"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2020/663 E., 2023/1184 K.
İLK DERECE MAHKEMESİ : Salihli 2. Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2016/92 E., 2018/52 K.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalılar vekili tarafından duruşma istekli olarak temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, 08.04.2025 Salı günü duruşma yapılmasına ve duruşma gününün taraflara davetiye ile bildirilmesine karar verilmiştir.
Belli edilen günde, temyiz eden davalılar vekili Avukat ... ile temyiz edilen davacılar vekili Avukat ... geldiler. Gelen vekillerin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi. Temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacılar; müteahhitlik yapan mirasbırakan babaları ...’un dava konusu 2759 ada 10 parsel sayılı taşınmaz üzerine kat karşılığı inşaat sözleşmesi gereğince yaptığı binada kat irtifakı kurularak mirasbırakan adına 2, 4, 5, 6, 7 ve 8 nolu bağımsız bölümlerin tescil edildiğini, ancak yapı kullanım belgesi alınmadan önce mirasbırakanın öldüğünü, erkek kardeşleri olan davalıların ise mevcut işlerin tamamlanması gerektiği ve bağımsız bölümlerin satışından elde edilen parayı kendilerine verecekleri telkinleriyle davalı ...’a vekaletname vermelerinin sağlandığını, vekil ...’ın ise bilgi ve rızaları dışında dava konusu bağımsız bölümlerdeki paylarını diğer davalı kardeşleri ... ve ...’e satış suretiyle devrettiğini, vekalet görevinin kötüye kullanıldığını, davalıların el ve işbirliği içerisinde hareket ettiğini, kendilerine herhangi bir bedel de ödenmediğini ileri sürerek hala davalılar adına olan bağımsız bölümler yönünden tapu kaydının iptali ile payları oranında adlarına tescilini, 3. kişiye devredilen bağımsız bölümler yönünden ise bedellerinin faiziyle birlikte davalılardan tahsilini istemişlerdir.
II. CEVAP
Davalılar; iddiaların doğru olmadığını, mirasbırakanın ölümünden sonra inşaatın tamamlanması için tüm harcamaların kendileri tarafından yapıldığını, davacıların hiçbir masrafa katılmadığını, oysa mirasbırakanın ölümüyle tüm mirasçıların sorumluluğunun doğduğunu, mirasbırakandan kalan şirketin iyiliği için işlemlerin gerçekleştirildiğini belirterek davanın reddini savunmuşlardır.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davalı vekil ...'ın vekalet görevini kötüye kullandığı iddiasının ispatlandığı, satış karşılığında davacılara herhangi bir bedel ödenmediği, kayıt maliki diğer davalılar ... ve ...'in de vekille kardeş olmaları nedeniyle yapılan işlemleri bildikleri ve iyi niyetli olmadıkları, tüm davalıların el ve işbirliği içerisinde hareket ederek davacıları zararlandırdıkları gerekçesiyle halen davalılar adına kayıtlı olan 2 nolu bağımsız bölüm yönünden tapu iptali ve tescile, 3. kişilere devredilen 4, 5, 6, 7 ve 8 nolu bağımsız bölümler yönünden ise taşınmazların devir tarihlerindeki bedeline hükmedilmiştir.
IV. İSTİNAF
İlk Derece Mahkemesinin kararına karşı süresi içinde davalılar vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulması üzerine, Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; İlk Derece Mahkemesince verilen kararda usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle davalıların istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Sebepleri
Davalılar vekili temyiz dilekçesinde özetle; verilen kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, mirasbırakanın ölümü üzerine dava konusu 2759 ada 10 parseldeki arsa malikleri ile imzalanan kat karşılığı inşaat sözleşmesi gereğince edimlerin yerine getirilmesinin mirasçılara düştüğünü, edim ve taahhütlerin yerine getirilmesi amacıyla davacılardan vekaletname alındığını, davacıların mirasbırakanın üzüm bağını satarak buradan elde ettiği kazançla inşaat şirketini kurduğu iddiasının doğru olmadığını, murisin üzüm bağını satıp elde ettiği para ile borçlarını ödediğini ve hastalığının tedavisinde kullandığını, davacılardan vekaletname alındığında inşaatın sadece kolanlarının bulunduğunu, %40-50 seviyesinde tamamlandığını, davalıların bütün masrafları kendileri karşılayarak inşaatı tamamladıklarını ve anahtar teslimi haline getirdiklerini, davacıların inşaatın tamamlanmasında hiçbir maddi katkıları yokken sadece gelir elde edilecek şekilde davanın kabulüne karar verilmesinin doğru olmadığını, davacıların hiçbir masrafa katılmadıklarını, şirketin hak ve borçları düşüldükten sonra herkesin hakkını alması gerektiğini, Mahkemece vekil ... yönünden herhangi bir karar verilmediği halde vekalet ücretinden müştereken ve müteselsilen sorumlu tutulmasının doğru olmadığını, ayrıca kabul anlamına gelmemek kaydıyla satış tarihindeki kaba inşaat bedeli ne ise bu bedel üzerinden davacıların hissesinin verilmesi gerektiğini, inşaatın tamamlanması için tüm masraflar davalılar tarafından karşılandığı halde bu durumun hiç gözetilmediğini belirterek kararın bozulmasını istemiştir.
B. Değerlendirme ve Gerekçe
Dava, vekalet görevinin kötüye kullanılması hukuki nedenine dayalı tapu iptali ve tescil, olmazsa bedel isteğine ilişkindir.
Dosya içeriğinden ve toplanan delillerden; mirasbırakan ...'un 30.10.2014 tarihinde ölümü ile geride mirasçı olarak davacı kızları Hamide, Melike, davalı oğulları ..., ... ve ... ile dava dışı çocukları ... ve ...'nın kaldıkları, davacıların Salihli Noterliğinin 12.11.2014 tarihli vekaletnamesi ile mirasbırakanlarından kalan taşınmazların intikali ve satışı hususunda davalı kardeşleri ...'ı vekil tayin ettikleri, vekil ...'ın mirasbırakan adına kayıtlı 2759 ada 10 parseldeki 2, 4, 5, 6, 7 ve 8 nolu bağımsız bölümlerin davacılar adına intikal yoluyla tescilini sağladıktan sonra bağımsız bölümlerdeki davacı ...'nin paylarını 24.12.2014 tarihinde davalı ...'e, diğer davacı ...'nin paylarını ise 07.01.2015 tarihinde davalı ...'e satış suretiyle devrettiği, dava konusu 4, 5, 6, 7 ve 8 nolu bağımsız bölümlerin muhtelif tarihlerde dava dışı 3. kişilere devredildiği, 2 nolu bağımsız bölümün ise davalılar adına kayıtlı olduğu anlaşılmaktadır.
Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Davalılar vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370. maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı 21.074,00 TL bakiye onama harcının temyiz eden davalılardan alınmasına,
03.10.2024 tarihinde yürürlüğe giren Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca gelen temyiz edilen davacılar vekili için 28.000,00 TL duruşma vekalet ücretinin davalılardan alınmasına,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
08.04.2025 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.