"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2022/296 E., 2023/224 K.
HÜKÜM : Asıl davanın reddine - birleştirilen davanın kabulüne
Taraflar arasında birleştirilerek görülen asıl dava kamulaştırmasız el atma isteğine dayalı tazminat, birleştirilen dava Vakıflar Kanunu'nun 17 inci maddesi uyarınca gaiplik, tespit ve tazminat isteği davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda Dairece kararın bozulmasına karar verilmiştir.
Mahkemece bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda asıl davanın reddine, birleştirilen davanın kabulüne karar verilmiştir.
Karar asıl davada davacı kayyım vekili ve birleştirilen davada davalı ... vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Asıl davada davacı Kayyım vekili; 353 ada 12 parsel sayılı taşınmaz maliklerinin kim ve nerede olduğunun bilinememesi nedeniyle İstanbul 1. Sulh Hakimliğinin 02.05.1990 tarih ve 1990/160-157 sayılı kararı ile 3561 sayılı Yasa gereği İstanbul Defterdarlığının kayyım tayin edildiğini, davalı idarenin dava konusu taşınmaza hiçbir hukuki sebebe dayanmaksızın el attığını ve taşınmazın satışa esas değerinin kayyım komisyonunca 117.000,00 TL olarak tespit edildiğini ileri sürerek kamulaştırmasız el koyma nedeniyle 117.000,00 TL tazminatın davalı Belediyeden kamulaştırmasız el atma tarihinden itibaren yasal faiziyle tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Birleştirilen davada davacı ... İdaresi vekili; 353 ada 12 parsel sayılı taşınmaz malikleri olan ... kızı ..., ... oğlu ... ..., ... oğlu ..., ... kızı ... ile ... oğlu ...'un kim ve nerede olduğunun bilinmemesi nedeniyle İstanbul Defterdarlığının kayyım tayin edildiğini, taşınmazın aslının vakıf olduğunu, varissiz ölüm ya da gaiplik halinde taşınmazın vakfa intikali gerektiğini belirtip tapu maliklerinin gaipliklerine, tapu kaydının iptali ile ... Vakfı adına tespitine, 117.000 TL bedelin yasal faiziyle birlikte tahsiline ve taşınmazın Belediye lehine yol olarak terkinine karar verilmesini istemiştir.
II. CEVAP
Asıl ve birleştirilen davada davalı ... vekili; Kayyımın dava açma yetkisi olmadığını, Kamulaştırma Kanunu'nun 38 inci maddesinde göre 20 yıllık hak düşürücü sürenin geçtiğini, istenen bedelin fahiş olduğunu, tazminata karar verilmesi halinde el atılan yerin davalı İdare lehine tapuda terkinine karar verilmesi gerektiğini, taşınmaz için daha önce kamulaştırma bedeli ödendiğini belirterek davanın reddini savunmuştur.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemenin 29.09.2016 tarihli ve 2009/137 Esas, 2016/213 Karar sayılı kararı ile; taşınmaz maliklerinin gaip olduğu ve aslının vakıf olduğu gerekçesiyle asıl davanın reddine, birleştirilen davanın kabulüne karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı asıl davanın davacısı aynı zamanda birleştirilen davanın davalısı Kayyım vekili ile asıl ve birleştirilen davanın davalısı İstanbul Büyükşehir Belediyesi vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
B. Gerekçe ve Sonuç
İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesinin 19.04.2018 tarihli ve 2017/387 Esas, 2018/728 Karar sayılı kararı ile, kararın usul ve yasaya uygun olduğu gerekçesiyle istinaf başvurularının esastan reddine karar verilmiştir.
V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde asıl davanın davacısı aynı zamanda birleştirilen davanın davalısı Kayyım vekili ile asıl ve birleştirilen davanın davalısı İstanbul Büyükşehir Belediyesi vekili tarafından temyiz isteminde bulunulmuştur.
Dairenin 08.02.2021 tarihli ve 2019/5007 Esas, 2021/628 Karar sayılı kararıyla; çekişme konusu taşınmazın kadastro tespitine esas dayanak tapu kayıtları ile tedavüllerinin getirtilmesi, kayıt malikleri ve mirasçılarının kimliğinin tespitine ilişkin başkaca bilgi ve belge bulunup bulunmadığının sorulması, getirtilecek belgelerdeki verilerden yararlanmak suretiyle kayıt malikinin mirasçılarının bulunup bulunmadığının kolluk birimleri marifetiyle ve Nüfus Müdürlüğünden araştırılması, 5737 sayılı Yasa'nın 17 inci maddesindeki koşulların oluşup oluşmadığının değerlendirilmesi için karar bozulmuştur.
B. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar
İstanbul 28. Asliye Hukuk Mahkemesinin 14.07.2023 tarihli ve 2022/296 Esas, 2023/224 Karar sayılı kararı ile; yapılan araştırmalara rağmen kayıt maliklerine ulaşılamadığı, Vakıflar Kanunu'nun 17 inci maddesinin şartları oluştuğu gerekçesiyle asıl davanın reddine, birleştirilen davanın kabulü ile ... kızı ..., ... oğlu ... ..., ... oğlu ..., ... kızı ... ve ... oğlu ...'un gaipliklerine, taşınmazın ... Vakfı'na ait olduğunun tespitine, 117.000,00 TL kamulaştırmasız el atma tazminatının 09.01.2014 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, tapu kaydının iptali ile yol olarak terkinine karar verilmiştir.
VI. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde asıl davada davacı kayyım vekili, asıl ve birleştirilen davada davalı ... vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Asıl davada davacı kayyım vekili temyiz dilekçesinde; kayyım yasal hasım olup davanın reddi halinde aleyhine vekalet ücretine hükmedilmesinin doğru olmadığını, davanın kabulü ile yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini istemiştir.
Asıl ve birleştirilen davada davalı ... vekili temyiz dilekçesinde; kamulaştırmasız el atma davasının reddi gerektiğini, bilirkişi raporunun denetime elverişli olmadığını, vakıf yoluyla meydana geldiğinin belgelerle ispatı gerektiğini, Vakıflar Kanunu 30 uncu madde şartlarının oluşmadığını, emsal tespit edilmeden değer belirlendiğini, emsal taşınmazlarda imar parseli olup olmadığının sorulması gerektiğini, bedelin yüksek olduğunu belirterek kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Asıl dava, kamulaştırmasız el atma isteğine dayalı tazminat; birleştirilen dava, Vakıflar Kanunu'nun 17 inci maddesi uyarınca gaiplik, tespit ve tazminat istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
Mülga 2762 sayılı Kanun'un 27 ve 28 inci maddeleri, 5737 sayılı Kanun'un 17 nci maddesi.
3. Değerlendirme
Dava konusu, 353 ada 12 parsel sayılı 39 m2 miktarlı kargir dükkan nitelikli taşınmazın 62/360 payının ... kızı ..., 24/360 payının ... oğlu ... ..., 75/360 payının ve 62/360 payının ... oğlu ..., 137/1440 payının ... kızı ..., 411/1440 payının ... oğlu ... adına kayıtlı olduğu, taşınmazda “... Vakfına icareli” şerhi bulunduğu, İstanbul 1. Sulh Hukuk Mahkemesi 02.05.1990 tarihli ve 1990/160 Esas, 157 Karar (mülga 3. SHM 1989/194E) sayılı kararı ile dava konusu taşınmazın kayıt maliklerine İstanbul Defterdarının kayyım tayin edildiği, taşınmazın kadastro tespiti ile yarı payının tapu kaydı ve Üsküdar 04.03.1934 tarih 233-2170 sayılı veraset senedine göre ...’nin 20 sene evvel ölümü ile mirasçıları kendisinden önce ölen oğlu ... kızı ... (1297 doğumlu) ve ..., yine kendisinde önce ölen diğer oğlu ... beyin oğlu ... ...’nın kaldığı, ...’in de 1930 yılında ölümü ile eşi ...(1309 doğumlu ... ve ... kızı), kızı ... (1323 doğumlu)’nin mirasçı olduğu, diğer yarı payın tapu kaydına istinaden ... oğulları ... ve ... adlarına tespit edildiği, ... ile ...'un toplam 124/360 payını eşit şekilde 07.11.1934 tarihinde ...