"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2020/475 E., 2023/58 K.
HÜKÜM : Kabul
Taraflar arasında görülen idari yoldan Hazine adına tescil edilen taşınmazın tapu iptali ve tescil davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Mahkemece verilen karar Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesince bozulmuştur.
Mahkemece bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın kabulüne karar verilmiştir.
Mahkeme kararı davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü,
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; Şanlıurfa ili, .... ilçesi, ..... köyü çalışma alanında bulunan ve sınırlarını belirttiği 99.337,73 metrekare yüz ölçümlü taşınmazın babasından davacıya intikal ettiğini, 30 yılı aşkın süredir davacının zilyetliğinde bulunduğunu ancak kadastro tespiti sırasında tespit harici bırakıldığını belirterek davacı adına tescilini talep etmiştir.
II. CEVAP
1.Davalı Hazine vekili davanın reddini istemiştir.
2. Davalı ... vekili cevap dilekçesinde; dava konusu taşınmazın zilyetlikle edinilip edinilemeyeceğinin araştırılması gerektiğini belirterek davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin 01.02.2016 tarihli ve 2014/527 Esas, 2016/157 Karar sayılı kararıyla; yargılama sırasında ihdasen Hazine adına kayıtlanan 136 parsel içerisinde yer alan ve bilirkişi raporunda (H) harfi ile gösterilen bölüm yönünden davacı lehine zilyetlikle edinme koşullarının oluştuğu gerekçesiyle davanın kabulüne, fen bilirkişisi raporunda (H) harfi ile gösterilen 99.455,59 metrekarelik bölümün tapu kaydının iptali ile davacı adına tapuya tesciline, davalılar ... ve Birecik Belediye Başkanlığı aleyhine açılan davaların husumet yokluğundan reddine karar verilmiştir.
IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1. Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı Hazine vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesinin 25.06.2020 tarihli ve 2016/17585 Esas, 2020/2233 Karar sayılı kararıyla; Mahkemece yapılan zilyetlik araştırmasının ve bilirkişi raporlarının eksik olduğu, hava fotoğraflarından usulünce yararlanılmadığı, davacı yönünden belgesiz araştırması yapılmadığı belirtilerek zilyetlikle edinim koşullarının araştırılmasına yönelik olarak karar bozulmuştur.
B. İlk Derece Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; bilirkişi raporunda 138 parsel içerisinde yer alan ve (H) harfi ile gösterilen kısım yönünden davacı lehine zilyetlikle edinme koşullarının oluştuğu gerekçesiyle davanın kabulüne, fen bilirkişisi raporunda (H) harfi ile gösterilen 99.455,59 metrekare yüz ölçümündeki taşınmaz bölümünün tapu kaydının iptali ile davacı adına tapuya tesciline, karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı Hazine vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B.Temyiz nedenleri
Davalı Hazine vekili temyiz dilekçesinde; çekişmeli taşınmazın Devletin hüküm ve tasarrufu altında olup zilyetlikle edinilemeyeceğini, taşınmazın tamamı üzerinde imar-ihya çalışması yapılmadığını, bozma doğtultusunda taşınmazın kimden geldiğinin belirlenmediğini öne sürerek kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava; tapusuz taşınmazın tescili istemine ilişkin olup yargılama sırasında taşınmazın ihdasen Hazine adına tescil edilmesi nedeniyle tapu iptali ve tescil davasına dönüşmüştür.
2. İlgili Hukuk
4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 6. ve 713. maddeleri, 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 14. ve 17. maddeleri.
3. Değerlendirme
1.Şanlıurfa ili, .... ilçesi,.... Mahallesinde 1975 yılında yapılan kadastro çalışmalarında çekişmeli taşınmaz bölümü 766 sayılı Kanun’un 2. maddesi gereğince tespit harici bırakılmış, yargılama sırasında "138" parsel numarasıyla "hali arazi" vasfıyla ihdasen Hazine adına tescil edilmiştir.
