"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/1120 E., 2023/1389 K.
İLK DERECE MAHKEMESİ : Bakırköy 9. Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2019/68 E., 2022/15 K.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı ... hariç davalılar vekilleri tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı dava dilekçesinde; ticaretle uğraştığını, ekonomik olarak sıkıntıda olduğu bir dönemde kendisine finansal kaynak sağlaması için davalı ... ile tanıştırıldığını, finansman görüşmelerinde kullanması için ...’ı vekil tayin ettiğini, ...’ın diğer davalılarla iş ve eylem birliği içerisinde hareket ederek 293 ada 9 parsel sayılı taşınmazdaki C blok 9 numaralı bağımsız bölümünün muvazaalı temliklerle elinden alınmasını sağladığını, kendisine bedel ödenmediğini, vekil ...’ın taşınmazı önce davalı ...’e devrettiğini, ...’in kısa süre sonra taşınmazı davalı ...’e temlik ettiğini, ...in de yine kısa bir süre sonra taşınmazı davalı ...’e devrettiğini, ...’in ...in çalışanı olduğunu, taşınmazı alım güçlerinin bulunmadığını, ...’in oğlu ...’in... ile aynı ofisi kullandıklarını, gayri resmi ticari ilişkileri olduğunu, yapılan muvazaalı devirlerde bedellerin çok düşük olduğunu, taşınmazda kendisinin ikamet ettiğini, taşınmazı alanların hiçbirinin taşınmazı görmeye gelmediğini, taşınmazın takyidatlı olarak el değiştirmesinin hayatın olağan akışına aykırı olduğunu ileri sürerek tapu kaydının iptali ile adına tesciline karar verilmesini istemiştir.
II. CEVAP
Davalı ...; vekalet görevinin kötüye kullanılmış olduğunu bilecek durumda olmadığını, davalı ... adına davacının düzenlediği geçerli vekaletname ile işlem yapıldığını, iyi niyetli üçüncü kişi olduğunu, iddiaların soyut olduğunu, satış yetkisi içeren vekaletnamenin ne şekilde finansman sağlayacağının açıklanmadığını, davacının vekaletname ile taşınmazının satışını gerçekleştirdiğini, sonrasında da eldeki davayı açtığını, kötüniyetin ispatlanamadığını, şirketi olduğunu ve taşınmazı alacak ekonomik gücü bulunduğunu, taşımazı tapuda yazan fiyattan aldığını, zarar etmeden kar ederek sattığını, bedelin tapuda vekile ödendiğini, vekilin davacıya ödeme yapıp yapmadığı hususunun kendisini ilgilendirmediğini, vekilin vekalet görevinin kötüye kullandığını bilmediği için işlemin geçerli olduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur.
Davalı ...; davacının iddialarının çelişkili olduğunu, vekaletname ile ne şekilde finansman sağlanacağı hususunun açık olmadığını, taşınmaz satış yetkisi de verilen vekaletnamenin neden verildiğinin anlaşılmadığını, taşınmazı davalı ...’den yatırım amaçlı olarak aldığını ve parasını ödediğini, taşınmazı almadan önce uydudan görüntülerine baktığını ve taşınmazın bulunduğu bölgedeki emlakçılarla görüşerek dairenin kazanç sağlayıp sağlamayacağını araştırdığını, davalı ... ile birlikte çalışmadıklarını, diğer davalılarla danışıklı bir eylemi olmadığını, ... ya da oğlu ile aynı ofisi paylaşmadıklarını, TMK’nın 1023. maddesi uyarınca iyi niyetli olduğunu, taşınmazı borçlarına kısmen mahsup edilmek üzere davalı ...’e sattığını, ekonomide küçülme olduğu için bir takım kaygılarla taşınmazı devrettiğini, kendisi yönünden davanın husumetten reddi kararı verilmesi gerektiğini belirterek davanın reddini savunmuştur.
Davalı ...; dava konusu taşınmazın öncesini bilmediğini, taşınmazı diğer davalı ...’ten taşınmazdaki takyidatlar değerlendirilerek alacağına mahsuben ve yatırım amacıyla satın aldığını, muvazaa iddiasının doğru olmadığını, taşınmazın birden fazla el değiştirmesinin muvazaa olduğu anlamına gelmediğini, taşınmazı tapuya güvenerek aldığını ve iyi niyetli üçüncü kişi olduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarihi ve sayısı belirtilen kararı ile; satış tarihindeki taşınmazın üzerindeki borç yükü ile satış fiyatı toplanıldığında dahi taşınmazın gerçek değeri ile arasında fahiş fark olduğu, bir kısım davalılar tanıklarının ifadelerinin soyut nitelikte olduğu, tüm davalılar arasında yakın iş birliği ve ticari ilişki olduğunun tanık beyanları ile sabit olduğu, taşınmazın davalılar arasında 14-15 gün arayla devirlerinin yapıldığı, vekil ... ve diğer davalılar arasında çok yakın ilişki olduğu, birbirlerini tanıdıkları, aynı sektörde çalıştıkları için iyi niyet iddialarının yerinde olmadığı ve davalılar arasındaki satışın muvazaalı olduğu, vekilin dava konusu taşınmazı gerçek değerinin çok altında bir rakam ile davalı ...'e sattığı ve bu haliyle vekalet görevini kötüye kullandığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı ... hariç davalılar vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuş, İlk Derece Mahkemesinin 19.04.2022 tarihli ek kararı ile davalı ...’in istinaf başvurusundan vazgeçmiş sayılmasına karar verilmiş, Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davacı tarafından davalı ...’a taşınmaz satış ve ipotek işlemi yapabilme yetkisinin de dahil olduğu vekaletname verildiği, vekaletnameye istinaden davalı ...'e taşınmazın satıldığı, davalı ... tarafından satış bedelinin davalı vekile ya da davacı malike ödendiğine dair ispata yarar belge sunulmadığı gibi diğer davalıların birbirlerini uzun süredir tanıdıkları hususunun tanık beyanlarıyla sabit olduğu, buna göre yapılan satış işleminin akıbetini bilebilecek yakınlıkta oldukları, davalılar arasında gerçek bir satış yapıldığınıın ve ödeme iddiasının HMK’nın 200. maddesi kapsamında ispat edilemediği gerekçesiyle başvuruların esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Sebepleri
