Logo

1. Hukuk Dairesi2023/5644 E. 2025/172 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Mirasçılar ile davalılar arasında, tapu iptali ve tesciline konu taşınmazın mülkiyetinin kime ait olduğu hususunda uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Mahkemece, davacı mirasçıların satın alma iddiasının araştırılmaması, hangi gerekçe ile davanın kabulüne hükmedildiğinin belirtilmemesi ve yeterli delil toplanmadan karar verilmesi, adil yargılanma hakkının ihlali olarak değerlendirilerek hüküm bozulmuştur.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2022/591 E., 2023/92 K.

Mahkeme kararının asıl dosya davacıları vekili, birleşen dosya davacısı ... vekili ile davalılar vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı ... ve arkadaşları ile davacı ...; çekişmeli 6 ada 22 parsel sayılı taşınmazın müşterek murisleri ...’tan intikal ettiğini, murisin terekesinin mirasçılar tarafından taksim edilmediğini ileri sürerek ve muvazaa iddiasına dayanarak miras paylarının adlarına tescili istemiyle, davacı ... ise satın alma ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak tapu iptali ve tescil istemiyle ayrı ayrı dava açmışlar, Mahkemece dava dosyaları birleştirilmek suretiyle yargılamaya devam edilmiştir.

II. CEVAP

Davalılar; murisleri ...'ın çekişmeli taşınmazı 19.04.1967 tarihli satış vaadi sözleşmesi ile ... ve ...’dan satın aldığını, taşınmazın hükmen tesciline esas Finike Kadastro Mahkemesinin 1988/2 Esas, 1998/5 Karar sayılı hükmü ile taşınmazın adlarına tescil edildiğini belirterek davanın reddini savunmuşlardır.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

Finike Asliye Hukuk Mahkemesinin 20.11.2015 tarih, 2005/59 Esas, 2015/494 Karar sayılı kararıyla; 1. Asıl davanın kısmen kabulüne, çekişmeli 6 ada 22 parsel sayılı taşınmazın davalılar adına olan tapu kaydının iptali ile 10.11.2006 tarihli fen bilirkişisi raporunda 22-A ile gösterilen 628,00 metrekarelik yer dışında kalan 6.481,27 metrekarelik taşınmazın muris ...'tan intikal eden hisseleri oranında davacılar adına tesciline, davalı ...'a yönelik davanın husumet yokluğundan reddine;

2. Davacı ... tarafından açılan 2006/325 Esas sayılı birleştirilen davanın kısmen kabulüne, çekişmeli 6 ada 22 parsel sayılı taşınmazın davalılar adına olan tapu kaydının iptali ile 10.11.2006 tarihli fen bilirkişisi raporunda 22-A ile gösterilen 628,00 metrekarelik yer dışında kalan 6.481,27 metrekarelik taşınmazın muris ...'tan intikal eden hissesi oranında davacı ... adına tesciline, fazlaya ilişkin talebin reddine;

3. Davacı ... (...) tarafından açılan 2001/279 Esas sayılı birleşen davanın kabulüne, çekişmeli 6 ada 22 parsel sayılı taşınmazın davalılar adına olan tapu kaydının iptali ile 10.11.2006 tarihli fen bilirkişisi raporunda 22-A ile gösterilen 628,00 metrekare yüzölçümlü taşınmazın bilirkişi raporunda gösterildiği şekliyle 628/7109,67 metrekare hissesi oranında davacı ... Kösekaya adına tesciline karar verilmiştir.

IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

1.Mahkemenin yukarıda anılan kararının süresi içerisinde birleştirilen dosya davacısı ... vekili, asıl dosyada davacılar vekili ve davalılar vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesinin 17.06.2021 tarih, 2019/1425 Esas, 2021/5456 Karar sayılı ilamıyla; çekişmeli taşınmazın davacıların murisi Adile ...’dan geldiği, taşınmazın murisin sağlığında kızı ... ile birlikte noterde düzenlenen satış vaadi sözleşmesi ile davalıların murisi ...’a satıldığı ve sözleşme içeriğinden zilyetliğin de devredildiğinin anlaşıldığı, dava konusu taşınmaz tapusuz olduğundan mülkiyetin zilyetliğin devredilmesiyle intikal edeceği ve bu taşınmazlar yönünden muvazaa iddiasının da dinlenemeyeceği belirtilerek davanın reddine karar verilmesi gerekirken kabulünün doğru olmadığı gerekçesiyle kararın bozulmasına hükmedilmiştir.