2. Mahkemece bozma kararına uyularak yapılan yargılama sonunda, zilyetlikle iktisap koşullarının davacı lehine oluştuğu gerekçesiyle yazılı olduğu şekilde hüküm kurulmuş ise de yapılan araştırma ve inceleme hüküm kurmak için yeterli olmadığı gibi bozma kararına uyulduğu halde bozma gerekleri de tam olarak yerine getirilmemiştir. Bozma kararına uyulmakla taraflar yararına usuli müktesep hak oluşur. Bu hakkın zedelenmemesi için bozma gereklerinin tam ve eksiksiz olarak yerine getirilmesi gerekir.
3. Çekişmeli taşınmazın davacıya nasıl intikal ettiği tespit edilmemiş, komşu olan 49 ve 53 parsel sayılı taşınmazların tespiti tapu ve vergi kayıtlarına dayalı olarak yapılmasına rağmen uyuşmazlığın çözümünde bu kayıtlardan yararlanılmamış, davacı ve murisi adına senetsizden edinilen taşınmaz kayıtları tespit edilmiş, keşif gözleminde taşınmazın içerisinde yapı bulunduğu belirtildiği halde keşfe inşaatçı bilirkişi alınmamış ve buna ilişkin bir tespit yapılmamış, davacının kardeşlerinin de aynı köyde davası olduğu anlaşıldığına göre bu davaların akıbetleri sorulmamış, yetersiz hava fotoğrafı uygulaması ve ziraat bilirkişi raporları ile yetinilmiştir. Bu şekilde eksik araştırma ve inceleme ile hüküm kurulamaz.
4. Hal böyle olunca; Mahkemece öncelikle dava konusu taşınmaza komşu olan 49 ve 53 parsel sayılı taşınmazların kadastro tutanakları, tapu kayıtları ile kadastro tespitine dayanak tapu kayıtları ve vergi kayıtları ilgili yerlerden getirtilerek dosya arasına alınmalı, davaya konu taşınmazın dava tarihinden 15-20-25 yıl önceki dönemlerini kapsayan tarihlerdeki hava fotoğrafları ve çekişmeli taşınmaza komşu parsellerin tutanak ve dayanak kayıtları getirtilmeli, mahallinde 3 kişilik ziraat mühendisi kurulu, 1 inşaat mühendisi, 1 harita ve jeodezi bilirkişi ve 1 fen bilirkişi refakate alınarak usulüne uygun yapılacak keşifte yerel bilirkişiler ve tanıklardan taşınmazın evveliyatının ne olduğu, ne zamandan beri kim tarafından ne şekilde kullanıldığı, davacıya ne şekilde intikal ettiği, taşınmazın imar-ihya gerektiren yerlerden olup olmadığı, imar-ihyaya muhtaç yerlerden ise imar-ihyanın hangi tarihte başlayıp tamamlandığı hususlarında maddi olaylara dayalı detaylı beyan alınmalı, bozma öncesinde alınan beyanlardaki çelişkiler giderilmeli, dinlenen yerel bilirkişi ve tanık beyanlarının çelişmesi halinde gerektiğinde yüzleştirme yapılmak suretiyle oluşan çelişkilerin giderilmesine çalışılmalı, uyuşmazlığın çözümünde komşu parsel tutanak ve dayanaklarından yararlanılmalıdır.
5. Ziraat mühendisi bilirkişi kurulundan nizalı taşınmazın toprak yapısını ve niteliğini, zirai durumunu, üzerinde sürdürülen zilyetliğin şeklini ve süresini, taşınmaz üzerindeki bitki örtüsünü, imar-ihya gerektiren yerlerden olması halinde imar-ihyasının hangi tarihte tamamlandığını ve üzerindeki zilyetliğin hangi tasarruflarla sürdürüldüğünü komşu taşınmazlarla karşılaştırmalı şekilde açıklayan, somut verilere ve bilimsel esaslara dayanan, önceki tarihli ziraatçi bilirkişi raporunu da irdeler şekilde ayrıntılı ve gerekçeli rapor alınmalı, taşınmaz ile çevresinin yakın plan ve panaromik fotoğrafları çektirilip üzerine taşınmazın sınırlarının işaretlenilmesi istenilmeli; Mahkeme hakiminin taşınmazın konumuna, niteliğine ve çevre parsellerle karşılaştırılmalı olarak fiziksel özelliklerine ilişkin gözlemi keşif tutanağına aynen yansıtılmalıdır.
