"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/473 E., 2023/610 K.
HÜKÜM/KARAR : Ret/Esastan Ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : Safranbolu 1. Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2020/23 E., 2021/565 K.
Taraflar arasında kadastro öncesi hukuki nedene dayalı tapu iptali ve tespit davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.
Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; davacının Karabük ili .... ilçesi .... köyü 179 ada 9 parsel sayılı taşınmazın maliki olduğunu, davalı ... ve ...'in komşu 179 ada 13 parsel, diğer davalıların 179 ada 10 parsel sayılı taşınmazın maliki olduğunu, bu üç taşınmazdan geçen yolun kadastro çalışmaları sonucunda yol olarak tespit edilmediğini ileri sürerek dava dilekçesine ekli krokide (A)-(B)-(C) harfiyle gösterilen alanın yol olduğunun tespiti ile tapu ve kadastro kayıtlarının yola göre düzeltilerek, iptalini talep etmiştir.
II. CEVAP
1.Davalı ..., ... ve ... vekili cevap dilekçesinde; dava konusu edilen yerin hiçbir zaman yol olarak kullanılmadığını, davacının amacının dava konusu edilen kısmı kendi taşınmazına eklemek olduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur.
2.Davalı ... cevap dilekçesinde; taşınmazların sınırında herhangi bir değişiklik olmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; dinlenen tanık ve mahalli bilirkişi beyanları birlikte değerlendirildiğinde, dava konusu alanın 1968 yılında köye yapılan çeşmenin kullanımına kadar ihtiyaç için kullanılan su kuyusuna geçebilmek için köylü tarafından yürünerek geçilen yer olduğu, tüm tanık ve mahalli bilirkişilerin birbiriyle uyumlu beyanında 1968 yılında köye çeşme yapıldıktan sonra dava konusu alanın kullanım dışı kaldığı, zira yalnızca kuyu için ve orada tarlası olanların kullandığı bir alanken köye yapılan yol sonrası tarlası olanlar farklı bir yolu kullanırken su kuyusunun da işlevsiz kalması nedeniyle 40-50 yıllık uzun bir zamandır bu alanın köylü tarafından kullanılmadığı, yalnızca çevresinde taşınmazı olan dosya taraflarınca kullanıldığının anlaşıldığı, mahallinde yapılan keşifte davacının maliki olduğu 10 numaralı parsel ile davalıların maliki olduğu dava konusu diğer parsellerin sınırlarının kadastro tespitinde belirlendiği hali ile kullanımda olduğunun gözlemlendiği, davacının dava konusu alanın yol olarak bırakılmasında hukuki yararın bulunmadığı, zira çok uzun yıllardır yol vasfının da bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; davacının taşınmazına giden yolun kadastro tespitinde yer almaması nedeniyle davacının mağdur olduğunu, davacının su kuyusu kullanımının engellendiğini ileri sürerek İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; dava konusu edilen bölümlerin köy halkı tarafında kadimden beri ve halen kullanılan bir yol olmadığı, çevresinin şahıslara ait olan parsellerle çevrili olduğu ve yol olarak kullanımının mümkün olmadığı anlaşıldığından sübut bulmayan davanın reddi yönünde Mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle davacı vekilinin istinaf talebinin esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili temyiz dilekçesinde özetle, istinaf dilekçesindeki beyanlarını tekrar ederek Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava, kadastro öncesi hukuki nedene dayalı tapu iptali ve tespit istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 14. maddesi.
3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Kadastro sonucu, Karabük ili .... ilçesi .... köyü çalışma alanında bulunan 179 ada 9 parsel sayılı taşınmaz, irsen intikal, taksim ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle dava dışı .... ve ..... adlarına tespit ve tescil edilmiş, davacı tarafından 13.01.2020 tarihinde satın alınmış; kadastro sonucu aynı yer 179 ada 10 parsel sayılı taşınmaz ölü olduğu belirtilmek suretiyle davalıların murisi..... adına; aynı yer 179 ada 13 parsel sayılı taşınmaz davalı ... ve ... adına tespit ve tescil edilmiştir. Davacı, dava konusu taşınmazlardan yol geçtiğini ileri sürerek yol olduğunu iddia ettiği kısımların tapu kaydının iptalini talep etmiştir.
3.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Davacı vekilinin temyiz itirazlarının reddiyle Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370. maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı 157,75 TL bakiye onama harcının temyiz eden davacıdan alınmasına,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
01.10.2024 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.