Logo

1. Hukuk Dairesi2023/5524 E. 2024/5807 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Mirasbırakanın taşınmazlarını devrettiği sırada ehliyetsiz olduğu ve devirlerin muvazaalı olduğu iddiasıyla tapu iptali ve tescil davası açılması.

Gerekçe ve Sonuç: Mahkemece, mirasbırakanın devir tarihinde ehliyetli olduğunun tespit edilmesi, satışların gerçek satış olduğu ve muvazaa iddiasının ispatlanamaması gözetilerek davanın reddine karar verilmiş, Yargıtay Hukuk Genel Kurulu da yerel mahkeme kararında bir isabetsizlik bulunmadığı gerekçesiyle kararı onamıştır.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2022/39 E., 2023/164 K.

HÜKÜM : Ret

Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece Mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Mahkemece bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın reddine karar verilmiştir.

Mahkeme kararı tereke temsilcisi vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacılar; mirasbırakanları ....'nun maliki olduğu taşınmazları davalılara devrettiği sırada hukuki ehliyeti haiz olmadığını, devirlerin mirasçılardan mal kaçırmak amaçlı ve muvazaalı olduğunu, davalı ...'ın aynı bölgede emlakçılık yaptığını ve davalı ... ile birlikte hareket ederek taşınmazların devrini sağladığını ileri sürerek 248, 294 ada 9, 10, 11, 12, 13 parseller ile 303 ada 9, 3347 ve 3354 parsel sayılı taşınmazların tapu kayıtlarının iptali ile ... adına tesciline karar verilmesini, ehliyetsizlik iddiasının sübut bulmaması halinde 3347 parsel muvazaalı olarak devredildiğinden miras payları oranında adlarına tesciline; 248, 294 ada 9, 294 ada 10 parsel sayılı taşınmazların miras paylarına isabet eden değerinin davalı ... ve ...'ndan tahsiline; davalı ... mirasbırakanı baskı altına alarak 3354, 294 ada 11, 294 ada 12, 294 ada 13, 303 ada 9 parsel sayılı taşınmazları devrettirdiğinden bu taşınmazların miras paylarına isabet eden değerinin davalı ... ....'ndan tahsiline karar verilmesini istemişler; 10.05.2011 tarihli dilekçelerinde davacılardan ..., ... ve ... davadan feragat etmişlerdir.

II. CEVAP

Davalı ...; iyiniyetli olduğunu, davacıların mirasbırakanını tanımadığını, taşınmazın bedelini ödeyerek davalı ...'dan satın aldığını,

Davalı ...; emlakçılık yaptığını, 4 parça taşınmazı mirasbırakanın satmak istemesi üzerine devraldığını, mirasbırakanın sağlık sorunları nedeniyle ve kendisini güvence altına almak için taşınmazlarını satmak istediğini,

Davalı ...; mirasbırakan ile kendisinin ilgilendiğini, diğer çocuklarının ve torunlarının mirasbırakanın yanında olmadığını, mirasbırakanın 2004 yılında felç geçirdiğini, tüm masrafların kendisi tarafından karşılandığını,

Davalı ...; davacıların mirasbırakanını tanımadığını, dava dışı ... vasıtası ile taşınmazı satın aldığını,

Davalı ...; dava konusu taşınmazın bedelini mirasbırakan ile davalı ...'ın isteği doğrultusunda davacı ...'a ödediğini belirterek davanın reddini savunmuşlardır.

