Logo

1. Hukuk Dairesi2023/5683 E. 2023/7041 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Kadastro çalışmaları sonucu Hazine adına tespit ve tescil edilen taşınmazın nizalı bölümünün davacıya ait olduğu iddiasıyla açılan tapu iptali ve tescil davasında, taşınmazın mera vasfında olup olmadığı ve davacının zilyetliğinin kazanım koşullarının oluşup oluşmadığı hususunda uyuşmazlık bulunmaktadır.

Gerekçe ve Sonuç: Mahkemenin, taşınmazın mera vasfında olup olmadığı ve davacının zilyetliğinin kazanım koşulları hususunda yeterli araştırma ve inceleme yapmadan hüküm kurması, ayrıca taşınmazın nizalı bölümünün tapu kaydını iptal etmeden davacı adına tesciline karar vermesi isabetsiz görülerek hüküm bozulmuştur.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

İNCELENEN KARARIN

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2017/206 E., 2021/140 K.

Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davalı ... vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine hüküm, Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesinin 22.05.2017 tarihli, 2017/2532 Esas, 2017/3451 Karar sayılı kararı ile bozulmuştur.

Mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda davanın kabulüne karar verilmiş; kararın davalı ... vekili ile dahili davalı ... vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı ... vekili dava dilekçesinde; dava konusu 227 ada 90 parsel sayılı taşınmazın nizalı bölümü müvekkiline ait olmasına rağmen kadastro çalışmaları sonucunda dava konusu taşınmazın tamamının Hazine adına tespit ve tescil edildiğini, nizalı taşınmaz bölümü 50 yıldan fazladır müvekkilinin kullanımında olup üzerinde evi ve ağaçlarının bulunduğunu ileri sürerek dava konusu taşınmazın nizalı bölümünün tapu kaydının iptali ile müvekkili adına tesciline karar verilmesini istemiştir.

II. CEVAP

1. Davalı ... vekili cevap dilekçesinde; dava konusu taşınmazın Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan yerlerden olduğunu, bu nedenle zilyetlikle iktisap edilemeyeceğini ileri sürerek davanın reddine karar verilmesini istemiştir.

2. Bozma sonrası davaya dahil edilen ... vekili tarafından davaya cevap verilmemiş; davalı vekili duruşmalardaki beyanlarında davanın reddine karar verilmesini istemiştir.

3. Bozma sonrası davaya dahil edilen ... vekili cevap dilekçesinde; eldeki davada sorumluluğun ilçe belediyesine ait olduğunu ileri sürerek davanın husumet yokluğu nedeniyle reddine karar verilmesini istemiştir.

III. MAHKEME KARARI

Mahkemenin 05.11.2012 tarihli, 2012/413 Esas, 2012/942 Karar sayılı kararıyla; dosya kapsamına göre, dava konusu taşınmazın teknik bilirkişi raporunda (A) harfi ile gösterilen nizalı bölümünün 1950’li yıllardan beri davacının kullanımında olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne, dava konusu 227 ada 90 parsel sayılı taşınmazın tapu kaydının iptali ile 10.10.2010 tarihli teknik bilirkişi raporunda (A) harfi ile gösterilen 9.181,75 metrekarelik bölümün davacı adına arsa vasfıyla tesciline karar verilmiştir.

IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Bozma Kararı

1. Mahkeme kararına karşı süresi içerisinde davalı ... vekili tarafından temyiz başvurusunda bulunulmuştur.

2. Karar, Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesinin 22.05.2017 tarihli, 2017/2532 Esas, 2017/3451 Karar sayılı kararıyla; dava konusu taşınmazın kadastro tespiti sırasında mera niteliği ile orta malı olarak sınırlandırılarak özel siciline kaydedildiği, mera vasfıyla sınırlandırılan taşınmazlarda husumetin Hazine'nin yanında ilgili Köy ya da Belediye Tüzel Kişiliğine yöneltilmesinin zorunlu olduğu, ne var ki, davacının dava dilekçesinde sadece Hazine'ye husumet yönelterek eldeki davayı açtığı, yargılama sırasında da husumet yaygınlaştırılarak taraf teşkilinin sağlanmadığı, taraf koşulu dava şartı olup bu şart sağlanmadan işin esasına girilmesinin mümkün bulunmadığı, hal böyle olunca, Mahkemece hüküm tarihinden sonra yürürlüğe giren 6360 sayılı Yasa'nın 1 inci maddesi uyarınca, dava konusu taşınmazın bulunduğu ... ile ... davaya dahil edilerek taraf teşkilinin sağlanması, bu yolla taraf koşulu sağlandıktan sonra iddia ve savunma çerçevesinde toplanan tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre karar verilmesi gereğine değinilmek suretiyle sair yönler incelenmeksizin bozulmuştur.

