Logo

1. Hukuk Dairesi2023/560 E. 2024/3972 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Tapusuz taşınmazların davacı adına tescili istemine ilişkin davada, davacının zilyetlikle iktisap şartlarını sağlayıp sağlamadığı ve mahkemenin eksik inceleme yapıp yapmadığı uyuşmazlığı.

Gerekçe ve Sonuç: Mahkemenin, Yargıtay'ın önceki bozma kararında belirtilen hususları tam olarak yerine getirmeyerek, özellikle hava fotoğrafları, imar planı durumu ve taşınmazların niteliği konusunda yeterli araştırma ve inceleme yapmadan karar vermesi ve hatalı bilirkişi raporuna dayanması bozmayı gerektirmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2019/217 E., 2022/542 K.

HÜKÜM : Kısmen Kabul

Taraflar arasındaki tapusuz taşınmazın tescili davasından dolayı yapılan yargılama sonunda Mahkemece davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davacı vekili ile davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine hüküm, Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesinin 16.04.2019 tarihli, 2016/12627 Esas, 2019/2775 Karar sayılı kararı ile bozulmuştur.

Mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda davanın kabulüne karar verilmiş, kararın davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı ...; dava dilekçesinde hudutları belirtilen üç parça taşınmaz bölümünün kadastro çalışmaları sonucunda boşluk olarak tescil harici bırakıldığını, taşınmazlara yıllardır malik sıfatıyla zilyet ettiğini, taşınmazların bir kısmının üzerinde tandır evi ve ahır bulunduğunu ileri sürerek adına tesciline karar verilmesini istemiştir.

II. CEVAP

1. Davalı Hazine vekili cevap dilekçesinde; Mahkemece dava konusu taşınmazlarda davacı lehine zilyetlikle iktisap koşullarının oluşup oluşmadığı hususunda yapılacak araştırma ve inceleme sonunda davanın reddi ile taşınmazların Hazine adına tesciline karar verilmesini istemiştir.

2. Dahili davalı ... vekili duruşmalardaki beyanında davanın reddine karar verilmesini istemiştir.

3. Dahili davalı ... Büyüşehir Belediye Başkanlığı vekili cevap dilekçesinde; dava konusu taşınmazın Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan yerlerden olduğunu, bu nedenle zilyetlikle iktisap edilemeyeceğini belirterek davanın reddine karar verilmesini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin 10.03.2016 tarihli, 2012/210 Esas, 2016/92 Karar sayılı kararıyla; davacının hükme esas alınan teknik bilirkişi raporunda (A), (B) ve (C) harfleri ile gösterilen taşınmaz bölümlerinin adına tescili istemiyle eldeki davayı açtığı, (A) ve (B) harfleri ile gösterilen taşınmaz bölümlerinin tarım arazisi vasfında olduğu, 1988 yılına ilişkin hava fotoğraflarında taşınmazların sürülü olduğunun, imar-ihyasının tamamlandığının belirtildiği, taşınmazlarda davacı lehine zilyetlikle iktisap koşullarının oluştuğunun anlaşıldığı, (C) harfi ile gösterilen taşınmaz üzerinde halihazırda kullanılamaz durumda bulunan bir ahırın bulunduğu, zemininin ekilip biçilmediği ve üzerinde tarım yapılmadığının anlaşıldığı gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne, teknik bilirkişi ...'ün 14.09.2015 havale tarihli raporuna ekli krokide (A) harfiyle gösterilen 11.156,82 metrekare ve (B) harfiyle gösterilen 20.273,59 metrekarelik taşınmaz bölümlerinin davacı adına tapuya kayıt ve tesciline, (C) harfiyle gösterilen 1.532,71 metrekarelik bölüme yönelik davanın reddi ile taşınmazın Hazine adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiştir.

IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Bozma Kararı

1. Mahkeme kararına karşı süresi içerisinde davacı vekili ile davalı Hazine vekili tarafından temyiz başvurusunda bulunulmuştur.