III. MAHKEME KARARI

Mahkemece; bir kısım taşınmaz yönünden yetkisizlik nedeniyle davanın reddine; 248 parsel yönünden davanın tefriki ile ayrı bir esasa kaydedilmesine dair verilen karar Dairece ''...Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulunun 15.01.2013 tarih ve 8 sayılı kararı uyarınca Altınova ilçesinin Karamürsel ilçesi yargı alanından çıkarılarak Yalova Ağır Ceza Mahkemesi yargı alanına bağlandığı anlaşılmakta ise de davanın açıldığı 25.03.2011 tarihi itibarıyla Karamürsel Asliye Hukuk Mahkemesinin yetkisinin devam ettiği, Yalova Asliye Hukuk Mahkemesinin yetkisinin idarî nitelikteki kararın alındığı 15.01.2013 tarihinden sonra açılan davalar için söz konusu olduğu anlaşıldığından, uyuşmazlığın Karamürsel Asliye Hukuk Mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerekmektedir. Hal böyle olunca; Mahkemece işin esasının incelenmesi gerekirken yazılı olduğu şekilde karar verilmesi isabetli değildir. ''gerekçesi ile bozulduğu; Mahkemece bozma kararına uyularak yapılan yargılama neticesinde murisin işlem tarihinde fiil ehliyetine sahip olduğu ve hukuki ehliyetsizlik iddiasına itibar edilmediği, yapılan satışların gerçek satış olmadığının davacı tarafından usulüne uygun olarak ispatlanamadığı, davalı ... ile ...'ın muvaazalı işlemler gerçekleştirmediği, davalı .... davacılar aleyhine sebepsiz zenginleşme koşullarını taşımadığı gerekçesiyle Yalova ili, ... ilçesi, .... köyü 3354 parsel için ...'e karşı, 294 ada 9 ve 294 ada 10 parsel için ...'ya karşı, 294 ada 11 parsel için ...'e, ...'e, ....'e, ...'e, ... ve ...'e karşı, 294 ada 12 ve 294 ada 13 parsel için ...'e karşı, 303 ada 9 parsel için,,,,,'e karşı, Kocaeli ili, ,,,, ilçesi, ,,,, Mahallesi 3 pafta 248 parsel için ...'e karşı açılan davanın Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 150. maddesi uyarınca 12.12.2019 tarihi itibariyle açılmamış sayılmasına, davacının ... ve ...'na karşı açtığı davanın reddine, davacı tarafından dava dilekçesinde davalı olarak gösterilen ... hakkında herhangi bir talebin olmadığı gerekçesiyle hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiş; 25.11.2020 tarihli ek kararıyla; Yalova Sulh Hukuk Mahkemesinin 2013/668 E., 2014/699K. sayılı kararı ile ...'ın terekeye temsilci olarak atandığı, davada tereke temsilcisi var ise davanın tereke temsilcisisi tarafından takip edilmesi ya da tereke temsilcisi tarafından eldeki davayı takip yetkisini içerir tereke temsilcisi sıfatıyla bir avukata vekaletname verilmesi gerektiği, davacılar vekilinin temyiz etme yetkisi olmadığı gerekçesiyle temyiz talebinin reddine karar verilmiştir.

IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Bozma Kararı

1. Mahkeme kararına karşı süresi içinde davacılar vekili ve tereke temsilcisi vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2.Dairenin 16.06.2021 tarihli ve 2021/1660 Esas, 2021/3350 Karar sayılı kararıyla; davacıların ek karara ilişkin yerinde bulunmayan temyiz itirazının reddiyle 25.11.2020 tarihli ek kararın onanmasına, tereke temsilcisinin ve bir kısım davalının davayı takipsiz bıraktığı ve süresinde dosyanın yenilenmediği saptanarak davalılar İsmail, ...,...,...,'a karşı açılan davanın Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 150. maddesi uyarınca açılmamış sayılmasına karar verilmesinde; davalılar ... ve ... vekili tarafından davanın takip edildiği ve anılan davalılar yönünden devir tarihlerinde mirasbırakanın ehliyetli olduğu dikkate alındığında 294 ada 11, 12 ve 13 parseller ile 303 ada 9 ve 3354 parseller yönünden bedel istemi dinlenemeyeceğinden davanın reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik olmadığı gerekçesiyle tereke temsilcinin bu yöne ilişkin temyiz itirazlarının reddine karar verilmiştir.

