Logo

1. Hukuk Dairesi2023/5591 E. 2024/1163 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Kadastro çalışmaları sonucu tespit edilen taşınmazın mülkiyetinin kime ait olduğu ve davacının zilyetlikle edinme iddiasının kabul edilip edilemeyeceği hususunda çıkan uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Davacının taşınmaz üzerinde uzun süreli zilyetliğinin bulunduğu, 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 14. maddesindeki zilyetlikle edinme şartlarını taşıdığı ve davalıların taşınmaz üzerinde herhangi bir tasarruf veya zilyetliklerinin bulunmadığı gözetilerek Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2022/387 E., 2023/286 K.

HÜKÜM/KARAR : Kısmen Kabul Kısmen Ret / Esastan Ret

İLK DERECE MAHKEMESİ : Tosya Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2020/7 E., 2021/437 K.

Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil istekli davada İlk Derece Mahkemesince, davanın kısmen kabulü ile kısmen reddine ilişkin verilen kararın istinaf edilmesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesince davalı DSİ vekilinin istinaf isteğinin HMK'nın 353/1-b-1 nci maddesi gereğince esastan reddine, davacının istinaf isteğinin HMK'nın 353/1-b-2 inci maddesi gereğince kabulüne, İlk Derece Mahkemesi kararı kaldırılarak davanı kabulüne karar verilmiştir.

Karar, davalı mirasçısı ... ve davalı DSİ vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildi. Dosya incelenerek gereği görüşülüp düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili; ... köyü çalışma alanında bulunan 134 ada 7 parsel sayılı tarla nitelikli taşınmazın kadastro çalışmaları sırasında sadece köy muhtarının ifadesi ile hatalı olarak ... ve ... adına tespit edildiğini, taşınmazın 02.02.1972 tarihli senet ile davacı tarafından dava dışı ...'dan satın alındığını ileri sürerek tapu kaydının iptali ile davacı adına tesciline karar verilmesini talep etmiş, 26.10.2021 tarihli dilekçede de taşınmazın tamamının davacıya ait olduğunu, krokide (A) harfi ile gösterilen yerin 1972 yılında senetle satın alındığını, (B) ve (C) harfi ile gösterilen yerlerin ise ... ve ... tarafından davacıya satıldığını belirtmiş, aşamada (C) harfi ile gösterilen yer DSİ adına kayıtlı olduğundan DSİ’nin davaya dahil edilmesini istemiştir.

II. CEVAP

Davalılardan ... mirasçıları ..., ..., ..., ..., ..., ..., ... davayı kabul ettiklerini belirtmişlerdir.

Davalılar ... ve ... aşamada davaya konusu taşınmazın mirasbırakanları ...'dan kaldığını, 1970 senesine kadar ...’ın ekip biçtiğini, 1972 yılında ölümünden sonra taşınmazı kimsenin kullanmadığını, davacılar tarafından sunulan satış senedinin dava konusu taşınmazın altında bulunan farklı bir taşınmaza ilişkin olduğunu belirterek davanın reddini istemişlerdir.