2. Mahkemece bozma kararına uyularak yapılan yargılama sonucunda yukarıda tarih ve sayısı belirtilen karar ile; çekişmeli taşınmazın davacıların murisi Adile ...’dan geldiği, taşınmazın murisin sağlığında kızı ... ile birlikte noterde düzenlenen satış vaadi sözleşmesi ile davalıların murisi ...’a satıldığı ve sözleşme içeriğinden zilyetliğin de devredildiğinin anlaşıldığı gerekçesiyle asıl dava ve davacı ... tarafından açılan 2006/325 Esas sayılı birleştirilen davanın reddine, davacı ... Kösekaya (Göksu) tarafından açılan 2001/279 Esas sayılı birleştirilen davanın ise kabulü ile çekişmeli 6 ada 22 parsel sayılı taşınmazın davalılar adına olan tapu kaydının iptaline, 10.11.2006 tarihli fen bilirkişisi raporunda 22-A ile gösterilen 628,00 metrekare yüz ölçümlü taşınmazın bilirkişi raporunda gösterildiği şekliyle 628/7109,67 metrekare hissesi oranında davacı ... Kösekaya adına tesciline karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Sebepleri

1.Asıl dosya davacıları vekili temyiz dilekçesinde; davacıların müşterek murisi Adile'nin diğer mirasçıları mahrum bırakacak şekilde anlaşmalı olarak çekişmeli taşınmazı kızı Vesile'ye devrettiği, daha sonra taşınmazın davalılar murisi ...'a devredildiği, ancak Vesile zilyetliğinde kalmaya devam ettiği, muvazaalı bu temlikte zilyetliğin devralan Osman'a asla teslim edilmediğini, taşınmazın tereke malı olduğu ve davacıların payları oranında tapu iptali ve tescile hükmedilmesi gerekirken yazılı şekilde verilen kararın isabetsiz olduğunu belirterek kararın bozulmasını talep etmiştir.

2.Birleştirilen dosya davacısı ... vekili temyiz dilekçesinde; davacı ...'nin kök murisin kızı olan ... mirasçısı olduğunu, kök muris Adile ile davacının annesi Vesile arasında düzenlenen ölünceye kadar bakım akdi ile taşınmazın Vesile'ye bırakıldığı, ardından taşınmazın davalılar murisi ...'a devredildiği, ancak Vesile zilyetliğinde kalmaya devam ettiğini, bu temlikte zilyetliğin devralan Osman'a asla teslim edilmediğini, taşınmaz üzerinde yer alan muhdesatın ve yapıların Vesile tarafından meydana getirildiğini, 40 yılı aşkın süredir zilyetliğin Vesile'de olduğunu, Osman'a yapılan temlikin muvazaalı olduğunu belirterek kararın bozulmasını talep etmiştir.

3.Davalılar vekili temyiz dilekçesinde; bozmaya uyulmasına rağmen gereklerine riayet edilmediğini, birleştirilen 2001/279 Esas sayılı dosya yönünden verilen hükmün usul ve yasaya aykırı olduğunu, Mahkemece bozma kararının birleştirilen dosya davacısı Fatma yönünden bağlayıcı olmadığı gerekçesiyle yazılı şekilde davanın kabulüne karar verilmiş ise de davanın hangi gerekçe ile kabul edildiği gösterilmeden yazılı şekilde hüküm kurulmasının isabetsiz olduğunu, davacının işgal ettiği bölümün adına tescil edilmesinin hukuki bir dayanağının bulunmadığını belirterek kararın bozulmasını talep etmiştir.

B. Değerlendirme ve Gerekçe

1.Kadastro sonucunda Finike ilçesi, İskele Mahallesi çalışma alanında bulunan 6 ada 18 parsel sayılı taşınmazın tespit tarihinden evvel tescil ve el atmanın önlenmesi davasına konu olduğu belirtilerek tutanağın malik hanesi boş bırakılmış, ardından dava dosyası ve kadastro tutanağı Kadastro Mahkemesine aktarılmıştır. Finike Kadastro Mahkemesinin 16.02.2000 tarihinde kesinleşen 1988/2 Esas, 1998/85 Karar sayılı ilamıyla dava konusu taşınmaz satın alma ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle ... mirasçıları ... ve müşterekleri adına hükmen tescil edilmiş, bilahare hükmen ifraz sonucunda 6 ada 22 parsel numarasıyla aynı malikler adına kayden tescil edilmiştir.

