Logo

1. Hukuk Dairesi2023/5747 E. 2024/5970 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Kadastro öncesi dönemde miras yoluyla intikal eden taşınmazlar üzerinde davalıların mülkiyet hakkını nasıl kazandığı ve davacıların miras paylarının bulunup bulunmadığı hususunda uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Mahkeme, taşınmazların davalılara geçiş şeklinin, mirasçılar arasında taksim yapılıp yapılmadığının, hibe ve zilyetlik gibi hususların yeterince araştırılmadığı ve bazı delillerin değerlendirilmediği gerekçesiyle yerel mahkeme kararının bozulmasına karar vermiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2021/1775 E., 2023/601 K.

HÜKÜM/KARAR : Ret / Esastan Ret

İLK DERECE MAHKEMESİ : Mudurnu Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2016/184 E., 2020/61 K.

Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil istekli davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.

Kararın davacılar vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacılar vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacılar; Bolu ili, .... ilçesi, .... köyü çalışma alanında bulunan 136 ada 79, 136 ada 88, 136 ada 95, 130 ada 5, 124 ada 16, 122 ada 7, 122 ada 5 parsel sayılı taşınmazların davalı ...; 128 ada 8, 128 ada 9, 117 ada 13, 116 ada 32 parsel sayılı taşınmazların davalı ...; 130 ada 6, 122 ada 6 parsel sayılı taşınmazların davalı ...; 136 ada 119, 136 ada 101, 136 ada 80, 129 ada 9, 130 ada 7, 122 ada 23, 122 ada 25, 122 ada 28, 122 ada 31, 123 ada 2, 119 ada 10, 119 ada 23, 118 ada 6, 113 ada 34, 113 ada 8, 111 ada 28 parsel sayılı taşınmazların davalı ... adına tespit edildiğini, dava konusu taşınmazların murisleri olan dedeleri ...'den intikalen gelen taşınmazlar olduğunu ve taşınmazlarda miras payları bulunduğunu ileri sürerek dava konusu taşınmazların davalılar adına olan tapu kayıtlarının iptali ile adlarına payları oranında tesciline karar verilmesini talep etmişlerdir.

II. CEVAP

Davalılar vekili; davalıların dava konusu taşınmazları 35-40 senedir kullandıklarını, muris ...’den intikal eden bir kısım taşınmazların davacıların babaları ...'in sağlığında taksim edildiğini ve ...'in 1967 senesinden itibaren İstanbul'da yaşadığını, taksim neticesinde kendisine verilen taşınmazları dahi kullanmadığını, kardeşi ...'in dava konusu taşınmazlardan birisine fındık diktiğini, davacılara babalarının taksimen kabul ettiği taşınmazların intikal ettiğini, mirasçılar arasında yapılmış rızai taksimin davacıları da bağladığını, dava konusu bir kısım ... ve ... adına tespit edilen taşınmazların ise haricen satın alındığını, bu taşınmazların muris ... ile bir ilgisinin bulunmadığını, bu taşınmazların 122 ada 5 ve 7 parseller, 136 ada 101, 130 ada 7, 129 ada 9, 123 ada 2, 122 ada 31, 122 ada 28, 119 ada 23, 119 ada 10, 118 ada 6, 113 ada 34 ve 111 ada 28 parseller olduğunu ve harici senetlerinin bulunduğunu belirterek davanın reddini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin tarih ve sayısı yukarıda belirtilen kararı ile; çekişmeli taşınmazların bir kısmının tarafların kök murisi ...’den miras yoluyla intikal ettiği, bir kısım taşınmazların da davacıların babası ... ile davalı ... ve diğer davalıların babası ... tarafından birlikte satın alındığı, davacıların babası ...'in 1970 yılında köyden ayrılarak çekişmeli taşınmazlarla ilgisini kestiği, bu tarihten sonra taşınmazları kullanmadığı, taraflar arasındaki taksim neticesinde davacıların murisi ...'e bir kısım yerlerin verildiği, bunlardan 101 ada 863 parsel sayılı taşınmazın davacıların babası ... ile birlikte ...'in diğer kardeşleri tarafından satın alınan yerlerden olduğu, paylaşım neticesinde bu yerin ...'in payına verildiği, 106 ada 20 ve 113 ada 1 parsel sayılı taşınmazların davacıların kök murisi ...'e ait iken davacıların babası ...'e intikal ettiği, kadastro tespitinde davacıların kardeşi ... adına tespit edildiği, davacıların ve davacıların murisi ...'in kadastro tespitinin yapıldığı 2006 yılından geriye doğru 20 yıllık sürede dava konusu taşınmazlarda şahsen ya da irsen zilyetliklerinin bulunmadığı, şartların oluşmadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davacılar vekili istinaf dilekçesinde özetle; dava konusu taşınmazların muris ...’den irsen intikal eden taşınmazlar olduğunu, zilyetlikten doğan zamanaşımı ile mülkiyetinin kazanılmasının mümkün olmadığını, taşınmazlara ilişkin taraflar arasında herhangi bir taksim sözleşmesi yapılmadığını, mirasçılar arasında zamanaşımı ile taşınmaz iktisabının mümkün olmadığını, taksim sözleşmesinin yazılı delille kanıtlanması gerektiğini, davacıların babasının taşınmazların bulunduğu köyden ayrıldığında muris ...’in sağ olduğunu, murisin sağ olduğu dönemde yapıldığı ileri sürülen taksimin de geçerli kabul edilemeyeceğini, murisin taksime konu edildiği iddia edilen taşınmazlara ilişkin fiili bir kullanımı olmadığını, diğer mirasçıların kullanımlarına da rızası bulunmadığını, dava dışı ...’ten satın alınan taşınmaza katkıda bulunmasına rağmen davacıların murisine bu taşınmazda pay verilmemesi üzerine köyden ayrıldığını, kararda taksim sonucu davacıların babasına isabet ettiği belirtilen 863 parsel sayılı taşınmazın 1969 yılında muris tarafından satıldığını, bu hususun tespit tutanağında da belirtildiğini, davacıların kardeşi adına tespit edilen taşınmazın ise muris ... tarafından hibe edildiğini, eksik inceleme ve hatalı değerlendirme ile karar verildiğini belirterek kararın kaldırılmasını ve davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin tarih ve sayısı yukarıda belirtilen kararı ile; dava konusu taşınmazların tarafların ortak murisi ...'den kaldığının sabit olduğu, ortak muris öldükten sonra davacı ile davalıların bir araya gelerek yerleri taksim ettikleri, taksim doğrultusunda yerleri kullandıkları, tespit tarihine kadar da fiilen bu şekilde davalıların kullandığı, taraflar arasında taksimin bozulmadığı gerekçesi ile davacıların istinaf isteğinin esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacılar vekili temyiz dilekçesinde, istinaf dilekçesindeki itirazlarını tekrar ederek kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Dava, kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 713/1. maddesi,