2. Karar, Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesinin 16.04.2019 tarihli, 2016/12627 Esas, 2019/2775 Karar sayılı kararıyla; dosya içeriğine, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına ve davacı lehine zilyetlikle iktisap koşullarının oluşmadığının belirlenmesine göre, davacı vekilinin yerinde olmayan temyiz itirazlarının reddiyle, fen bilirkişi raporunda (C) harfiyle gösterilen 1.532,71 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz bölümünün davalı Hazine adına tesciline dair usul ve yasaya uygun olan hükmün onanmasına; davalı Hazine vekilinin fen bilirkişi raporunda (A) ve (B) harfleriyle gösterilen taşınmaz bölümlerine ilişkin hükme yönelik temyiz itirazlarına gelince; hükme esas alınan fen bilirkişi raporunda, 1988 ve 2001 tarihli hava fotoğraflarında taşınmazların sınırlarının belirli ve sürülü olduğu, komşu parsellerle bir bütün olduğu belirtildiği, ancak raporu düzenleyen fen bilirkişisinin keşif zaptında mesleğinin kadastro teknikeri olarak belirtilmesi karşısında hava fotoğraflarını incelemek ve bu hususta rapor vermek konusunda ehil olmadığının anlaşıldığı, diğer yandan jeolog bilirkişi raporunda, taşınmazların sınırının dışında kireç taşı tepesinin bulunduğu ancak bu tepenin taşınmazları etkilemediği, zirai bilirkişi tarafından verilen raporda ise taşınmazın yüzeyinde taşlılık sorununun bulunmadığı, kireçlilik gibi belirtilerinin bulunmadığı belirtilmiş ise de raporların ekinde bulunan fotoğraflar incelendiğinde taşınmazın tarımsal amaçla kullanılmaya elverişli olup olmadığı hususunda tereddüt oluştuğu belirtilerek, açıklanan hususlarda araştırma ve inceleme yapılarak sonucuna göre karar verilmesi gereğine değinilerek bozulmuştur.

B. Mahkemece Bozma Kararına Uyularak Verilen Temyize Konu Karar

Mahkemenin 24.11.2022 tarihli, 2019/217 Esas, 2022/542 Karar sayılı kararıyla; hükmüne uyulan bozma ilamı uyarınca yapılan araştırma ve inceleme sonunda, hükme esas alınan teknik bilirkişi raporunda (A) ve (B) harfleri ile gösterilen taşınmaz bölümlerinin tarım arazisi vasfında olduğu, taşınmazlarda davacı lehine zilyetlikle iktisap koşullarının oluştuğunun anlaşıldığı gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne, fen bilirkişi ... ve harita mühendisi ...'ın 06.01.2022 tarihli raporuna ekli krokide (A) harfiyle gösterilen 11.156,82 metrekare ve (B) harfiyle gösterilen 20.273,59 metrekarelik taşınmaz bölümlerinin davacı adına tapuya kayıt ve tesciline, (C) harfiyle gösterilen bölüm yönüyle verilen kararın onararak kesinleştiği anlaşıldığından yeniden hüküm kurulmasına yer olmadığına karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Mahkeme kararına karşı süresi içerisinde davalı Hazine vekili tarafından temyiz başvurusunda bulunulmuştur.

B. Temyiz Nedenleri

Davalı Hazine vekili temyiz dilekçesinde; Mahkemece yapılan araştırma ve incelemenin hüküm kurmak için yeterli olmadığını, davacının iddialarını somut delillerle ispatlayamadığını, Mahkemece yöntemince belgesiz araştırması yapılmadığını, hava fotoğrafı incelemesinin de yeterli olmadığını ileri sürerek kararın bozulmasını istemiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Dava; tapusuz taşınmazın tescili istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 14 ve 17 nci maddeleri; Türk Medeni Kanunu’nun 713/1 inci maddesi; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 297/2 nci maddesi

3. Değerlendirme

1. 1978 yılında Van ili, Merkez ilçesi, Kalecik köyünde yapılan kadastro çalışmaları sonucunda nizalı taşınmaz bölümlerinin bulunduğu yer tescil harici bırakılmıştır.