2. Asıl dosyada davacılar vekili ile birleştirilen dosya davacısı ... vekilinin temyiz itirazları incelendiğinde; kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı anlaşılmakla temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

3. Davalılar vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesine gelince; adil yargılanma hakkının garantileri arasında yer alan "aleni yargılanma ilkesi" ve "hukuki dinlenilme hakkı", kararların gerekçeli olmasını zorunlu kılar. Bu prensiplerin amacı, yargılama sürecini ve kararın verilişini kamu denetimine açık tutmak suretiyle adaletin yerine getiriliş biçimini görünür kılmak kamu eliyle karar verme sürecini denetleyerek kişinin adil yargılanma hakkını güvence altına almak ve adalete güveni korumaktır. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 297/1-c maddesi uyarınca gerekçenin; "tarafların iddia ve savunmalarının özetini, anlaştıkları ve anlaşamadıkları hususları, çekişmeli vakıalar hakkında toplanan delilleri, delillerin tartışılması ve değerlendirilmesini, sabit görülen vakıalarla bunlardan çıkarılan sonuç ve hukuki sebepleri" göstermesi gerekir. Bir başka anlatımla; gerekçe, hüküm fıkrasında yazılı sonuçlara nasıl varıldığının tereddüde yer bırakmayacak şekilde açıklanmasıdır.

4. Somut olayda; davacı ... Kösekaya (Göksu) tarafından açılan 2001/279 Esas sayılı birleşen davanın kabulüne karar verilmiş ise de kabul kararının gerekçesi hüküm yerinde gösterilmediği gibi, iddia ve savunma çerçevesinde delil toplanmak suretiyle uyuşmazlığın çözümü yoluna da gidilmemiştir. Şöyle ki, davacı taraf çekişmeli taşınmazın bir bölümünü satın aldığı iddiasıyla tapu iptali ve tescilini talep etmiş, davalılar ise murisleri ...'ın çekişmeli taşınmazı 19.04.1967 tarihli satış vaadi sözleşmesi ile Adile ... ve ...’dan satın aldığını, taşınmazın hükmen tesciline esas Finike Kadastro Mahkemesinin 1988/2 Esas, 1998/5 Karar sayılı hükmü ile taşınmazın adlarına tescil edildiğini belirterek davanın reddini savunmuşlardır. Ne var ki davacının satın alma iddiası araştırılmamış, hangi gerekçe ile davanın kabulüne hükmedildiği belirtilmeden karar verilmesi cihetine gidilmiştir.

5. Hal böyle olunca; Mahkemece doğru sonuca ulaşılabilmesi için çekişmeli taşınmazı iyi bilen, davada yararı bulunmayan elverdiğince yaşlı yerel bilirkişiler, taraf tanıkları ile fen bilirkişi ve ziraat mühendisi eşliğinde mahallinde yeniden keşif yapılarak yerel bilirkişiler ve taraf tanıklarından dava konusu taşınmazın hangi kısmının davacı tarafından satın alındığı, satın alındığı belirtilen yerin kaç yılında ve kimden alındığı, taşınmazın iddiaya konu bölümünün öncesinden beri kim tarafından ne şekilde kullanıldığı sorularak somut ve maddi olaylara dayalı beyanları alınmalı, beyanlar arasında çelişki bulunduğu takdirde yüzleştirme yapılmak suretiyle çelişkinin giderilmesine çalışılmalı, çelişkinin giderilmemesi halinde hangi beyana üstünlük tanındığının gerekçesi karar yerinde gösterilmeli; fen bilirkişiden dava konusu taşınmazı ve davacının iddiasına konu bölümü gösteren, keşfi takibe imkan verir, denetime elverişli rapor alınmalı; ziraatçı bilirkişiden taşınmazın zirai faaliyete konu olup olmadığı, zilyetliğin hangi tarihte başladığı ve hangi tasarruflar ile sürdürüldüğü, kullanım sınırlarının oluşup oluşmadığı, dava konusu kısım ile geriye kalan kısım arasında nitelik farkı bulunup bulunmadığı hususunda bilimsel esaslara ve somut verilere dayalı, ayrıntılı ve denetime elverir şekilde rapor istenmeli; bundan sonra elde edilen deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre hüküm kurulmalıdır. Mahkemece belirtilen şekilde inceleme ve araştırma yapılmadan karar verilmiş olması isabetsiz olup davalılar vekilinin temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde bulunduğundan kabulü ile hükmün bozulmasına karar vermek gerekmiştir.

VI. KARAR

1.Açıklanan sebeplerle asıl dosya davacıları vekili ile birleştirilen dosya davacısı ... vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usule, kanuna ve bozmaya uygun olan kararın ONANMASINA,

Aşağıda yazılı 435,50 TL bakiye onama harcının temyiz eden asıl davada davacılardan, 435,50 TL bakiye onama harcının temyiz eden birleştirilen davada davacıdan alınmasına,

2.Davalılar vekilinin temyiz itirazlarının kabulüyle birleştirilen 2001/279 Esas sayılı davaya ilişkin verilen kararın 6100 sayılı Kanun'un geçici 3. maddesi yollaması ile 1086 sayılı HUMK'un 428. maddesi gereğince BOZULMASINA,Peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalılara iadesine, Dosyanın Mahkemesine gönderilmesine,Kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere,22.01.2025 tarihinde oy birliği ile karar verildi.