Tereke temsilcisinin diğer temyiz itirazlarına yönelik yapılan incelemede ise davacıların, 248, 294 ada 9 ve 10 parseller ile 3347 parsel sayılı taşınmazların mirasçılardan mal kaçırmak amaçlı ve muvazaalı olarak davalı ...'a devredildiğini, davalılar ... ve ...'ın el ve işbirliği içerisinde hareket ettiklerini ileri sürerek 3347 parsel bakımından tapu iptal ve tescil, 248, 294 ada 9, 10 parseller yönünden ise bedel isteminde bulundukları, Mahkemece anılan parseller bakımından yeterli bir araştırma ve inceleme yapılmadığı, bu nedenle, 3347, 248, 294 ada 9 ve 10 parsel sayılı taşınmazların devirden önceki ve sonraki kullanım durumlarının saptanması, mirasbırakan ile davalılar ... ve ... arasındaki ilişkinin ne şekilde olduğunun tanıklara sorulmak suretiyle tespit edilerek mirasbırakanın gerçek irade ve amacının duraksamaya yer vermeyecek şekilde belirlenmesi ve sonucuna göre bir karar verilmesi gerektiği gerekçesiyle karar bozulmuş; tereke temsilcisinin karar düzeltme istemi de Dairenin 15.12.2021 tarihli ve 2021/10062 Esas, 2021/7930 Karar sayılı kararı ile reddedilmiştir.

B. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar

Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla;murisin dava konusu taşınmazlar dışında maliki olduğu birden fazla taşınmazı bulunduğu, anılan bu husus tek başına murisin iradesinin tespitinde yeterli değilse de önemli ölçütlerden biri olduğu, murisin diğer mirasçılardan mal kaçırma amacıyla davalı ...'a temlik yaptığı konusunda somut bir olgu ortaya konulamadığı, davacılar ile muris arasında husumet bulunmadığı, davalı ...'ın alım gücünün bulunduğu, murisin paraya ihtiyacı olduğu için taşınmazları sattığı ve bedellerinin ödendiği, yapılan satışların gerçek satış olmadığının usulüne uygun olarak ispatlanamadığı, davalı ... ile ...'ın muvaazalı işlemler gerçekleştirmediği, davalı ... açısından sebepsiz zenginleşme koşullarının oluşmadığı, mirasbırakanın diğer mirasçılardan mal kaçırma amacıyla davalıya temlik yaptığı konusunda somut bir olgu ortaya konulamadığı gerekçesiyle ... ve ...'na karşı açılan davanın reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuran

