Logo

1. Hukuk Dairesi2023/5756 E. 2025/1253 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Kadastro öncesi tapu kaydına dayanarak tapu iptali ve tescil istenen taşınmazın davacıya ait olup olmadığına ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Davacı tarafından ibraz edilen tapu kaydının sabit hudutlu olmaması ve miktarı itibariyle geçerli olması, ayrıca mahkemenin dayanak tapunun dava konusu 113 ada 1 parsel sayılı taşınmazın bir kısmına uyduğu yönündeki kabulünde isabetsizlik bulunmaması, ancak taşınmazın kalan kısmı yönünden zilyetlikle kazanım şartlarının oluşmadığı gözetilerek yerel mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ:Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2020/76 E., 2023/47 K.

Mahkemece bozmaya uyularak verilen karar; davacılar vekili ve davalı Hazine temsilcisi tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vasisi; Tunceli ili, Pülümür ilçesi, ... köyü 113 ada 1 parsel sayılı taşınmazın tamamı ile 115 ada 1 parsel sayılı taşınmazın ekteki krokide (A) harfi ile gösterilen 9505,25 m²'lik kısmı ve (B) harfi ile gösterilen 4.416,62 m2'lik kısmının kendisine ait olduğunu, 113 ada 1 parsel sayılı taşınmazın öncesinde dört parça halinde olduğunu, taşınmaza ilişkin tapu kaydı bulunduğunu, akrabalarından da yer aldığını, 10.10.1974 tarihli ve 8 ve 14 sıra numaraları tapuların çekişme konusu taşınmaza ait olduğunu, 115 ada 1 parsel sayılı taşınmazın belirtilen kısımları yönünden de 10.10.1974 tarihli ve 12 sıra numaralı tapu kaydı olduğunu, dava konusu taşınmazlarda zilyetliği de bulunduğunu ileri sürerek tapu kayıtlarının iptali ile adına tesciline karar verilmesini istemiş, aşamada 08.01.2020 tarihinde ölümü üzerine mirasçıları davayı devam ettirmiştir.

II. CEVAP

Davalı Hazine, davanın reddini savunmuştur.

Davalı Köy Tüzel Kişiliği, davaya cevap vermemiştir.

III. MAHKEME KARARI

Mahkemenin 16.06.2015 tarihli ve 2015/5 Esas, 2016/44 Karar sayılı kararı ile; davanın kısmen kabulü ile çekişmeli 113 ada 1 parselin tapu kaydının iptali ile ekli krokide, (C) harfi ile gösterilen 19.483,32 metrekare, (D) harfi ile gösterilen 5.723,39 metrekare ve (E) harfi ile gösterilen 2.333,16 metrekare olmak üzere toplamda 27.539,87 metrekarelik bölümünün yeni bir parsel (son parsel numarası ile) numarası alarak davacı ... adına tapuya kayıt ve tesciline, (C), (D) ve (E) harfleriyle gösterilen alanlar çıktıktan sonra kalan kısımların yeniden Hazine adına tesciline, 115 ada 1 parsel sayılı mera özel sicilinde tespiti yapılan taşınmazın kaydının kısmen iptali ile ekli krokide (A) harfi ile gösterilen 6.304,69 metrekare alanın yeni bir parsel (son parsel numarası ile) numarası almak suretiyle davacı ... adına tapuya kayıt ve tesciline, ekli krokide (B) harfi ile 6.295,84 metrekare olarak gösterilen alanın ise taleple bağlı kalınarak 4.416,62 metrekare olarak davacı ... adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiştir.

IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

Mahkemenin 16.06.2015 tarihli kararının süresi içinde Hazine temsilcisi tarafından temyiz edilmesi üzerine Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesinin 09.07.2020 tarihli ve 2016/16447 Esas, 2020/2847 Karar sayılı kararı ile; 115 ada 1 parsel sayılı mera yönünden köy tüzel kişiliğinin davada yer almadığı ve taraf teşkili sağlanmadığı, ayrıca eksik araştırma ve hatalı değerlendirme yapıldığı gerekçeleriyle Mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Mahkemenin yukarıda tarihi ve sayısı belirtilen kararı ile; bozma kararına uyularak yapılan yargılama sonucunda dava konusu 115 ada 1 parsel sayılı taşınmaz yönünden davacı tarafın dayandığı ve zemine uygun bulunan bir tapu kaydının mevcut olmadığı, jeodezi teknik bilirkişi raporunda da imar-ihya olgusunun ispatlanamadığının belirtildiği, bu taşınmaz yönünden iddianın ispatlanamadığı, 113 ada 1 parsel sayılı taşınmaz yönünden ise davacı tarafın dayandığı cilt no:50, sahife no:76, sıra no:8, 10.10.1974 tarihli tapu kaydının dava konusu edilen alanın bir bölümüne uyduğu, alınan jeodezi bilirkişi raporunda 113 ada 1 parsel sayılı taşınmazın tamamının 1952 yılından 1983 yılına kadar 30 yılı aşkın bir sürede taşınmazın imar-ihyasının yapılmış olduğunun belirtildiği, 1983 yılı sonrasında ilçede yoğun olarak yaşanan terör faaliyetleri nedeniyle zilyetliğin kesilmesinin iradi olmadığı, bu nedenlerle kadastro tespit tarihi olan 2012 yılından önce davacılar adına zilyetlikle mülkiyet iktisabının şartlarının oluştuğu gerekçesiyle 115 ada 1 parsel sayılı taşınmaz yönünden davanın reddine, 113 ada 1 parsel sayılı taşınmaz yönünden davanın kabulüne karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Sebepleri

