Logo

1. Hukuk Dairesi2023/5659 E. 2024/6745 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Kadastro öncesi hukuki sebebe dayanarak tapu iptali ve tescil ile mümkün değilse alacak talebi ve buna karşı el atmanın önlenmesi ile ecrimisil isteminden kaynaklı uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Kadastro tespitinin kesinleşme tarihinden itibaren 10 yıllık hak düşürücü sürenin geçmiş olması ve kadastrodan sonraki zilyetliğin Türk Medeni Kanunu'nun 713/2. maddesindeki koşulları taşımaması gözetilerek, yerel mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2022/1012 E., 2023/819 K.

HÜKÜM/KARAR : Asıl ve Karşı Dava Kabul/Esastan Ret

İLK DERECE MAHKEMESİ : Gediz 1. Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2020/163 E., 2021/634 K.

Taraflar arasındaki asıl, kadastro öncesi hukuki nedene dayalı tapu iptal ve tescil mümkün değilse alacak ile karşı, el atmanın önlenmesi ve ecrimisil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, İlk Derece Mahkemesince asıl ve karşı davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davacı - karşı davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı - karşı davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı - karşı davalı vekili dava dilekçesinde özetle; Kütahya ili ... ilçesi ... köyünde bulunan 418 parsel sayılı taşınmazı davacının satın aldığını, bu taşınmazla birlikte satın aldığı ve kiraz ağaçları da dikmek suretiyle 1975 yılından beri kendi zilyetliğinde olan kısmın kadastro çalışmaları sonucu ..... köyü 329 parsel numarasıyla davalı adına tescil edilen taşınmaz içerisinde kaldığını ileri sürerek dava konusu ... köyü 329 parsel sayılı davalı adına tapu kaydının iptali ile davacı adına tescilini, bu mümkün değilse taşınmazın ve taşınmazda bulunan ağaçların fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere 1.000,00 TL'lik bedelinin davacıya ödenmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı - karşı davacı cevap ve karşı dava dilekçesinde; dava konusu taşınmazlara ilişkin kadastro tespitinin 1988 yılında kesinleştiğini bu nedenle 10 yıllık hak düşürücü sürenin geçtiğini, davalının 86 yaşında olması nedeniyle taşınmazdaki ağaçlara müdahale edebilecek durumda olmadığı gibi, davacının dava konusu taşınmazın davalıya ait olduğunu bilerek taşınmaza ağaç diktiğini, bu nedenle davacının kötü niyetli olduğunu belirterek tapu iptali ve tescil talebinin reddini, ağaçların kaldırılmasını, bu mümkün değilse asgari levazım bedelini kabul ettiklerini; davacının davalıya ait taşınmazı yıllardır davalıya ait olduğunu bilerek ve davalının rızası dışında kötü niyetle kullandığını ileri sürerek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere 1.000,00 ecrimisil bedeli ve taşınmaza müdahalenin men'ini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; davacı - karşı davalı tarafın dava dilekçesinde taşınmazın edimine ve kullanımına ilişkin farklı beyanlarda bulunduğu, öncelikle davacının 418 parselle birlikte dava konusu taşınmazı satın aldığından bu yana 30 yıla yakın kullandığını beyan ettiği, sonrasında ise 418 parseli 1975 yılından beri kendi zilyetliğinde olduğunu beyan ettiği ancak tapu kayıtlarının incelenmesinde davacı - karşı davalının 418 parsel sayılı taşınmazı 26.12.1996 tarihinde satın aldığının anlaşıldığı, 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 12/3. maddesinde, kesinleştiği tarihten itibaren on yıl geçtikten sonra, kadastrodan önceki hukuki sebeplere dayanarak dava açılamayacağının düzenlendiği, dava konusu 329 parsel sayılı taşınmaza ilişkin kadastro tutanağının 26.12.1978 tarihinde kesinleştiği gerekçesiyle davacı-karşı davalının tapu iptali ve tescil isteminin reddine; davacı - karşı davalının, tapu iptali ve tescil talebinin kabul görmemesi halinde taşınmaza diktiği ağaçların bedeline ilişkin talebi yönünden yapılan değerlendirmede davacı - karşı davalının kendisine ait olmayan taşınmaz üzerine ağaç diktiği için iyi niyetli olmadığı, bu halde sadece TMK'nın 723. maddesi gereğince asgari levazım bedelini davalıdan talep edebileceği, ziraat bilirkişinin 05.11.2021 tarihli ek raporunda dava konusu taşınmaz üzerinde yer alan 27 yaşında 40 adet vişne ve 27 yaşında 40 adet kiraz ağacının bedelinin 1.600,00 TL olarak hesaplandığı, davacı - karşı davalının talebi ile bağlı kalınarak taşınmazda bulunan ağaçların bedeli olarak 1.000,00 TL'nin davalı - karşı davacıdan alınarak davacı - karşı davalıya verilmesine; davalı - karşı davacının el atmanın önlenmesi ve ecrimisil talebi yönünden değerlendirmede mahalli bilirkişi ve tanık beyanlarıyla davacı - karşı davalının kendisine ait olmayan dava konusu taşınmaz üzerine ağaç dikmek suretiyle el attığının anlaşıldığı gerekçesiyle el atmanın önlenmesi talebinin kabulüne ve 17.427,94 TL ecrimisil bedelinin dönem sonlarından itibaren kademeli olarak yasal faiziyle birlikte davacı - karşı davalıdan alınarak davalı - karşı davacıya verilmesine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı - karşı davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davacı - karşı davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle, dava konusu taşınmazın 1975 yılından bu yana davacı - karşı davalı tarafından kullanıldığını, mahalli bilirkişi ve tanık beyanlarıyla taşınmazın davacı tarafından kullanıldığının anlaşıldığını, dava konusu 329 parsel sayılı taşınmazdan geçen dere hattının sınır olduğunu, taşınmazın ve üzerindeki ağaçların davacıya ait olduğunu bu nedenle ecrimisile hükmedilmesinin hatalı olduğunu, davacı lehine hükmedilen ağaç bedelinin oldukça düşük olduğunu ileri sürerek İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; çekişmeli taşınmazın kadastro tespitinin 1978 yılında kesinleştiği ve 10 yıllık hak düşürücü sürenin dolduğu, kadastrodan sonraki zilyetlik bakımından ise TMK'nın 713/2. maddesindeki koşulların oluşmadığı, alınan bilirkişi raporundaki muhdesat bedellerinin de dosya kapsamında uygun düştüğü, çapa dayalı olarak açılan karşı davanın da kabulünde usûl ve yasaya aykırı bir durum bulunmadığı anlaşıldığından asıl davanın kısmen kabul ve reddi ile karşı davanın kabulüne dair Mahkeme kararında usul ve esas yönünden yasaya aykırı bir husus bulunmadığı gerekçesiyle davacı - karşı davalı vekilinin istinaf talebinin esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı - karşı davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı - karşı davalı vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesindeki beyanlarını tekrar ederek ve kadastro çalışmalarının usulüne uygun yapılmadığını ileri sürerek Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Asıl dava, kadastro öncesi hukuki nedene dayalı tapu iptal ve tescil, mümkün değilse alacak; karşı dava ise el atmanın önlenmesi ve ecrimisil istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

