"İçtihat Metni"
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2020/1749 E., 2021/7 K.
DAVA TARİHİ : 19.02.2014
HÜKÜM/KARAR : Kabul / Kısmen Kabul
İLK DERECE MAHKEMESİ : Şanlıurfa 1. Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2014/157 E., 2019/237 K.
Taraflar arasındaki kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davalılar tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın kabulüne, Eyyübiye Belediye Başkanlığı ile ... yönünden karar verilmesine yer olmadığı kararı verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; Şanlıurfa ili, Eyyübiye ilçesi, Karaali mahallesinde bulunan ve dava dilekçesinde sınırları belirtilen yaklaşık 100.000 m2 yüzölçümündeki dava konusu taşınmazın imar ihya edildiği, öncesinde dedesi ve babası sonrasında da davacı tarafından 30 yılı aşkın bir süredir davasız ve aralıksız bir şekilde malik sıfatıyla zilyet olarak tasarruf edildiği iddiasıyla imar-ihya ve zilyetliğe dayalı olarak taşınmazın davacı adına tescilini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı Hazine vekili davanın reddini savunmuş, taşınmazın ... adına tescilini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile kazandırıcı zamanaşımı ile taşınmaz iktisabına ilişkin yasal koşulların davacı yönünden gerçekleştiği gerekçesiyle davanın kabulüne, Şanlıurfa ili, Eyyübiye ilçesi, Karaali mahallesinde bulunan 2076 parselin, fen bilirkişi raporundaki (A) harfiyle gösterilen 100.000 m2'lik kısmının tapu kaydının iptali ile bu kısmın davacı adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalılar vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
1.Davalı ... vekili istinaf dilekçesinde özetle; bilirkişi raporlarının hüküm kurmaya elverişli olmadığı, davanın reddine karar verilmesi gerekirken kabulüne karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğu gerekçeleriyle, kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
2.Eyyübiye Belediyesi vekili istinaf dilekçesinde özetle; imar-ihya ve zilyetlikle taşınmaz iktisabına ilişkin koşulların gerçekleşip gerçekleşmediğinin yargılama aşamasında sübuta ermediği, eksik araştırma ve inceleme ile hüküm kurulduğu, imar-ihya ve zilyetlikle taşınmaz iktisabına ilişkin koşullar gerçekleşmediğinden davanın reddine karar verilmesi gerekirken kabulüne karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğu gerekçeleriyle kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
3. Şanlıurfa Büyükşehir Belediyesi vekili istinaf dilekçesinde özetle; dava konusu yerin imar planı dahilinde olup olmadığı ve belediyeler tarafından tasarruf edilip edilmediğinin araştırılmadığı, bilirkişi raporlarının yetersiz olduğu, eksik araştırma ve inceleme ile hüküm kurulduğu, imar ihya ve zilyetlikle taşınmaz iktisabına ilişkin koşullar gerçekleşmediğinden davanın reddine karar verilmesi gerekirken kabulüne karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğu gerekçeleriyle kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; taşınmazın ihdasen tescil tarihinden geriye doğru 20 yılı aşkın bir süredir hububat tarımı yapılmak suretiyle davasız ve aralıksız olarak malik sıfatıyla davacı tarafça tasarruf edildiği, sonuç olarak (A) harfiyle gösterilen dava konusu taşınmaz yönünden imar-ihya ve zilyetlikle taşınmaz iktisabına ilişkin yasal koşulların davacı lehine gerçekleştiği, davanın "Tapu İptali ve Tescil" davası olması nedeniyle davaya resen dahil edilen Eyyübiye Belediyesi ve Şanlıurfa Büyükşehir Belediyesi yönünden bir karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesi gerekirken belediyeler hakkında da davanın kabulüne dair esastan hüküm kurulmasının, taşınmazın hangi vasıfla tapuya tescil edileceğinin hükümde belirtilmemesinin, hükme esas alınan fen bilirkişi raporunun kararın eki sayılmasına karar verilmemesinin ve davanın kabulü ile birlikte davacıdan harç alınmamasına ve yatırılan harçların davacıya iadesine karar vermek gerekirken bakiye harcın davacıya yüklenmesinin ve alınan harçların davacıya iadesine karar verilmemesinin hatalı olduğu anlaşıldığından yerel mahkeme kararının HMK'nın 353/1-b.2 ve 3 üncü maddeleri gereğince yukarıda belirtilen hususlar yönünden düzeltilmesi suretiyle yeniden esas hakkında karar vermek gerektiği belirtilmekle;
1-a)Davanın ... yönünden kabulüne, Şanlıurfa ili, Eyyübiye ilçesi, Karaali mahallesinde bulunan 2076 parsel sayılı taşınmazın; fen bilirkişisi Tahsin Pamuk ve harita mühendisi Muhammet Fatih Göktepe'nin 31.01.2017 havale tarihli rapor ve krokisinde "A" harfi ile gösterilen 100.000 m²'lik bölümünün tapu kaydının İPTALİ ile tarla vasfıyla davacı adına TESCİLİNE, fen bilirkişisi Tahsin Pamuk ve harita mühendisi Muhammet Fatih Göktepe tarafından düzenlenen 31.01.2017 havale tarihli rapor ve eklerinin kararın eki sayılmasına,
b)Eyyübiye Belediyesi ve Şanlıurfa Büyükşehir Belediyesi yönünden karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı Hazine vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri süresinde
Davalı Hazine vekili temyiz dilekçesinde özetle, davalı belediyeler yönünden husumet yokluğundan reddine karar verilmesi gerektiğini, 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 14 üncü maddesi gereğince senetsizden araştırmanın yeterli yapılmadığını öne sürerek kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava, kadastro sırasında tescil harici bırakıldıktan sonra ihdasen tescil edilen yerin tapu iptali ve tescili talebine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
Türk Medeni Kanunu’nun 713 üncü maddesi ve 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 14 üncü maddesi.