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde tereke temsilcisi vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Tereke temsilcisi vekili temyiz başvuru dilekçesinde; Mahkemenin davanın reddi gerekçesini satışların gerçek olduğu, mirasbırakanın bakım ve gözetimi ile hastalıklarının tedavisinde kullanıldığı yönündeki kanaate dayandırdığını, Türkiye'deki ilk satışın yapıldığı 2000 ila son satışın yapıldığı 03.05.2007 tarihleri arasındaki yaşam koşulları, asgari ücret, alım gücü gibi kriterler birlikte değerlendirildiğinde bu miktarların mirasbırakanın bakım, gözetim ve hastalığı için kullanılmasının maddeten mümkün olmadığını, taşınmazlar mirasbırakanın tedavisi için kullanıldı ise tedavi ile ilgili ödeme belgelerinin davalı ... tarafından sunulması ve kanıtlanması gerektiği, yargılama sırasında dinlenilen tanıkların tamamına yakınının mirasbırakanın gelir durumunun iyi olduğunu, çocuklarının yardımda bulunduğunu, yüksek masraf gerektirecek bir tedavi süreci geçirmediğini, tüm hastalıklarında tedavinin devlet hastanelerinde yapıldığını net bir biçimde ifade ettiklerini, Mahkemece bu tanık beyanlarının göz ardı edilmesinin hatalı olduğunu, 3347 parsel sayılı taşınmazın 03.05.2007 T. 873 yevmiye nolu işlemi ile davalı ...'a temlik edildiğini, taşınmazın üzerinde bulunan depo ve konteynerin 1982 tarihinde "... İnşaat Taahhüt ve Dış Ticaret A.Ş." yetkilisi ... ... tarafından inşa edildiği, inşa edildiği tarihten günümüze kadar olan süreçte ... ... tarafından ne mirasbırakan Rukiye'ye ne de 03.05.2007 tarihinde temlik olan ... ile yapılmış bir kira sözleşmesi olmadığı ve 03.05.2007 tarihinde temlik alan ... tarafından ... ...'na ne sözlü ne de yazılı bir ihbarda bulunmadığı gibi kullanımına karşı çıkılmadığını, temliki işlem gerçek bir işlem olsa idi davalı ...'ın temlik aldığı 03.05.2007 tarihinden günümüze kadar 16 yılı aşkın bir süredir hiç müdahalede bulunulmamış olmasının hayatın olağan akışına aykırı olduğunu, diğer taşınmazlar yönünden ise taşınmazı temlik alan ... ile ...'dan temlik alan ... ile ...'nun taşınmazları malik sıfatıyla zilyedi bulunduklarını kullandıklarını kanıtlamaları gerektiğini yine yargılama sırasında dinlenen tüm tanıkların anlatımlarına göre davalı ... ile ...'ın yakın arkadaş olduklarını, mirasbırakanın ...'ın yönlendirme ve manevi baskısı ile mirasbırakana mal sattırdığı beyan edilldiğini, aynı gün 4 adet taşınmazın aynı kişiye satılmış olması hususununu muvaazanın açık göstergesi olduğunu belirterek kararın bozulmasını istemiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Dava, ehliyetsizlik hukuksal nedenine dayalı terekeye iade talepli tapu iptal ve tescil; olmadığı takdirde, muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı tapu iptal ve tescil ile bedel istemlerine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

01.04.1974 tarihli, 1/2 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı,

Türk Medeni Kanunu'nun 706 ncı maddesi,

Türk Borçlar Kanunu'nun 237 nci maddesi,

Tapu Kanunu'nun 26 ncı maddesi,

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nunn 190 ıncı maddesi.

3. Değerlendirme

1.Mahkemelerin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un geçici 3 üncü maddesinin ikinci fıkrası atfıyla uygulanmasına devam olunan mülga 1086 sayılı Kanun'un 428 inci maddesi ile 439 uncu maddesinin ikinci fıkrasında yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Dosya içeriği ve toplanan delillerden; mirasbırakan......'nun 30.10.2010 tarihinde öldüğü, geride davacı çocukları ...,...,..., ile 1997 yılında ölen oğlu .....ten olma torunları..., ..., ..., .... ve ...., 2006 yılında ölen oğlu ...'dan olma torunları ...,... ve ... ile davalı kızı ...'ın mirasçı olarak kaldığı, davacılardan .... ölümü ile mirasçıları ..... ve ....'nin davaya dahil edildiği, mirasbırakanın 248, 3347, 294 ada 9, 294 ada 10 parsel sayılı taşınmazlarını 03.05.2007 tarihinde davalı ...'a, davalı ...'ın da 248 parseli 11.12.2009 tarihinde davalı ...'e, 294 ada 9 ve 10 parselleri 12.09.2007 tarihinde davalı ...'ya temlik ettiği, mirasbırakanın 294 ada 11 parseli 22.06.2006 tarihinde davalı ...'e, 294 ada 12 ve 13 parselleri 13.01.2004 tarihinde davalı ...'e, 303 ada 9 parseli 12.06.2000 tarihinde davalı ... .....'e, 3354 parseli 14.01.2003 tarihinde davalı ...'e, davalı ...'ın da 08.06.2009 tarihinde davalı ...'e devrettiği anlaşılmıştır.

3.Temyizen incelenen Mahkeme kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı anlaşılmakla;tereke temsilcisi vekilinin temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Tereke temsilcisi vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,

Aşağıda yazılı 157,75 TL temyiz giderinin temyiz edenden alınmasına,

Dosyanın Mahkemesine gönderilmesine,

Kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere,

22.10.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.