(1304) ve ...'ye sattığı, ... mirasçılarının intikal talepnamesinde tespit maliki ... oğlu ...'nin İstanbul 5. Asliye Hukuk Mahkemesinin 1954/597 Esas, 651 Karar sayılı `veraset ilamı ile eşi ..., çocukları ... ile ...'un kaldığı, ...'in mirası reddettiği, veraset ilamının ekli olduğu ve dosya içerisinde bulunan belgelerden ...'nin nüfus kaydının bulunduğu ve TC kimlik numarasına sahip olduğu, UYAP üzerinden alınan güncel nüfus kaydında ...’un evli olduğu, eşinin ... olduğu, ikisinin de ölüm kaydında “bilinmeyen” kaydı bulunduğu, İstanbul 9. Asliye Hukuk Mahkemesinin 23.08.1957 tarihli ve 1957/414 Esas, 876 Karar sayılı kararının davacıların ... mirasçıları eşi ... ile çocukları ... (namı diğer ...) ve ..., ... (kayıt maliki ...) mirasçıları çocukları ... ve Hatice İsmet, kayıt malikleri ..., ... ve ... olduğu, davalı ... aleyhine asıl davada dava dışı 353 ada 4 parselin birleştirilen davada dava konusu taşınmazın istimlak bedelinin artırılmasının talep edildiği, davacıların, dava konusu taşınmaza 42.900 lira değer biçildiği, asıl değerinin 81.900 lira olduğunu belirtip farkın faiziyle tahsilini talep ettikleri, kıymet takdirinin bir kısım davacılara 22.03.1957 tarihinde tebliğ edildiğinden diğerlerine edilemediğinden bahsedildiği, keşif sonucu 12 parselin m2 değerinin 1000 lira belirlendiği, istimlak bedelinin bankaya yatırıldığına ilişkin makbuz ibraz edilmediğinden şerh kararı verilmesi talebinin reddedildiği, iki parsel için toplam 66.400 lira istimlak bedelinin 20.920 lira tezyidi ile 87.320 liraya çıkarılmasına, faiz talebinin reddine, 20.920 lira bedelin tahsili ile davacılara payları oranında ödenmesine, taşınmazın tapu kaydının terkinine vakıf taviz bedelinin istimlak bedelinden ödenmesine karar verildiği, kesinleşme şerhi bulunmadığı, belirtilen dosyanın dosya arasında olmadığı, davalı Belediyenin 18.01.2020 tarihli yazı ekinde yer alan 09.11.2010 tarihli Defterdarlık Kayyım Büro Başkanlığına hitaben yazılan yazıda dava konusu taşınmazın istimlak bedelinin tahsili için 2. İcra Müdürlüğünün 1957/3964 sayılı dosyası ile takip yapıldığı, bedelin alacaklı namına bloke edildiği, o tarihte icra müdürü ... tarafından bankadan alınarak zimmetine geçirildiği, Hukuk İşleri Müdürlüğünden bedelin icra dosyasına tamamen ödendiğinin, bedel artırım davasında tescil kararı verildiğinden uzlaşmanın mümkün olmadığının bildirildiği, 16.07.1970 tarihli evrakta ise icra dosyasından paranın tahsil edildiğine ilişkin kayıt mevcut olmadığı, 28.07.1970 tarihli evrakta da istimlak bedelinin kısmen 02.06.1958 tarih 15999-557986 sayılı makbuz, 30.01.1959 tarih 54945-956932 sayılı makbuz karşılığında nakit ve 19000 lirasının 29.01.1959 tarih 77128 sayılı çek karşılığında takipli bulunduğunun belirtildiği, İstanbul 9. Asliye Hukuk Mahkemesi 02.03.2004 tarihli ve 2002/697 Esas, 2004/87 Karar sayılı kararı ile davalı ... tarafından kayyım aleyhine dava konusu taşınmazın 20 yıldan fazla zamandır yol olduğundan Kamulaştırma Kanunu'nun 38 inci maddesi gereği adına tescil istekli davanın belirtilen düzenlemenin Anayasa Mahkemesinde iptal edildiğinden bahisle reddine karar verildiği ve kararın 24.01.2005 kesinleştiği anlaşılmaktadır.
