"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2019/180 E., 2021/134 K.
HÜKÜM : Ret
Taraflar arasındaki kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescil talepli davanın, bozma kararına uyularak yapılan yargılaması sonunda reddine karar verilmiştir.
Kararın davacı tarafından temyiz edilmesi üzerine; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı ...; irsen intikal ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak çekişmeli 116 ada 159 ve 160 parsel sayılı taşınmazlara yönelik olarak tapu iptali ve tescil istemiyle dava açmıştır.
II. CEVAP
Davalı ...; çekişmeli taşınmazların öncesi itibariyle Hazine adına tapuda kayıtlı yerlerden olduğunu ve zilyetlikle kazanılamayacağını belirterek davanın reddini savunmuştur.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Ağrı 3. Asliye Hukuk Mahkemesinin18.11.2015 tarih, 2014/24 E. -2015/516 K. sayılı kararı ile; çekişmeli taşınmazların kadastro tespit çalışmalarından önce dahi tapulu yerlerden olduğu ve tapulu taşınmazların zilyetlikle kazanılamayacağı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
IV. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz başvurusunda bulunulmuştur.
B. Bozma Kararı
Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesinin 26.12.2018 tarih, 2016/1655 Esas, 2018/8289 Karar sayılı kararıyla: "Çekişmeli taşınmazların kadastro tespitlerine esas alınan tapu kayıtları, 4753 sayılı Yasa kapsamında Toprak Tevzi Komisyonunca 1961 yılında yapılan çalışma sonucunda oluşturulduğu, 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 46/1. maddesi 4753 sayılı Kanun ile ek ve tadilleri uyarınca Hazine adına kaydedilen taşınmaz mallar bu kanun hükümlerine göre doğan iktisap şartlarına istinaden zilyetleri adına tespit ve tescil olunur" hükmünü içerdiği, 4753 sayılı Yasa uyarınca Hazine adına tapuya tescil edilen taşınmazların, öncesi itibariyle özel mülkiyete konu olabilecek yerlerden bulunması ve tescil tarihi itibariyle zilyetleri yararına bu yasa uyarınca (3402 sayılı Yasa'nın 14 vd. maddeleri) kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle mülk edinme koşullarının gerçekleştiğinin anlaşılması halinde zilyetleri adına tescil edilmeleri gerektiği, ne var ki, somut olayda Mahkemece 3402 sayılı Yasa'nın 46/1. maddesi koşullarının gerçekleşip gerçekleşmediği yönünden değerlendirme yapılmadığı, öte yandan; davacı çekişmeli taşınmazların babasından kendisine intikal eden yerler olduğunu iddia etmesine rağmen davacının babasına ait nüfus aile kayıt tablosu getirtilerek davacı dışında mirasçısının olup olmadığının belirlenmediği, davacı murisinin terekesinde başka mirasçılar var ise taşınmazların davacıya müstakilen ne şekilde (taksim, hibe, satın alma vs.) intikal ettiği hususunda davacıdan izahat alınıp açıklamasına göre bu hususta ispat hakkı tanınmadığı, böylelikle davacının aktif dava ehliyetinin bulunup bulunmadığının da araştırılmadığı belirtilerek, öncelikle davacının aktif dava ehliyetinin varlığının araştırılması, bu hususun sübuta ermesi halinde, toplanmış ve toplanacak tüm deliller birlikte değerlendirilerek, kadastro tespitine esas alınan davalı ... tapularının oluştuğu tarihe kadar, Kadastro Kanunu'nun 46/1, 14 ve devamı maddelerinde sözü edilen kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle mülk edinme koşullarının davacı taraf lehine gerçekleşip gerçekleşmediğinin tartışılması ve hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi'' gereğine değinilerek önceki karar bozulmuştur.
C. Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen karar
Ağrı 3. Asliye Hukuk Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen temyiz incelemesine esas kararı ile bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonucunda, davacının aktif dava ehliyetinin varlığını ispat edemediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
D. Bozma Sonrası Mahkeme Kararına Karşı Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı tarafından temyiz isteminde bulunulmuştur.
E. Temyiz Sebepleri
Davacı temyiz dilekçesinde; taşınmaz üzerinde tüm mirasçılar hak sahibi olmadığı halde hepsinin dava açmaya zorlanmasının usul ve yasaya aykırı olduğunu, taşınmazların harici taksime dayalı olarak müstakilen kendisi tarafından kullanıldığını, dinlenen tanıklar ve mahalli bilirkişilerin bu hususu doğruladığını, davanın aydınlatılma ödevi gereği aktif dava ehliyetinin varlığının re'sen araştırılması gerektiğini, eksik inceleme ve araştırma sonucunda verilen kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek kararın bozulmasını talep etmiştir.
F. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava, toprak tevzi suretiyle Hazine adına tapuya kayıtlı taşınmazlar yönünden açılan tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 14. ve 46. maddeleri.
4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 713. maddesi.
3. Değerlendirme
1.Kadastro sonucu Yakınca köyü çalışma alanında bulunan 116 ada 159 ve 160 parsel sayılı 10.558,24 ve 13.622,84 metrekare yüzölçümündeki taşınmazlar tapu kaydı uyarınca davalı ... adına tespit ve tescil edilmiştir.
2. Davacı ..., irsen intikal ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak çekişmeli 116 ada 159 ve 160 parsel sayılı taşınmazlara yönelik olarak tapu iptali ve tescil istemiyle dava açmış, Mahkemece davacının aktif dava ehliyetinin bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Ne var ki, Mahkemece bozma ilamına uyulduğu halde bozma ilamının gerekleri tam olarak yerine getirilmemiştir. Bozma ilamına uyulmakla taraflar lehine usuli kazanılmış hak oluşacağından, bu hakkın ihlal edilmemesi için bozma gereklerinin tam ve eksiksiz olarak yerine getirilmesi gerekir. Bozma ilamından önce mahallinde yapılan keşifte dinlenen yerel bilirkişiler çekişmeli taşınmazların davacının babasından kaldığını beyan etmişlerdir. Davacı ise dilekçesinde, taşınmazın adına tescil isteğinde bulunmuş, bozma kararından sonra ise babasının ölmeden evvel terekesinde yer alan taşınmazları paylaştırdığı, bu paylaşım sonucunda çekişmeli taşınmazın kendisine isabet ettiğini iddia etmiştir. UYAP sisteminden temin edilen nüfus kaydına ve dosya arasında yer alan veraset ilamına göre davacının babasının ölü olduğu ve davacı dışında başka mirasçıları da bulunduğu anlaşılmaktadır.
3. Bilindiği üzere bir mirasçının, muristen intikal ettiği sabit olan bir taşınmaz hakkında üçüncü kişiye karşı adına tescil isteğiyle açtığı davada taşınmazın kendisine hukuki bir dayanak ile (taksim, hibe, satın alma vs.) müstakilen intikal ettiğini ispat etmesi halinde davanın dinlenme olanağı bulunmaktadır.
4. Somut olayda; taşınmazların davacının murisinden intikal ettiği duraksamasız ise de bozma kararında açıkça davacıdan davasının dayanağı hakkında izahat alınarak bu hususta kendisine ispat hakkı tanınması gereğine değinildiği halde bozma kararının gerekleri yerine getirilmemiş, davacının paylaşım iddiasını ispat hususunda ona imkan tanınmadığı gibi, aktif dava ehliyeti re'sen araştırılması gereken hususlardan olduğundan gerekirse yeniden keşif yapılarak yerel bilirkişi ve tanık beyanları ile paylaşım iddiasının gerçekliği araştırılmamış, davacının dava ehliyeti bulunup bulunmadığı çözüme kavuşturulmadan hüküm kurulması cihetine gidilmiştir. Öyle ise, yeniden yapılacak keşifte dinlenecek yerel bilirkişi ve tanık beyanlarına göre mirasbırakandan gelen taşınmazın mirasçıları arasında ve tüm mirasçıların katılımıyla paylaşılıp paylaşılmadığı, paylaşım yahut taksim yoluyla müstakilen davacıya geçip geçmediği araştırılmalı, şayet mirasbırakanın terekesi mirasçıları arasında ve tüm mirasçıların katılımıyla paylaşıma tabi tutulmamış, taşınmaz paylaşım veya taksim yoluyla davacıya intikal etmemiş ise davacının terekeye dahil taşınmaz için tek başına üçüncü kişilere karşı dava açma sıfat ve ehliyeti bulunmadığı gözetilerek davanın reddine karar verilmesi gerektiği düşünülmeli, davacının aktif dava ehliyetinin varlığının sübuta ermesi halinde, toplanmış ve toplanacak tüm deliller birlikte değerlendirilerek kadastro tespitine esas alınan davalı ... tapularının oluştuğu tarihe kadar Kadastro Kanunu'nun 46/1, 14 ve devamı maddelerinde sözü edilen kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle mülk edinme koşullarının davacı taraf lehine gerçekleşip gerçekleşmediği tartışılmalı ve hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmelidir.
V.KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Davacının temyiz itirazlarının kabulüyle 6100 sayılı Kanun'un geçici 3. maddesi yollaması ile 1086 sayılı HUMK'un 428. maddesi gereğince hükmün BOZULMASINA,
Peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacıya iadesine,
Kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere,
24.09.2024 tarihinde oy birliği ile karar verildi.