Logo

1. Hukuk Dairesi2023/5566 E. 2024/6175 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Kadastro öncesi nedene dayanarak, köy tüzel kişiliği adına tescil edilen taşınmazın tapu kaydının iptali ve taşınmaz üzerindeki muhdesatın davacı adına tespit ve tesciline ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Davacının taşınmaz üzerindeki ekonomik amaca uygun, iktisap sağlayan nizasız ve fasılasız yirmi yıllık zilyetliğini kanıtlayamaması ve muhdesatı kendisinin inşa etmediğinin veya inşa eden kişiden devraldığının ispatlanamaması gözetilerek yerel mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2022/124 E., 2023/714 K.

HÜKÜM/KARAR : Ret/Esastan Ret

İLK DERECE MAHKEMESİ : Ulus Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2016/189 E., 2018/148 K.

Taraflar arasındaki kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptali-tescil ve muhdesatın aidiyetinin tespiti davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.

Kararın davacı tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı dava dilekçesinde özetle; Bartın ili, .... ilçesi, .... köyü, ... mevkiinde bulunan 127 ada 2 parsel sayılı taşınmaz ile üzerindeki 90 m² miktarındaki araba garajının kendisine ait olduğunu, ancak yapılan kadastro çalışmaları sırasında davalı Köy Tüzel Kişiliği adına kargir köy konağı ve bahçesi vasfıyla tespit ve tescil edildiğini, burada Köy Tüzel Kişiliğinin herhangi bir hakkı bulunmadığını, konak olarak yazılan muhdesatın aslında araba garajı olduğunu, 1972-1974 yılları arasında garajın yapıldığını, garajın kapladığı alanın da kendisine ait olduğunu, uzun süre zilyet ettikten sonra İstanbul’a gidince bu yer üzerindeki garajın bir süre kullanılmadığını, kadastro tespiti sırasında da hatalı olarak bu yer ve garajın Köy Tüzel Kişiliği adına tespit ve tescil edildiğini ileri sürerek 127 ada 2 parsel sayılı taşınmazın davalı adına olan tapu kaydının iptali ile bu tapu kaydında yazılı olan bahçe ve üzerindeki muhdesatın adına tespit ve tapuya tesciline karar verilmesini istemiştir.

II. CEVAP

Davalı Köy Tüzel Kişiliğine dava dilekçesi usulüne uygun olarak tebliğ edilmiş, davalı Köy Tüzel Kişiliği yasal süresi içerisinde cevap dilekçesi sunmamıştır.

Davalı ... Tüzel Kişiliği temsilcisi 21.06.2017 tarihli beyan dilekçesinde özetle; dava konusu taşınmazın yüzyıllardır Köklü köyü hudutları içinde yer alan mera niteliğinde kamunun ortak kullanımında yer almış köy meydanı statüsünde olduğunu, dava dilekçesinde söz edilen garajın davacı tarafından yapılmadığını, davacının bir hakkı bulunmadığını, o garajı yapan kişi ya da mirasçılarının da hakkı bulunmadığını, çünkü garajın yapılmasına müsaade eden köy halkının, garajın yapıldığı yeri o kişiye devretmediğini, ayrıca devretme hakkının bulunmadığını, 1970’li yıllarda köyde ilk kamyonu alan kişinin davacının abisi ... olduğunu, ...’nın kamyonundan tüm köy halkının karşılığını ödeyerek yolculuk ve yük taşımada faydalandığını, o yıllarda anayol ile köy arasında araç geçecek bir köprü inşa edilmediği için özellikle kışın kamyonun köy içerisine girmesinin çok zor olduğunu, bunun üzerine ...’nın çayın diğer tarafında kalan köy merasına kamyon garajı yapmak istediğini, köy halkının da faydalandığı bu kamyon için garajın yapılmasına izin verdiğini, ancak garajın yerinin tahsisinin söz konusu olmadığını, garajın yapan tarafından 3-5 yıl kullanıldığını, sonra köprü inşaası ile bu zaruretin ortadan kalktığını, kamyonun daha çok ...’nın evinin önüne park edildiğini, 1980’li yıllarda başlayan büyük şehirlere göçün köyde kamyonculuğu da bitirdiğinden garajın tamamıyla atıl durumda kaldığını, 2005 yılından bu yana o alanda Drahne Çevre Kalkınma Eğitim Kültür ve Dayanışma Derneği tarafından yapılan festivallerde kullanılan malzemelerin muhafaza edildiği depo olarak kullanıldığını, o depoda da Dernek tarafından elektrik aboneliği tesis edildiğini, halen kamu yararına kullanıldığını, taşınmazın kadastro tespiti yapılırken aslına uygun olarak Köklü Köyü Tüzel Kişiliği adına tescil edildiğini, tapusunun alındığını açıklayarak davanın reddini savunmuştur.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; her ne kadar davacı tarafından davalı Köy Tüzel Kişiliği aleyhine davaya konu taşınmazın kendisine ait olduğundan bahisle tapu iptal ve tescil isteminde bulunulmuşsa da davaya konu taşınmazın üzerindeki garajın davacının ailesi ve özellikle abisi ... tarafından 1970'li yıllarda yapıldığı, yapım amacının davacının abisi olan ...'ün kamyonunun muhafaza edilmesi olduğu ve garajın 1985 yılına kadar kullanıldığı, bu tarihten sonra garajın atıl durumda kaldığı, garajın altında bulunan arazinin davacı ve ailesine verildiğinin duyulmadığı, karar alınmadığı, arazinin davacı ve ailesi tarafından ekilip biçilmediği, köy muhtarlığı tarafından sadece garajın yapımına izin verildiği, garajın da ...'nın garajı olarak bilindiği, kaldı ki bir kısım mahalli bilirkişi ve tanık beyanlarına göre de davaya konu edilen arazinin ormana ait olduğunun bilindiği, kadastro tespiti sırasında Köy Tüzel Kişiliğine ait olarak yazıldığının bildirildiği, Köy Tüzel Kişiliği tarafından davacı ve ailesine garaj yapılması için izin verilmesinin, arazinin de davacı ve ailesine ait olduğunu göstermeyeceği, davacı tarafından sunulan 30.01.2017 tarihli bağış sözleşmesinde araba garajı ve arsasının davacıya bırakıldığı beyan edilmişse de arazinin malikinin davacının babası olmadığından bu bağış sözleşmesinin tarih ve içeriği itibariyle hükme esas alınamayacağı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Nedenleri

