Logo

1. Hukuk Dairesi2023/5610 E. 2023/7211 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Mirasbırakanın sağlığında iki oğluna yaptığı taşınmaz devrinin muris muvazaası olup olmadığına ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Mirasbırakanın, satış bedeli ile taşınmazların gerçek değeri arasında fahiş fark bulunması, devir için makul bir sebebin olmaması, davalıların bedel ödediğine dair delil sunamaması, mirasbırakanın diğer mirasçıları lehine bir paylaşımda bulunmaması ve devir işleminin mirasçılardan mal kaçırma amacıyla yapıldığına dair deliller değerlendirilerek direnme kararı onanmıştır.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2021/267 E., 2022/24 K.

HÜKÜM : Direnme-Kabul

Taraflar arasındaki tapu iptal ve tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davalılar vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararının davalılar vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine Yargıtay 1. Hukuk Dairesince yapılan inceleme sonunda İlk Derece Mahkemesi kararı bozulmuş, İlk Derece Mahkemesi tarafından Özel Daire bozma kararına karşı direnilmiş, direnme kararı davalılar vekili tarafından temyiz edilmiş, Hukuk Genel Kurulu tarafından direnme kararının yerinde olduğu belirtilerek davalıların diğer temyiz itirazlarının incelenmesi için dosyanın Özel Daireye gönderilmesine karar verilmiştir.

I. DAVA

Davacı vekili; tarafların babası olan mirasbırakan ...'ın maliki olduğu 160 ada 494 parsel sayılı taşınmazdaki 7 numaralı bağımsız bölümü davalılardan ...’a, aynı taşınmazdaki 8 numaralı bağımsız bölümü davalılardan ...’a mirasçılardan mal kaçırmak amacıyla muvazaalı olarak devrettiğini ileri sürerek dava konusu taşınmazların davalılar adına olan tapu kayıtlarının iptali ile miras payı oranında davacı adına tesciline karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalılar vekili cevap dilekçesinde; mirasbırakandan kalan aynı taşınmazdaki 2 numaralı bağımsız bölümün satılarak bedelinin davacıya verildiğini, dava konusu bağımsız bölümlerin ise yüklenici tarafından zamanında bitirilmemesi üzerine tüm dış cephe kaplaması ve diğer tadilatlarının davalılar tarafından ödendiğini, mirasbırakanın hastalığında her türlü bakım ve gözetimi ile davalıların ilgilendiğini devir amacının mal kaçırmak olmadığını belirterek davanın reddini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin 11.04.2019 tarihli ve 2016/370 Esas, 2019/182 Karar sayılı kararı ile; dava konusu taşınmazların satış değerinin gerçek değerinden düşük olduğu, satış tarihindeki bedelin mirasbırakana ödendiğine ilişkin makbuz, dekont sunulmadığı, tanık anlatımlarından davalılara yapılan satışın ivaz karşılığı olmadığının anlaşıldığı, ayrıca mirasbırakanın sağlığında hak dengesini gözeten ve kabul edilebilir ölçüde tüm mirasçıları kapsar biçimde bir paylaştırma yaptığının ispatlanamadığı, temliklerin erkek çocuklar lehine mal kaçırmak amaçlı ve muvazaalı oluğu olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalılar vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin 14.01.2020 tarihli ve 2019/1555 Esas, 2020/75 Karar sayılı kararı ile miras bırakanın geriye eşi, iki kız ve iki erkek çocuğunun kaldığı, 13.01.2010 tarihinde maliki olduğu iki adet bağımsız bölümü intifa hakkını üzerinde bırakarak davalı oğullarına devrettiği, aynı binada 1/2 pay sahibi olduğu bir bağımsız bölümünün daha bulunduğu, tanık anlatımlarına göre Almanya'dan emekli olup eşiyle kalan mirasbırakanın kanser hastası olduğu, bilirkişi raporuna göre taşınmazların devir tarihindeki gerçek değerleri ile tapu senedinde belirtilen değerleri arasında fark bulunduğu, kalan 1/2 paylı bağımsız bölümün taraf ve tanık anlatımları uyarınca mirasbırakanın ölümünden sonra satıldığı ve parasının iki kız kardeşe verildiği, mirasçılar arasında yapılmış bir paylaşımın bulunmadığı, ölümünden kısa süre önce malvarlığının büyük bölümünü davalı olan iki oğluna intifa hakkını üzerinde bırakarak bedelsiz olarak devreden mirasbırakanın amacının mirasçılarından mal kaçırmak olduğu gerekçesiyle davalılar vekilinin istinaf başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Bozma Kararı

1. Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalılar vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Dairenin 31.03.2021 tarihli ve 2020/584 Esas, 2021/1925 Karar sayılı kararı ile; muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı davalarda miras bırakanın asıl amaç ve iradesinin duraksamaya yer bırakmayacak şekilde ortaya çıkarılmasının önem arz ettiği, böylesi bir iddianın ileri sürülmesi halinde ispat külfetinin davacı tarafa ait olduğu kuşkusuzdur. Ne var ki, dinlenen davacı tanıklarının beyanlarından miras bırakanın mal kaçırmasını gerektirir somut bir olgunun ortaya konulamadığı, diğer yandan miras bırakanın geride mal varlığının kaldığı, mal kaçırma kastıyla hareket etseydi tüm mal varlığını ya da önemli miktarda bir kısmını devredebileceği, salt bedeller arasındaki farkın da muvazaanın ispatında yeterli olmadığı, temlikin mirastan mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olduğu iddiasının davacı tarafça ispatlanamadığı gözetilerek davanın reddine karar verilmesi gerektiği belirtilip Bölge Adliye Mahkemesi kararı ortadan kaldırılarak İlk Derece Mahkemesi kararı bozulmuştur.

