"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/1774 E., 2023/1275 K.
HÜKÜM/KARAR : Ret / Esastan Ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : Geyve 1. Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2020/245 E., 2022/340 K.
Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil, terditli tazminat davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.
Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı Şirket vekili; davacı Şirketin kurban bayramı döneminde satmak üzere hayvan ticareti yapmak istediğini, davacıya ait dava konusu 33 ve 36 nolu bağımsız bölümler ile 60 ton kurbanlık hayvanın takas edilmesinin kararlaştırıldığını, 60 ton canlı hayvanı aynı gün getirme imkanı olmadığından tapuda devrin yapıldığı günün ertesi günü hayvanların alınmaya gidileceği ve noterden hayvanların devri ile ilgili sözleşme yapılacağı hususlarında anlaşma yapıldığını, ancak davalı ...'ın taşınmazları devralmasına rağmen karşılığında 60 ton canlı hayvan vermediği gibi herhangi bir satış bedeli de ödemediğini, taşınmazları devraldıktan bir gün sonra diğer davalı ...'e muvazaalı şekilde temlik ettiğini, davacının kandırıldığını ileri sürerek tapuların iptali ile davacı adına tesciline, mümkün olmazsa tazminata karar verilmesini istemiştir.
II. CEVAP
Davalı ...; iddiaların gerçeği yansıtmadığını, davanın haksız olduğunu, dava dışı ...'ın yönlendirmesi ile davacı Şirkette iki adet devre mülk olduğunu öğrendiğini, önceki ticaretlerinden dolayı dava dışı Kutlu Mete'den alacaklı olduğunu, taşınmazların bedellerinin uygun olduğunu görünce bedellerini ödeyerek satın aldığını, kardeşi ve babasının hayvancılık işi ile uğraştığını, kurban bayramı öncesinde sermaye yapmak için taşınmazları diğer davalı ...'e sattığını, davacının tacir olup basiretli davranma yükümlülüğü bulunduğunu, ayrıca konu ile ilgili soruşturma dosyasında kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verilip kararın kesinleştiğini belirtip davanın reddini savunmuştur.
Davalı ...; davanın haksız olduğunu, taşınmazları bedellerini ödeyerek satın aldığını, iyi niyetli üçüncü kişi konumunda bulunduğunu, diğer davalı ... ile herhangi bir akrabalığı ya da ortak hareket etmişliğinin bulunmadığını belirtip davanın reddini savunmuştur.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla
; davalı ... yönünden kayıt maliki olmadığı gerekçesiyle pasif husumet ehliyeti yokluğundan davanın reddine; diğer davalı ... yönünden her ne kadar davada hile iddiası olması nedeniyle davacı davasını her türlü delille ispat edebilir ise de davacı Şirket temsilcisinin, Tapu Müdürlüğüne bizzat giderek taşınmazı resmi usule uygun şekilde davalı ...'e satış suretiyle temlik ettiği, başka bir deyişle satış iradesinin davalının veya üçüncü kişinin hilesi sonucu temin edilmediği, davacının satış bedelinin ödenmediği yönündeki iddiasını, davalının dayandığı ve davaya konu taşınmazın davalıya devrine ilişkin resmi satış senedi ile aynı kuvvette delille ispat etmesi gerektiği, davacının iddiasının tanık delili ile ispatının mümkün olmadığı, davacının basiretli bir tacir gibi hareket etme yükümlülüğünün bulunduğu gerekçeleriyle davanın reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davacı vekili; dava dilekçesi ve aşamalardaki iddia ve beyanlarını yinelemiş, kararın hukuka aykırı olduğunu, davalı ... yönünden davanın pasif husumet yokluğu nedeni ile reddedilmesinin de hukuka aykırı olduğunu, davalıların bu olayda organize şekilde hareket ettiğini, dolayısı ile danışıklı işlem