Hemen belirtilmelidir ki; bozma kararına uyan Mahkemenin bozma kararında belirtildiği şekilde işlem yapmak ve orada gösterilen doğrultuda hareket etmek zorunluluğu bulunmaktadır. Mahkemenin Yargıtayın bozma kararına uyması ile bozma kararı lehine olan taraf yararına bir usuli kazanılmış hak oluşur. Diğer taraftan Mahkemenin Yargıtay dairesince verilen bozma kararına uyması sonunda, kendisi için o kararda gösterilen şekilde inceleme ve araştırma yaparak yine o kararda belirtilen hukuki esaslar gereğince hüküm verme yükümlülüğü doğar. “Usuli kazanılmış hak” olarak tanımlayacağımız bu müessese Mahkemeye, hükmüne uyduğu Yargıtay bozma kararındaki esas çerçevesinde işlem yapma ve hüküm kurma zorunluluğu getirir. Bu hususun kamu düzeniyle ilgili olduğu da belirtilmelidir.
Somut olayda, Mahkemece bozma ilamına uyulmasına rağmen bozma ilamında belirtildiği şekilde kayıt maliklerinin mirasçıları bulunup bulunmadığı hususunda yeterli araştırma yapılmamış, sadece paydaşlardan ... ve ... hakkında kayıtların sorulduğu, diğer paydaşlar hakkında araştırma yapılmadığı anlaşılmaktadır.
Öte yandan, bozma ilamında kamulaştırma bedeline ilişkin değerlendirilme yapılmadığı, kararın eksik araştırma nedeniyle Vakıflar Kanunu'nun 17 maddesi yönünden kayıt maliklerinin tespitine ilişkin bozulduğu, davalı Belediyenin bedelin ödendiğine ilişkin savunmasının bozma kapmasında bulunmadığından incelenemeyeceğine ilişkin Mahkeme gerekçesinin yerinde olmadığı açıktır.
Bu itibarla, istimlak bedelinin artırılmasına ilişkin İstanbul 9. Asliye Hukuk Mahkemesinin 23.08.1957 tarihli ve 1957/414 Esas, 876 Karar sayılı dosyasının SEKA’ya mı gönderildiğinin, arşivde mi olduğunun dosya kapsamından anlaşılamadığı ve kararın kesinleşip kesinleşmediğinin tespit edilemediği gibi bedelin de kayıt maliklerine ödenip ödenmediği hususlarının açıklığa kavuşturulmadığı görülmüştür.
Hal böyle olunca; dava konusu taşınmaz paydaşlarının tespit tutanağı ve İstanbul 9. Asliye Hukuk Mahkemesinin 23.08.1957 tarihli ve 1957/414 Esas, 876 Karar sayılı kararın içeriğinden anlaşılan akrabalık ilişkileri de özellikle belirtilmek suretiyle kayıt maliklerinin mirasçılarının bulunup bulunmadığının İlçe Nüfus Müdürlüğünden ve Nüfus ve Vatandaşlık İşleri Genel Müdürlüğünden araştırılması, nüfus kaydı bulunan ... ve ...'nın ölüm kaydında ölüm araştırması yazılı iken güncel nüfus kaydında "bilinmeyen" şeklinde yazılı olduğundan anılanların ölü olup olmadıklarının belirlenmesi ve ... eşi ...’nın da araştırılması, İstanbul 9. Asliye Hukuk Mahkemesinin 23.08.1957 tarihli ve 1957/414 Esas, 876 Karar sayılı dosyasının bulunması ile dosya arasına alınması, bulunamaması halinde kesinleşme şerhli karar örneğinin temin edilmesi, belirtilen dosya kapsamında Tapu Müdürlüğü’ne terkin için bildirim yapılıp yapılmadığının sorulması, dava konusu yere ilişkin kamulaştırma kararı bulunup bulunmadığının araştırılması ve kayıt maliklerine kamulaştırma bedelinin ödenip ödenmediğinin tespit edilmesi, 5737 sayılı Kanun'un 17 inci maddesindeki koşulların oluşup oluşmadığı değerlendirilerek hasıl olacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, eksik araştırma ile yetinilerek yazılı şekilde karar verilmiş olması doğru değildir.
VII.KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Asıl davada davacı Kayyım vekili ile asıl ve birleştirilen davada davalı ... vekilinin temyiz itirazlarının değinilen yönler itibariyle kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının BOZULMASINA, bozma sebebine göre sair hususların şimdilik incelenmesine yer olmadığına,
Peşin alınan temyiz karar harçlarının istek hâlinde ilgililere iadesine,
Dosyanın Mahkemesine gönderilmesine,
07.05.2024 tarihinde karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.