B. Direnme Kararı

İlk Derece Mahkemesinin tarih ve sayısı yukarıda belirtilen kararı ile; önceki gerekçeye ek olarak mirasbırakanın ölümü ile bir otomobil ve çekişmeli bağımsız bölümler ile aynı taşınmazda bulunan dava dışı 2 numaralı bağımsız bölümün yarı payının tüm mirasçılara kaldığı, mirasbırakanın sağlığında hak dengesini gözetir bir paylaştırma yapmadığı, mirasbırakanın en değerli taşınmazları olan dava konusu taşınmazların kuru mülkiyetini devretmesi ve değersiz mallarına yönelik tasarrufta bulunmamasının yapılan işlemi perdeleme amaçlı tipik bir muvazaa örneği teşkil ettiği, asıl amacın kız çocuklarından mal kaçırmak olduğu, davalıların, devir karşılığında bedel ödediklerini kanıtlayamadıkları gerekçesiyle direnme kararı verilmiştir.

C. Hukuk Genel Kuruluna Gönderme Kararı

1. İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen direnme kararına karşı süresi içinde davalılar vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Dairenin 08.06.2022 tarih, 2022/2982 Esas, 2022/4627 Karar sayılı kararıyla; direnme kararının incelenmesi için dosyanın Yargıtay Hukuk Genel Kuruluna gönderilmesine karar verilmiştir.

D. Hukuk Genel Kurulu Kararı

Hukuk Genel Kurulunun 20.09.2023 tarih, 2022/1-867 Esas, 2023/836 Karar sayılı kararı ile; mirasbırakanın Almanya'dan emekli olup Türkiye'de eşi ile birlikte yaşadığı, ekonomik durumunun yerinde olduğu, dava konusu taşınmazların satış tarihinde tapuda gösterilen bedel ile gerçek bedeli arasında fahiş fark bulunduğu, mirasbırakanın dava konusu taşınmazları satmasını gerektirir makul ve haklı bir nedeninin bulunmadığı, davalı tarafça da devir işlemi sırasında mirasbırakana herhangi bir bedel ödendiğinin ileri sürülmediği, aksine bağımsız bölümlerin yüklenici tarafından eksik bırakılması ve tamamlanmaması sebebiyle masraf yapıldığının ileri sürüldüğü ancak bu masraflara ilişkin bir delilin dosyaya ibraz edilmediği, mirasbırakanın sağlığında tüm mirasçılarını kapsar şekilde yapılan bir taksim işleminin olmadığı, bademcik kanseri olması sebebiyle ölen mirasbırakanın özel bir bakım ihtiyacı içinde olduğu yönünde bir delilin de söz konusu olmadığı, tüm bu olgular karşısında temliklerin mal kaçırmak amaçlı, bedelsiz ve muvazaalı olduğu, dava konusu taşınmazların intifa hakkı mirasbırakan üzerinde bırakılmak suretiyle çıplak mülkiyetlerinin devredilmiş olmasının muvazaa olgusunu perdelemeye yönelik işlem yapıldığının göstergesi olduğu, mirasbırakanın iki erkek çocuğuna bağımsız bölüm bırakarak kız çocuklarından ayırmak suretiyle oğullarına bedelsiz ve muvazaalı olarak bağımsız bölümleri devrettiği, mirasbırakana ait başka bir bağımsız bölümün satılarak bedelinin davacıya verildiği yönündeki savunmanın kanıtlanamadığı gerekçesi ile direnme kararının usul ve yasaya uygun olduğu gerekçesi ile davalılar vekilinin diğer temyiz itirazlarının incelenmesi için dosyanın Yargıtay 1. Hukuk Dairesine gönderilmesine karar verilmiştir.

VI. TEMYİZ

A. Temyiz Sebepleri

Davalılar vekili; dava konusu taşınmazlarla aynı adreste bulunan ve miras bırakandan kalan bir bağımsız bölümün satılarak bedelinin davacıya verildiğini, davacının miras hakkını aldığını, tanık beyanlarıyla da bu durumun ispatlandığını, geride başkaca taşınmazlarının da kaldığını, miras bırakanın mal kaçırma kastının bulunmadığını, ayrıca miras bırakanın tüm bakımının davalılar tarafından üstlenildiğini, dava konusu taşınmazların inşaatının müteahhit tarafından tamamlanmaması üzerine inşaat masraflarının davalılar tarafından karşılanarak tamamlandığını, salt bedeller arasındaki farkın muzavazaa ispatı açısından yeterli olmadığını, taşınmazların değerinin fahiş hesaplanması sebebiyle bilirkişi raporuna itirazlarının da dikkate alınmadığını belirterek kararın bozulmasını talep etmiştir.

B. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Dava, muris muvazaası hukuki nedenine dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

01.04.1974 tarihli ve 1/2 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı, Türk Medeni Kanunu'nun 706 ncı Türk Borçlar Kanunu'nun 237 nci ve Tapu Kanunu'nun 26 ncı maddeleri.

3. Değerlendirme

1.Temyiz olunan nihai kararların bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Temyizen incelenen İstanbul Anadolu 20. Asliye Hukuk Mahkemesinin 18.01.2022 tarih, 2021/267 Esas, 2022/24 Karar sayılı kararının Hukuk Genel Kurulunca uygun bulunduğu, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine ve dava şartlarına, yargılama kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olduğu anlaşıldığından davalılar vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VII. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Davalılar vekilinin yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,

Aşağıda yazılı 5.844,37 TL bakiye onama harcının temyiz eden davalılardan alınmasına,

Dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

06.12.2023 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.