B. Mahkemece Bozma Kararına Uyularak Verilen Temyize Konu Karar

Mahkemenin 20.04.2021 tarihli, 2017/206 Esas, 2021/140 Karar sayılı kararıyla; dava konusu taşınmazın teknik bilirkişi raporunda (A) harfi ile gösterilen nizalı bölümünün evveli itibariyle davacının babasına ait olduğu, bilahare sağlığında davacıya hibe ettiği, davacının taşınmazda eklemeli şekilde 45-50 yıldır zilyetliğinin bulunduğu, taşınmazın mera, yaylak, kışlak gibi kamu orta malı niteliğinin bulunmadığı, taşınmazda 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 14 ve 46/1 inci maddelerinde öngörülen koşulların davacı lehine oluştuğunun anlaşıldığı gerekçesiyle davanın kabulüne, dava konusu 227 ada 90 parsel sayılı taşınmazın 11.01.2021 tarihli teknik bilirkişi raporu ve krokisinde (A) harfiyle gösterilen 9.181,75 metrekarelik bölümünün ifrazı ve yeni parsel numarası alarak davacı adına "arsa" vasfı ile tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Mahkeme kararına karşı süresi içerisinde davalı ... vekili ile dahili davalı ... vekili tarafından temyiz başvurusunda bulunulmuştur.

B. Temyiz Nedenleri

1. Davalı ... vekili temyiz dilekçesinde; taşınmaz Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan yerlerden olduğundan zilyetlikle iktisap edilemeyeceğini ileri sürerek kararın bozulmasını istemiştir.

2. Dahili davalı ... vekili temyiz dilekçesinde; Mahkemece hükme esas alınan teknik bilirkişi raporunun infaza elverişli olmadığını, taşınmaz Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan yerlerden olduğundan zilyetlikle iktisap edilemeyeceğini ileri sürerek kararın bozulmasını istemiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Dava; kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 14, 16 ve 46 ncı maddeleri; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 297/2 nci maddesi

3. Değerlendirme

1. Kadastro sonucunda Kahramanmaraş ili, Elbistan ilçesi, Bakış-Güneşli Köyü çalışma alanında bulunan 227 ada 90 parsel sayılı 139.800,00 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz, mera vasfıyla sınırlandırılarak özel siciline yazılmıştır.

2. Mahkemece, dava konusu taşınmazın nizalı bölümünün mera vasfında olmadığı, taşınmazda 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 14 ve 46/1 inci maddelerinde öngörülen koşulların davacı lehine oluştuğu kabul edilmek suretiyle yazılı olduğu şekilde hüküm kurulmuş ise de yapılan araştırma, inceleme ve uygulama hüküm kurmak için yeterli bulunmamaktadır. Dava konusu 227 ada 90 parsel sayılı taşınmaza ait kadastro tespit tutanağının edinme sebebi incelendiğinde; taşınmazın “Toprak Tevzi Komisyonunca yapılan çalışma sırasında 30-L nolu paftada mera olarak sınırlandırıldığının” belirtildiği, yine taşınmazın sınırında bulunan bir kısım taşınmazların Toprak Tevzi Komisyonunun çalışması sonucu oluşan tapu kaydı uyarınca tespit ve tescil edildiği anlaşıldığı halde bu çalışmayla ilgili kayıt ve belgeler getirtilerek dava konusu taşınmazın durumu incelenmemiştir.

Bilindiği üzere tahsisli meralar yetkili merciler tarafından kamunun yararlanmasına ayrılmak suretiyle ve tahsis yoluyla oluşturulduğu halde, kadim meralar başlangıcı bilinmeyen bir zamandan beri geleneksel olarak o yer halkının yararlanması suretiyle kamu malı niteliğini kazanır. Bir yerin yetkili bir mercii tarafından mera olarak tahsis edilmesi, evveliyatı itibarıyla o yerin mutlak surette mera olarak kabulüne yeterli olmadığı gibi zilyetlikle iktisap iddiasının dinlenmesine de engel değildir. Yetkili mercii tarafından bir yerin mera olarak tahsisinin yapılmış olması durumunda gerçek kişinin o yerdeki zilyetliği sona ereceğinden mera olarak tahsisin yapıldığı tarih itibarıyla kazandırıcı zamanaşımı yoluyla mülk edinme koşullarının saptanması gerekir. Taşınmazın tahsis yoluyla değil de kadim mera olduğunun anlaşılması halinde ise hiçbir şekilde zamanaşımı yoluyla iktisabı mümkün değildir.

O halde; Mahkemece doğru sonuca varılabilmesi için dava konusu taşınmaz ile çevresini kapsamına alan tevzi paftası, belirtmelik tutanakları ve tablendikatif tablosu ilgili mercilerden getirtilip dosya arasına alınmalı, toprak tevzi çalışmalarının yapıldığı tarihten 15-20-25 yıl öncesine ait stereoskopik hava fotoğraflarının en az üç tanesi tarihleri açıkça yazılmak suretiyle Harita Genel Müdürlüğünden getirilerek dosya arasına konulmalı, dosya bu şekilde ikmal edildikten sonra mahallinde yaşlı, tarafsız, yöreyi iyi bilen, davada yararı bulunmayan, taşınmazın bulunduğu köyde ve komşu köylerde yaşayan kişiler arasından seçilecek yerel bilirkişiler, taraf tanıkları, hayatta olmaları halinde toprak tevzi komisyonu çalışmalarında görev yapan yerel bilirkişiler, 3 kişilik ziraat mühendisinden oluşacak bilirkişi kurulu, jeodezi ve fotogrametri mühendisi bilirkişi ve teknik bilirkişinin katılımıyla yeniden keşif yapılmalıdır.