2. Mahkemece Yargıtay bozma ilamına uyulduğuna göre, bozma ilamında işaret edilen hususların eksiksiz olarak yerine getirilmesi gerekir. Bozma ilamına uyulmakla, taraflar yararına usuli müktesep hak oluşur. Bu hakkın zedelenmemesi için bozma gereklerinin tam ve eksiksiz olarak yerine getirilmesi zorunludur.

Hükmüne uyulan bozma ilamında; hava fotoğrafı incelemesinin bu işte ehil olmayan bilirkişi tarafından yapıldığı belirtilerek jeodezi ve fotogrametri mühendisi bilirkişiye inceleme yaptırılması gereğine değinilmiş; bozma sonrası teknik bilirkişi ve harita mühendisi bilirkişiden aldırılan müşterek rapor incelendiğinde, bilirkişilerce dosya arasında bulunan 1958, 1988 ve 2001 yıllarına ait hava fotoğraflarının analog olmaması ve çözünürlüğünün çok düşük olması nedeniyle incelenemediği, taşınmazları kapsayan sayısal analog fotoğrafların istenilmesi halinde değerlendirme yapılabileceği belirtildiği halde Mahkemece Harita Genel Müdürlüğünden hava fotoğrafları getirtilip dosya arasına alınmamıştır. Van Belediye Başkanlığı İmar ve Şehircilik Müdürlüğünün 03.05.2013 tarihli yazı cevabında nizalı taşınmazların bir bölümünün imar planı kapsamında kaldığı belirtilmiş olmasına rağmen taşınmazların bölgede 23.10.2011 ve 09.11.2011 tarihlerinde meydana gelen depremlerden önce, 1996 yılında onaylanan imar planı kapsamında kalıp kalmadığı, kalmıyorsa taşınmazların ilk defa hangi tarihte ve hangi imar planı kapsamına alındığı ve imar planının onaylanma tarihinin ne olduğu ... ile ...’ndan ayrı ayrı sorulmamış, hükme esas alınan teknik bilirkişi raporunda (B) harfi ile gösterilen bölümün sınırında bulunan eski 168 ve 170 parsel sayılı taşınmazların tespitine esas 1937 tarih, 283 tahrir numaralı vergi kaydı getirtilip nizalı taşınmazın yönünü ne okuduğu belirlenmemiştir.

Hal böyle olunca; doğru sonuca ulaşılabilmesi için Mahkemece öncelikle, teknik bilirkişi ...'ün 14.09.2015 havale tarihli raporu yazılacak müzekkereye eklenmek suretiyle raporda (A) ve (B) harfleri ile gösterilen nizalı taşınmaz bölümlerinin imar planı kapsamında kalıp kalmadığı, bölgede 23.10.2011 ve 09.11.2011 tarihlerinde meydana gelen depremlerden önce, 1996 yılında onaylanan imar planı kapsamında kalıp kalmadığı, kalmıyorsa ilk defa hangi tarihte, hangi imar planı kapsamına alındığı ve imar planının onay tarihinin ne olduğu ... ile ...’ndan ayrı ayrı sorularak imar planı ve imar durumuyla ilgili tüm belgeler getirtilmeli, teknik bilirkişi raporunda (B) harfi ile gösterilen bölümün sınırında bulunan eski 168 ve 170 parsel sayılı taşınmazların tespitine esas 1937 tarih, 283 tahrir numaralı vergi kaydı getirtilmeli, dava tarihi olan 2012 yılından geriye doğru (taşınmazlar imar planı kapsamında kalıyor ve imar planının onaylandığı tarih dava tarihinden daha önce ise imar planının onaylandığı tarihten geriye doğru) 15-20-25 yıl öncesine ait üç ayrı tarihte çekilmiş streoskopik hava fotoğrafları ile temin edilebilen en eski tarihli uydu fotoğrafları Harita Genel Müdürlüğü’nden getirtilip dosya arasına alınmalı, bundan sonra mahallinde yaşlı, tarafsız, yöreyi iyi bilen, davada yararı bulunmayan şahıslar arasından seçilecek üç kişilik yerel bilirkişi kurulu, taraf tanıkları, ziraat mühendisi bilirkişi, jeodezi ve fotogrametri mühendisi bilirkişi ile teknik bilirkişi huzuruyla yeniden keşif yapılmalıdır.