3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 14. maddesi.

3. Değerlendirme

Dosya içeriği ve toplanan delillerden; muris ...’in 1980 yılında öldüğü, geride davalı oğlu ..., 2004 yılında ölen oğlu ...’in çocukları davacılar .... ve dava dışı ... ile 2002 yılında ölen oğlu oğlu ...’nın çocukları davalılar ...,...,..., dava dışı ... ve ... ile 2013 yılında ölen kızı .....’in dava dışı çocukları ..., ..., ...n, ... ve ...’nın mirasçı olarak kaldığı; Bolu ili, ..... ilçesi, .... köyü çalışma alanında bulunan dava konusu 136 ada 79 ve 88 parsel sayılı taşınmazların senetsizden ...’e ait iken 1990 yılında ...’e hibe edildiği ve ...’nın da 1993 yılında taşınmazları davalı ...’e hibe ettiği; 136 ada 95 parsel sayılı taşınmazın senetsizden, 1977 yılına ait emlak beyannamesine göre muris ...’e ait iken muris tarafından 1979 yılında oğlu ...’e hibe edildiği ve ...’nın da 1999 yılında taşınmazı davalı ...’e hibe ettiği, 130 ada 5 parsel sayılı taşınmazın senetsizden, 1977 yılına ait emlak beyannamesine göre ...’e ait iken ...’nın 1995 yılında taşınmazı davalı ...’e hibe ettiği, 124 ada 16 parsel sayılı taşınmazın senetsizden, kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği ile davalı ...’ya ait iken ...’nın taşınmazı 1995 yılında davalı ...’e hibe ettiği, 122 ada 5 ve 7 parsel sayılı taşınmazların senetsizden, 1977 yılına ait emlak beyannamesine göre ...’e ait iken ...’nın 1998 yılında taşınmazları davalı ...’e hibe ettiğinden bahisle toplam 7 parça taşınmazın davalı ... adına; aynı yerde bulunan dava konusu 128 ada 8 ve 116 ada 32 parsel sayılı taşınmazların senetsizden, kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği ile, 128 ada 9 ve 117 ada 13 parsel sayılı taşınmazların senetsizden, 1977 yılına ait emlak beyannamesine göre ...’e ait iken ...’nın 1980 yılında taşınmazları davalı ...’ye hibe ettiğinden bahisle toplam 4 parça taşınmazın davalı ... adına; aynı yerde bulunan 130 ada 6 ve 122 ada 6 parsel sayılı taşınmazların 1977 yılına ait emlak beyannamesine göre ...’e ait iken ...’nın 1995 ve 1998 yıllarında taşınmazları davalı ...’ye hibe ettiği, dava konusu 136 ada 119 parsel sayılı taşınmazın ...’a ait iken 1993 yılında davalı ...’ye hibe edildiğinden bahisle toplam üç parça taşınmazın davalı ... adına; aynı yerde bulunan 136 ada 80 parsel sayılı taşınmazın...’e ait iken 1996 davalı ...’e hibe edildiği, 118 ada 6, 123 ada 2, 122 ada 25, 122 ada 28, 136 ada 101 ve 122 ada 23 parsel sayılı taşınmazların senetsizden, kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği ile, 113 ada 8, 122 ada 31, 129 ada 9 ve 130 ada 7 parsel sayılı taşınmazların senetsizden, 1977 yılına ait emlak beyannamesine göre ...’e ait iken ...’nın 1995 ve 1998 yıllarında taşınmazları davalı ...’a hibe ettiği, 119 ada 10 parsel sayılı taşınmazın senetsizden, 1977 yılına ait emlak beyannamesine göre muris ...’e ait iken muris tarafından 1985 yılında davalı ...’e hibe edildiği, 119 ada 23 parsel sayılı taşınmazın ... ...’ye ait iken 1985 yılında davalı ...’a hibe edildiğinden bahisle toplam 13 parça taşınmazın davalı ... adına tespit edildiği, tespitlerin 07.10.2006 tarihinde kesinleştiği, davalı ...’nin dava konusu 136 ada 119 parsel sayılı taşınmazı 30.06.2010 tarihinde davalı ...’a temlik ettiği anlaşılmaktadır.