1. Davalı ... vekili temyiz dilekçesinde özetle:
a. İlk Derece Mahkemesi tarafından iyi niyetli olunmadığına ilişkin tespitin soyut ve haksız olduğunu,
b. Müvekkilinin ticaretle uğraşması sebebiyle aynı sektördeki kişileri tanımasının olağan olduğunu, müvekkilinin iyi niyetli üçüncü kişi olduğunu,
c. Davacının iddia ettiği hususları ve müvekkilinin kötüniyetini ispat edemediğini, müvekkilinin taşınmazı kısa sürede satma sebebinin borçlarını kapatmak olduğunu,
d. Müvekkilinin esnaflık yapması sebebiyle banka hesabına farklı zamanlarda para giriş çıkışı olduğunu, hesap hareketlerinin Mahkemece dikkate alınmadığını, söz konusu taşınmazın rayiç bedel üzerinden satın alındığını ve müvekkilinin ödeme gücü olduğunu,
e. Hukuki değerlendirmenin hatalı ve eksik olduğunu ileri sürerek kararın bozulmasını istemiştir.
2. Davalı ... vekili temyiz dilekçesinde özetle:
a. İspat yükünün davacı tarafta olduğunu ve davanın ispatlanamadığını,
b. Bedel düşüklüğünün muvazaanın kanıtı olmadığını, varsayımsal gerekçelerle karar verildiğini,
c. Davacı tanığı ...’ın vekil ile davacının birlikte hareket ettiklerini beyan ettiğini, bunun değerlendirilmediğini,
d. Müvekkilinden önce gerçekleşen temlikleri müvekkilinin bilmesinin mümkün olmadığını, ceza soruşturmasının sonucunun beklenilmemesinin de hatalı olduğunu ileri sürerek kararın bozulmasını istemiştir.
3. Davalı ... vekili temyiz dilekçesinde özetle:
a. Mahkemece soyut ve çelişkili beyanlara itibar edildiğini,
b. Davacı yanın kendisine her hangi bir bedel ödenmediğini savunmuş ise de işlemin Tapu Müdürlüğünde gerçekleştirildiğini,
c. Vekalet sözleşmesinde müvekkili taraf olmadığından tapu kayıtlarına güven esasınca iyi niyetli üçüncü kişi olduğunu,
d. Satış bedelinin vekalet veren davacıya verilip verilmemesi hususunun tamamen vekil ile davacı arasında olduğunu, özel vekaletname ile işlem yapıldığını, davacının iddialarını kanıtlayamadığını,
e. Davalının taşınmazı satın alma gücü olduğunu, davacıya ödenmiş bir para olmadığına ilişkin iddiaların muhatabının müvekkili olmadığını,
f. Taşınmaz bedelinin üzerindeki takyidatlar incelenmeden tespitinin yapıldığını, değer tespitinin eksik inceleme sonucu ortaya konulduğunu,
g. Davacının davasının hukuki yarar yokluğu nedeniyle reddi gerektiğini,
h. İyi niyetli üçüncü kişi olduğunu, husumetten davanın reddi gerektiğini,
ı. Taşınmazı alacak ekonomik gücü olduğunu, yeniden bilirkişi raporu alınması gerektiğini, eksik inceleme ile karar verildiğini, gerekçenin varsayımsal olduğunu ileri sürerek kararın bozulmasını istemiştir.
B. Değerlendirme ve Gerekçe
Dava, vekalet görevinin kötüye kullanılması hukuki nedenine dayalı tapu iptali ile tescil istemine ilişkindir.
Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (HMK) 371. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Dosya içeriğinden; davacı ...’ın Beyoğlu ..... Noterliğinin 26.07.2018 tarihli ve.... yevmiye numaralı vekaletnamesi ile dava konusu 293 ada 9 parsel sayılı taşınmazdaki C blok 2 numaralı bağımsız bölümün satış yetkisini de içerir şekilde davalı ...’ı vekil tayin ettiği, ...’ın anılan vekaletname ile taşınmazı 31.07.2018 tarihinde davalı ...’e 425.000,00 TL bedelle temlik ettiği, ...’in de taşınmazı 14.08.2018 tarihinde davalı ...’e 430.000,00 TL bedelle devrettiği, ...in de taşınmazı 29.08.2018 tarihinde davalı ...’e 430.000,00 TL bedelle temlik ettiği görülmüştür.
Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı ... hariç davalılar vekillerinin temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Davalı ... dışındaki davalılar vekillerinin temyiz itirazlarının reddi ile temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının HMK’nın 370/1 hükmü uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı 156.843,15 TL bakiye onama harcının temyiz eden davalı ...'den, 117.564,90 TL bakiye onama harcının temyiz eden davalı ...'den, 117.564,15 TL bakiye onama harcının temyiz eden davalı ...'ten alınmasına,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
09.12.2024 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.