yaptıklarını, canlı hayvan karşılığında taşınmazların devredildiğini ancak davalının aralarındaki sözleşmeye aykırı davranarak hayvanları teslim etmediğini, taşınmazların hile ile davacının elinden alındığını, davalılar arasındaki devrin muvazaalı olduğunu, hile iddiasının ispatının her türlü delil ile mümkün olduğunu, tanık beyanlarının dikkate alınmadığını, fotoğraf ve video görüntüleri hakkında inceleme yapılmadan eksik inceleme ile karar verildiğini, toplanan deliller ile davanın kabulünün gerektiğini, davalı ... yararına hükmedilen nispi vekalet ücretinin fahiş hesaplandığını, dava konusu taşınmazlarda ihtiyati tedbir olmasına rağmen Mahkeme tarafından kendilerinin muvafakatı alınmadan fer'i müdahil lehine ipotek konulmasına izin verilmesinin hukuka aykırı olduğunu belirterek İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılması ile davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; özellikle soruşturma dosyasındaki davacı tanıkları olan ve aynı zamanda Yerel Mahkeme yargılaması sırasında davacı tanığı olarak dinlenilen ... ile ...'nun gerek soruşturma dosyasındaki gerekse yargılama sırasındaki beyanları birlikte dikkate alındığında ...'ın davacı Şirket yetkilisi ... ile yakından tanışık olduğu ve davacı Şirkete ait taşınmazların satışında komisyon karşılığı aracılık yapan kişi olduğu, ...'nun ise davalı ... ve ailesini öteden beri tanıyıp eskiden beri onlarla hayvan ticareti yapan kişi olduğu, ...'nun ... ve ailesine borcunun olmasından dolayı ...'nun ... ile tanışık olduğundan onun aracılığı ile bu taşınmazlar üzerinden ... ve ailesi ile taşınmazlara karşılık hayvan alım satımı sözleşmesi kurma iradesi ile hareket ettiği, dolayısı ile ... ve ailesi ile davacı Şirketin canlı hayvana karşılık taşınmaz verilmesi hususuna yönelik davacı Şirketin sözlü sözleşme iddiasının ispatlanamadığı gibi davacı tarafın tanık olarak dinlettiği kişilerin dahi beyanında sözleşme ilişkisi içerisinde gerçekte davacı Şirketin bulunmadığı hususunun anlaşıldığı, bu şekilde davacı tarafın davalı ... ile sözleşme iddiasını ispatlayamadığı, davacının tacir olmasından dolayı basiretli davranma yükümlülüğü bulunduğu, akit tablosunda satış bedelinin nakden ve tamamen alındığına yönelik açıklama da nazara alındığında, davacı tarafından devrin iradi şekilde yapıldığının anlaşıldığı, davalı ...'ın taşınmazları tapuda devraldıktan bir gün sonra diğer davalı ...'a devretmesinin tek başına davanın kabulü gerekçesi olamayacağı, davanın reddine karar verilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmadığı gibi karar tarihi itibarı ile harçlandırılan dava değeri üzerinden hükmedilen nispi vekalet ücretinde de bir fazlalık olmadığı gerekçesiyle davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili; istinaf dilekçesindeki itiraz nedenlerini yinelemiş, Bölge Adliye Mahkemesince davacının davalı ... ile sözleşme ilişkisi içerisinde bulunmadığı belirtilerek istinaf isteklerinin reddine karar verilmesinin gerçeklikten uzak olduğunu, basiretli tacirin hile ile kandırılmayacağının kabul edilmesinin hayatın olağan akışına ve hakkaniyete aykırı olduğunu, davacı Şirketin tüm sorumluluğunu yerine getirdiğini belirtip kararın bozulmasını istemiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava, hile hukuki nedenine dayalı tapu iptali ve tescil, mümkün olmazsa tazminat isteğine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun (TBK) 36 ve 39. maddeleri,
4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (TMK) 1023 ve 1024. maddeleri.