Davacı istinaf dilekçesinde özetle; tanık beyanlarında lehlerine olan hususlara itibar edilmemesinin hukuka aykırı olduğunu, dava konusu arazi üzerindeki garajın müvekkili ve ailesi tarafından yapılarak yıllarca kullanıldığının tanık beyanları ile anlaşıldığını, davaya konu taşınmazın kadastro çalışmaları öncesinde davalı tarafından kullanılmadığı ve bu taşınmazın hiçbir şekilde davalının zilyetliğinde bulunmadığı, tam aksine ilgili taşınmazın müvekkili ve ailesince kullanılıp zilyetliklerinde bulunduğu anlaşılmasına rağmen davanın reddine karar verilmesinin hukuka aykırı olduğunu, eksik inceleme neticesinde karar verildiğini, dosyada bahsi geçen ... ile Orman İdaresi arasında adli mercilere yansıyan hususa ilişkin dosya incelenmeden karar verildiğini, şayet kadastro çalışmaları öncesinde ve sonrasında ilgili taşınmazın kullanımı ve zilyetliği davalıda olsa idi adli mercilere yansıyan hususun taraflarında ...'ün davalı olması gerektiğini, dosyaya sundukları bağış sözleşmesi ve bu sözleşmede adı geçenlerden mevcut olanların hepsi araştırılıp dinlenmeden karar verildiğini, kişilerin kendine ait olmayan taşınmazlar üzerinde tasarrufta bulunamayacakları düşünüldüğünde dosyadaki bağış sözleşmesine ilişkin gerekli inceleme ve araştırma yapılmadan karar verildiğini, kadastro çalışmaları yapılmakta iken bütün ailenin İstanbul ilinde bulunduğunu, dolayısıyla söz konusu taşınmazın kadastro çalışmaları sırasında Köy Tüzel Kişiliği adına kayıt edildiğini bilmesi ve buna itiraz etmesinin mümkün olmadığını, kadastro çalışmaları yapılırken görev alan bilirkişiler ile ilgili taşınmazın Köy Tüzel Kişiliği adına yazılmasını sağlayan Drahnader başkanının akraba olması hususunun da araştırılmadığını, kadastro çalışmaları sırasında görev alan bilirkişilerin yanlı davranarak ilgili taşınmazı Köy Tüzel Kişiliği üzerine kayıt ettirdiklerini, davalı tarafından iddia edilen “ilgili taşınmazın tarafımızca kullanımına ilişkin Köy Tüzel Kişiliği tarafından karar verildiği ve bunun köy karar defterine yazıldığı” hususunun yeterince araştırılmadığını, davalı tarafça dosyaya sunulmuş herhangi bir karar defteri bulunmadığını, böyle bir kararın varlığı ispatlanmadan ilgili taşınmazın kullanım izninin Köy Tüzel Kişiliğince müvekkilimize verilmesinin, taşınmazın müvekkile ait olduğunu göstermeyeceği kanaatine ulaşılmasının kabul edilemeyeceğini, böyle bir kararın varlığı ispat edilmeden, kararın varlığı söz konusu olsa bile Köy Tüzel Kişiliğinin böyle bir karar vermeye yetkisi olup olmadığı, söz konusu bahsi geçen kararın izine ilişkin mi yoksa bir tespite ilişkin mi olduğu incelenmeden hüküm kurulmasının hukuka aykırı olduğunu, söz konusu kararın alındığı iddia edilen yıllarda dosyadaki tanıkların hepsi çocuk yaşta olup Köy Tüzel Kişiliğinin yazılı ve kayıtlı işlerinden haberdar olmaları mümkün değilken tanıklara bu karara ilişkin soru sorulmasının da kabul edilebilir nitelikte olmadığını, bir iddiadan ibaret olan hususun ispatlanmadan hükme esas kabul edilmesinin hatalı olduğunu ileri sürerek İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; her ne kadar davacı, dava konusu taşınmaz üzerindeki garajın kendisi tarafından 1972-1974 