Dahili Davalı Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğü vekili; dava konusu taşınmazın 3/6 payı yönünden anlaşma sağlandığını ve hak sahiplerine kamulaştırma bedellerinin ödendiğini, idarenin kamulaştırma neticesinde üstün hak sahibi olduğunu belirterek davanın reddini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin tarih ve sayısı yukarıda belirtilen kararı ile; davacı tarafın sunduğu harici satış senedinin dava konusu taşınmaza uyduğu ancak taşınmazın tamamını kapsamadığı, senet ile satıldığı beyan edilen yerin krokide "A" harfi ile gösterilen alan olduğu, bu alan dışında kalan ve "B" ve "C" harfi ile gösterilen alanların öncesinde ... ve ... arasında eşit bir biçimde paylaştırıldığı, ...'a krokide "B" harfi ile gösterilen yerin, ...'e ise krokide "C" harfi ile gösterilen yerin verildiği, daha sonra 1972 yılında krokide "A" harfi ile gösterilen yerin senetle davacı ...'ya satıldığı, taşınmazın kalan kısmı yönünden iddianın kanıtlanamadığı gerekçesi ile 20.10.2021 havale tarihli bilirkişi raporunun ekinde yer alan krokide (A) harfi ile gösterilen yerin davacı ... adına yeni bir parsel numarası verilmek suretiyle tesciline; krokide (B) harfi ile gösterilen yerin ... mirasçıları adına veraset ilamındaki payları oranında yeni bir parsel numarası verilmek suretiyle tesciline; krokide (C) harfi ile gösterilen yerin yeni bir parsel numarası verilmek suretiyle dahili davalı Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğü adına tesciline; karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili ve dahili davalı DSİ vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davacı ... ... vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; (B) harfi ile gösterilen bölüm yönünden ...'ın sağlığında bu yeri ...'tan satın aldığını, ... mirasçılarının bu durumu bildikleri için ikisi dışında kalanların davayı kabul ettiklerini, her iki keşifte de mahalli bilirkişilerin dava konusu taşınmazın davacıya ait olduğunu belirlediklerini, (C) harfi ile gösterilen yeri davacının ...'den satın aldığını belirterek İlk Derece Mahkemesi kararı kaldırılarak davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.

Dahili davalı DSİ vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; dava konusu taşınmaza ilişkin mevcut kamulaştırma işlemlerinin devam ettiğini, taşınmazın 3/6 payı ile anlaşma/uzlaşma sağlandığını, anlaşma sağlanan paydaşların payının İdare adına tescil edildiğini, hak sahiplerine kamulaştırma bedellerinin ödendiğini, İdarenin kamulaştırma neticesinde üstün hak sahibi olduğunu, İdare lehine vekalet ücretine hükmedilmemesinin hatalı olduğunu belirterek İlk Derece Mahkemesi kararı kaldırılarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin tarih ve sayısı yukarıda belirtilen kararı ile; davacı dava dilekçesinde ... payı yönünden adı geçenin mirasçılarını davalı olarak göstermiş ise de taşınmazın ... mirasçıları adına kayıtlı olan 1/2 payının 21.11.2019 tarihinde kamulaştırma yolu ile DSİ adına tescil edildiği, davanın da 06.01.2020 tarihinde açıldığı, DSİ adına tescil tarihi ile dava tarihi arasında geçen zaman diliminin kısa olması nedeni ile davacı tarafın taşınmazın el değiştirdiğini bilemeyeceği, bu nedenle dava açarken eski malike husumet yöneltilmesinin maddi yanılgıya dayalı olduğu ve DSİ’nin dahili dava yolu ile davaya dahil edilmesinde bir isabetsizlik bulunmadığı, davacının taşınmazın bir kısmını ...'dan diğer kısımlarını ise ... ve ...’dan satın aldığı, öncesi tarla olarak kullanılan taşınmazın davacı tarafından 1982-1983 yıllarında kavaklık haline getirildiği ve o tarihten beri taşınmazın tamamında davacının zilyet olduğu, davalıların ise taşınmazda herhangi bir tasarruf ve zilyetliklerinin bulunmadığı, davacı yararına 3402 sayılı Kanun'un 14 üncü maddesinde öngörülen zilyetlikle edinme koşullarının gerçekleştiği, kamulaştırma kapsamında kalan bölüm hakkında tescil hükmü kurulamayacağı, kamulaştırmadan önce 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 14 üncü ve 17 nci maddesinde öngörülen şartlar davacı yararına gerçekleştiğinden bu bölüm yönünden davanın mülkiyetin tespitine dönüşeceği gerekçesi ile dahili davalı DSİ vekilinin istinaf isteğinin HMK'nın 353/1-b-1 nci maddesi gereğince esastan reddine, davacının istinaf isteğinin HMK'nın 353/1-b-1 nci maddesi gereğince kabulüne, İlk Derece Mahkemesi kararı kaldırılarak 134 ada 7 parsel sayılı taşınmazın ... adına kayıtlı 1/2 payının iptaline; iptal edilen 1/2 payın davacı ... adına tesciline, kalan 1/2 payın DSİ üzerinde bırakılmasına, DSİ adına kayıtlı 1/2 payın davacı ... ...'nun mülkiyetinde olduğunun tespitine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı mirasçısı ... ve dahili davalı DSİ vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı ... temyiz dilekçesinde özetle; davacının dava konusu taşınmazın bir kısmını mirasbırakan ...’dan satın aldığı iddiasının doğru olmadığını, bir kısım davalının davayı kabule yönelik beyanlarının dikkate alınamayacağını, mirasbırakanın 1972 yılında öldüğünü, davacının ise krokide (B) harfi ile işaretli kısmı 1976 yılında satın aldığını ileri sürdüğünü, davacı tanığı...’nın 1980li yıllarda farklı bir bölgede orman görevlisi olarak çalıştığını, beyanlarına itibar edilemeyeceğini, tanık ...’ın beyanlarının da çelişkili olduğunu, davalının yanlış kişilere husumet yönelterek eldeki davayı açtığını, HMK’nın 124 üncü maddesinin uygulanmasının doğru olmadığını, davacının dava dilekçesindeki iddiasının dava konusu taşınmazı ...’dan satın aldığına ilişkin olduğunu, dosyaya sunulan harici senedin dava konusu taşınmazın altında yer alan farklı bir taşınmaz için düzenlendiğini belirterek kararın bozulmasını, taşınmazın mirasbırakan ... mirasçıları adına, olmadığı takdirde (B) harfi ile gösterilen kısmın mirasbırakan adına tesciline karar verilmesini talep etmiştir.