3. Değerlendirme
Dosya içeriği ve toplanan delillerden; davacı Şirket'e ait ..... ada .... parseldeki A-5 Blok 33 ve 36 nolu bağımsız bölümlerin vekili ... aracılığıyla davalı ...'e satış yoluyla 320.000,00'er TL bedelle temlik edildiği, işlem yapılırken alıcı ...'ı vekaletname ile dava dışı ...'in temsil ettiği, davalı ...'ın taşınmazı 19.06.2020 tarihinde aynı bedellerle diğer davalı ...'a devrettiği, yapılan keşif sonucu taşınmazların satış ve dava tarihindeki değerlerinin 358.120,00'şer TL olduğu anlaşılmaktadır.
Hile (aldatma), genel olarak bir kimseyi irade beyanında bulunmaya, özellikle sözleşme yapmaya sevk etmek için onda kasten hatalı bir kanı uyandırmak veya esasen var olan hatalı bir kanıyı koruma yahut devamını sağlamak şeklinde tanımlanır. Hatada yanılma, hilede ise yanıltma söz konusudur. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun (TBK) 36/1. maddesinde açıklandığı üzere taraflardan biri diğer tarafın kasıtlı aldatmasıyla sözleşme yapmaya yöneltilmişse yanılma (hata) esaslı olmasa bile aldatılan taraf için sözleşme bağlayıcı sayılamaz. Değinilen koşulların varlığı halinde aldatılan taraf hakkını kullanmak suretiyle hukuki ilişkiyi geçmişe etkili (makable şamil) olarak ortadan kaldırabilir ve verdiği şeyi geri isteyebilir.
Öte yandan, hile her türlü delille ispat edilebileceği gibi iptal hakkının kullanılması hiçbir şekle bağlı değildir. Aldatmanın öğrenildiği tarihten itibaren bir yıllık hak düşürücü süre içerisinde karşı tarafa yöneltilecek bir irade açıklaması, defi yahut dava yoluyla da kullanılabilir.
Somut olayda; tüm dosya kapsamından, özellikle tanıkların ortak beyanlarından dava dışı ... ile ...'nun aracılığıyla davacı Şirket ile davalı ...'in davacı Şirket'e ait davaya konu taşınmazların canlı hayvan karşılığında davalı ...'a devri hususunda anlaştıkları, anlaşmaya göre devirlerin eş zamanlı yapılması gerekirken davalı tarafça hayvan tesliminin hemen yapılacağı kanısı uyandırılarak taşınmazların mülkiyetinin naklinin sağlandığı, ancak hayvanların davacıya teslim edilmediği, böylece davacının iradesinin fesada uğratıldığı anlaşılmaktadır. Kaldı ki Bölge Adliye Mahkemesi gerekçesinin aksine dava dışı Ömür'ün kendi borcuna karşılık davacının taşınmazlarını devretmesinin kabulü de hilenin varlığını göstermektedir. Öte yandan, davalıların yakın arkadaş olmaları, taşınmazların 1 gün arayla devredilmesi, keşfen saptanan değerleri ile satış bedelleri arasındaki fark bulunması, ödemenin ispatlanamaması, tanık beyanları ile birlikte değerlendirildiğinde davalıların el ve işbirliği içerisinde hareket ettikleri, son kayıt maliki davalı ...'un ediniminin iyi niyetli olmadığı, böylelikle TMK'nın 1023. maddesinin koruyuculuğundan yararlanamayacağı sonucuna varılmaktadır.
Hal böyle olunca, davanın kabulüne karar verilmesi, ayrıca yargılama sırasında fer'i müdahil ... lehine taşınmaza tesis edilen ipoteğin kaldırılması için davacı tarafça ayrı bir dava açılarak eldeki dava ile birleştirilebileceğinin gözetilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru değildir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle davacı vekilinin yerinde görülen temyiz itirazlarının kabulü ile;
1. Temyiz olunan, İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının ORTADAN KALDIRILMASINA,
2. İlk Derece Mahkemesi kararının BOZULMASINA,
Peşin alınan harcın istek hâlinde temyiz eden davacıya iadesine,
Dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine, bozma kararının bir örneğinin kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
04.11.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.