Davacılar, dava konusu taşınmazların kök muris ...’den intikal ettiğini ve anılan taşınmazlarda miras payları bulunduğunu ileri sürerek eldeki davayı açmışlar; davalılar vekili ise dava konusu taşınmazların bir kısmının muris ...’den intikal etmediğini, bu taşınmazların dava dışı kişilerden haricen satın alındığını ve harici satış senetleri düzenlendiğini, muristen gelen taşınmazların ise taksim edildiğini, dava dışı 101 ada 863 parsel sayılı taşınmazın paylaşım neticesinde davacıların murisi ...'in payına verildiğini, 106 ada 20 ve 113 ada 1 parsel sayılı taşınmazların ise davacıların kök murisi ...'e ait iken davacıların kardeşi ... adına tespit edildiğini belirterek davanın reddini savunmuşlar, İlk Derece Mahkemesince davacıların ve davacıların murisi ...'in kadastro tespitinin yapıldığı 2006 yılından geriye doğru 20 yıllık sürede dava konusu taşınmazlarda şahsen ya da irsen zilyetliklerinin bulunmadığı, taksim sonucu davacı tarafa da taşınmaz verildiği gerekçesi ile davanın reddine; Bölge Adliye Mahkemesince ise dava konusu taşınmazların tarafların ortak murisi ...'den kaldığının sabit olduğu, ortak muris öldükten sonra davacı ile davalıların bir araya gelerek yerleri taksim ettikleri, taksim doğrultusunda yerleri kullandıkları gerekçesi ile davacıların istinaf istemlerinin reddine karar verilmiş ise de yapılan araştırma ve incelemenin hüküm kurmaya yeterli olduğunu söyleyebilme olanağı bulunmamaktadır.

Şöyle ki, dosyaya davalı tarafça sunulan harici senetlerin dava konusu taşınmazları kapsayıp kapsamadıkları, kadastro tutanaklarında geçen dava dışı kişilerden taşınmazların davalılar veya davalıların murisi ...’ya hibe edilip edilmedikleri, bu taşınmazların ... ve davalı ... ile birlikte davacıların murisi tarafından satın alınıp alınmadıkları, üçüncü kişilerden alındığı ileri sürülen taşınmazlar yönünden davalı ..., ve ... arasında yapılmış bir taksim bulunup bulunmadığı, bu taşınmazların kim tarafından ne şekilde kullanıldıkları; muris ...’den geldiği belirlenen taşınmazlar yönünden ise murisin bu taşınmazları hibe edip etmediği, bir başka ifade ile zilyetliklerini devredip devretmediği, devretmedi ise dava dışı kızı Saadet’i de dikkate alarak tüm mirasçıların dahil olduğu bir taksim yapılıp yapılmadığı hususları üzerinde durulmadan sonuca gidilmiştir.

Hal böyle olunca; yukarıda belirtilen hususların açıkça belirlenmesi, taşınmazların kimden ne şekilde davalılara geçtiği, muris ...’in 136 ada 95 ve 119 ada 10 parsel sayılı taşınmazları hibe edip etmediği, hibe etti ise davalıların taşınmazların zilyetliğini devralıp almadıkları, muristen geldiği saptanan dava konusu başka taşınmazlar olduğu belirlenir ise mirasçılar arasında yapılmış bir taksim bulunup bulunmadığı hususları açıkça saptanarak ve mahalli bilirkişiler ile tanıkların bu yönlere ilişkin beyanları arasındaki çelişki giderilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ile yetinilerek yazılı şekilde hüküm tesisi doğru olmadığı gibi, ... taraflarca tanık olarak bildirilmemesine rağmen Mahkemece re'sen dinlenerek sonuca gidilmesi de doğru değildir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

1. Davacılar vekilinin yerinde görülen temyiz itirazlarının kabulü ile temyiz olunan İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının ORTADAN KALDIRILMASINA,

2. İlk Derece Mahkemesi kararının BOZULMASINA,

Peşin alınan harcın istek hâlinde temyiz eden davacılara iadesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

04.11.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.

...