Yapılacak bu keşifte yerel bilirkişi ve tanıklardan nizalı taşınmaz bölümlerinin öncesinde kime ait olduğu, kim tarafından, ne sıfatla ve ne şekilde kullanıldığı, kimden kime ne şekilde intikal ettiği, imar-ihyaya konu edilip edilmediği, imar-ihyaya konu edilmiş ise ihyanın hangi tarihte başlayıp ne zaman bitirildiği etraflıca sorulup maddi olaylara dayalı olarak açıklattırılmalı, beyanlar arasında oluşacak çelişkiler gerektiğinde yüzleştirme yapılmak suretiyle giderilmeye çalışılmalı, komşu taşınmazların dayanak kayıtlarının dava konusu taşınmazların yönünü ne okuduğu belirlenmeli; teknik bilirkişiden keşfi izlemeye elverişli, krokili rapor aldırılmalı; ziraat mühendisi bilirkişiden nizalı taşınmazların komşu taşınmazlarla karşılaştırmalı şekilde niteliği, toprak yapısı, eğimi, bitki deseni ve kullanım durumunun ne olduğunu belirten, taşınmazların değişik yönlerden çekilmiş fotoğrafları ile desteklenmiş somut verilere dayalı ayrıntılı rapor alınmalı; jeodezi ve fotogrametri mühendisi bilirkişiden dosya arasına aldırılan hava fotoğrafları üzerinde stereoskop aletiyle inceleme yaptırılarak taşınmazların sınırlarını ve niteliğini, üzerlerinde sürdürülen zilyetliğin başlangıcını, şeklini ve süresini, taşınmazlar imar-ihya faaliyetine konu olmuşsa ihyanın bitirildiği tarihi belirtir şekilde rapor alınmalı; taşınmazlar imar planı içinde kalıyorsa imar planının onaylanma tarihinin dava tarihinden önce olması halinde onay tarihine kadar, aksi halde dava tarihine kadar 3402 sayılı Kanun'un 14 ve 17 nci maddelerindeki kazanma koşullarının davacı lehine oluşup oluşmadığı hususu üzerinde durulmalı, bundan sonra toplanan ve toplanacak tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmelidir. Mahkemece bu hususlar gözetilmeksizin eksik inceleme ile yazılı olduğu şekilde hüküm kurulması isabetsiz olduğu gibi, kabule göre de bozma sonrası hükme esas alınan 06.01.2022 tarihli teknik bilirkişi raporuna ekli krokide (A) harfiyle gösterilen taşınmaz bölümünün yüzölçümü 11.156,82 metrekare olmadığı halde yanlış rapora atıf yapılmış olması ve taşınmazların hangi vasıfla davacı adına tesciline karar verildiğinin hüküm yerinde belirtilmemiş olması da isabetsiz olup kararın açıklanan sebeplerle bozulmasına karar vermek gerekmiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Davalı Hazine vekilinin yerinde görülen temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün, 6100 sayılı Kanun'un geçici 3 üncü maddesi yollaması ile 1086 sayılı HUMK'un 428 inci maddesi gereğince BOZULMASINA,

Temyiz eden davalı Hazine harçtan muaf bulunduğundan bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,

Dosyanın Mahkemesine gönderilmesine,

Kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere,

29.05.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.