yılları arasında yapıldığını ve kendisine ait olduğunu, garajın kapladığı alanın da kendisine ait olduğunu, uzun süre zilyet ettikten sonra İstanbul’a gidince garajın bir süre kullanılmadığını, yerin uzun süreler kendisinin zilyetliğinde olduğunu bilen tanıklar bulunduğunu, kadastro tespiti sırasında yokluğundan istifade edilerek bu yer ve garajın Köy Tüzel Kişiliği adına yazıldığını, yapılan bu işlemin hatalı olduğunu ileri sürerek talepte bulunmuş ise de mahallinde yapılan keşifte dinlenen yerel bilirkişilerin ve tanıkların ağırlıklı beyanlarından dava konusu taşınmaz üzerindeki yapının davacının abisi ... tarafından kendisine ait olan kamyonun muhafaza edilmesi amacıyla 1970’li yıllarda garaj olarak inşa edildiği ve 1980’li yılların başına kadar bu amaçla kullanıldığı, sonrasında hiç kullanılmadığı, terk edildiği ve atıl durumda kaldığı, anılan yapının ...’nın garajı olarak bilindiği, açıklanan bu durum karşısında dava konusu taşınmaz üzerinde davacının, tespit tarihine kadar ekonomik amaca uygun, iktisap sağlayan nizasız fasılasız 20 yıllık zilyetliğinin bulunmadığının, davacı lehine zilyetlikle mülkiyet kazanma süresi ve koşullarının gerçekleşmediğinin anlaşıldığı, öte yandan davacının dava konusu taşınmaz üzerindeki muhdesatın kendisi tarafından meydana getirildiğini veya meydana getiren kişiden usulüne uygun olarak devraldığını kanıtlayamadığı gibi, ağırlıklı yerel bilirkişi ve tanık beyanlarında muhdesatın davacı tarafından değil abisi ... tarafından yapıldığının ifade edildiği, mevcut dosya kapsamı itibariyle davacının, anılan muhdesatın abisi ... tarafından kendisine devredildiğini iddia ve ispat edemediği, Mahkemece açıklanan hususlar belirlenmek ve benimsenmek suretiyle yazılı şekilde davanın reddine karar verilmesinde herhangi bir isabetsizlik bulunmadığı gerekçesiyle davacının yerinde görülmeyen istinaf başvursunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz başvurusunda bulunmuştur.

B. Temyiz Nedenleri

Davacı vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesinde ileri sürülen hususları tekrar ederek Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Dava, kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptali-tescil ve muhdesatın aidiyetinin tespiti istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 14 ve 16. maddeleri,

4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 713/1. maddesi.

3. Değerlendirme

1. Kadastro sonucu; Bartın ili, .... ilçesi, Köklü köyü, .... mevki çalışma alanında yapılan kadastro sonucunda 127 ada 2 parsel sayılı dava konusu taşınmaz 183,90 metrekare yüz ölçümü ve "kargir köy konağı ve bahçesi" vasfı ile senetsizden Köklü Köyü Tüzel Kişiliği adına tespit ve tescil edilmiştir.

2. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

3. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Davacı vekilinin temyiz itirazlarının reddiyle Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370. maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı 157,75 TL bakiye onama harcının temyiz eden davacıdan alınmasına,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

12.11.2024 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.