Kadastro Kanunu'nun 12/3 ve 14. maddeleri,

Türk Medeni Kanunu'nun 713. maddesi.

3. Değerlendirme

1.Kadastro sonucu, Kütahya ili .... ilçesi .... köyü çalışma alanında bulunan 329 parsel sayılı 13.350 metrekare yüz ölçümündeki taşınmaz, irsen intikal, taksim ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle dava dışı ... ve ... adına tespit ve itiraz edilmeden 26.12.1978 tarihinde tescil edilmiştir. Davalı - karşı davacı ..., dava konusu 329 parsel sayılı taşınmazı 09.06.2003 tarihinde satın almıştır. Davacı - karşı davalı ..., çekişmeli taşınmazın bir kısmının kendisine ait 26.12.1996 tarihinde satın aldığı ..... Köyü 418 parsel sayılı taşınmaza dahil olduğunu ileri sürerek tapu kaydının iptali ve adına tescili, mümkün değilse alacak istemiyle dava açmıştır. Davalı ise karşı davasında elatmanın önlenmesini ve ecrimisil talep etmiştir.

Davacı - karşı davalı vekilinin ağaç bedeli ve ecrimisille ilgili temyiz itirazları yönünden incelemede;

2. Miktar veya değeri kesinlik sınırını geçmeyen davalara ilişkin nihai kararlar, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 362. maddesi uyarınca temyiz edilemez. Temyize konu edilen miktarın kesinlik sınırının altında kalması hâlinde anılan Kanun’un 366. maddesi atfıyla aynı Kanun’un 352. maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi uyarınca temyiz dilekçesinin reddine karar vermek gerekir.

3. Dosya içeriğine göre davacı - karşı davalının ağaç bedeline ilişkin talebinin 1.000,00 TL, davalı - karşı davacının ecrimisil talebinin ise 17.427,94 TL olarak hüküm altına alındığı anlaşılmakla anılan tutarlar Bölge Adliye Mahkemesinin karar tarihi itibari ile kesinlik sınırı olan 238.730,00 TL’nin altında kalmaktadır. Davacı - karşı davalı vekilinin bu yöne ilişkin temyiz itirazının reddine karar verilmek gerekmiştir.

Davacı - karşı davalı vekilinin tapu kaydının iptali ve tescil talebi ile elatmanın önlenmesine ilişkin temyiz talebinin incelenmesinde;

4. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

5. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı - karşı davalı vekilinin temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Davacı - karşı davalı vekilinin ağaç bedeli ve ecrimisille ilgili temyiz dilekçesinin değerden REDDİNE,

Davacı - karşı davalı vekilinin tapu iptali ve tescil ile elatmanın önlenmesine ilişkin temyiz itirazlarının reddiyle Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370. maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı 157,75 TL bakiye onama harcının temyiz eden davacı-karşı davalıdan alınmasına,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

10.12.2024 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.