3. Değerlendirme
1. Davacı, Eyyübiye İlçesi, Karaali Mahallesinde bulunan, tescil harici bırakıldıktan sonra ihdasen Hazine adına tescil edilen taşınmazın bir bölümü hakkında irsen intikal, taksim ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak tescil istemiyle eldeki davayı açmıştır.
2. Mahkemece, kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği için aranan şartların bulunduğu gerekçesiyle kabule karar verilmişse de yapılan araştırma ve inceleme hüküm vermeye yeterli bulunmamaktadır. Şöyle ki; dava konusu taşınmaza komşu taşınmazların kadastro tutanakları ve varsa bu tutanakların dayanağı belgeler getiriltilmemiş, belgelerdeki sınırların dava konusu taşınmazı ne şekilde okuduğunun tespiti yapılmamıştır. Bunun yanında davacı adına senesizden tespit edilen taşınmazlara ilişkin araştırma usulüne uygun şekilde yapılmamış, hava fotoğrafı incelemesi yetersiz kalmıştır.
3. Hal böyle olunca, Mahkemece, dava konusu taşınmaza bitişik ya da yakın komşu parsellerin kadastro tespit tutanak örnekleri ve bu parsellere uygulanan tapu ve vergi kayıtları (tespite esas dayanakları) tesislerinden itibaren tüm tedavülleri ile getirtilmeli, Harita Genel Müdürlüğü WEB sitesinin harita sorgulama sayfasına girilerek taşınmazın bulunduğu köyü/mahalleyi kapsayacak şekilde hangi yıllara ait (özellikle 1976 ile 1984 yılları arasında) hava fotoğrafı bulunduğu araştırılıp belirlenmek ve (denetimin sağlanması bakımından) ilgili sayfanın çıktısı dosya arasına alınmak suretiyle buradan elde edilen verilere göre dava tarihinden 15-20-25 yıl öncesine ilişkin farklı dönemlerde çekilmiş stereoskopik hava fotoğraflarının en az üç tanesi tarihleri açıkça yazılmak suretiyle Harita Genel Müdürlüğünden, bu fotoğraflardan yararlanılarak üretilmiş memleket haritaları ile en eski ve yeni tarihli uydu fotoğrafları ise ilgili kurumlardan getirtilmeli, komşu taşınmazlara ait kadastro tutanakları, hükmen oluşmuş iseler mahkeme dosyaları celp edilmelidir.