1. Davacılar vekili temyiz dilekçesinde özetle:

115 ada 1 parsel sayılı taşınmazın dava konusu yapılan kısmı için bozma öncesinde keşif yapıldığını, dinlenen mahalli bilirkişi ve tanıkların dosyada yer alan tapu kayıtlarının sınırlarının bu taşınmaza uyduğunu bildirdiği ve lehlerine hüküm tesis edildiğini, bozma sonrası tapu kayıtlarının uymadığına dair teknik bilirkişi raporuna itibar edildiğini, terditli olarak zilyetliğe de dayanmalarına rağmen zilyetliğe ilişkin beyanlara ve 1952 yılı hava fotoğraflarında tarımsal faaliyette bulunulduğuna dair tespitlere itibar edilmediğini, dava konusu taşınmazların müvekkillerinin murisine ait olduğunu, taşınmazlara ilişkin tapu kayıtlarının dosyaya yargılama aşamasında sunulduğunu ve kayıtların taşınmazlara uyduğunu, tapu kayıtlarının bir an için dava konusu taşınmazlara uymadığı kabul edilse dahi taşınmazların müvekkillerin murisi tarafından asli zilyetlikle kullanıldığını ileri sürerek kararın anılan taşınmaz yönünden bozulmasını istemiştir.

2. Davalı Hazine temsilcisi temyiz dilekçesinde özetle:

Davanın tamamen reddedilmesi gerektiğini, taşınmazların Devletin hüküm ve tasarrufu altındaki yerlerden olduğunu, imar-ihyanın söz konusu olmadığını ve taşınmazların uzun yıllardır kullanılmadığını ileri sürerek kararın 113 ada 1 parsel sayılı taşınmaz yönünden bozulmasını istemiştir.

B. Değerlendirme ve Gerekçe

Dava, kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.

Temyiz olunan nihai kararların bozulması 6100 sayılı HMK'nın geçici 3/2 hükmünün yollamasıyla uygulanması gereken 1086 sayılı HUMK'un 428. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

Hemen belirtilmelidir ki, dosya içeriğine, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına ve bozma kararı uyarınca işlem yapılmasına göre davacılar vekilinin tüm temyiz itirazlarının reddine.

Davalı Hazine temsilcisinin temyiz itirazlarının incelenmesine gelince;

Somut olayda, davacının dayandığı 10.10.1974 tarihli ve 8 numaralı tapunun sabit hudutlu olmadığı, bu nedenle miktarı itibariyle geçerli olacağı hususunda bir şüphe bulunmadığı gibi Mahkemece dayanak tapunun dava konusu 113 ada 1 parsel sayılı taşınmazın bir kısmına uyduğu yönündeki kabulünde de bir isabetsizlik bulunmamaktadır. Ne var ki, Mahkemece 113 ada 1 parsel sayılı taşınmazın dayanak 10.10.1974 tarihli ve 8 numaralı tapunun 6.430,70 m2 yüz ölçümü dışında kalan kısmı yönünden zilyetlikle kazanım şartlarının oluştuğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiş olması doğru değildir.

Şöyle ki, dosyada yer alan hava fotoğrafları üzerinden yapılan bilirkişi incelemesinde 1952, 1973 ve 1983 yıllarında kullanım olduğu, sonrasında taşınmazda bir kullanım olmadığı kanaatine varıldığı, nitekim ziraat bilirkişi raporunda da taşınmazın uzun yıllardır kullanılmadığının bildirildiği, dosya kapsamından davacı ...’nin ekonomik nedenlerle yurt dışına yaşamaya gittiğinin ve zilyetliği terkinin iradi olduğunun anlaşıldığı, ayrıca taşınmazın davacı ...’nin gitmesinden sonra kullanılmadığı da gözetildiğinde zilyetlikle kazanım şartlarının oluştuğundan söz edilemeyeceği anlaşılmıştır.

Hal böyle olunca; davacının 113 ada 1 parsel sayılı taşınmaza yönelik talebinin 10.10.1974 tarihli ve 8 numaralı tapunun sabit noktalarından başlanılarak miktarı kadar yer belirlenmesi suretiyle kabulüne, taşınmazın kalan kısmı yönünden zilyetlikle kazanım şartları oluşmadığı dikkate alınarak davanın reddine karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde hüküm kurulmuş olması isabetsizdir.

Kabule göre de, Mahkemenin 16.06.2015 tarihli kararında 113 ada 1 parsel sayılı taşınmazın toplamda 27.539,87 metrekarelik bölümü yönünden kabul kararı verildiği, anılan kararın sadece Hazine tarafından temyiz edildiği, davalı Hazine lehine usuli kazanılmış hak oluştuğu göz ardı edilerek bozma kararı sonrası 113 ada 1 parsel sayılı taşınmazın tamamının iptaline ve davacılar adına tesciline karar verilmiş olması da doğru değildir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Davacılar vekilinin temyiz itirazlarının reddine,

Davalı Hazine temsilcisinin değinilen yön itibariyle yerinde görülen temyiz itirazının kabulüyle, hükmün açıklanan nedenlerden ötürü 6100 sayılı Yasa'nın geçici 3. maddesi yollaması ile 1086 sayılı HUMK'un 428. maddesi gereğince BOZULMASINA,

Peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacılara iadesine,

Temyiz eden davalı Hazine harçtan muaf bulunduğundan bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,

Dosyanın Pülümür Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine,

6100 sayılı Kanun'un geçici 3. maddesi atfıyla 1086 sayılı Kanun'un 440/III-1 hükmü gereğince karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere,

10.03.2025 tarihinde oy birliği ile karar verildi.