"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2021/1062 E., 2022/202 K.
HÜKÜM/KARAR : Ret / Esastan Ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : Balıkesir 1. Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2018/559 E., 2019/886 K.
Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın hak düşürücü süreden reddine karar verilmiştir.
Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince, istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle;kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı, mirasbırakan babası ...'ın 1973 yılında, annesi ...'ın ise 1957 yılında öldüklerini ve geriye mirasçı olarak kendisi ile kardeşleri ..., ... ve ...' ın kaldığını, ... ve ...'ın da öldüklerini ve geriye mirasçı olarak davalıların kaldığını, davacının uzun yıllar Almanya'da yaşadığını ve kadastro çalışmalarında bulunmadığını, kardeşlerin aralarında taksim sözleşmesi olduğunu ve babadan kalan mallardan 1815 parsel sayılı taşınmazın 3/4 hissesinin davacı adına, 1/4 hissesinin ise yaşayan kız kardeş ... adına kayıt görmesi gerektiğini, ancak taksim sözleşmesine aykırı bir şekilde taşınmazın toplam 4 pay kabul edilerek 4 kardeşe birer hisse verildiğini öğrendiğini, oysa davalılar adına kayıtlı 2/4 hissenin de davacı adına kayıt ve tescil görmesi gerektiğini ileri sürerek çekişmeli 1815 parsel sayılı taşınmazın davalılar adına tapuda kayıtlı toplam 2/4 hissenin iptali ile adına tesciline karar verilmesi istemiştir.
II. CEVAP
Davalılardan ... ve ..., davanın konusuna itiraz ettiklerini, doğru tespit yapıldığını bildirerek davanın reddini savunmuşlardır.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Balıkesir 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 26.12.2019 tarihli ve 2018/559 Esas, 2019/886 Karar sayılı kararıyla; eldeki davanın taksim sözleşmesi çerçevesinde kadastro tespitinin hatalı olmasından bahisle tapu iptali ve tescil istemine ilişkin olduğu, davacı tarafın talep sonucuna esas iddiasını kadastro tespitinden önceki hukuki sebeplere dayandırdığı; dava konusu taşınmazın kadastro tespitinin 24.06.1982 tarihinde yapıldığı ve halihazırdaki tapu kaydının tapulama gerekçesiyle 21.01.1983 tarihinde oluştuğu; 3402 sayılı Kadastro Kanunu 12/3 üncü maddesi uyarınca on yıllık hak düşürücü süre geçtikten sonra kadastro öncesi nedenlere dayalı hak iddia edilemeyeceği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; red kararının doğru olmadığını, dava dilekçesinin deliller bölümünde açıkça yemin deliline dayanıldığını, 25.12.2018 tarihli delil listesinde de açıkça tek delillerinin yemin olduğunun bildirildiğini, hak düşürücü sürenin geçmiş olmasının, davalı tarafa yemin teklif etme haklarının hatırlatılmasına engel olmadığını, yeminin her ne olursa olsun son çare olarak kullanılabilecek kesin delillerden olup, deliller içerisinde bildirildiğinde, mahkemenin takdiri olmaksızın bu hakkı hatırlatmak durumunda olduğunu belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin 16.02.2022 tarihli ve 2021/1062 Esas, 2022/202 Karar sayılı kararıyla; davanın kadastrodan önceki hukuki nedene dayanılarak açıldığı, 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 12/3 üncü maddesinde ön görülen hak düşürücü süreye tabi olduğu, somut olayda çekişmeli taşınmaza ilişkin kadastro tespitinin 1982 tarihinde yapıldığı ve söz konusu tespitin itirazsız olarak 21.01.1983 tarihinde kesinleştiği ve bu tarih ile davanın açıldığı 24.07.2018 günü arasında 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 12/3 üncü maddesinde ön görülen 10 yıllık hak düşürücü sürenin geçmiş bulunduğu, mahkemece davanın reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmadığı gerekçesiyle davacı vekilinin istinaf isteminin esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü itirazlarını yineleyip, verilen kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava, kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 12/3 üncü maddesi.
3. Değerlendirme
1. Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanunu'nun 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Dava konusu Balıkesir ili Karasi ilçesi Bakacak mahallesi 1815 parsel sayılı taşınmazın kadastro tespitinin 24.06.1982 tarihinde yapıldığı, söz konusu tespitin 21.01.1983 tarihinde kesinleştiği, davanın ise 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 12/3 üncü maddesinde düzenlenen 10 yıllık hak düşürücü süre geçtikten sonra 24.07.2018 tarihinde açıldığı anlaşılmıştır.
3. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Davacı vekilinin temyiz itirazının reddi ile Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı 346,90 TL bakiye onama harcının temyiz edenden alınmasına,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
23.05.2024 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.