4. Bundan sonra mahallinde, elverdiğince yaşlı, tarafsız, yöreyi iyi bilen, davada yararı bulunmayan şahıslar arasından seçilecek üç kişilik mahalli bilirkişi kurulu, taraf tanıkları, 3 kişilik ziraat mühendisi bilirkişi kurulu, 3 kişilik jeodezi ve fotogrametri uzmanı bilirkişi kurulu ve fen bilirkişisinin katılımıyla yeniden keşif yapılmalı, keşif sırasında dinlenilecek yerel bilirkişi ve tanıklardan çekişmeli taşınmazın öncesi itibariyle kime ait olduğu, kimden kime ne zaman ve ne şekilde intikal ettiği, kim tarafından ne zamandan beri ve hangi tasarruflarla zilyet edildiği, özellikle imar-ihya gerektiren yerlerden olup olmadığı, böyle yerlerden ise imar-ihyaya konu edilip edilmediği ve edilmiş ise imar-ihyasının hangi tarihte tamamlandığı hususları etraflıca sorulup maddi olaylara dayalı olarak açıklattırılmalı, dinlenen yerel bilirkişi ve tanık beyanlarının çelişmesi halinde gerektiğinde yüzleştirme yapılmak suretiyle oluşan çelişkilerin giderilmesine çalışılmalı; bilirkişi ve tanık sözleri komşu parsellerin tespit tutanakları ve dayanaklarıyla denetlenmeli;
5. Ziraat mühendisi bilirkişi kurulundan nizalı taşınmazın toprak yapısını ve niteliğini, zirai durumunu, üzerinde sürdürülen zilyetliğin şeklini ve süresini, taşınmaz üzerindeki bitki örtüsünü, değerlendirme tarihi açıkça yazılmak suretiyle üzerinde bulunan ağaç türü ve yaşlarını belirten, imar-ihya gerektiren yerlerden olması halinde imar-ihyasının hangi tarihte tamamlandığını ve üzerindeki zilyetliğin hangi tasarruflarla sürdürüldüğünü komşu taşınmazlarla karşılaştırmalı şekilde açıklayan, somut verilere ve bilimsel esaslara dayanan, önceki tarihli ziraatçi bilirkişi raporunu da irdeler şekilde ayrıntılı ve gerekçeli rapor alınmalı, taşınmaz ile çevresinin yakın plan ve panaromik fotoğrafları çektirilip üzerine taşınmazın sınırlarının işaretlenilmesi istenilmeli; Mahkeme hâkiminin, taşınmazın konumuna, niteliğine ve çevre parsellerle karşılaştırılmalı olarak fiziksel özelliklerine ilişkin gözlemi keşif tutanağına aynen yansıtılmalı;
6. Jeodezi ve fotogrametri uzmanı bilirkişi kurulundan taşınmazın kadastro paftasındaki konumunun bilgisayar programı aracılığıyla uydu ve hava fotoğraflarına aktarılması suretiyle hava fotoğrafları üzerinde stereoskop aletiyle ve temin edilebilecek en eski ve yeni tarihli uydu fotoğrafları üzerinde de inceleme yaptırılarak taşınmazın önceki ve şimdiki niteliği, taşlık-çalılık gibi imar ihyaya muhtaç olan yerlerden mi yoksa boş (hali) nitelikte mi bulunduğu, imar-ihyaya muhtaç yerlerden olması halinde imar-ihyasının hangi tarihte tamamlandığı, ekonomik amaca uygun olarak tarım arazisi niteliğiyle kullanılıp kullanılmadığı ve kullanımın hangi tarihten itibaren başladığı hususlarında ayrıntılı rapor düzenlemesi istenilmeli;
7. Fen bilirkişisine keşfi takibe, bilirkişi ve tanık sözlerini denetlemeye imkan verir krokili rapor düzenlettirilmeli;
8. 3402 sayılı Kanun'un 14 üncü maddesi uyarınca, adına tescil kararı verilecek kişi ya da kişiler ile diğer mirasçılar ve onların mirasbırakanları adına aynı çalışma alanı içerisinde kayıtsız ve belgesizden başkaca taşınmaz mal tespit ya da tescil edilip edilmediği Tapu Müdürlüğü ve Kadastro Müdürlüğü ile Hukuk Mahkemeleri Yazı İşleri Müdürlüğünden sorulup aynı Kanun'un 03.07.2005 tarihli ve 5403 sayılı Toprak Koruma ve Arazi Kullanımı Kanunu ile değiştirilen 14/2 nci maddesi hükmü gözetilerek sulu ve susuz olarak kazanılmış toprak miktarı belirlenip Kanun'un getirdiği sınırlamanın aşılıp aşılmadığı saptanmalı; tüm deliller birlikte değerlendirilerek ulaşılacak sonuca göre bir hüküm kurulması yerine eksik araştırma ve uygulama ile karar verilmesi doğru değildir.
9. Kabule göre de, tapu maliki Hazine olduğuna göre davalı belediyelerin husumeti bulunmadığından belediyeler yönünden pasif husumet yokluğundan davanın reddine karar verilmesi gerekirken karar verilmesine yer olmadığı kararı verilmesi de isabetsizdir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1. Davalı Hazine vekilinin temyiz itirazlarının kabulüyle temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının BOZULMASINA,
2. 492 sayılı Harçlar Kanunu'nun değişik 13 üncü maddesinin “j” bendi gereğince Hazineden harç alınmasına yer olmadığına,
3. Dosyanın kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
27.11.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.