Logo

1. Hukuk Dairesi2023/5642 E. 2023/7360 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Kadastro çalışmaları sırasında tescil harici bırakılan taşınmazın tapu kaydına dayanılarak tescili istemine ilişkindir.

Gerekçe ve Sonuç: Mahkemenin, bozma kararına uymasına rağmen, bozma kararının gereklerini tam olarak yerine getirmemesi, taşınmazın imar durumu, tapu kaydının revizyonu, kamulaştırma haritası, hava fotoğrafları gibi hususlarda yeterli araştırma yapmaması, delil değerlendirmesinde eksiklik bulunması ve davalılara vekalet ücreti ve yargılama gideri yükletilmesi doğru olmadığı gözetilerek yerel mahkeme kararı bozulmuştur.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2019/6 E., 2020/31 K.

HÜKÜM : Kabul

Taraflar arasında görülen tescil davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesince kararın bozulmasına karar verilmiştir.

Mahkemece bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda davanın kabulüne karar verilmiştir.

Karar davalı Hazine vekili ve davalı ... vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı; Artvin ili, Borçka ilçesi, ... köyü çalışma alanında bulunan, sınırlarını belirtmiş olduğu 1.535,00 m2 miktarlı taşınmazın kadastro çalışmaları sırasında 09.04.1980 tarihli tapu kaydına istinaden adına tespit ve tescil edilmesi gerekirken tescil harici bırakıldığını ileri sürerek taşınmazın adına tesciline karar verilmesini istemiştir.

II. CEVAP

Davalı Hazine vekili; dava konusu taşınmazın fiili durumu itibariyle Hazine arazisi niteliğinde olduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur.

III. MAHKEME KARARI

Borçka Asliye Hukuk Mahkemesinin 30.12.2014 tarihli ve 2013/288 Esas, 2014/510 Karar sayılı kararıyla; davanın kabulüne, fen bilirkişi raporunda (B) harfiyle gösterilen 1.535,89 metrekare yüz ölçümündeki taşınmazın davacı adına tapuya tesciline karar verilmiştir.

IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Bozma Kararı

1. Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı Hazine temsilcisi temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesinin 18.12.2017 tarihli ve 2015/21260 Esas, 2017/9058 Karar sayılı kararıyla; “...Davanın; TMK'nın 713/1 inci, 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 14 üncü ve 17 nci maddelerine dayalı tescil isteğine ilişkin olduğu, tescil davalarının Hazine ile birlikte taşınmazın bulunduğu köy ya da belediye tüzel kişiliği hasım gösterilmek suretiyle açılması, ayrıca taşınmazın sınırında Devlet Karayolu bulunması halinde Karayolları Genel Müdürlüğünün de ilgili kamu tüzel kişisi olarak davaya dahil edilmesi gerektiği; ne var ki, somut olayda davalı olarak yalnızca Hazinenin gösterildiği, taşınmazın bulunduğu ... Köyü Tüzel Kişiliği ile taşınmazın sınırında Hopa-Borçka Devlet Karayolu bulunduğu halde Karayolları Genel Müdürlüğünün davaya dahil edilmediği, davanın niteliği gereği yapılması zorunlu olan ilanların yapılmadığı, taraf teşkili sağlanmadan işin esasına girilemeyeceği, bu nedenle öncelikle ... Köyü Tüzel Kişiliği ile Karayolları Genel Müdürlüğüne husumet yaygınlaştırılıp dava dilekçesi ve duruşma gününün yöntemine uygun şekilde tebliğ edilerek taraf teşkilinin sağlanması, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 713/4 üncü maddesi gereğince yasal ilanlar yaptırılarak itiraz sürelerinin beklenmesi, bundan sonra iddia ve savunma çerçevesinde inceleme ve araştırma yapılarak sonuca göre bir karar verilmesi gerektiği ” belirtilerek karar bozulmuştur.

B. Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar

Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; dava konusu taşınmazın kadastro çalışmalarından önce davacı adına kayıtlı olduğu, taşınmazın Borçka-Hopa Karayolu ile Chala Deresi arasında bulunması ve kadastro tespiti sırasında üzerinde kum, çakıl bulunması nedeniyle işlem görmediği, davacının Kadastro Kanunu'nun 13 üncü maddesine göre taşınmazın adına tescilini isteme hakkı bulunduğu, taşınmaz üzerine kum ve çakıl dökülmesinin davacının mülkiyet hakkını ortadan kaldırmayacağı gerekçesiyle davanın kabulü ile 20.06.2014 tarihli fen bilirkişisi raporuna ekli krokide (B) harfi ile gösterilen 1.535,89 m2'lik alanın bulunduğu adada son parsel numarası verilmek suretiyle davacı adına tesciline karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı Hazine vekili ve dahili davalı ... vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

1. Davalı Hazine vekili temyiz dilekçesinde özetle; kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, eksik inceleme ile hüküm kurulduğunu, davanın reddine karar verilmesi gerektiğini, ayrıca Kadastro Kanunu'nun 36/A hükmü gereğince Hazine aleyhine yargılama giderleri ve vekalet ücretine hükmedilemeyeceğini belirterek kararın bozulmasını istemiştir.

2. Davalı ... vekili temyiz dilekçesinde özetle; kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, Kadastro Kanunu'nun 36/A maddesi gereği davalı Kurum aleyhine yargılama giderleri ve vekalet ücretine hükmedilemeyeceğini, dava konusu taşınmazın bulunduğu yere ait yol kamulaştırma planının mahalline uygulanmadığını, dolayısıyla yol kamulaştırma sahasına herhangi bir tecavüz olup olmadığının belirlenmediğini belirterek kararın bozulmasını istemiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Dava, kadastro tespiti sırasında tespit harici bırakılan taşınmazın tescili istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun (TMK) 713 üncü maddesinin birinci ve altıncı fıkraları, 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 14 üncü ve 17 nci maddeleri.

3. Değerlendirme

1. Dosya içeriği ve toplanan delillerden; davacı ... tarafından, ...köyü çalışma alanında bulunan ve kadastro sırasında tescil harici bırakılan taşınmaz bölümü hakkında tapu kaydına dayanarak tescil istemiyle dava açılmıştır.

Mahkemece bozma ilâmına uyularak yapılan yargılama sonucunda, dava konusu taşınmazın kadastro çalışmalarından önce davacı adına kayıtlı olduğu, taşınmazın Borçka-Hopa Karayolu ile Chala Deresi arasında bulunması ve kadastro tespiti sırasında üzerinde kum, çakıl bulunması nedeniyle işlem görmediği, davacının Kadastro Kanunu'nun 13. üncü maddesine göre taşınmazın adına tescilini isteme hakkı bulunduğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmişse de, bozma ilamına uyulduğu halde bozma ilamının gerekleri tam olarak yerine getirilmediği gibi yapılan araştırma ve inceleme de hüküm kurmak için yeterli bulunmamaktadır.

Somut olayda; çekişmeli taşınmaz bölümünün tescil harici bırakılma tarihi ve nedeni ile imar planı kapsamında kalıp kalmadığı, davacının dayandığı ... köyü, cilt:21, sayfa 70, 2 sıra nolu tapu kaydının kadastro çalışmaları sırasında revizyon görüp görmediği araştırılmamış, taşınmazın Hopa-Borçka Devlet Karayolu sınırında bulunması nedeniyle kamulaştırma haritası denetime elverişli şekilde uygulanmamış, uyuşmazlığın çözümünde hava fotoğraflarından yararlanılmamış, yine taşınmaz sınırında dere bulunması nedeniyle jeoloji mühendisi tarafından düzenlenen raporun hüküm tesisi için yeterli olmadığı anlaşılmıştır.