6. Jeodezi ve fotogrametri uzmanı bilirkişisinden taşınmazın kadastro paftasındaki konumunun bilgisayar programı aracılığıyla uydu ve hava fotoğraflarına aktarılması suretiyle çift hava fotoğrafları üzerinde stereoskop aletiyle ve temin edilebilecek en eski ve yeni tarihli uydu fotoğrafları üzerinde de inceleme yaptırılarak taşınmazın önceki ve şimdiki niteliği, öncesinde boş (hali) nitelikte mi bulunduğu, imar-ihyaya muhtaç yerlerden olması halinde imar-ihyasının hangi tarihte tamamlandığı, ekonomik amaca uygun olarak tarım arazisi niteliğiyle kullanılıp kullanılmadığı, kullanımın hangi tarihten itibaren başladığı hususlarında ayrıntılı rapor düzenlemesi istenilmelidir.
7. İnşaat mühendisi bilirkişisinden değerlendirme tarihi belirtilmek suretiyle taşınmaz bölümü üzerinde bulunduğu belirtilen evin yaşı ve niteliği hakkında rapor alınmalıdır.
8. Fen bilirkişisine keşfi takibe, bilirkişi ve tanık sözlerini denetlemeye imkan verir krokili rapor düzenlettirilmeli,138 parsel sayılı taşınmaz içerisindeki başka davalardaki taşınmaz bölümlerinin dava konusu edilen bölüm ile çakıştırması yapılmak suretiyle mükerrerlik bulunup bulunmadığı tespit edilmeli, bundan sonra taşınmazın öncesine ait niteliği doğru şekilde belirlenmelidir.
9. 3402 sayılı Kanun'un 14. maddesi uyarınca, adına tescil kararı verilecek kişi ya da kişiler ile onların mirasbırakanları adına aynı çalışma alanı içerisinde kayıtsız ve belgesizden başkaca taşınmaz mal tespit ya da tescil edilip edilmediği Tapu Müdürlüğü ve Kadastro Müdürlüğü ile Hukuk Mahkemeleri Yazı İşleri Müdürlüğünden ayrı ayrı sorularak varsa bu şekilde tespit edilen taşınmazların kesinleşme durumlarını da gösterir biçimde tespit tutanaklarının onaylı örnekleri, kesinleşmiş olanların kadastro sonucu oluşan tapu kayıtları, hükmen kesinleşenler (diğer mirasçıların davalarının da akıbeti sorularak) bulunmakta ise tescil ilamları getirtilerek dosya içine konulmalı, aynı Kanun'un 03.07.2005 tarihli ve 5403 sayılı Toprak Koruma ve Arazi Kullanımı Kanunu ile değiştirilen 14/2. maddesi hükmü gözetilerek sulu ve susuz olarak kazanılmış toprak miktarı belirlenip Kanun'un getirdiği sınırlamanın aşılıp aşılmadığı saptanılmalıdır.
Mahkemece, değinilen hususlar göz ardı edilerek eksik araştırma ve inceleme ile hüküm kurulması isabetsiz olup bozmayı gerektirmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Davalı Hazine vekilinin temyiz itirazının kabulü ile Mahkeme kararının BOZULMASINA,
Temyiz eden davalı Hazine harçtan muaf bulunduğundan bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
Dosyanın Mahkemesine gönderilmesine,
Kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere,
08.10.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.