Dahili davalı DSİ vekili temyiz dilekçesinde özetle; taşınmazın mevcut tapu kaydına göre 3/6 payı yönünden anlaşma/uzlaşma sağlandığını ve hak sahiplerine kamulaştırma bedellerinin ödendiğini, idarenin kamulaştırma neticesinde üstün hak sahibi olup idare lehine tesis edilen tapu işlemleri açısından davayı kabul etmediklerini, davanın açılmasına davalı kurumun bir etkisi olmamasına karşın davalı DSİ aleyhine vekalet ücretine hükmedilmesinin doğru olmadığını, aksine davalı idare lehine vekalet ücretine hükmedilme gerektiğini belirterek kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Dava, kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 124 üncü maddesi, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 713/1 maddesi, 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 14 üncü maddesi,

3. Değerlendirme

1. Dosya içeriği ve toplanan delillerden; ... köyü çalışma alanında bulunan 134 ada 7 parsel sayılı, 1147,01 m2 yüz ölçümlü tarla vasıflı taşınmazın, intikal, taksim ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği ile 1/2'şer paylı olarak ... ve ... adına tespit edildiği, tespitin 12.09.2011 tarihinde kesinleştiği, 17.08.2017 tarihinde tapu kaydına kamulaştırma şerhi koyulduğu, 07.06.2018 tarih, 2679 yevmiye nolu işlem ile taşınmazın vasfının “gölet alanı” olarak değiştirildiği, 19.11.2018 tarihinde ...’in 1/2 payının mirasçıları ..., ... ve ...’ye veraseten intikal ettiği, 21.11.2019 tarihinde de anılan payın kamulaştırma yolu ile DSİ adına tescil edildiği anlaşılmaktadır.

2. Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

3. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup temyiz dilekçelerinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Davalı ... ve dahili davalı DSİ vekilinin temyiz itirazlarının reddiyle Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı 247,70 TL bakiye onama harcının temyiz eden davalı ...’dan alınmasına; temyiz eden dahili davalı DSİ Genel Müdürlüğü harçtan muaf olduğundan, bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

14.02.2024 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.

...