Hâl böyle olunca doğru sonuca varılabilmesi için, Mahkemece, öncelikle çekişmeli taşınmazın imar planı kapsamında kalıp kalmadığı ilgili belediyelerden sorularak belirlenmeli, imar planı kapsamında kaldığının anlaşılması halinde imar planının onaylı bir örneği dosyaya getirtilmeli, davacının dayandığı ... köyü, cilt:21, sayfa 70, 2 sıra nolu tapu kaydının tesisinden itibaren tüm gitti kayıtları ile başka taşınmazlara revizyon görüp görmediği Tapu Müdürlüğünden sorularak revizyon görmüş ise revizyon gördüğü taşınmazların kadastro tespit tutanakları Kadastro Müdürlüğünden, çekişmeli taşınmaza komşu tüm parsellerin kadastro tespit tutanakları ve varsa dayanakları, hükmen ya da ihdasen oluşan tapu kayıtları bulunmakta ise oluşumlarına ilişkin ilam, belge ve haritalar, başka davanın konusu olanlar bulunmakta ise ilgili dava dosyaları ile getirtilmeli, Harita Genel Müdürlüğü web sitesinin hava fotoğrafı sorgulama sayfasına girilerek taşınmazın bulunduğu köyü/mahalleyi kapsayacak şekilde hangi yıllara ait hava fotoğrafı bulunduğu araştırılıp belirlenmek ve (denetimin sağlanması bakımından) ilgili sayfanın çıktısı dosya içerisine konulmak suretiyle buradan elde edilen verilere göre dava tarihi olan 2013 yılından 15-20-25 yıl öncesine (bulunmadığı takdirde bu tarihlere en yakın tarihlere) ait farklı dönemlerde çekilmiş en az üç adet stereoskopik hava fotoğrafı tarihleri açıkça yazılmak suretiyle Harita Genel Müdürlüğünden getirtilerek dosya arasına konulmalı, aynı tarihler arasında düzenlenen fotoplan, fotometrik ve fotogrametrik paftalar, uydu fotoğrafları ile memleket haritaları ilgili kurumlardan celp edilmeli, dosya bu şekilde keşfe hazır hale getirildikten sonra mahallinde yaşlı, tarafsız, yöreyi iyi bilen, davada yararı bulunmayan şahıslar arasından seçilecek yerel bilirkişiler, tespit bilirkişileri ve taraf tanıkları ile jeodezi ve fotogrametri mühendisi bilirkişi, üç kişilik kadastrocu/fen bilirkişi kurulu, ziraat mühendisi ve jeoloji mühendisi bilirkişisi katılımıyla yeniden keşif yapılmalı ve keşif sırasında tapu kayıtlarının haritası uzman teknik bilirkişi eliyle zemine uygulanarak kapsamı yöntemine uygun biçimde belirlenmeli, tapu kayıt uygulamasında varsa kaydın revizyon gördüğü parseller de dikkate alınmalı, fen bilirkişisinden kamulaştırma haritası ve kadastro paftasını çakıştırır ve keşfi denetime elverişli rapor düzenlemesi istenilmeli; jeodezi ve fotogrametri mühendisi vasıtasıyla hava fotoğrafları ve en eski uydu fotoğrafları üzerinde uygulama yaptırılarak taşınmaz üzerinde imar-ihya işlemlerine başlandığı ve tamamlandığı tarih ile tarımsal amaçlı zilyetliğin başlangıç tarihi ayrı ayrı net olarak ortaya konulmalı; jeolog bilirkişiden taşınmazın önceki ve halihazırdaki niteliğinin ne olduğu, özellikle dava konusu taşınmazın dere yatağında kalıp kalmadığı, dere yatağından kazanılıp kazanılmadığı, derenin etkisi altında kalıp kalmadığı, derenin taşkın riski taşıyıp taşımadığı, taşınmazın jeolojik yönden zilyetlikle mülk edinilmeye uygun yerlerden olup olmadığı hususlarında ayrıntılı ve gerekçeli rapor alınmalı; taşınmazın geçmişte ne durumda bulunduğu, kime ait olduğu, kimden kime nasıl intikal ettiği, kim tarafından ne zamandan beri ve hangi hakka istinaden kullanıldığı, taşınmazın Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan yerlerden olup olmadığı, böyle yerlerden olması halinde imar-ihyaya konu edilip edilmediği, imar-ihyaya konu edilmiş ise ihyanın hangi tarihte başlayıp ne zaman tamamlandığı yerel bilirkişi ve tanıklardan etraflıca sorulup maddi olaylara dayalı olarak açıklattırılmalı, komşu parsellerin dayanak kayıtlarının çekişmeli taşınmaz yönünü ne şekilde okuduğu belirlenmeli ve bundan sonra tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmelidir.

Mahkemece, yukarıda değinilen hususlar göz ardı edilerek eksik araştırma ve incelemeyle hüküm kurulması isabetsizdir.

Kabule göre de; davada yasal hasım konumunda bulunan davalılara vekalet ücreti ve yargılama gideri yükletilmesi doğru değildir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Davalılar Hazine vekili ve ... vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA,

Temyiz eden davalılar harçtan muaf bulunduğundan bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,

Dosyanın Mahkemesine gönderilmesine,

1086 sayılı HMK'un 440/III-1 inci maddesi uyarınca karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere,

12.12.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.