"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2013/117 E., 2019/61 K.
Mahkemece, bozma kararına uyularak yapılan yargılama sonunda, davanın reddine ilişkin olarak verilen karar davacılar vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikler yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı ...; Erzincan ili, Kemah ilçesi, Hakbilir köyünde bulunan 121 ada 2 parsel sayılı taşınmazın Özel İdare Müdürlüğünün 141 tahrir nolu, 20/2 cilt ve 20 sayfa nolu, 1938 tarihli kayıtlarında yer alıp ceddinden intikalen ve taksimen kendisine kaldığını, 1950 yılından itibaren taşınmazı nizasız fasılasız malik sıfatı ile zilyetliğinde bulundurduğunu ancak kadastro çalışmaları sonucu taşınmazın hatalı şekilde davalı Hazine adına tespit ve tescil edildiğini ileri sürerek tapu kaydının iptali ile adına tesciline karar verilmesini istemiş; aşamada Mart 326 D tarih ve 3 sıra numaralı tapu kaydına da dayanmış; yargılama sırasında ölümü üzerine davayı mirasçıları takip etmiştir. Bozmadan sonra davacılar vekili 22.11.2017 tarihli dilekçesi ile; dava konusu taşınmazın hatalı şekilde 121 ada 2 parsel olarak bildirildiğini, keşif sırasında dava konusu edilen yerin 120 ada 8 parsel olduğunun anlaşıldığını belirtmiştir.
II. CEVAP
Davalı Hazine vekili; davacının dayandığı vergi kaydında belirtilen taşınmaz ile dava konusu taşınmazın farklı köylerde yer almaları nedeniyle aynı taşınmazlar olmadığını belirtip davanın reddini savunmuştur.
III. MAHKEME KARARI
Mahkemece, davacı ...'ın dayandığı 141 tahrir nolu, 20/2 cilt ve 20 sayfa nolu, 1938 tarihli vergi kaydının dava konusu taşınmazı kapsamadığı, 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 14. maddesinde öngörülen koşulların davacı yararına oluşmadığı gerekçeleriyle davanın reddine karar verilmiştir.
IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
Mahkeme kararına karşı süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz isteminde bulunulması üzerine Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesinin 07.03.2013 tarihli ve 2013/915 Esas, 2013/1842 Karar sayılı kararıyla; davacı vekilinin sair temyiz itirazlarının yerinde olmadığı, ancak davacı yargılama sırasında tapu kaydına da dayanmasına rağmen, dayanağını oluşturan tapu kaydının yöntemince mahalline uygulanmadığı, tapu maliki ile davacı arasındaki akdi veya irsi ilişkinin araştırılmadığı, eksik araştırma, inceleme ve uygulama ile karar verilemeyeceği hususlarına değinilerek karar bozulmuş, bozmaya uyularak yapılan yargılama neticesinde davacı vekilinin maddi hatanın düzeltilmesi talebinin kabulüyle davaya 120 ada 8 parsel sayılı taşınmaz üzerinden devam edilmiş, Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; davacıların taşınmaza çekişmesiz ve aralıksız 20 yıldan fazla bir süredir malik sıfatıyla zilyet olduklarını ispatlayamadıkları, 3042 sayılı Kadastro Kanunu'nun 14. maddesinde öngörülen koşulların davacılar yararına gerçekleşmediği, davacı tarafça dayanılan tapu kaydının dava konusu taşınmaza uymadığı gerekçeleriyle davanın reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Sebepleri
Davacılar vekili temyiz dilekçesinde; dayandıkları tapu kaydında adı geçen malikin davacı ...'in babası olduğunu, kaydın keşifte tespit ettirilen mevkiyi doğruladığı ve taşınmazın sınırlarını gösteren başka bir yer olmadığı halde Mahkemenin kaydı dikkate almamasının ve ret gerekçesinin hukuka aykırı olduğunu, tapu kaydına itibar edilmemesi durumunda zilyetliğe dayalı tapu iptali ve tescil kararı verilmesi gerekirken bu hususta gerekçesiz ret kararı verilmesinin de hukuka aykırı olduğunu belirtip kararın bozulmasını istemiştir.
B. Değerlendirme ve Gerekçe
Dava, kadastro öncesi hukuki nedene dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir.
Temyiz olunan nihai kararların bozulması, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (HMK) geçici 3/2. maddesinin yollamasıyla 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun (HUMK) 428. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı halinde mümkündür.
02.06.2006 tarihinde kesinleşen kadastro sonucu Erzincan ili, Kemah ilçesi, Hakbilir köyü çalışma alanında kalan 120 ada 8 parsel sayılı taşınmaz (6.942,42 metrekare, susuz tarla) Devletin hüküm ve tasarrufu altındaki yerlerden olması nedeniyle Hazine adına tespit ve tescil edilmiştir. Davacı ...; vergi kaydına, kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine, miras yoluyla gelen hakka ve paylaşmaya dayanarak dava açmış; yargılama sırasında tapu kaydına da dayanmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir.
Temyizen incelenen Mahkeme kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı anlaşılmakla; temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Davacılar vekilinin yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanun ve bozma kararının gerekçelerine uygun olan kararın ONANMASINA,Aşağıda yazılı 345,55 TL bakiye onama harcının temyiz eden davacılardan alınmasına,Dosyanın Kemah Sulh Hukuk Mahkemesine gönderilmesine,1086 sayılı HUMK'un 440/III-2. maddesi uyarınca karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere,
20.01.2025 tarihinde oy birliği ile karar verildi.