Yapılacak keşifte, teknik bilirkişi aracılığıyla toprak tevzi paftası ile kadastro paftasının ölçekleri eşitlenerek sabit sınırlar esas alınmak sureti ile çakıştırılıp zemine uygulanmalı, dava konusu taşınmazın nizalı bölümünün toprak tevzinin hangi parseli içerisinde kaldığı kesin olarak belirlenmeli, taşınmazın tevzi paftasında mera parseli kapsamında kaldığının anlaşılması halinde ise taşınmazın öncesinin geleneksel biçimde kullanılan kadim mera vasfında olup olmadığı, taşınmazın nizalı bölümü ile geriye kalan bölümü arasında ayırıcı nitelikte yapay ya da doğal bir unsur bulunup bulunmadığı araştırılmalı; yerel bilirkişi ve tanıklardan taşınmazın nizalı bölümü ile geriye kalan bölümünün ayrı ayrı geçmişte ne durumda bulunduğu, kime ait olduğu, kimden nasıl intikal ettiği, kim tarafından ne zamandan beri ve ne suretle kullanıldığı, öncesinin mera vasfında olup olmadığı, zaman içinde sınırlarında genişleme olup olmadığı, tevzi çalışmalarının yapıldığı tarihe kadar ve halen mera olarak kullanılıp kullanılmadığı hususlarında somut olaylara dayalı ayrıntılı bilgi alınmalı, yerel bilirkişi ve tanık sözleri komşu parsel tutanakları ve dayanakları ile denetlenmeli, dinlenen yerel bilirkişi ve tanık beyanlarının çelişmesi halinde gerektiğinde yüzleştirme yapılmak suretiyle çelişki giderilmeye çalışılmalı; teknik bilirkişiye toprak tevzi haritası ölçeği ile kadastro paftası ölçeği eşitlenerek çakıştırma yapılmak suretiyle taşınmazın tevzi haritasındaki konumunu gösteren, keşif ve uygulamayı denetlemeye elverişli, ayrıntılı ve taşınmazın nizalı bölümü ile geriye kalan bölümünün konumlarını yan kesit krokisi ile gösterip açıklayan rapor ve harita düzenlettirilmeli; ziraat mühendisi bilirkişi kurulundan taşınmazın öncesinin ne olduğunu, mera ya da meradan açılan yerlerden olup olmadığını, zilyetliğin başlangıç ve sürdürülüş şekli ile taşınmazın tarımsal niteliğini bildirir, komşu parsellerle (özellikle taşınmazın nizalı bölümü ile geriye kalan bölümü yönüyle) karşılaştırmalı olarak toprak yapısı, eğimi, bitki deseni ve diğer yönlerden nasıl ayrıldığını açıklar nitelikte, taşınmazın değişik yönlerden çekilmiş fotoğrafları ile desteklenmiş ayrıntılı rapor alınmalı; jeodezi ve fotogrametri mühendisi bilirkişiye dosya arasında bulunan stereoskopik hava fotoğrafları üzerinde stereoskop aletiyle inceleme yaptırılarak taşınmazın hava fotoğrafları üzerinde gösterilmesi istenilmeli, taşınmazın önceki ve şimdiki niteliğinin ne olduğunu ve arazinin ekonomik amacına uygun olarak tarım arazisi niteliğiyle zilyetliğine ne zaman başlanıldığını belirten ayrıntılı rapor düzenlettirilmeli; taşınmazın kadim mera olduğunun tespit edilmesi halinde davacının zilyetliğine itibar edilemeyeceğinden davanın reddine karar verilmesi gerektiği düşünülmeli, kadim mera olmadığının anlaşılması halinde ise mera olduğunun belirlendiği tarihe kadar 20 yılı aşan kazandırıcı zamanaşımı yoluyla mülk edinme koşullarının gerçekleşip gerçekleşmediği değerlendirilerek sonucuna göre karar verilmelidir. Mahkemece, değinilen yönler göz ardı edilerek eksik araştırma ve incelemeyle yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsiz olduğu gibi, kabule göre de Mahkemece taşınmazın nizalı bölümünün tapu kaydı iptal edilmeksizin davacı adına tesciline karar verilmiş olması da isabetsiz olup hükmün açıklanan nedenlerle bozulmasına karar vermek gerekmiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Davalı ... vekili ile dahili davalı ... vekilinin yerinde görülen temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün 6100 sayılı Kanun'un geçici 3 üncü maddesi yollaması ile 1086 sayılı HUMK'un 428 inci maddesi gereğince BOZULMASINA,

Peşin yatırılan temyiz harcın talep halinde temyiz eden dahili davalı ... Başkanlığına iadesine,

Dosyanın Mahkemesine gönderilmesine,

1086 sayılı HUMK'un 440/III-1 inci maddesi uyarınca karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere,

30.11.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.