ilişkin beyanlarını içerir 17.09.2021 tarihli dilekçesinde, çekişmeli taşınmazlar üzerinde bulunan muhdesatlara ilişkin davalıların hak sahipliğine yönelik herhangi bir itirazının bulunmadığını bildirdiği, muhdesat bulunan 173 ada 12 ve 262 ada 13 parsel sayılı taşınmazlar hakkında davacının miras payına yönelik tapu iptali ve tescil kararı verilmekle yetinildiği, bu taşınmazların üzerindeki muhdesatların aidiyetiyle ilgili olarak 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 19/2 nci maddesi uyarınca ayrıca herhangi bir hüküm kurulmadığı, davalı taraf Mahkeme kararına karşı istinaf başvurusunda bulunmadığından aleyhe bozma yasağı nedeniyle bu husus da kaldırma sebebi yapılamadığı tespitlerine yer verilerek kararın dayandığı delillerle Yasaya uygun gerektirici nedenlere, delilerin takdirinde ve değerlendirilmesinde herhangi bir isabetsizlik bulunmadığı, istinaf edenin sıfatına ve tüm dosya kapsamına göre kalan sair istinaf itirazları reddedilerek dava değerinin davacının miras payıyla sınırlı olarak hesaplanması gerektiği ,kabul kararı verilen taşınmazların tamamının değeri üzerinden fazla harca hükmedilmesinin isabetsiz olduğu ,davacı tarafın taşınmazlar üzerindeki muhdesatlara ilişkin herhangi bir talebi bulunmadığı ve dava miras payına yönelik olarak açıldığı halde yargılama giderlerine ilişkin kabul ret oranının ve ret kararı verilen taşınmazlar yönünden davalılar lehine hükmedilen vekalet ücretinin bu hususlar gözönüne alınmaksızın hesaplanmış olması da hatalı olduğu belirlenerek davacı ...'ın istinaf kanun yolu başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararı kaldırılarak ve kaldırılan hükmün yerine geçmek üzere istinaf edenin sıfatı, aleyhe bozma ve hüküm verme yasağı ile usuli müktesep haklar gözönüne alınarak yeniden hüküm tesis edilmesine karar verilmiş ve davanın kısmen kabulü ile dava konusu 173 ada 12, 262 ada 12, 262 ada 13, 262 ada 14 ve 262 ada 19 parsel sayılı taşınmazların tapu kayıtlarının kök miras bırakan ...'a ait veraset ilamında yazılı davacının miras payı olan 120/720 (1/6) oranında iptali ile iptal edilen bu payın davacı adına tapuya kayıt ve tesciline kalan payların mevcut tapu malikleri üzerinde bırakılmasına, 177 ada 2, 179 ada 16 ve 179 ada 18 parsel sayılı taşınmazlar hakkında açılan davanın reddine karar verilmiştr.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili temyiz başvuru dilekçesinde; istinaf dilekçesini tekrar ederek kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava, kadastro öncesi hukuki nedene dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 14 üncü, 15 inci maddesi,
4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 713/1 nci maddesi.
3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Kadastro sonucu ;Artvin ili, Ardanuç ilçesi, ... köyü çalışma alanında bulunan 179 ada 16, 262 ada 13 ve 262 ada 19 parsel sayılı taşınmazların belgesizden kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanılarak ve ölü olduğu beyanlar hanesine belirtilmek suretiyle ... oğlu ... adına; 177 ada 2, 262 ada 12 ve 262 ada 14 parsel sayılı taşınmazların belgesizden kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanılarak ... oğlu ... adına; 173 ada 12 ve 179 ada 18 parsel sayılı taşınmazların ise belgesizden kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanılarak ... oğlu ... adına tespit edildiği anlaşılmıştır.
3. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Davacı vekilinin temyiz itirazının reddi ile temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
22.04.2024 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.